bugün
- bugün hangi kadın yazara ne diksem12
- zall beceremiyorsan bırak git16
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması12
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi18
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması10
- anın görüntüsü22
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı17
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak28
- ali koç12
- jose mourinho21
- günahların takımı galatasaray13
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır9
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri9
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu21
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
- anneler günü18
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor14
- icardi19058
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri9
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- doğum gününde hatırlanmamak13
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- icardi1905'in sözlüğü bozması8
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- en dindar özelliğiniz25
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- yorgun mermi10
- şizofreni11
- bacağa kramp girmesi10
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkeklerin sadakatsiz olması9
- türkiye den soğuma sebepleri11
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar15
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması11
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- uludağ sözlük kapatılacak11
entry'ler (501)
kendilerine güzelce bir çaktırınca ruhu genişleyecek ağır kepaze şıllıklarının tercihidir. saygı duyarım.
kişiseldir. kısaca; kız.avi
ilişki bitmeye yakın duyulabilecek en optimist cümledir. duyabiliyorsanız şanslısınız, çünkü daha kötüleri de var. *
eski evinden farklı olduğu aşikar olan bir kokudur. kötü değildir. yeni ev içe sindiyse eski evi gram aratmaz. değilse açın karşılıklı pencere balkonu, koku moku kalmaz. her türlü yeni ev iyidir.
gerizakalı lan bunlar. zamana ters orantılı gelişiyor gençliğin beyinleri. bunların yaşındayken okulda muzlu süt içip, basket oynayıp sınıfa leş gibi ter kokarak giren neslin alnını sıvazlarım yeminle.
Tanım: bi' sefer de beni mağrur gör uludağ, yapmıyorum amk tanım manım, böyle iş mi olur lan.
Tanım: bi' sefer de beni mağrur gör uludağ, yapmıyorum amk tanım manım, böyle iş mi olur lan.
tayyib'in t.şakoğlan gibi sırıttığını düşündüren eylemdir. aklınca milleti(!) millete(!) kırdıracak ve mario misali kaleden kızı kurtaracaktır.
kız'ın fahişe olduğunu kalenin de kendi rant sağladığı topraklar olduğunun belki düşünse farkına varır ama yok, şimdi cbaşkanı koltuğuna oturdu ya bilaloğlanı, göt taa van da amk, van da selo'da. RTE sana sesleniyorum; bu entry'ye başladım, biskim yazamadan bitiremedim bile. ben yarım kafamla çözemedim işi, 1700'lerden kalan aklına sen çözersen bu işi, ben kendimi baya kötü hissederim. hadi beni üz*
kız'ın fahişe olduğunu kalenin de kendi rant sağladığı topraklar olduğunun belki düşünse farkına varır ama yok, şimdi cbaşkanı koltuğuna oturdu ya bilaloğlanı, göt taa van da amk, van da selo'da. RTE sana sesleniyorum; bu entry'ye başladım, biskim yazamadan bitiremedim bile. ben yarım kafamla çözemedim işi, 1700'lerden kalan aklına sen çözersen bu işi, ben kendimi baya kötü hissederim. hadi beni üz*
akşam 8'de yalıtımlı davul (bateri) çaldığında tepene binen komşunun, gece 3'te sokakta deli s.kmiş bam güm davul çalan adama saygıyla yaklaşması sonucu, ağzından asla duyamayacağınız cümledir.
daha çok geceleri bastıran duygu durumudur.
kollarının arasında kayboluşunu izlemek istersin ama kollarını açtığınla kalırsın. evdeki her şey o mis kokulu sevgiliye dair bir şeyler çağrıştırmaktadır. bardağı, diş fırçası, hatta son gelişine ait olan, mel'un bilet görevlisinin bir cüretle yarısını yırttığı uçak bileti evin içinde salınmaya devam etmektedir, kendi gibi. yarı açık salon kapısına bakarsın, sanki o küçük adımlarıyla içeriye fıtı fıtı girecekmiş gibi. fotolarından, dolabın içinde kendininkilerle harmanlanmış kıyafetlerinden falan bahsetmiyorum bile.
gece kendinle baş başa kaldığında, o sessizlik yetmiyormuş gibi bir de gözlerini kapatırsın ki sevdiceğin gözünde canlanabilsin. geçirilen en güzel anlar olmasına gerek yok, televizyonun karşısında mandalina yerkenki görüntüsü bile gelse o kalp fırlar dışarı. evet senindir o, evet her şeye değer, evet onunla geçirmek istiyorsun ömrünü ve evet sonuna kadar bekleyeceksindir, cidden değişmezdir bunlar ama 1000 km ötededir o an. bitti. öpmek yok, dokunmak yok, kalp ağrısı var, dünyanın en kuvvetli yapıştırıcısıyla desteklenmiş sabır taşı var. balyoz iner. işte o an "sol kolunu temelli alacağız ama bu gece sabah 06:00'a kadar yanında yatacak, fizik kurallarını düşünme sen, onu biz hallederiz" deseler, kendin çıkarır verirsin o kolu.
ve böylece sıradan bir gün daha biter.
kollarının arasında kayboluşunu izlemek istersin ama kollarını açtığınla kalırsın. evdeki her şey o mis kokulu sevgiliye dair bir şeyler çağrıştırmaktadır. bardağı, diş fırçası, hatta son gelişine ait olan, mel'un bilet görevlisinin bir cüretle yarısını yırttığı uçak bileti evin içinde salınmaya devam etmektedir, kendi gibi. yarı açık salon kapısına bakarsın, sanki o küçük adımlarıyla içeriye fıtı fıtı girecekmiş gibi. fotolarından, dolabın içinde kendininkilerle harmanlanmış kıyafetlerinden falan bahsetmiyorum bile.
gece kendinle baş başa kaldığında, o sessizlik yetmiyormuş gibi bir de gözlerini kapatırsın ki sevdiceğin gözünde canlanabilsin. geçirilen en güzel anlar olmasına gerek yok, televizyonun karşısında mandalina yerkenki görüntüsü bile gelse o kalp fırlar dışarı. evet senindir o, evet her şeye değer, evet onunla geçirmek istiyorsun ömrünü ve evet sonuna kadar bekleyeceksindir, cidden değişmezdir bunlar ama 1000 km ötededir o an. bitti. öpmek yok, dokunmak yok, kalp ağrısı var, dünyanın en kuvvetli yapıştırıcısıyla desteklenmiş sabır taşı var. balyoz iner. işte o an "sol kolunu temelli alacağız ama bu gece sabah 06:00'a kadar yanında yatacak, fizik kurallarını düşünme sen, onu biz hallederiz" deseler, kendin çıkarır verirsin o kolu.
ve böylece sıradan bir gün daha biter.
dünyanın herhangi bir yerinde rastlanmamış olan ölüm biçimidir.
ancak..
uzun yıllar tek başına yaşanıldığı zaman "oh ulan, artık kendi bokumda boğulurum en azından" düşüncesi yerini "lan ciddi ciddi kendi iç sesimden sıkıldım bişeyler lazım, bi' değişiklik neyim.." gibi düşünceler almaya başlar.
bu yanlızlıktan ölecek olan şahıs, hafta içleri genelde sıradan bir hayat sürer. uğruna işten istifa edip bababanktan vadesiz hesabını tekrar aktif hale getirmeyi göze alarak başladığı yüksek lisans eğitimini, daha 1. dönemini bitirmiş olmasına rağmen gözden geçirmeye başlar ("naaptım lan ben?" gibi). her neyse, bu adam sabah makul bir saatte uyanır. gece biranın yanında yediği bok püsürüğün etkisiyle soğuk ayaklarla taşa basmayı göze alarak direk tuvaletin yolunu tutar. bu kısa yürüyüş esnasında dün gece kesin olarak bıraktığı, ama kıyamayıp atmadığı paketinden bir dal sigara çeker ve devam eder tuvalette tellendirmek üzere. (bkz: oruçluyken kimse görmesin diye odanın köşesine çöküp yemek yemek). Tuvaletten sonra lavabonun başına geçer ve 2 parmakla göz kenarlarını yıkar (yanaklara su deymeyecek şekilde) ve mutfağa gider. tezgahın üstüne serer bütün buz dolabını. çatalı kaptığı gibi tırtıklama usülüyle 3-5 dk içinde alır besinini. bir sigara daha yakarken, o gün bir çılgınlık yapıp odada değilde, o günü salonda geçirmeye karar verir. üşengeçlikten dolayı bunu sadece düşünür ve zaman kaybetmeden odaya geçer. mutfak-oda yürüyüşü esnasında uzaktaki aile fertleri tek tek aklından geçer, derken yine uzaktaki sevgili arar. iki hoş beş edilir. sonra tam bilgisayarın başına oturacakken çantasını toparlayıp okula gitmeye karar verir. tabi o ortamdan da kopmamak lazım, kadro madro... bölümdeki çay ocağından klas bir hareketle duble çayını doldurup, bebelerin arasından geçerek laboratuvarına (inine) geçer. iki bilimden sonra biyolojik saati çalar ve 30 sn içinde pılını pırtını * toplayıp tekrar dönüş yoluna geçer. ne tesadüftür ki evi de, tıpkı oda-mutfak gibi yürüyüş mesafesindedir. yürürken uzaktaki dostlardan biri arar, uzak bir tarihte geleceğini söyler. -ki bu elitist, aşırı planlı seyahati deklare eden dost daha 2 yıl öncesinde birbirinin ağzına çorap sokmaya çalışmaktan onur duyan tipin ta kendisidir- domino etkisi olsa gerek bir diğeri daha ona katılır. derken beraber cepler yoklanır ki apartman kapısı açıla. eve girilir. 95 metrekarelik evin 45 metrakaresini kolon ve koridora ayıran müteahite rutin bir ana avrattan sonra, burayı iyi dinleyin, hiç şaşmaz; çantadaki laptop çıkarılıp açılır, o açılana kadar ketılın suyu konur, mutfaktan çıkarken ceket asılır ve odaya geçip laptop şarja bağlanır, o arada mini bir voice call yapılarak sevgili aranır, ama kulaklık takılarak. çünkü konuşma esnasında su kaynamış olacak ve makarnayı dökmeden tencereye boşaltmak için iki ele ihtiyaç vardır. makarna haşlanırken ilgili dizi açılır, kırık link olup olmadığında emin olunduktan sonra tekrar mutfağa geçilir. günün en düşünsel saniyeleri olarak kabul ettiği "sos hazırlama" eylemine geçer. önemlidir çünkü günün akşam ezanından sonraki akibetini bu an belirler. beyaz sos * mu, kırmızı sos * mu?.. (bkz: Red pill and blue pill) yıllardır yalnız yaşamanın getirdiği "süreçleri idrak ve değerlendirme" yeteneği, koca besin zincirini iki renge indirgeyebilecek kadar gelişmiştir. eğer o gün dolap doluysa, yemek yapılırken proses uzun süreceğinden bir bira açar, telefonu ters çevirerek çerez kasesine koyar ve bir canlı müzik istasyonuna bağlanarak (bkz: doğal amfi) ve pişirme işlemine geri döner. derken yemeği yer, hazırladığı diziyi izler. ve yatar.
uyumadan 5 dk önce tekrar aile, dost, sevgili, istifa, bababank'a geri dönüş, belirsizlik gibi rutin şeyleri düşünür. uyuyamaz. sonra uyur.
velhasıl, ölünmüyor gençler yalnızlıktan, dağılın.
ancak..
uzun yıllar tek başına yaşanıldığı zaman "oh ulan, artık kendi bokumda boğulurum en azından" düşüncesi yerini "lan ciddi ciddi kendi iç sesimden sıkıldım bişeyler lazım, bi' değişiklik neyim.." gibi düşünceler almaya başlar.
bu yanlızlıktan ölecek olan şahıs, hafta içleri genelde sıradan bir hayat sürer. uğruna işten istifa edip bababanktan vadesiz hesabını tekrar aktif hale getirmeyi göze alarak başladığı yüksek lisans eğitimini, daha 1. dönemini bitirmiş olmasına rağmen gözden geçirmeye başlar ("naaptım lan ben?" gibi). her neyse, bu adam sabah makul bir saatte uyanır. gece biranın yanında yediği bok püsürüğün etkisiyle soğuk ayaklarla taşa basmayı göze alarak direk tuvaletin yolunu tutar. bu kısa yürüyüş esnasında dün gece kesin olarak bıraktığı, ama kıyamayıp atmadığı paketinden bir dal sigara çeker ve devam eder tuvalette tellendirmek üzere. (bkz: oruçluyken kimse görmesin diye odanın köşesine çöküp yemek yemek). Tuvaletten sonra lavabonun başına geçer ve 2 parmakla göz kenarlarını yıkar (yanaklara su deymeyecek şekilde) ve mutfağa gider. tezgahın üstüne serer bütün buz dolabını. çatalı kaptığı gibi tırtıklama usülüyle 3-5 dk içinde alır besinini. bir sigara daha yakarken, o gün bir çılgınlık yapıp odada değilde, o günü salonda geçirmeye karar verir. üşengeçlikten dolayı bunu sadece düşünür ve zaman kaybetmeden odaya geçer. mutfak-oda yürüyüşü esnasında uzaktaki aile fertleri tek tek aklından geçer, derken yine uzaktaki sevgili arar. iki hoş beş edilir. sonra tam bilgisayarın başına oturacakken çantasını toparlayıp okula gitmeye karar verir. tabi o ortamdan da kopmamak lazım, kadro madro... bölümdeki çay ocağından klas bir hareketle duble çayını doldurup, bebelerin arasından geçerek laboratuvarına (inine) geçer. iki bilimden sonra biyolojik saati çalar ve 30 sn içinde pılını pırtını * toplayıp tekrar dönüş yoluna geçer. ne tesadüftür ki evi de, tıpkı oda-mutfak gibi yürüyüş mesafesindedir. yürürken uzaktaki dostlardan biri arar, uzak bir tarihte geleceğini söyler. -ki bu elitist, aşırı planlı seyahati deklare eden dost daha 2 yıl öncesinde birbirinin ağzına çorap sokmaya çalışmaktan onur duyan tipin ta kendisidir- domino etkisi olsa gerek bir diğeri daha ona katılır. derken beraber cepler yoklanır ki apartman kapısı açıla. eve girilir. 95 metrekarelik evin 45 metrakaresini kolon ve koridora ayıran müteahite rutin bir ana avrattan sonra, burayı iyi dinleyin, hiç şaşmaz; çantadaki laptop çıkarılıp açılır, o açılana kadar ketılın suyu konur, mutfaktan çıkarken ceket asılır ve odaya geçip laptop şarja bağlanır, o arada mini bir voice call yapılarak sevgili aranır, ama kulaklık takılarak. çünkü konuşma esnasında su kaynamış olacak ve makarnayı dökmeden tencereye boşaltmak için iki ele ihtiyaç vardır. makarna haşlanırken ilgili dizi açılır, kırık link olup olmadığında emin olunduktan sonra tekrar mutfağa geçilir. günün en düşünsel saniyeleri olarak kabul ettiği "sos hazırlama" eylemine geçer. önemlidir çünkü günün akşam ezanından sonraki akibetini bu an belirler. beyaz sos * mu, kırmızı sos * mu?.. (bkz: Red pill and blue pill) yıllardır yalnız yaşamanın getirdiği "süreçleri idrak ve değerlendirme" yeteneği, koca besin zincirini iki renge indirgeyebilecek kadar gelişmiştir. eğer o gün dolap doluysa, yemek yapılırken proses uzun süreceğinden bir bira açar, telefonu ters çevirerek çerez kasesine koyar ve bir canlı müzik istasyonuna bağlanarak (bkz: doğal amfi) ve pişirme işlemine geri döner. derken yemeği yer, hazırladığı diziyi izler. ve yatar.
uyumadan 5 dk önce tekrar aile, dost, sevgili, istifa, bababank'a geri dönüş, belirsizlik gibi rutin şeyleri düşünür. uyuyamaz. sonra uyur.
velhasıl, ölünmüyor gençler yalnızlıktan, dağılın.
yaşanan deneyimlerin sadece cinsel olacağını düşünen, başka bir şeye ihtimal vermeyen hastalıklı bir zihnin kuruntu yapmasına sebebiyet veren düşüncedir.
iki tarafın da birbirinin ruh hallerini çok daha iyi anlayabilmelerini sağlayan evliliktir. Mükemmeldir. doğru kadındır.
https://www.facebook.com/...57&type=1&theater karesiyle bağırtarak güldüren bir karikatüristtir.
https://www.change.org/pe...ise-from-cnn-turk-teamcnn# adresinden katılınabilecek kampanyadır.
yaptıkları ne kendi iş ahlakına uymaktadır, ne de habercilik anlayışına hizmet etmektedir. yurtdışı bağlantısı bile canlı aktarıyorken yayınladıkları penguen belgeseli, halkı şuursuz zannetmelerinden gelir.
uludağ sözlüğün bu konuya bu kadar duyarsız kalması şaşırtıcıdır.
yaptıkları ne kendi iş ahlakına uymaktadır, ne de habercilik anlayışına hizmet etmektedir. yurtdışı bağlantısı bile canlı aktarıyorken yayınladıkları penguen belgeseli, halkı şuursuz zannetmelerinden gelir.
uludağ sözlüğün bu konuya bu kadar duyarsız kalması şaşırtıcıdır.
dışında en ucuz plastik malzemenin kullanıldığı, içinde hurda parçalardan toplama motorun döndürdüğü iki bıçaklı bir ufalayıcının, süper reklamlarla anneler gününde adeta bir atom parçalayıcısı gibi gösterilmesinin ardından yapılan eylem. *
traştan önce 2 posta, sonrasında 2 posta şampuanla yıkayan bir berberi olan zattır. Traştan sonra bir posta da evde yıkandığınızda artık şaçlar aşırı şampuandan dolayı köpürmemektedir
dini bütün olmayan insanlar bütünüdür.
ne kadar küfür etsen azdır böylelerine, ayak başparmağınla pilava kamikaze dalarken, aynı zamanda sağ elinle bamya avuçlayamadıktan sonra neyleyim böyle dini, vecizeyi...
ne kadar küfür etsen azdır böylelerine, ayak başparmağınla pilava kamikaze dalarken, aynı zamanda sağ elinle bamya avuçlayamadıktan sonra neyleyim böyle dini, vecizeyi...
en başta, hemcinsleriyle anlaşamamasından dolayı kendiyle bile iyi anlaşamayan kızdır.
ayrıca böyle söyleyen kızların, gerçekte böyle olduklarını pek düşünmemekteyim, eğer durum öyleyse gerçekten o kızda bir problem vardır.
ayrıca böyle söyleyen kızların, gerçekte böyle olduklarını pek düşünmemekteyim, eğer durum öyleyse gerçekten o kızda bir problem vardır.
adana ve doğusundaki illerde küfür sayılabilecek eylemdir.
sigara yakmak için rezerve zaman dilimidir.
bir anlamına gelen kelimeyi bi' şeklinde kısaltarak, argo bir anlam kazandırmak için yapılan bir eylemdir. *