bugün

sevdiği entry'ler

yüzbaşının kızı

puşkin'in neden rus edebiyatının kurucu babası sayıldığını,neden dünyada daha çok bilinen dostoyevski,tolstoy gibi yazarların puşkin'nden usta olarak bahsettiğini en iyi anlatan roman.

diğer rus edebiyatçılarının aksine,yan karakterlere büyük anlamlar yüklemiş,başrol dışında pek çok kişi önemli görevler almıştır.ayrıca yan rolden çıkıp başrol denebilecek en az 3 karakter vardır; şvabrin,pugaçev ve andrey grinyov.hem saf iyiliği andrey grinyovla,hem de saf kötülüğü şvabrinle anlatan puşkin,bayağı bir karakter yığını olmamasını pugaçev karakteriyle sağlamıştır.pugaçev'in her tavrı ona saygı ve sevgi uyandırır,çarlık döneminde yazılan bu eserde bir isyancının insani yönlerini anlatması,puşkin'in gözüpekliğini ortaya koyar.

puşkin'in bu yiğitliği ölümünü hazırlamıştır.bir ilginç nokta,bir düelloda ölen puşkin'in bu romanda da bir düelloya yer vermesidir.üstelik düello kararının alınmasını o kadar içten anlatmıştır ki,kendisinin de böyle bir sona ulaşabileceği belli olmuştur.

bir çırpıda okunan,pek çok dolu karakter barındıran,savaş sahneleri gerçekten ışık hızıyla okunan çok sağlam bir kitaptır.puşkin'i kuşkusuz zirveye çıkaran bu romandaki kazak isyancı pugaçev karakteridir,insan grinyovla beraber isyancı pugaçevle de empati kurar.

rusların niye puşkin'i diğerlerinin önünde tuttuğunu anlamak isteyenler okumalı,büyük edebiyatçı ve asil soylu puşkin'e selam olsun.

yeşil türbe

osmanlı devleti'nin sembolü olan türbedir...

yeşil türbe ve hemen yanındaki yeşil camii bir semboldür.
nasıl ayasofya istanbul'un fethinin sembolüyse, selimiye balkanlar'daki hakimiyetin sembolüyse, yeşil türbe tüm osmanlı mülkünün, osmanlı'nın yeniden dirilişinin sembolüdür...

osmanlı'nın bursa'daki bu sembolü pek çok sanatçıya ilham kaynağı olmuş, eserlerine mekan olarak ev sahipliği yapmıştır.

şimdi yeşil türbe'yi hiç kimsenin görmediği bir yönüyle inceleyeceğiz.

yeşil türbe'nin mekan olarak kullanıldığı ünlü tablolar ve ressamları...

yeşil türbe, yeşil camii denilince akla ilk gelen şüphesiz ki osman hamdi bey...
osman hamdi bey pek çok eserinde yeşil türbe'yi ve yeşil camii'ni mekan olarak, dekor olarak kullanmıştır.

1)kaplumbağa terbiyecisi-osman hamdi bey.
görsel

2-)yeşil türbe'de dua-osman hamdi bey.
osman hamdi bey'in "yeşil türbe'de dua" adında iki eseri vardır.
görsel
görsel

3-)yeşil camii'nde kuran dersi-osman hamdi bey.
görsel

yukarıdaki eser geçtiğimiz ekim ayında new york'taki sotheby's müzayede evinde yaklaşık 35 milyon tl'ye satılmıştır.

4-)yeşil camii önü-osman hamdi bey.
görsel

5-)mihrap-osman hamdi bey.
görsel

6-)iki müzisyen kadın-osman hamdi bey.
görsel

7-)kuran tilaveti-osman hamdi bey.
görsel

8-)kuran okuyan kız-osman hamdi bey.
görsel

osman hamdi bey'in kuran okuyan kız tablosu londra'da 44 milyon tl'ye satılmıştır ve bir türk ressam tarafından yapılmış en pahalı tablodur.

9-)gezintide kadınlar-osman hamdi bey.
görsel

10-)cami önünde arzuhalci-osman hamdi bey.
görsel

11-)şehade türbesinde derviş-osman hamdi bey.
görsel

12-)kitap okuyan genç-osman hamdi bey.
görsel

13-)türbe ziyaretinde iki genç kız 1-osman hamdi bey.
görsel

14-)türbe ziyaretinde iki genç kız 2-osman hamdi bey.
görsel

15-)saç taratan kadın-osman hamdi bey.
görsel

16-)interior of the tomb of sultan mehmet 1-john frederick lewis.
görsel

17-)the sorrow of akhbar-jean leon gerome.
görsel

18-)portrait of a green mosque-jean leon gerome.
görsel

19-)the beggar-rudolf ernst.
görsel

20-)in the mosque-rudolf ernst.
görsel

21-)the tomb of sultan mehmet-rudolf ernst.
görsel

bunlar yeşil türbe ve yeşil cami konulu, yahut bu iki yeri mekan olarak kullanmış en bilinen sanat eserleridir.

#tarih
#sanat

çakarlı araç kullanan milletvekili kızı

Dünyanın en güçlü kadını frau merkel hep aynı markete gider, evine en yakın olduğu için, hatta market sahibiyle röportaj yaptılar, " markete gelen en ünlü şahsiyet " olarak frau merkel 'le ilgili - alışveriş yapar, kasanın arkasında sıra bekler, arada çocuklara şeker, çikolata hediye eder , kasada bunu söyleyip parasını öder - almanya'da bir 2 euroluk çikolata yüzünden hükümet devrilir çünkü - selfie çektirmek isteyenlerle selfie çektirir, bu gizli bir şey diildir, markette alışveriş yaparken çekilmiş bir sürü fotoğrafı var, kasada parasını öder, torbaların taşıyabileceği kadarını kendi taşır, .torba sayısı çoksa almanlar da eşek diildirler " sayın şansölye makam aracınıza kadar size yardımcı olalım "derler, sonra makam aracına biner evine gider.

Frau Merkel şansölye konutunda oturmaz, 3 odalı bir dairesi vardır, orada oturur.

Almanya'da polis ve ambulans dışında çakarlı araç kullanmak yasaktır. Çakarlı araç sadece "emergency - acil " durumlar içindir. Kalp krizi geçirmiş adama giden ambulans çakar ve siren kullanır, ya da trafik kazasına giden polis arabası ... bunun dışında zevk için çakar kullanan adam Almanya 'da mesleğinden men edilir.

Milletvekilleri, kongre üyeleri, metro ve tren bağlantılarını kullanırlar, diğer bütün insanlar gibi. Olaf Schulz vardır, sosyal demokrat, geçen gün metroda ayakta gazete okurken fotoğrafını çekmişler.

Alman ekonomi bakanı peter altmaier parlamentoya bisikletle gidip gelir. Geçen gazeteci sordu " sayın bakan sizi hep bisiklet üstünde görüyoruz ama o göbek hiç inmiyo, buna söyleyebileceğiniz bir şey var mı? ".... altmaier de " yaaa hiç sorma kardeşim aynen öyle, acaba bira içmeyi mi bıraksam? " dedi ...salondakiler gülüştüler .. altmaier göbekli tonton bir adamdır ...

"Missbrauch - kötüye kullanma " cezalandırılmadıkça böyle şeyler olacaktır.

çanakkale sonrası için bastırılan işgal parası

ingilizlerin çanakkale'yi geçip istanbul'a ulaştıklarında işgal döneminde kullanmayı düşündükleri paradır...

1 pound değerinde işgal banknotu;
görsel

evet...
çanakkale savaşlarının kahramanlıkları, cepheleri, nedenleri, sonuçları...
bir de çanakkale savaşları'nın ekonomik boyutları var tabi.

ingilizler çanakkale'yi geçeceklerinden o kadar eminlerdi ki, harekatı planladıkları sırada 1914 yılında iş bu banknotları bastırdılar.
hazırlanan bu paralar, istanbul'u işgal edecek ingiliz askerlere verilecekti, işgalde görev alacak unsurlar da işgal bölgelerindeki alış verişlerini bu paralarla yapacaklardı.
(bkz: çanakkale yi 5 dk geçer 5 çayını istanbulda içeriz)

bu paralar alelade birer kağıt parçası değildi tabi.
bugün dahi para basabilmek için bu paranın karşılığı olan altın rezervine sahip olmanız gerekir, bastığınız paranın altın olarak karşılığı yoksa o paranın pul kadar değeri olmaz.

işte bu paralar ingiliz hazinesi tarafından 1914 yılında karşılığı altın olarak ödenmek üzere çıkartılmış 1 poundluk ve 10 şilinlik hazine bonolarıydı. 1 poundluk kupürün üzerinde Osmanlıca harflerle yüz yirmi gümüş kuruş, 10 şilinlik kupürün üzerinde ise altmış gümüş kuruş değerleri yazmakta.
bu da çıkartılan bu banknotların (bkz: sürşarj) değeridir.

yukarıda da dediğimiz gibi zaferden son derece emin olan mağrur ingilizler 18 mart 1915'te boğaza giren gemilerindeki askerlerine istanbul'da harcamak(!) üzre bu paraları dağıttılar. bu saldırı öncesi bir nevi moral motivasyon oldu ingiliz bahriyelilerine...

ama batırılan kraliyet armadası gemileri ile birlikte bu paraların pek çoğu boğazın serin sularına gömüldü.
ardından nisan ayında başlayan gelibolu çıkarmasına katılan birliklere de bu paralar dağıtıldı.
nisan-mayıs 1015'te bu paralar tedavülde kaldı.
ingiliz ve anzak askerleri aralarındaki alış verişi bu paralarla yapıyorlardı...

ama tabi neden sonra çanakkale'nin geçilmez olduğunu anladılar.
tıpış tıpış geri döndüler...

bu bastırdıkları banknotlar da ellerinde patladı. koleksiyoncular dışında bu paralara rağbet gösteren olmadı...
yani biz çanakkale'de sadece düşmanı siyasi olarak değil, aynı zamanda ekonomik olarak da yendik ve britanya maliyesine ağır bir darbe indirdik...

aslında çanakkale sonrası için bastırılan bu paralar ingilizlerin elinde patlayan tek şey değildi.

ingilizler işgal sonrası için bir de sömürge bayrağı tasarlamışlardı.
(bkz: ingiltere nin tasarladığı osmanlı işgal bayrağı/#41258581)

görsel

üzerinde "eclipse of the star crescent" yani, "ay yıldız tutulması" yazan bu işgal/sömürge bayrağı da ingilizlerin elinde patlamıştı...

#tarih

kurtuluş savaşına katılan alman subayı

alman ordusunda subay olan hans tröbst adlı yüzbaşıdır.

alman yüzbaşı, mustafa kemal'e hayran olduğu için kurtuluş savaşımıza gönüllü olarak katılmış ve istiklal madalyası almıştır.

hans tröbst alman ordusunda:
görsel

hans tröbst türk ordusunda:
görsel

hans tröbst'ün yazdığı "baltık'tan kemal paşa'ya" adlı bir de kitabı vardır.
https://www.kitapyurdu.co...mp;manufacturer_id=208906

allah razı olsun...

erdoğan ın tam bir tarih cahili olması

türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanlığı makamında oturan birine yakışmayan gerçek.
evet, malesef bir tarih cahili cumhurbaşkanımız var, üstelik bu cumhurbaşkanının 50'den fazla danışmanı var...
ama yine de gün geçmiyor ki tarih konusunda bir cahilliğe, gafa imza atmasın.

işte sondan başlamak suretiyle sayın cumhurbaşkanımızın tarih konusunda yapmış olduğu gafları, yanlışlıkları derlemeye çalışacağım.

1- (bkz: rte nin abdülhamit in idam edildiğini sanması)
sayın cumhurbaşkanına göre, 2. abdülhamid idam edilmiş, ayrıca hüküm sürdüğü 33 yıllık süre boyunca hiç toprak kaybetmemiş.
https://www.youtube.com/watch?v=hnnuDbLerIM
----------------------------------------

2-bizans 1071'de malazgirt'te top kullanmış, gülle gülle saldırmış.
görsel

http://www.hurriyet.com.t...-top-kullandirdi-38458011
------------------------------------------

3- (bkz: sütçü nine)
kahramanmaraş'ta fransız işgaline karşı direniş gösteren sütçü imam'ı, nene hatun ile harmanlayarak ortaya attığı bir hayal kahramanı.
http://www.posta.com.tr/e...-nine-dedi-videosu-513294
-------------------------------------------

4-nur mağarası değil, sevr mağarası.
erdoğan'ın bir başka tarih gafı. 15 temmuz gecesini anlatırken, kendisini hz peygamber'e benzetmeye çalışmış, böylece hz muhammed'in hayatını da bilmediği ortaya çıkmıştır.
görsel

https://www.youtube.com/watch?v=ZqJ7YHaaDq0
---------------------------------------------

5- (bkz: bayrak şiiri)
arif nihat asya'nın ünlü bayrak şiirinden örnek veriyor. lakin verdiği örnekte ağzından dökülen mısraların arif nihat asya'nın bayrak şiiri ile alakası yok,
"bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” diyen erdoğan bu mısraları arif nihat asya'nın sanıyor, ama bu mısralar mithat cemal kuntay'a ait.

not: bu arada bayrak şiiri akp döneminde ders kitaplarından çıkarılmıştır.
-----------------------------------------------

6-almanların goethe'si varsa, ispanyolların sokrates'i var...
burada da cervantes ile sokrates'i karıştırmış.
"sokrates kim?" diye sorsanız brezilyalı futbolcu sokrates'ten bahseder ya, orası ayrı mevzu...
http://www.hurriyet.com.t...lik-dil-surcmesi-25155283
-------------------------------------------------

7-kardinal külahı, osmanlı sarığı.
bir konuşmasında sayın erdoğan, "Bizans’ın hanımları Fatih Sultan Mehmet’i karşılarken, başımızda kardinal külahı görmektense Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederiz demişlerdir”
diyordu.
lakin bu lafı söyleyen bizanslı hanımlar değil, bizans'ın din adamlarıydı.
http://www.hurriyet.com.t...i-karsiladiginda-22090706

görsel
---------------------------------------------------

8-kanuni'nin 30 senesi at sırtında geçti.
erdoğan yine muhteşem yüzyılı eleştirirken, bu sefer desteksiz attı.
http://www.milliyet.com.t...tundeydi--gundem-1633872/

oysa ki kanuni, toplamda 13 defa sefere çıkmıştı, 10 sene 3 ay seferde kalmıştı.
demek ki, 30 seneye tamamlamak için, sarayda da 20 sene at üstünde oturmuştu!
----------------------------------------------------

9-romen diyojen elinde mercekle dolaşırdı...
bu sefer de sayın erdoğan diyojenleri karıştırıyordu.

--spoiler--
“istanbul’un tarihçesini bilmiyorlar, tarih bilseler konuşmaya yüzleri olmaz, öyle elinde mercekle Romen Diyojen gibi dolaşılmaz”
--spoiler--

a)mercekle dolaşan diyojen değil, polisiye roman kahramanı sherlock holmes’tür.
b)mercek yerine elinde fenerle dolaşan diyojen’in, istanbul’la alakası yoktur, kendisi sinoplu filozoftur.
c)istanbullu Romen Diyojen'in, zaten mercekle, fenerle alakası yoktu, kendisi malazgirt’te esir düşen bizans imparatoruydu.

https://www.cnnturk.com/2...tirdi/512115.0/index.html
----------------------------------------

10- (bkz: amerika yı kolomb değil müslümanlar keşfetti)
görsel

buna fazla yorum yapmaya gerek duymuyorum.

iki şehrin hikayesi

öncelikle, gelmiş geçmiş en çok satılan ve okunan kitaptır. (en çok izlenen film de (bkz: esaretin bedeli))
bu kitap demokrasinin nasıl kazanıldığını bireye ince ince, hissettirerek anlatması açısından çok önemlidir. özellikle bizimki gibi, mustafa kemal atatürk'ün adeta hediye etmesi sonucu demokrasinin değerini anlayamayan, demokrasiyi özgürlükleri kısıtlamak için kullanan milletlere ders niteliğindedir. tüm okullarda okutulmalıdır. malumunuz, demokrasi özgürlüklerin gerçeleştiği yönetim biçimidir, özgürce dile getirilen fikirler demokrasinin sonunu getirecek de olsa bunun önü kesilemez.
kitaptan söz etmeye devam edecek olursak. demokrasinin değerini anlatmasına ilaveten devrimin nasıl kendi evlatlarını da bir bir yediğini anlatır, her devrim gibi. muhteşemdir, okuyunuz, okutturunuz.

plastik devri

ülkesi bile var zaten. pasifik okyanusunda büyüklüğü fransa yüz ölçümüne yaklaşan yüzen bir çöp adası var. çevreciler bu konuya dikkat çekebilmek için orayı ülke olarak görüp vatandaşlığına geçiyorlar. parabirimleri, pasaportları ve bayrakları var.
kirlenmeye karşı umursamaz davranıp kendi kıyametimizi kendimiz hazırlıyoruz zaten.

görsel
görsel
görsel

bursaspor

görsel

hayata dair gülümseten detaylar

Uzun bir mutsuzluk ve tabiri caizse depresyon dönemimde birkaç sayfa bir şeyler yazdığım bir defterim vardı. Daha doğrusu varmış, varlığını geçen gün kitaplığın içindeki diğer defterlerin arasından çıkınca hatırladım. işte oraya yazdıklarımı okumak ve vay be bunları ben mi yazmışım demek*

bomboş hissetmek

insanoğlunun zihinsel büyüme ve olgunlaşma sürecinin içerisinde hepimizin takılıp kaldığı bir hayatı sorgulama basamağı vardır. işte genellikle bu basamakta, sonu bitmeyen düşüncelerin bizleri sürüklediği can yakan duygu.

en çarpıcı hollanda protestoları sıralı tam liste

tarihe not düşülmesi için hazırlanmış listedir.
biz kimleri kimleri protesto etmedik ki?
amerika'yı, italya'yı, fransa'yı, rusya'yı, almanya'yı...
en çok da israil'i protesto ettik.
ne görüntüler ortaya çıktı, hafızalarımıza ne enstantaneler kazındı.

şimdi de sıra geldi hollanda'ya.
ey bizi bilmez, ey kendini bilmez hollanda...seni öyle bir protesto ederiz ki senelerce hatırlanır...

portakal sıkarak hollanda yı protesto etmek;
hollanda'nın lakabının "portakal" olmasından yola çıkılarak yapılan zararsız eylem.
şimdi bunlar nereden bilsin hollanda'da portakal yetişmediğini, o lakabın kraliyet ailesinin soyadı olan "oranj" kelimesinden geldiğini ve oranj'ın portakal değil, "turuncu" anlamına geldiğini...
görsel

fuck me netherlands;
şaka mı ciddi mi bilemiyoruz, konunun muhatabı silip kaçmış
ama diyeceğimiz tek şey: diren ingilizce.
görsel

inek keserek hollanda yı protesto etmek;
beşiktaş belediye başkan yardımcısının fevkalade yaratıcı protestosu.
görsel

hollanda polisi yerine abd polisini arayan çomar;
bu vatandaşımız da hollanda'daki rotterdam polis merkezini aramak isterken yanlışlıkla abd/new york'taki rotterdam polis merkezini aramış. faturasını akp öder artık.
görsel
görsel

hollanda bayrağı diye fransa bayrağı yakmak;
biri yatay şeritli, biri dikey şeritli. ama neticede ses getiren bir protesto tabi.
görsel

hazır fransa demişken, fransa'dan devam edelim.
akp seçmeninin françois hollande a sövmesi;
ne de olsa o da hollande, bu da hollanda. bir harf için mi protesto etmeyah?
görsel
görsel

hollanda konsolosluğu önüne sivas kangal getirmek;
kısasa kısas.
hollanda polisi vatandaşlarımıza itlerle saldırıyorsa, biz de konsolosluk önüne sivas kangal götürürüz.
görsel
görsel

maltepe üniversitesi nin erasmus u dondurması
eğitim camiası da tepkisiz kalmadı tabi.
görsel

•bahisçilerin hollanda'ya tepkisi de yadsınamayacak cinsten.
görsel

hollandaya tepki için inekleri sınır dışı etmek;
görsel

ve videolar...

dedemiz geliyor ninenizi hazırlayın;
hollanda polisini arayıp mehter marşı dinleten bir vatandaşın ağzından çıkan sözler.
dedesini bir hollandalı hanım ile nikahlamak istiyor.
http://www.youtube.com/watch?v=xCQKKuZkKtw

tabi yukarıdaki arkadaş başarısız olmuş olabilir.
ama defalarca hollanda polisine mehter marşımızı dinlettik bu arada.
hollanda polisine mehter marşı dinletmek;
http://www.youtube.com/watch?v=XuZpkPUcLPg

•şu da dombıra dinletmiş;
http://www.youtube.com/watch?v=ozu-EZLhtXA

not: bunlardan başka çarpıcı ve spektaküler protestolar bulunduğunda listeye dahil edilecektir.

kosova savaşı

28 Haziran 1389'da sultan I. Murat komutasındaki Osmanlı ordusu ile Sırp prensi Lazar Hrebelyanoviç önderliğindeki çok uluslu Balkan ordusu arasında sırbistan'ın kosova bölgesinde gerçekleşmiş savaştır.
Osmanlı'nın balkanlar'da tutunmasını güçlendiren Savaşı kazanan 1. Murat, ne yazık ki bir sırp suikastçi tarafından şehit edilmiştir. (nedir bu dünyanın sırp suikastçilerden çektiği. 1 dünya savası da bunların yüzünden olduydu.)
Neyse. Yenildikleri halde sırplar bu savaşa çok büyük bir anlam yükler ve canları pahasına türkler'in avrupa'da ilerlemesini yavaşlattıklarını iddia ederek övünürler.
Geçen gün kraftidioten adlı 2014 yapımı bir norveç filmi izledim. sırplar'ın bu savaşa hala ne denli önem verdiğini vurgulayan şöyle bir sahne vardı:
Norveç mafyası, sırp mafyasına ayar vermek için onlardan birini öldürüyor. Sırp çete üyeleri bulsun diye cesedi 1389 no'lu yol tabelasına asıyorlar. Sırplar 1389'u görünce iki kat öfkeleniyor.
Filmde bu kosova savaşı göndermesi yorumsuz yer alıyor.
Demek ki filmi yapan düşünüyor ki Norveçli de sırp da kısacası avrupalı sinema izleyicisi iyi biliyor bu tarihi.
Peki Biz biliyor muyuz?

ilginç bir durum.

çobanın oyuyla profesörün verdiği oyun aynı olması

doğru olmayandır. hülasa; oylar orantılı değildir.

"platon" demokrasi kavramını sert eleştirirken ''demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır der. eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. halk övülmeyi sever. onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir. demokrasi, bir eğitim işidir. eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. devam edilirse demagoglar türer. demagoglardan da diktatörler çıkar.'' tezini savunmuştur.

emlak balonu

Patlıyormu bilmem ama artık hava kaçırdığı aşikar, piyasada yaprak kımıldamıyor fakat müteahhitler misli misli karlardan taviz vermiyor 100 bine ürettiği daireye 800 bin istiyor, hükümette konut kredisi faizlerinin düşmesi için bankalara baskı yapıyor kredi miktarını %75'den %80'e çıkarıyor ama bunlar nafile çaba biri demiyorki müteahhit kardeşim şu astronomik karları biraz düşürün millet ev alsın, bakmayın inşaatçıların ağladığına falan hepsi sahte göz yaşı, durumu biraz matematikle açıklamak istiyorum müteahhit bir arkadaşım kat karşılığı 10 dairelik bir apartmanın ortalama 800-1 milyon tl arasında yapıldığını, 5 dairesini toprak sahibine verdiklerini, dairelere ortalama 500 bin tl istediklerini, 2 daire ile maliyeti kurtarıp 3 daire kazandıklarını toplam inşaat süresinin 7-9 ay arasında sürdüğünden bahsetti bu da gösteriyorki inşaat sektöründe hala çok cazip ve karşı bir iş, gelelim konumuza
-
1-) konutlar neden çok pahalı ?
2-) konutlar neden satılmıyor ?
Birinci sorunun cevabı yukarda açıkladığım gibi yüksek kar marjları ve çok para kazanan zenginlerin konuta yatırım yapması diye düşünüyorum.
ikinci soruya gelince aslında onunda cevabı aslında yukarıdaki yazıda gizli, konut sektörü son derede karlı ve ülkemizdeki ekonomik belirsizlik yüksek olduğu için parası olan herkes müteahhitlik yapmaya başladı bu da arzın talepten fazla olmasına sebep oldu, inşaatçılar hiç bir şekilde yüksek karlarından vaz geçmeyince evler satılmamaya başladı, zar-zor geçine. insanların ekonomik gücünün günden güne kötüye gitmesi, önünü göremeyen vatandaşın uzun yıllar borç yüküne girmeyi tercih etmemesi konut satışlarını patlatan en büyük etmen oldu, son söz konut balonunun sönmeye başladığının kesin kanıtı "kira çarpanı" normalde aylık kira çarpı 200 olan konut fiyatı şuanda aylık kira çarpı 300-400 arasında, kirada oturan herkes kira fiyatını 200 ile çarpsın, çıkan sonuç evin değerinden düşükse o evin balonu patladı geçmiş olsun.

resesyon

komşunuzun işini kaybetmesi resesyon, sizin işinizi kaybetmeniz depresyondur.

harry truman

alexander tekniği

bir duruş tekniğidir. vücudun doğal olmayan formlarını, doğal hale getiren bir sistemdir. beden ve zihin uyumunu bir senkron haline getirir. minimal güç kullanarak maksimum enerji ile bir vücut eylemi yapabilirsiniz. tiyatro bölümlerinde hareket derslerinde öğretilir. ayrıca bazı dövüş sanatlarının temelinde öncelikle bu eğitim verilir.

anladıysam arap olayım

''Araplar çok hoş ve nazik insanlar ama çok garip konuşuyorlar. Hatta sanki konuşmuyorlar da birbirlerine bağırıyorlar'' Panait istrati

Sanırım arapların üslübunu konu alarak ''oğlu o kadar kötü konuştun ki anladıysam arap oluyum'' anlamında kullanılmıştır. Sanırım...