bugün

sevdiği entry'ler

isveç sağlık sistemi

biliyorsunuz bir vatandaşımız isveç denilen ülkeden apar topar getirildi corona virüs nedeniyle ve bu oldukça büyük olay oldu. ben de isveç'te yıllarını geçirmiş biri olarak bir şeylere açıklık getirme gereği duydum. çünkü burada yazılanların hepsi aslında hükumete saldırı ve iftira olduğu için doğruymuş gibi bazı yalan düşünceleri savunuyor.

gelin isveç'te olan saçma bir uygulamadan bahsedeyim ben o zaman sizlere de sağlık sisteminden haberdar olun. diş için acil randevusu, muhtemelen daha önce hiçbirinizin duymadığı bir uygulama. çünkü biliriz ki acil olan zaten anlıktır yani daha önceden tahmin edilmez. isveç bunu önemsemiyor, acıdan kıvran akü istersen geber şeyimde değil saat 16.00'dan önce acil randevusu almazsan diş için isveç acillerinden yararlanamazsın.

akşam 6 gibi dişim ağrımaya başladı ama nasıl bir ağrı! sanki sol alt diş etlerimi çekiştiren görünmez yaratıklar var. eşime beni hemen acile götürmesini söyledim dil bilmiyoruz o zamanlar tabii. diş için koskoca skåne bölgesinde bir tane acil olduğunu ve onun da her hafta yerinin değiştiğini, önce aramamız ve nerede olduklarını öğrenmemiz gerektiğini söyledi. onlara ulaşmak için en iyi ihtimalle 2 saat otomobil kullanmak zorunda kalacaktık ama ağrı o kadar kötüydü ki bunu önemsemedim.

- alo orası diş acil mi? nerede olduğunuzu öğrenebilir miyiz?
+16.00'dan sonra randevu veremiyoruz... ve "çat" diye kapatır.

özel klinik aramaya başladık. internetten bütün skåne bölgesini aradık taradık ve bir tane bile acili olan özel diş kliniği yoktu. bu arada skåne, isveç'in en kalabalık ve büyük bölgesi.

o geceyi bir şişe alkollü listerine, 6 tane alvedon, sayamadığım kadar tuzlu su gargarası ve buz kompresiyle bir dakika uyumadan geçirip ertesi günü dişçiye acı içinde gitmek zorunda kaldım. ihtiyacım olduğunda bir ağrı kesici yapamayacak sistemi olan bu ülkenin ben gelişmişliğine, yalan yanlış takiyeci iran devşirmesi zihniyetinin neresine koyayım siz söyleyin.

buradan türkiye'yi övdüğüm sonucu çıkarılmasın ama isveç açık ara yerleşilebilecek en kötü avrupa ülkelerinden biridir sağlık konusunda.

yani demem o ki isveç sağlık konusunda en geri kalmış ülkelerden biri olduğu için getirildi o vatandaşımız.

peki o vatandaş neden bu kadar tepkiye maruz kaldı hiç merak ettiniz mi?

arkadaşlar bu bir propaganda ve buna kim alet oluyorsa benim gözümde dhkp-c, mlkp, tikko, pkk seven bir insandır. isveç, norveç gibi çok gelişmiş sandığınız ülkeler pkk sevicidir ve hatta bebek katilinin karısı bile isveç'te yaşamaktadır. hayatının hiçbir döneminde avrupa görmemiş ya da Avrupa'da yaşamamış insanların farkında olmadığı ve de propaganda olduğu belli olan beyandır. norveç her yıl belirli miktarda pkk'lı mülteci alır. isveç'e taşındığımda da bunu biliyordum ve dil kursuna ilk başladığımda inanılmaz diken üstündeydim kendimi belli etmemek için. eski eşim isveçliydi, o bile iranlıyım ya da azeriyim de demişti düşünün artık. goteborg'da türkleri dövdüler sokak ortasında daha yakın zamanda. iskandinavya'da türkler en sevilmeyen orta doğu halkıdır. eşimi ikna edebilsem türkiye'ye dönecektik ama kabul etmedi ayrıldım, tek başıma döndüm. bakın zamanla oradayken ben "türk'üm" dedikçe yüzlerini ekşiten insanlar olduğunu farkettim. bunun nedenini zamanla daha da gerçekçi olarak anlamaya başlamıştım. çünkü birçok avrupa ülkesinde insanları provoke eden, dhkp-c, pkk yanlısı 7-8 çocuklu anne babaların insanları vardı ve bir propaganda yürütüyorlardı. zamanla bunları sokaklarda daha da fazlasıyla görmeye başladım ve de içimizdeyken gizledikleri nefreti orada oldukça açık bir şekilde belli eden bu insanların ne kadar iğrenç ithamlarla insanları manipüle ettiğini farkettim. bu da türkiye'de içindeki nefreti atatürkçülüğü maske olarak takıp gizleyen birilerinin uydurması. kanala bakıyorum genelde tele1, halktv ya da o kafada aşırı sol kanallar hep bunları ortaya çıkaran. ayrıca bir tek o kanallarda da görebileceğiniz buna da inanın o zaman arkadaşlar demekten alıkoyamıyorum kendimi.

https://www.youtube.com/watch?v=XGeywSBKMFg

anlayacağınız hayatında isveç görmemiş insanlar gelmiş burada neyin ne olup olmadığını konuşuyor. çünkü hükumete saldırı var ve bu onlar için yalanları savunmaları için iyi bir neden.

şimdi kopyala yapıştır yaptı diyen olacak. evet, söylediğim sözler gerçekleri açıklıyorsa öncesinde bu olayın üstüne yazdığım şeyi kopyala yapıştır da yaparım. Ayrıca Atatürkçü, Türkçü ve de ateistim. Bunları okuduktan sonra lütfen bunu göz önünde bulundur. Hükümetimiz bu konuda çok iyi bir mücadele veriyor. Yiğidi öldür, hakkını yeme.

Hadi kalın sağlıcakla.

iftar menüsüne 50 lira verip oruç açmak

Münafıkların işidir.
Münafıklar fav.

mahşerde buluşuruz diyen sevgili

ah ulan giderken teselli niyetine öte alemlere kadar ümit veren sevgili. aşkı maşuku nezdinde ölümsüzleştiriyor çakallığa bak sen.

dünyada terk et, bir de beni unutma, mahşerde buluşuruz diyerek umut ekele. o arada başka yüreklerin rüzgarına aç yelkenini.

ölür müsün öldürür müsün?
yanar mısın yandırır mısın?

cemal safi'nin şiiri geldi o an aklıma ve hemen ayar mahiyetinde yapıştırdım;

Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne?
Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine.

muhammed in cinsel hayatı

"ayetlerde" kendine yer bulduğu yönünde çeşitli rivayetler mevcuttur.
işte o rivayetlerin toplamı:

muhammed’in kişisel çıkarları için yazdığı ayetlerin en önemlilerinden biri de, ahzab suresindedir:
"ey peygamber! mehirlerini verdiğin hanımlarını, allah’ın sana ganimet olarak verdiği cariyelerini, amcanın, halanın, dayının, teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helal kıldık. bir de peygamber kendisiyle evlenmek istediği taktirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere degil, sirf sana mahsus olmak üzere helal kıldık." (ahzab suresi,50.ayet)
muhammed, bu ayetle hem kendisine sınırsız kadınla evlenme hakki vermiş, hem de yine diğer müslümanlara zorunlu kılınan "başlık verme" usulünden kendisini muaf tutmuştur. bir tanrı neden peygambere sınırsız sayıda kadını helal kılmaktadır? amacı ne olabilir? kaldı ki peygamber herhangi bir insan değildir. iyi ahlak timsalidir, insanlara örnek olan kişidir. islam bu konuda oldukça komik cevaplar verir...
muhammed'in evine gelip uzun süre gitmeyen misafirleri
islam kaynaklarından öğrendiğimiz başka bir olay, muhammed’in ayet yazarken ne kadar keyfi davrandığına iyi bir örnektir.muhammed, evine gelip uzun süre gitmeyen misafirlerden rahatsız oluyor, ancak -peygamberliğine yakıştıramadığından olsa gerek- hiç kimseye bir şey söyleyemiyordu. bunun üzerine ahzab suresi 53.ayet geldi:
"ey iman edenler! siz zamanını gözetmeksizin…peygamberin evine girmeyin. ancak davet edildikçe girin. yemeği yediğinizde de hemen dağılın. çünkü bu hareketiniz peygamberi üzmekte, ama o bir şey söylemekten çekinmekteydi. ama allah, doğruyu söylemekten çekinmez(…)"(ahzab suresi,53.ayet)
gördüğümüz gibi, muhammed yine işi allah’a havale ederek bir yükten daha kurtulmuştur.sizce tanrı neden bu ayeti indirmiştir? sayısız kadın ve cariye evde doluyken ,sıralarını bekleşirken muhammed'i müminler yok yere oyalamasın diyedir. muhammed’ in tanrının bile çok önemsediği büyük görevini yerine rahatça getirmesi içindir. biz kafirler bile evimize gelen misafire, tek bir eşimiz olduğu halde hadi gidin, zırt pırt gelmeyin demiyoruz. kuran tüm zamanlara hitap ederken -ey iman edenler diye başlayan ahzab suresi 53.ayet bugün o seslenenlere ne ifade edecektir?
hafsa olayı
muhammed, karıları arasında huzursuzluk ve kıskançlığa yol açtığı için, cinsel ilişkiyi sıraya sokmuştu. bir gün, sıra karılarından hafsa’dayken, ilişkide bulunmak amacıyla odasına gider, fakat hafsa’yı bulamaz. o sırada cariyelerinden marya ile karşılaşır. bunun üzerine marya’yı hafsa’nın yatağına yatırıp onunla ilişkiye girer. o sırada hafsa içeri girer ve ikisini yakalar. "ey tanrının elçisi! beni aşağıladın. benim günümde, benim sıramda, benim yatağımda bir cariyeyle yatıyorsun!" diyerek tepkisini dile getirir hafsa. bunun üzerine muhammed "vallahi billahi marya ile bir daha yatmayacağım" diye yemin eder ve olay kapanır.(taberi, camiu’l beyan,28/102)

fakat muhammed, yemininden pişmanlık duymuş olsa gerek ki, hemen ilgili vahiy gelmiştir:
"ey peygamber! karılarını hoşnut edeceksin diye, tanrı’nın sana helal kıldığını neden haram yaparsın?.." (tahrim suresi,1.ayet)
bu ayetin bu olayla ilgili olarak geldiği, tüm saygın tefsirlerde anlatılır. hiç mi aklınız almıyor koskoca tanrı muhammed’ in cinsel hayatına müdahale ediyor. müdahale etmekle kalmıyor kurana geçen bu ayet bize hayatla ilgili ne gibi bir tanrısal ahlak örneği veriyor. tam tersi ahlaksızlık örneği. hem peygamber ol, hem bir sürü kadınla evlen, bir sürü cariyeyi yanından eksik etme, hem tanrın seni bu ahlaksızlıklarını onaylasın, hem de kurana soksun bu ahlaksızlıkları.
kadın sırası
muhammed, çok karısı olduğu için; karıları arasında kıskançlık olmaması için onlarla cinsel ilişkilerini sıraya koymuştu. fakat bu durumdan da pek memnun değildi. çünkü karıları içinde yaşlı olanlar olduğu gibi, bazı eşleriyle de, daha fazla birlikte olmak istiyordu. muhammed’in her isteği olduğunda geldiği gibi, bu durumda da bir vahiy geldi ve muhammed'in cinsel ilişki sırasını muhammed'in istediği şekilde düzenledi.
"ey muhammed! karılarından dilediğini geri bırakabilir, dilediğini öne alabilirsin…" (ahzab suresi,51.ayet)
muhammed'in öğle uykusu
hucurat " hücreler" demek.muhammed'in evinde dokuz hücre var ve her birinde bir karısı var.muhammed cinsel isteği gelince bu hücreleri dolaşıyor.bir gün muhammed öğle uykusundayken beni temim kabilesinden kalabalık bir heyet gelmiş ve evin arka tarafında durmuşlar.elmalılı'nın dediğine göre: "resulullah henüz uyuyordu, 'ey muhammed! bizim yanımıza çık!' diye bağırdılar, bunun üzerine uyandı ve çıktı".
bunun üzerine hucurat suresi iniyor bakın allah sevgili resulünü uykudan uyandıran densizler için ne diyor:
(ey muhammed!)
odaların arkasından sana bağıranların çoğu, aklı ermeyen kimselerdir.(hucurat suresi,4.ayet)
onlar,sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.(hucurat suresi,5.ayet)
buyrun bakalım adamı öğle uykusundan edenler için ayet iniyor mu inmiyor mu? *
oruç zamanı cinsellik
muhammed, ilk başta oruç zamanında cinsel ilişkiyi kısıtlamıştı. fakat müslümanların birçoğu bu yasağa uyamadılar. bunun üzerine muhammed şu ayeti yazdı:
"…allah sizin nefislerinize güvenemeyeceğinizi biliyordu. bu sebeple sizi affetti. artık kadınlarınıza yaklaşabilirsiniz…" (bakara 187).
"muhammed şehveti için evlenmiyordu,yardım için evleniyordu" iddialarına cevap
"ey iman edenler!siz zamanını gözetlemeksizin, bir yemeğe davet edilmedikçe, peygamber’in evlerine girmeyin. ancak davet edildiğiniz vakit girin. yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. çünkü bu hareketiniz peygamber’i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır. ama allah, hakkı söylemekten çekinmez. peygamber’in hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır. sizin allah’ın resûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız asla caiz olamaz. çünkü bu, allah katında büyük bir günahtır."(ahzab suresi,53.ayet)
muhammed'in evlendiği kadın sayısının fazla olması ve inanmayanların bu durumu eleştirmesine karşı müslümanlar hemen savunmaya geçerler ve derler ki "o, şehveti için çok evlilik yapmadı. o dul kadınları bile korumak için almıştır." müslümanlar muhammed'in hanımlarının çoğunun çaresiz dul hanımlar olduğunu söylemektedirler. fakat ortada bariz bir şekilde gözden kaçırdıkları nokta şudur ki, bu hanımların dul kalmasının nedeni de zaten muhammed ve haydutlarının,yaptıkları baskınlarla,kadınların kocalarını öldürmeleridir.ayrıca;yukarıdaki ayette son bölümde bulunan cümle aslında çok küçük fakat bir o kadar da önemli bir ayrıntıdan bahsetmektedir.bakalım bahsettiğimiz cümlede ne diyordu allah:
"sizin allah’ın resûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız asla caiz olamaz. çünkü bu, allah katında büyük bir günahtır."
şimdi bu cümlelerden anlayacağımız açık bir şekilde orada duruyor. ne demek istiyor:muhammed ölürse ya da ayrılırsa eşleri ile evlenmeyiniz. çünkü o üzülür… o üzülürse allah affetmez.
neydi muhammedin çok evli olmasına savunma: "hepsi ile ilişkiye girdiğini mi sanıyorsunuz. o dul kadınları bile korumak için almıştır!" o, kadınları ve dulları korumak için evleniyordu da kendi eşleri dul kaldığında durum neden değişti? şimdi o ölse onun eşlerini birileri "korumak istese" bunun nesi günah olacak? üstelik sünnet değil midir peygamberin yaptıklarını yapmak?
muhammed, cinsel ilişkilere ne kadar zaman ayırıyordu?
o dönem araplarında "şehvet", "erkeklik gücü" en başta gelen bir özellikti. bunu gazali, ihyâu ulumiddin adlı ünlü kitabının "kitabu adabi’n nikâh" bölümünde uzun uzun anlatır. bir dolu örnek verir, ali’nin oğlu hasan’ın bir alışta "dört karı birden" aldığını, sonra çok geçmeden bunları boşayıp yenilerini aldığını, muhammed’e bu torunu anlatıldığında muhammed’in: "o, yaratılışta da huyda da bana benziyor!" dediğini, bu oğlanın, 200 kadar karı elden geçirdiğini anlatan bir hadise, muhammed’in, "dünyanızdan bana üç şey sevdirildi" dedikten sonra bunlardan birinin de "kadın" oldugunu dile getiren bir başka hadisine ve daha nice hadislere, öykülere yer veriyor. (bkz. gazali, ihya- u ulûmiddin, arapça, 28-29 ) gazalî, felâk suresinin (diyanet’in çevirisiyle:) "bastırdığı zaman karanlığın şerrinden de o’na sığınırım, de!" anlamı verilen 3. ayetine "ve sertleşip kalkmış olan zekerin (erkeklik organının) bu duruma geldiği zamanki bastırmasının şerrinden de tanrı ya sığınırım, de!" anlamının verilebileceğini, bu anlamı ibn abbas’ın verdigini; ünlü gizemci cüneyd-i bağdadi’nin (ölm. 910.) "yemeye, içmeye ne denli gereksinim duyuyorsam, cinsel ilişkiye de o denli gereksinim duyuyorum!" dediğini aktarıyor ve verdiği örneklerle "insanın rahatlaması için şehvetinin gereğini yerine getirmesinin önemini" anlatmaya çalıştığını belirtiyor. (bkz. aynı kitap, s. 27.)
muhammed’in çok karı alışına, kadınlara yönelişine de bu açıdan bakmak gerçekçi bir yaklaşım olur. hadislere baktığımız zaman, muhammed’in "cinsel ilişki"ye ayırdığı zamanın, şaşılacak boyutlarda olduğunu görüyoruz. işte bir hadis, en’es anlatıyor:
peygamber, 9 ya da 11 karısı varken, gecenin ya da gündüzün belli saatinde tümünü dolaşıyor ve hepsiyle cinsel ilişkide bulunuyordu."
enes’e soruluyor: – "iyi ama, peygamber buna güç yetirebiliyor muydu?" enes karşılık veriyor:
– "evet. biz aramızda, peygambere 30 erkek gücil (şehveti) verildiğini konuşurduk." (bu hadis buhari’nin e’s-sahih’inde de yer alıyor. (diyanet’in bir yayınında görmek için bkz. sahih-i buhari muhtasarı tecrid-i sarih tercemesi, hadis no: 192.)

not:din bu dan alıntıdır.

ateist kızlar

Ateist olmaları ahlaklı oldukları anlamına gelmez.

irem isimli kızların genel özellikleri

Yalnız fazla gömmezsek. S.ss.

Genelde iyi insanlardır.

türklerin soykırıma uğrama olasılığı

gittikçe artan bir olasılıktır.

siyasi olaylar yaşanır, günler hızla geçer, türkler iphone 6s'i konuşurken devletin sınırları daralmaya başlar, meclise türkçe bile konuşamayan insanlar girer, saray ve gösteriş meraklısı islamcı kesimlere ilah gibi tapılır, günler biraz daha hızlı geçer, biraz daha ve biraz daha, olaylar gelişir gelişir ve sonunda tarih yeniden yazılmaya başlanır, atatürk'te kürt olur, yavuz sultan selim de kürt olur, kanuni ermeni olur derken, türkler aniden zaten hiç sahip çıkamadıkları bir toprak parçasında soykırıma uğramaya başlarlar.

hani bir komplo teorisi, bir ütopya gibi gelebilir lakin aklınızda bulunsun.

herhalde akp döneminde bu kadar kapitalist tavizlerle bu kadar bolluk içine sokulmamızın bir sebebi vardır, herhalde bu kadar teröristin açık seçik yasallaşması, eğitim kurumlarının bile zıvanadan çıkması, abuk sabuk insanların inanılmaz yerlere gelmesinin bir sebebi vardır. herhalde şu akp döneminde muhalifiyle destekçisiyle ahlaksızlığın dibine vurmuş türklerin bedeli ödemesi de çok uzak değildir.

fatih sultan mehmet in kürt olduğu gerçeği

(bkz: kaynak götüm)

türk askerini bildiğin rambo zannetmek

habire kalleşçe pusu atanların, kaçak dövüşenlerin, mayın döşeyenlerin leşlerini tepeler gibi yığan askeri rambo zannetmektir ki doğrudur.

bunca kalleşliğe rağmen türk ordusunun verdiği kayıplar ortada, bölücü şakilerden alınan leş sayısı ortada... tartışacak bir şey yok.