bugün
- cinlerin musallat olma sebepleri14
- kur koruma ne demek10
- kadının kocasına ismi ile seslenmesi mekruhtur18
- icardi190519
- ellerim bos gonlum hos9
- ali koç10
- gavsın 4 büyük meleğin özelliklerini taşıması9
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak14
- irem derici'nin erkek sevdası13
- gideon reid morgan jj29
- jose mourinho20
- küresel ıkınmanın yahudi olması gerçeği14
- islam10
- en ilginç bilgiler15
- meral akşener14
- bir insanın sizi sevmediğini nasıl anlarsınız12
- ctrlx ile adana sokaklarında gece vakti gezmek9
- anın görüntüsü16
- üstteki yazar hakkında fikrini söyle13
- allah'ın bizi yobazlarla imtihan ettiği gerçeği16
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı9
- saraca silsüpüroğlu14
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi36
- mustafa kemal atatürk8
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak11
- herkesle iyi geçinmek12
- savaştaki ülkelerden daha fazla enflasyon olması15
- amerikan film klişeleri9
- namaz kılmayan türk değildir17
- esma bint mervan15
- fenerbahçe11
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi11
- aziz yıldırım ve ali koç'un canlı yayına çıkması43
- dursun özbek'in aziz yıldırım'a verdiği ayar9
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi16
- maca sekiz8
- erkek erkeği siker mi15
- yazarların bira içme rekorları13
- bik bik'in gece kapısına gidip serenat yapmak14
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu26
- aziz yıldırım12
- bir hafızın ateiste karşı müthiş açıklamaları9
- 9 haziran 2024 fenerbahçe başkan seçimi11
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması16
- akp nin iktidardan düştüğü gün13
- sözlükten hatun kaldırmak8
- iskilipli atıf hoca8
- ali koç ve aziz yıldırım başkanlık seçimi8
- giden gider9
- kemalist rejimin astığı hocalar8
entry'ler (143)
şu ana kadar kullandığım en iyi virüs programıdır. total security versiyonunu alırsanız içinde virüs taramadan internet korumasına, internet korumasından önemli dosyalarınızı saklayabileceğiniz kasa sistemine kadar bir sürü özelliği var. bilgisayarı kasma olayında benim fark ettiğim durum eğer bilgisayarınız nispeten eskiyse özellikle güncelleme yaparken kasması. bi 5 dk bilgisayarı ellemiyeceksiniz, sonra düzeliyor. ama yeni bir bilgisayarınız varsa arka planda takılıyor kendisi.
bunlara ilaveten bir de müşteri hizmetleriyle 2 3 sene kadar önce yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. ilk olarak kullandığım e-mail hesabım hotmail idi. sonradan tabii ki outlook'a çevirdiler ve benim mail de değişti. eski mailime gelen maillere ulaşamadığım için de adamların yolladığı "eğer siteden üyeliği iptal etmezsen 7 gün sonra üyeliğin otomatik olarak yenilenecek" mailini görmedim. programın süresi bitince de yeni versiyonunu internetten yine satın aldım. sonra bir baktım ki eskisi yenilenmiş, totalde iki tane virüs programım olmuş.
yazdım hemen adamlara. dedim ki "ben manyak mıyım kardeş 2 tane virüs programı alayım" diye durumu anlattım ve iade talep ettim. karşımdaki mailleştiğim kibar müşteri temsilcisi de kısa sürede mailime döndükten sonra iadenin mümkün olmadığını ama benim müşterileri olarak kalmamı istediklerini belirtti. ayrıca da eğer kalırsam o diğer kendi kendine yenilenen virüs programının 1 senelik süresini yeni aldığıma ekleyip sonraki sene de bedava olarak programın yeni sürümüne geçme imkanı verip üstüne de bir 10 aylık daha ek virüs programı süresi verebileceğini belirtti. ben de "allah sizden razı olsun, tuttuğunuz altın olsun" dedim tabii ki. yani anlayacağınız adamlardaki müşteri memnuniyeti olayı da öyle böyle değil. vallaha çok memnunum.
bunlara ilaveten bir de müşteri hizmetleriyle 2 3 sene kadar önce yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. ilk olarak kullandığım e-mail hesabım hotmail idi. sonradan tabii ki outlook'a çevirdiler ve benim mail de değişti. eski mailime gelen maillere ulaşamadığım için de adamların yolladığı "eğer siteden üyeliği iptal etmezsen 7 gün sonra üyeliğin otomatik olarak yenilenecek" mailini görmedim. programın süresi bitince de yeni versiyonunu internetten yine satın aldım. sonra bir baktım ki eskisi yenilenmiş, totalde iki tane virüs programım olmuş.
yazdım hemen adamlara. dedim ki "ben manyak mıyım kardeş 2 tane virüs programı alayım" diye durumu anlattım ve iade talep ettim. karşımdaki mailleştiğim kibar müşteri temsilcisi de kısa sürede mailime döndükten sonra iadenin mümkün olmadığını ama benim müşterileri olarak kalmamı istediklerini belirtti. ayrıca da eğer kalırsam o diğer kendi kendine yenilenen virüs programının 1 senelik süresini yeni aldığıma ekleyip sonraki sene de bedava olarak programın yeni sürümüne geçme imkanı verip üstüne de bir 10 aylık daha ek virüs programı süresi verebileceğini belirtti. ben de "allah sizden razı olsun, tuttuğunuz altın olsun" dedim tabii ki. yani anlayacağınız adamlardaki müşteri memnuniyeti olayı da öyle böyle değil. vallaha çok memnunum.
değer vermekle tapmak arasındaki ayrıma dikkat çekmek istediğim başlık. herhangi bir kişiye, bu kişi arkadaşınız da olabilir, tapıyormuş gibi sürekli kişiliğinizden ödün verirseniz, sürekli fedakarlık yaparsanız bu kişiye kendinizi bu şekilde tanıtmış olursunuz ve bu sizin "varsayılan" haliniz olur. bir insan olarak tabii ki bunları sürekli yapamazsınız ve bir süre sonunda yorulur ve karşılık beklersiniz. karşılık gelmezse de "yaranamadım" olur. çoğu insan bunu farkında olmadan suistimal eder ve suistimal etmemek için bu yapılanların iyilik/fedakarlık olduğunu bilmesi gerekir. en başta siz kendi kişisel kurallarınızı sürekli çiğneyip kendinize saygı göstermezseniz kimse de size saygı göstermez.
kadın-erkek ilişkisinde ise, erkek kendini "iğdiş edilmiş" gibi bir hale getirmemeli. unutmayın ki karşı cinsi size çeken bir çok özelliğiniz olduğu gibi bu özelliklerin en temelinde erkek oluşunuz yatıyor. kadının yanında onun çocuğuymuş gibi bir hale gelirseniz ilgisini kaybedecektir.
kadın-erkek ilişkisinde ise, erkek kendini "iğdiş edilmiş" gibi bir hale getirmemeli. unutmayın ki karşı cinsi size çeken bir çok özelliğiniz olduğu gibi bu özelliklerin en temelinde erkek oluşunuz yatıyor. kadının yanında onun çocuğuymuş gibi bir hale gelirseniz ilgisini kaybedecektir.
uzunca bir zaman "herhalde okumuş, aklı başında bir kadın böyle bir şey istemez" diye düşündükten sonra bu profilde bir kadından duyduğum erkek tipidir.
tanımlama şöyleydi:
"çocuk sahibi olmak istediğimde (kadın 30-35 yaşlarındayken) etrafımda bana en yakın olan ve işinde yükselmiş yani maaşı/geliri iyi olan kişi."
ya bi' gidin bunu istiyor olamazsınız diye düşünürken aynı profilde bir kadın grubuyla bunu paylaştım. onlar da onayladı. onlarla da aramda şöyle bir muhabbet geçti:
-bir arkadaşım belki evlenirim erkeği modelinden bahsetti ne düşünüyorsunuz?
-mantıklı, olabilir.
-nasıl olabilir ya? sevmediğin bir insanla nasıl evlenebilirsin ki? türkiye'de kadınların çoğunun baba evinden kaçmak istediği için evlendiğini duydum. bu sebeple bir alakası mı var?
-evet, baba evi olayı ayrı bir şey. siz anlayamazsınız.
-peki bu evlilik yürümezse ne olacak. pişman olursanız?
-boşanırsın, ne var.
-e peki çoluk çocuk olursa? ya da onu geçtik diyelim, başka birinin hayatına kendi çıkarlarınız için bu şekilde girip çıkmak doğru mu?
bir şey demediler. ama yüzlerinde "e neabalım?" mimiği oluştu.
burada amacım kadınları topa tutmak değil ama her ne kadar biz erkekler "baba evi" konseptini anlayamamış olsak da artık kadınlar kendilerine ev tutabiliyor. diyelim bunu yapamadı. e bunu yapamayan kadınlar boşanınca yine baba evine dönecek. hem de belki yanında çocuğu olacak.
yani davul bile dengi dengine. gidip çulsuz erkeklerle evlenin de demiyorum. ya da aşırı zenginlerle evleniyorsunuz, ayıptır diğer erkeklere de demiyorum. ama evlilik gibi hayatınızın çok önemli bir dönemine geçiş yaparken de kriterlerin bu kadar basit tutulmasını anlayamıyorum.
tanımlama şöyleydi:
"çocuk sahibi olmak istediğimde (kadın 30-35 yaşlarındayken) etrafımda bana en yakın olan ve işinde yükselmiş yani maaşı/geliri iyi olan kişi."
ya bi' gidin bunu istiyor olamazsınız diye düşünürken aynı profilde bir kadın grubuyla bunu paylaştım. onlar da onayladı. onlarla da aramda şöyle bir muhabbet geçti:
-bir arkadaşım belki evlenirim erkeği modelinden bahsetti ne düşünüyorsunuz?
-mantıklı, olabilir.
-nasıl olabilir ya? sevmediğin bir insanla nasıl evlenebilirsin ki? türkiye'de kadınların çoğunun baba evinden kaçmak istediği için evlendiğini duydum. bu sebeple bir alakası mı var?
-evet, baba evi olayı ayrı bir şey. siz anlayamazsınız.
-peki bu evlilik yürümezse ne olacak. pişman olursanız?
-boşanırsın, ne var.
-e peki çoluk çocuk olursa? ya da onu geçtik diyelim, başka birinin hayatına kendi çıkarlarınız için bu şekilde girip çıkmak doğru mu?
bir şey demediler. ama yüzlerinde "e neabalım?" mimiği oluştu.
burada amacım kadınları topa tutmak değil ama her ne kadar biz erkekler "baba evi" konseptini anlayamamış olsak da artık kadınlar kendilerine ev tutabiliyor. diyelim bunu yapamadı. e bunu yapamayan kadınlar boşanınca yine baba evine dönecek. hem de belki yanında çocuğu olacak.
yani davul bile dengi dengine. gidip çulsuz erkeklerle evlenin de demiyorum. ya da aşırı zenginlerle evleniyorsunuz, ayıptır diğer erkeklere de demiyorum. ama evlilik gibi hayatınızın çok önemli bir dönemine geçiş yaparken de kriterlerin bu kadar basit tutulmasını anlayamıyorum.
Lgbti bireyleri yine unutulmuş. Acil düzenleme lazım.
kadınlarla iletişimine güvenmiyor olabilir. bu durum bence geliştirilmesi gereken bir özellik. sonuç olarak dünyayı kadınlarla paylaşmakta. kadınlarla olan iletişimini güçlendirmesi ileride aradığı kadındaki özellikleri fark etmesinde önemli bir rol oynayacaktır.
imkansız aşkı arıyor olabilir. bu durumda imkansız olduğunun farkına varması gerekli. farkındaysa ve bu yüzden aramıyorsa bence bu durum "zaten öleceğim, o zaman neden yaşayayım" demekle aynı şey. mecburen belirli bir süre buralarda takılacağımız için keyfini çıkarmaya bakmak lazım. herkese yürüsün demiyorum ama en azından içine sinen ve kusurlarını görmezden gelebileceğini düşündüğü birileriyle şansını denemesi gerekli.
hoşuna gidecek kimseyle tanışmamış olabilir. sonuçta bu işin içinde şans faktörü de var. doğru zamanda, doğru kişiyle, doğru yerde tanışmak lazım. herkese denk gelmeyebilir. sosyal ortamını genişleterek şansını artırmaya çalışabilir. tabii ki bunun da işe yarayacağının garantisi yok. ayrıca bunu yaparken kendi kişiliğini de farklı göstermemeye çalışması lazım, çünkü sonunda kendini belli edecektir.
ben "takıl abi ya, dene işte nolacak" kafasını beğenmiyorum. çünkü açıkçası kendiniz için bir partner arıyorsunuz. dolayısıyla belirli kriterlerinizin de olması gerekli. kadın türleri hakkında kitap yazmayacaksınız. bu yüzden herkese bir şans vermek demek, bence, değerli vaktinizi olmayacak işlere harcamak demektir. ayrıca sabrınızı, zamanınızı ve sevginizi hak etmeyecek birilerine verirseniz doğru kişiyle karşılaştığınızda duygusal olarak bitkin bir halde onunla tanışırsınız. dolayısıyla o kişiyle olan şansınızı da kaçırabilirsiniz.
imkansız aşkı arıyor olabilir. bu durumda imkansız olduğunun farkına varması gerekli. farkındaysa ve bu yüzden aramıyorsa bence bu durum "zaten öleceğim, o zaman neden yaşayayım" demekle aynı şey. mecburen belirli bir süre buralarda takılacağımız için keyfini çıkarmaya bakmak lazım. herkese yürüsün demiyorum ama en azından içine sinen ve kusurlarını görmezden gelebileceğini düşündüğü birileriyle şansını denemesi gerekli.
hoşuna gidecek kimseyle tanışmamış olabilir. sonuçta bu işin içinde şans faktörü de var. doğru zamanda, doğru kişiyle, doğru yerde tanışmak lazım. herkese denk gelmeyebilir. sosyal ortamını genişleterek şansını artırmaya çalışabilir. tabii ki bunun da işe yarayacağının garantisi yok. ayrıca bunu yaparken kendi kişiliğini de farklı göstermemeye çalışması lazım, çünkü sonunda kendini belli edecektir.
ben "takıl abi ya, dene işte nolacak" kafasını beğenmiyorum. çünkü açıkçası kendiniz için bir partner arıyorsunuz. dolayısıyla belirli kriterlerinizin de olması gerekli. kadın türleri hakkında kitap yazmayacaksınız. bu yüzden herkese bir şans vermek demek, bence, değerli vaktinizi olmayacak işlere harcamak demektir. ayrıca sabrınızı, zamanınızı ve sevginizi hak etmeyecek birilerine verirseniz doğru kişiyle karşılaştığınızda duygusal olarak bitkin bir halde onunla tanışırsınız. dolayısıyla o kişiyle olan şansınızı da kaçırabilirsiniz.
Bangbus ekibinden yazılı açıklama bekliyoruz.
Üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun, takım çalışmasına yatkın, esnek çalışma saatlerine uyabilecek, photoshop ve illustrator programlarına da hakim olmalıdır.
Benzer bir olayla karşılaşmıştım, tek fark kızdan hoşlanmıyor oluşumdu. Sonradan öğrendiğime göre aslında kız 1.49’muş. O yüzden rahat ol, keyfini çıkar. En azından kız hoşuna gitmiş.
Hipokrat yemini ettiysen günahtır.
Anlaşılmaz, yaşanır.
Sigarayı bıraktığımda gelen anlamsız istek. Hayır yani koşabilecek olsam koşayım da Karataycıyım ben. Yürüyüş iyidir.
Zorlanmamak için bol bol pratik yapılabilir.
Üst akıl tarafından şoplanmış bir pankarttır. Ulan kim, ne derece rahatsız olmuş da gusül abdestine isyanını sokakta pankart açarak göstermiş olabilir ki? Her şeyi yaptık da gusül abdesti mi kaldı.
Tanıdığınız bir veterineri arayıp telefonu ayıya verin.
Yanlış olandır. Doğrusu “bayım” olmalıdır. Böylece bir Hollywood filminde güvenlik görevlisi rolünü kaparsınız.
Benim de uzunca bir süre kafamı kurcalamış bir düşüncedir. “Beklememen lazım zaten” şeklindeki yorumlara katılmıyorum. insan olarak her şeyden bir fayda bekliyoruz. Dolayısıyla “iyi biri olmak” konusunda da en azından vicdani bir tatmin duygusunun hissedilmesi lazım. Eğer hissedilmiyorsa zoraki bir davranış olmuştur.
Maytlar.
intihar edecek ekipmana sahip olmamak olabilir. Ayrıca ekipmanı almaya/düzenek kurmaya üşenmek de yine pozitif bir korelasyon gösterecektir.
Türk kadınlara dayatılan bombok zihniyetin tam tersidir. Ben bu entryde nasıl olduğundan çok bence nasıl olması gerektiğini anlatmak istiyorum. ilişki dediğin şeyin bir mantığı olmalı. Birlikte vakit geçirmekten keyif aldığın, daha çok birlikte vakit geçirmek istediğin, seninle diğer insanlardan daha samimi bir iletişim kurmasını istediğin ve senin için en azından minimum çekicilik standartlarını karşılayan biriyle sevgili olmak manasına gelmeli. ilişki dediğin şey doğal olarak ilişkide bulunduğun kişiye karşı bir sorumluluk gerektirir. Ulan koduğumun toplumu erkeğe öyle bir şey dayatıyor ki kafandaki bütün tanımlarla çelişiyor. Türk toplumunda gerçekten bir ilişki arayan bir erkeğe gelebilecek bazı eleştirileri şöyle sıralayabiliriz:
1. Oğlum evlenecen mi sen de ya! Takıl işte.
- Ulan karşında senin gibi duyguları olan bir insan var. Birkaç hafta ya da ay takılacaksın sonra istediğini alacak ya da alamayacak ve bıkacaksın. Birinin hayatına girip sonra da rahatça “hadi ben kaçtım.” demek kolay mı arkadaş? Hiç mi vicdanınız yok? Arkanızda bırakacağınız enkazı hiç mi düşünmüyorsunuz? Bunu kız çocuğu sahibi akrabalardan duymak da en sapık hali. Senin kızına sadece ciddi düşünenler gelsin, seviyeli olsunlar ama milletin kızına en ufak bir empatin olmasın. Bana “kızlarla takıl işte” de. ikiyüzlülüğün daniskası.
2. Sen de çok seçicisin.
Evet! Ulan markette domates seçmiyorsun. insan karşındaki. Gün içinde bile çok kez değişkenlik gösterebilen bir varlık var ortada. Ne yapayım? Arkadaşını bile seçiyorsun. Arkadaşından daha çok vakit geçireceğin bir insanın hayata bakış açısını, hobilerini, karakterini ve birçok şeyi bilmeden nasıl vakit geçirebilirsin? Aranda bir bağ hissetmediğin birine vakit harcamaktan rahatsız olmuyor musun? Vaktin bu kadar mı değersiz? Hadi karşıdaki insanı da geçtin kendine hiç saygın yok mu?
3. Kimse takmıyor bu kadar kafa yormuyor, sen niye takıyorsun?
Çoğunluğun yaptığı doğru mudur yani? 80 milyona yakın insanız şu ülkede. Durumumuz da belli. Dışarıdan bakınca çok doğru işler yapılıyor gibi geliyor mu sana? Millet karısını sokak ortasında doğruyor, çocuğunu öldürüyor, kadınlara tecavüz ediyor, ufacık bebeğe halleniyor, yeni doğmuş bebeği poşete koyup çöpe atıyor. Böyle mi yapalım yani? Çoğunluğa göre hareket edip vicdanının yükünü hafifletmeye çalışanlara ayrı bir kıl oluyorum. Kendi doğrun, yanlışın, prensiplerin yok mu arkadaş? Gecelik ilişkiymiş, fuck buddymiş falanmış filanmış. Herkes öyle takılıyormuşmuş. Sorumsuz, boktan herifin biri kendi kıçından bir konsept uydurmuş, millet de işin kolayını bulunca düşmüş peşine.
Daha bir sürü eleştiri vardır da şimdilik aklıma bu üç büyükler geldi ama midem kalktı artık bu muhabbetlerden. iyice yaşımı almış olsam “nerede o eski bayramlar” diyeceğim, o kıvamdayım yani. Kadın erkek ilişkisinde güzel olan her ne varsa içine edildi ve ediliyor. ilişki meselesi artık iyice basite indirgendi.
1. Oğlum evlenecen mi sen de ya! Takıl işte.
- Ulan karşında senin gibi duyguları olan bir insan var. Birkaç hafta ya da ay takılacaksın sonra istediğini alacak ya da alamayacak ve bıkacaksın. Birinin hayatına girip sonra da rahatça “hadi ben kaçtım.” demek kolay mı arkadaş? Hiç mi vicdanınız yok? Arkanızda bırakacağınız enkazı hiç mi düşünmüyorsunuz? Bunu kız çocuğu sahibi akrabalardan duymak da en sapık hali. Senin kızına sadece ciddi düşünenler gelsin, seviyeli olsunlar ama milletin kızına en ufak bir empatin olmasın. Bana “kızlarla takıl işte” de. ikiyüzlülüğün daniskası.
2. Sen de çok seçicisin.
Evet! Ulan markette domates seçmiyorsun. insan karşındaki. Gün içinde bile çok kez değişkenlik gösterebilen bir varlık var ortada. Ne yapayım? Arkadaşını bile seçiyorsun. Arkadaşından daha çok vakit geçireceğin bir insanın hayata bakış açısını, hobilerini, karakterini ve birçok şeyi bilmeden nasıl vakit geçirebilirsin? Aranda bir bağ hissetmediğin birine vakit harcamaktan rahatsız olmuyor musun? Vaktin bu kadar mı değersiz? Hadi karşıdaki insanı da geçtin kendine hiç saygın yok mu?
3. Kimse takmıyor bu kadar kafa yormuyor, sen niye takıyorsun?
Çoğunluğun yaptığı doğru mudur yani? 80 milyona yakın insanız şu ülkede. Durumumuz da belli. Dışarıdan bakınca çok doğru işler yapılıyor gibi geliyor mu sana? Millet karısını sokak ortasında doğruyor, çocuğunu öldürüyor, kadınlara tecavüz ediyor, ufacık bebeğe halleniyor, yeni doğmuş bebeği poşete koyup çöpe atıyor. Böyle mi yapalım yani? Çoğunluğa göre hareket edip vicdanının yükünü hafifletmeye çalışanlara ayrı bir kıl oluyorum. Kendi doğrun, yanlışın, prensiplerin yok mu arkadaş? Gecelik ilişkiymiş, fuck buddymiş falanmış filanmış. Herkes öyle takılıyormuşmuş. Sorumsuz, boktan herifin biri kendi kıçından bir konsept uydurmuş, millet de işin kolayını bulunca düşmüş peşine.
Daha bir sürü eleştiri vardır da şimdilik aklıma bu üç büyükler geldi ama midem kalktı artık bu muhabbetlerden. iyice yaşımı almış olsam “nerede o eski bayramlar” diyeceğim, o kıvamdayım yani. Kadın erkek ilişkisinde güzel olan her ne varsa içine edildi ve ediliyor. ilişki meselesi artık iyice basite indirgendi.