bugün

sevdiği entry'ler

gecenin sözü

ve sevgilim sana gelince,
birgün uğrarsan sol göğsümün altındaki kente hüzünlü bir sesle;
"buralar bir zamanlar hep bana aitti" diyeceksin kendine...

babanın ölmesi

nerden başlanır ne yazılır bilmiyorum zira acıklı şeyler hiçbir zaman ilgimi çekmemişti, kimin çeker ki zaten. fakat bu kez yazmak istiyorum.

bu ölümün en çok zorlayan, en zor olan kısmı öleceğini 6 ay öncesinden öğrendiğin halde,
iyi olacaksın, iyisin diyerek rol yapmaya çalışmaktır, gözyaşlarını gizlemek için inanılmaz çabalamandır, hastalığın geçti birşeyin yok, o ağrılar geçecek hepsi ilaçların etkisi demeye çalışmaktır, ne kadar da yalancıyım. son gününe kadar inanılmaz nazik olması da daha çok üzer seni. ilaçlar nedeniyle zihni bulandığında , halüsilasyonlar görürken bile seni düşünen adamdır baba, nasılsın kardeşlerin nerde paranız var mı diye soran adamdır.

fakat doktorlar ne derse desin senin içinde de bi umut vardır hep, çünkü yakıştırmazsın babana ölümü. "nasıl ya?" dersin benim babam daha genç niye ölsün? zaten kaç yıldır savaşıyor bu hastalıkla, atlatacak, benim babam ölmez, ölemez, geçecek dersin ama hiçbir tıbbi sonuç senin dediklerini doğrulamaz, son ana kadar inanmazsın ölmeyecek dersin ama annene kardeşine artık kendinizi hazırlayın derken, kendini bile inandıramazsın. artık akşama kadar bile gitmez dediklerinde hala nefesi düzenli mi diye nefesini dinlersin. orda yatsın ama yaşasın dersin. bu da bencilliğin bir başka türü aslında orda acı çekerken yaşamasını istemek. insan bencil işte.

Allah bunu kimsenin başına vermesin , ne ani olanını ne de zamanla olanını. babanın ölmesi öyle birşeydir ki elinle kabre indirsen bile öldüğüne inanmamaktır. hala dua ederken Allahım anneme babama uzun ömür ver diye dua edip sonra birden irkilmektir. senelerce aynı duayı ettiğinden hala Allahım şifa ver demektir ama canı veren allah alan allah, itiraz edecek bir durumumuz olamaz. *
son gün son anlarında artık canını verirken ellerine ayaklarına dokunarak canının gidişini, vücudunun soğumasını anbean izlemek, zor be, allah kimseye vermesin ama başınıza gelirse o anı yaşamaktan uzak durun. zira çok ağır geliyor. ertesi gün morgda bu adam benim babam mı? diye sorarak buz vücuduna dokunduğunda sen o andan önceki sen değilsindir artık.

bi de sonrasında yani biraz daha net düşünebilecek kadar bir vakit geçtikten sonra nasıl kalbini kırdığın aklına gelir. ne kadar gerizekalı, gereksiz şeyler için üzmelerin aklına gelir. kendine küfredersin, kendinden nefret edersin bazen, bunu ben niye yaptım dersin. sana herşeyin en iyisini, en güzelini veren adamdır o, herşeyin en güzeline en iyisine layıktır. evladın da. ona layık bir evlat olmaya çalışmak en güzel armağan olacaktır.bugün yaşıyor olsaydı asla kırmazdım gibi malca bir cümle kurmucam. tavsiyem pişman olmamak için kimse kırmasın. vesselam babalığın en iyisini yaptı, tanıdığım en güzel adamdı. bi daha bu kadar güzel bir insanı ahirete kadar göremeyecek olmanın üzüntüsü var en çok içimde. *