bugün

entry'ler (2242)

kırlara doğru

çok güzel bir çocuk şarkısıdır. nedense bu şarkı bana küçüklüğümden beri hasret hissiyatı veriyor. yolculuk var...

19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı

olur da fenerbahçe kazanırsa kahrolarak bütün bir sezon için ali koç'a saydıracağımız maç olacaktır. ama takımda inanç kaldı mı göreceğiz bakalım.

ali koç

aday olması sonucunda camianın gözündeki değerini iyice yerlere seren başkan. hadi kötü yönettin beceremedim diyelim. ben varken bizi şampiyon yapmayacaklar dedikten sonra aday oluyorsan fenerbahçeli değilsin zaten... sadettin saran'ın gerçek yüzünü de görmüş olduk sayende. inşallah aziz başkan kazanır. dediğime inanamıyorum.

sadettin saran

ali koç ile yarışamayacak kadar iradesizsen zaten fenerbahçe başkanlığına aday olamazsın. şuan aday olsa o ali koç'a karşı bile kazanırdı. ama geçti. hem fenerbahçe için bir fırsat olma şansını tepti, hem de sonrasında buna talip olabilecek kadar iradeli olmayacağı gerçeğini gösterdi. şuan fenerbahçe'yi bulunduğu durumdan kurtarmak için aday olamıyorsan, bundan sonra da olma.

ali koç

gelmiş geçmiş en başarısız fenerbahçe başkanıdır. "ben varken takımı şampiyon yapmayacaklar" deyip sonra tekrar aday oluyorsan fenerbahçeli değilsin zaten. sadettin saran'ın da senden farklı olmadığını göstermiş oldun. seçimi kazanırsa 3 yılımız daha heba olacak. başkan bile olsan futbol a elini sürmemen lazım. elini sürmediğin her yer avrupa şampiyonu oluyor. fenerbahçe'nin gerçek olsalar da saha dışı bahanelere, eski şampiyonluklara veya tff ve rakip camialarla savaşmaya ihtiyacı yok. fenerbahçe'nin bugün şampiyon olmaya ihtiyacı var. taraftar olan anlar. ali koç benim gözümde olmadığını kanıtlamış bir başkandır. şimdi aziz yıldırım'ın veya aziz başkan destekli birinin aday olup bizleri kurtarması gerekmektedir.

türkiye den soğuma sebepleri

ahlaksızlık. bu toplumdaki ahlaksızlık seviyesi ülkedeki her türlü olumsuzluğun net sebebidir. diğer şeyleri düzeltebilirsiniz. ama bunu düzeltemiyorsunuz. neden cahil olduğumuza, neden saygısız olduğumuza bakacak olursa altında hep ahlaksızlığın olduğunu görürüz. deprem bölgesinden enkaz kaldıran gönüllülerin eşyalarını çalacak kadar, okulda öğretmene yumruk atacak kadar, her şeyi geçtim adım başı çöp kovası varken yere çöp atacak kadar ahlaksız olan bir toplumdan hiç bir şey olmaz.

sonra farklılıklara saygı, eğitim vb konular geliyor işte.

open english

geçen yılın sonundan beri o kadar reklam yaptığı için kalitesizlik hissi uyandırıyor bende. madem o kadar kalitelisin neden bu kadar reklam yapıyorsun ki? ayrıca şahsen onu alıp ondan faydalanan görmediğim. çok reklam olumlu izlenim bırakmıyor. bıktık bıktık

ali koç un jose mourinho ile anlaşması

başkanlığı bıraksın da kimle anlaşırsa anlaşsın. ligden çekiliriz deyip takımın kimyasını bozup bütün hedeflerden tek elenmeye neden olan başkan alex ferguson'u getirse ne olur? madem sen varken şampiyon yapmıyorlar bizi. bırak o zaman.

vahdettin e hain diyenleri susturacak tarihi belge

tarih kahramanları asanlar tarafından yazılır diyerek nokta koyuyorum. kim hain, kim kahraman bilemeyiz.

26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı

--spoiler--
sayemizde fenerliler galatasaray a iddaa oynayıp teselli ikramiyesi kazanacağı maçlar sinsilesi.
--spoiler--

(bkz: sinsile)
(bkz: silsile)

hüseyin can güner

liyakat denilen şeyin chp'deki yansımasıdır. o kadar. kesin kazanacağı yere kesin kazanmasını istediği gencecik körpecik bir avukatı aday yapanlar da liyakat yorumu yaparlar.

umarım önceki başkanların yapmadığını yapar da sürekli pano billboard asmak yerine biraz hizmet eder. çankaya'da bir parka gidip sinekler tarafından kovalanmıştık ama her yerde atatürk'ün söylemediği sözleri içeren bilboardlar asılıydı. bir billboard az asıp parkları ilaçlayıp, sinek böcek yuvasına dönen çimlerini biçeydiniz demiştik. inşallah hüseyin can başkan bunlar için gerekeni yapar. çankaya'lılar düzgün parklarda vakit geçirmeyi hakediyorlar.

26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı

bu maçı malum takım çok net bir skorla kazanır. maçta hatalı hakem kararı olmaz, olursa da malum takımın menfaatlerine göre olur. malum takımın yöneticisi yabancı var hakemlerini de avm de filan sıkıştırıp kendi menfaati için gereken neyse yapıyor ki adamlar penaltı olmayan pozisyonları bile penaltımsılaştırıyorlar. neyse, sonucu belli maç. yorum yapmaya bile gerek yok.

hendek

evliliğim sonrası aileme yaşadığım sorunlar nedeniyle, ailemle irtibatımı kestiğim için yıllardır gitmediğim, görmediğim ama bir o kadar da özlediğim güzel yer şehir. şehir diyorum ama aslında sakarya iline bağlı bir ilçedir.

çevresinde benim de bilmediğim bir sürü gezilecek görülecek yeri olmakla birlikte yeşilliği, temiz havası, billur ırmakları ile bir başkadır. istanbul ile ankara'nın ortasında yer alması nedeniyle iki tane otoyol şehirden geçmektedir.

çeşitli etnik gruplara sahip halkı ile tam bir kültür mozağidir. özlenen yer.

ben bu yazıyı sana yazdım

ben bu yazıyı ilk defa size yazıyorum, annem le babama. ben güzel bir insan olmuşsam şüphesiz bunda sizin ve üst katlarında oturduğumuzu rahmetli babaannemle dedemin payı büyüktür. beni düzgün bir şekilde yetiştirdiğiniz için hakkınızı ödeyemem. bir keresinde yemek organizasyonu için yer ayarlaması yapacakken mekan sahibine babamın adını söylediğimde, "ben onu çok seviyorum çok kral adamdır" dediğini unutmamam. annemin aile efradındaki yeri de tartışmasızdır. hem kendi ailesi hem de bababım ailesi tarafından bu kadar sevilen birisi olması gerçekten çok güzel. iş ahlakı konusunda ne kadar güvenilir bir insanın çocuğu olduğumu unutamam.

evet ekonomik olarak da elinizden geleni yaptığınızı biliyorum. ki bu kadar durumumuz yokken elimden geldiğince tasarruflu bir öğrencilik dönemi geçirdiğimi de belirtmeliyim.

ben üniversite için yanınızdan ayrıldığımda hayatımın dışarıda olacağı belliydi. bu kimse için sürpriz olmamıştır. ancak evlenmek üzere tanıdığım ve sevdiğim insanı bir türlü kabullenmeyişinizi, herkese karşı bu kadar iyi iken, eşime karşı bu kadar kötü olmanızı anlayamadığım gerçeği ile yaşıyorum. ve bu kadar üzüldüğüm başka bir konu daha yok.

ama ben size kırgınım. ben evlenirken sizler tarafından sahipsiz bırakıldığım için kırgınım. oğlum evleniyorsun, bir ihtiyacın var mı demediğiniz için kırgınım. benim kimsesi olmayan biri gibi bıraktığınız için kırgınım. tamam maddi konularda sorunlar olabilir. ama ben sizi hiç yanımda hissetmedim ki. aileme dair sevincimi, aile babası olmanın mutluluğunu sizle paylaşmama bile izin vermediniz ki. hep yargıladınız. hep elin oğluymuşum gibi davrandınız bana. eşimi, hayatımı paylaştığım insanı kabullenip, onu kendi evladınız gibi görmek çok mu zordu? zor değilmiş ki eşimin ailesinden bu anlamda tek bir olumsuzluk görmedim yıllarca. neden benim ailem de onlar gibi olamadı diyorum. işte bu nedenle kırgınım.

ben de isterdim sıcak bir aile yuvası ile bayramları tatilleri geçirmeyi. pandemi döneminde evden çalışırken yanınıza gelip haftalarca orada kalmayı, pandemi sonrası yazları orada vakit geçirmeyi. çocuklarıma doğduğum, büyüdüğüm yerleri göstermeyi, onları akrabalarımla arkadaşlarımla tanıştırmayı. ama siz bana bunu çok gördünüz. şimdi arkadaşımın düğününe bile gelemiyorum sizle karşılaşırım diye. memleketimden biri ile karşılaştığımda görmezlikten geliyorum sizin bahsiniz geçer diye.

üç numara doğduğunda kayınvalidemle telefonda konuşurken eşimle konuşup buzları eritme şansınız da vardı. ama yapmadınız. şimdi ben de geri dönemiyorum işte.

fenerbahçe nin bu sene de şampiyon olamaması

çok normal, ali koç süper kupa maçına çıkmayıp zaten kendine düşman olduğunu iddia ettiği bir yapıya tepki göstererek ne hikmetse onların farklı tavır alacağını düşündü. ne kazandık, hiç bir şey. süper kupa maçına u19 la çıkarak a takım'ın korktuğu intibası uyandırdılar. futbolcular oynamak istemesine rağmen ismail kartal'la birlikte onları farklı bir gündemle demotive ettiler. süper kupa maçına çıkıp kazansaydı, o zaman hem daha düzgün bir duruş sergilerdi hem de mental üstünlüğü ele geçirirdi. ama onun yerine ergen gibi kaçmayı seçti. bunun neticesinde hocanın bu kriz sürecini hatalı oyuncu tercihleriyle körüklemesi, avrupa daha önemli olduğu halde, onu ikinci plana attığını göstermesi, bir maçta adam yokluğunda iyi oynadı diye krunic'ten 10 numara yapmaya çalışması da esasında terapi alması gerektiğinin göstergesi. sonuç olarak yenebileceği rakibinin maçına çıkmayarak mental olarak geriye düştü, eleyebileceği yunan rakibini eleyememeyi başararak iyice dibe vurdun. son olarak penaltı olmayan bir penaltı ile şampiyonluk yarışında yara aldın. ali koç gitmeden bu takımda iyileşme olmaz. adamın her hareketi iyi olan takımı geriye götürmekten başka işe yaramadı. yeneceksin abi, rakibi de hakemi de. çocuk gibi ben oynamam tavırlarının kimseye bir şey kazandırmadığını görmek için koç holding ceo'su olmaya gerek yok.

ölen amcasını kredi için bankaya getiren kadın

olaydan çok alttaki yoruma bittim. güneş patlaması olsa akpart'inden bilecekler. hep öyle hep.
--spoiler--
fark etmez pampa brezilya'da da olsa, ak parti döneminde olmuş sonuçta. ak partiye yazar eksi puan.
--spoiler--

tanım: kadın amcası ölmeden önce kredi çekmeyi koymuş kafasına, sonra ölmüş. her duyan gibi ilk ülkemizde olmuş sandım ben de.

israil deki atatürk büstü

bazılarındaki gelişmişlik algısını net biçimde gösteren büsttür. hiç bir şey yapamadığı için ancak ülkesinin kurucu liderinin yer aldığı, başka ülkelerdeki cadde isimlerine ve büstlere bakarak kendisi ile gurur duyan bir kitle var. bizim ülkemizde milyonlarca var o büstten ve bütün dünyanın gözü önünde masum insanları katleden bir ülkenin sırf bu büste yer verdiği için adam yerine konması ve buna gerek duymayanların tu kaka yapıldığı bir anlayış var. ben bu yorumlarda beyin göremedim. beynin yok ama büstün var. ne güzel.

israil ülkesini büstlerle donatsa, bütün caddelerinin isimlerini Atatürk caddesi yapsa yine de adam olamaz. insan olmayan adam olamaz çünkü.

--spoiler--
ar*plara göre ehveni şer, araplardan daha adam olabildiklerini gösteren durumlardan biridir.
--spoiler--

--spoiler--
orospu çocuğu araplar koymadıkça ülkelerine öyle büstler adam olamazlar gelen siker giden siker.
--spoiler--

bu günlerde baykar a saldırılmasının nedeni

ülkemizde bir şirketin yaptığı işlere değil, ne yaptığına değil, kim aracılığı ile iş yaptığına bakılıyor. şaka gibi mevcut iktidar yapacağına dışa bağımlı olayım, ülkem batsın, zindanlarda çürüyeyim diyenler var bu ülkede. bunlar varken düşmana ihtiyaç yoktur. yerel seçimlerde tepki oyları ile öne geçince kendini bundan sonraki seçimleri de kazandım zanneden bir algının yanılgısının ürünü olabilir bu durum. bence son laf edilecek şey baykar olmalı ülkede.

mersin belediyesinin sahilde açtığı pub

hizmet algısını heykellerden oluşan bir kültürün hizmet seviyesini bir tık daha ileriye taşıması sonucu açtığı pub.

baktılar heykellerle panolar yetmiyor tabi, 100 yıldır başka icraat olmayınca. kütüphane açsan eleştirilir bu ülkede ama pub açınca internette hakim olan kitle nasıl mutlu oluyor. mesela o pub'a gitmek için binecekleri otobüsler dökülürken, içtikleri içkilerle bu dertlerden uzaklaşırlar umarım.

günahların takımı galatasaray

1980'lerden beri Türk futbolunu incelediğinizde çok net görebileceğiniz bir durum. misal kendi takımında 5 tane afrika kökenli oyuncu varken, elindeki muz ile rakibin tek siyahi oyuncusuna ırkçılık yapıldığını düşünebilecek kadar sığ olabilen bir kitleden bunu anlamasını beklemiyoruz.

sadece 3 hafta önce tff'yi bütün kurullarıyla istifaya davet eden bir başkanın, şuan tff istifası için "ne acelemiz var" demesi bile bu günahların özetidir.

yöneticisinin yabancı hakemler için yaptığı yorumda yerli hakemleri nasıl baskı altına aldığını itiraf ettiğini de unutmamak lazım.
"yabancı hakem - türk hakem kıyaslamasını ancak yabancı hakemin de evine adam gönderirsen, çocuğunu tehdit ettirirsen, avm'de de hakemin çevresini sararsan o zaman yabancı hakem ne yapar bakmak lazım."

sonra evet rakibin kafasına çakmak atmamışlar, bizim futbolcumuza denk gelse ölümüne sebep olabilecek cam içki şişesi atılmıştı, kimin sahasındaydı acaba?