bugün

entry'ler (7)

istanbul üniversitesi hukuk fakültesi

2013 senesinde mezun olduğum okul. eğitim kalitesine diyecek laf yoktur. lakin sosyal imkanları sıfırdır. 2009-2013 seneleri arasında cemaatin yoğun çalışmalarına bizzat şahit olduğum, şimdi ise sağ görüşlü insanların birilerinin üzerine yürüyebildiği yer olmuş. yanlış anlaşılmasın solcular yürüsün demiyorum tabi ki lakin ne durumlara düşmüş güzelim miras.

ibanez aeg10e

Geniş kasa diye geçen ael10e versiyonuna sahip oldum akustik gitardır. Amatör sahne çalışmalarınız için fazlasıyla yeterli ve hoş bir tınıya sahiptir. Akustik sesi daha yüksek duymak isterseniz (benim gibi) ael10e önerilir.

muğla

Giresun merkezde büyüyen gençlere tavsiye, babanız emekli olmadan bir Muğla havası alalım derse, Muğla merkezi kastetmediğinden emin olun.

dağ 2

Dün akşam itibariyle anamı babamı da alıp gittiğim, askerliğinin orasında bir asteğmen olarak, annemin duygulanmasıyla dalga geçerim hesabı yaparken ancak ilk perdenin sonunda ki esir kız sahnesinde, kazdığım kuyuya düştüğüm filmdir.

kadınlara köpek gibi davranmanın önemi

(bkz: Açtı ağzını yumdu gözünü) Genellemene katılmıyorum kardeş de, şu serseri adamın çekiciliği konusunda tutarlı bir açıklama varırsan (sosyolog-psikolog arkadaşlar bir zahmet), kanayan yaramıza tampon olursun tampon.

edward norton

Kendisine aşırı derecede benzetildiğim şahsiyet. Biyografisini çeksinler de oynayayım diye beklemekteyim amma yaş geçiyor...

boranoğulları kimdir

Boranoğulları, asıl isimleri Deliboranoğulları olup halk arasında '' borono '' namıyla bilinirler. 1900'lü yılların başlarında Van'ın hangi ilçesine bağlı olduğu bilinmeyen üç köylük nüfusa sahip Güler aşiretinin büyük çoğunluğunun Türkiye'nin çeşitli yörelerine göç etmeleri sonucu, Ordu ili Ulubey ilçesine bağlı Aşağıkızılen Köyü'ne gelen Borono ibrahim soyundan gelirler. Şimdi yalana gerek yok çok pislik bir adammış bu ibrahim, zaten 35'ine gelmeden vurmuşlar. Huysuz, aksi, nalet terimlerinin o zaman ki karşılığı, ama ata işte ne yapalım. Gerçi anlatılamayacak çapkınlıkları bizi 100 yıl sonra gururlandırsada, evimize asacak bir fotoğrafının olmayışın kahrını da yaşıyoruz.