bugün

sevdiği entry'ler

fatih terim

yazarların eskiden yapıp özlemini duyduğu şeyler

Akşam eve giderken bir siyah poşet bira alıp eve gelmek. Atletinizi şortunuzu giyip müzik eşliğinde Tavuk sote yaparken bir tanesini buz gibi gömmek. Tv karşısında yiyip sonrasında uzanmak.

otomativ sektöründeki çip krizi

gerçekten böyle bir kriz var mı yoksa fabrikalar krizi fırsat bilerek işçileri ücretsiz izne çıkartmak için fırsat mı kolluyor merak ediliyor ama son aylarda böyle bir krizin adı var. bursa'da faaliyet gösteren oyak renault ve tofaş fabrikaları yılbaşından beri birçok kez bu krizi bahane ederek üretime ara vermiştir.

oyak renault son 2.5 ayda 3. kez ara veriyor. 19-26 nisan tarihleri arasında üretim duracak fabrikada.

https://www.bursamuhalif....-daha-uretimi-durduruyor/

ali koç

https://pbs.twimg.com/med...format=jpg&name=small

fatih terim

+ tebrikler hocam Kadıköy'de kazandınız.
- Galatasaray her yerde kazanır. Bunu daha evvel söyledim.

Onyekuru'dan sonra fb'ye dördüncü golü atmıştır.

toskanın ağzında bakla ıslanmayan bir yazar olması

ben de ondan bahsediyorum zorro kardeşim.

kız çıkıp açık açık diyor ki sen de hoşlaştığın kıza sövmüştün ya da sen berktuğu favlayan kızları yolmuştun şırfıntı, ben hepinizden güzelim allah da belanızı versin vs.

bunları konuşalım arkadaşlar. şu dost meclisinde gizli kapaklı işler dönmesin artık.

sanki yabancı var amk. neyi kimden saklıyoruz yani?

bence o konuda toska bir tık daha haklı gibi.

tüplü şahine doluşup kız tavlamaya çalışan tipler

görsel

allah çocuklarımın ömründen alsın erdoğan a versin

Ay Yazık. Ne kafalar var dedirtti ...

gerçekler azizim. Ne fena ...

görsel

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gerçekleştirdiği toplantıya katılan AK Parti Çorum Kadın Kolları Başkanı Meryem Demir, "Allah çocuklarımın ömründen alsın size versin" diye konuştu. Erdoğan da "Haşa, Rabbim inşallah onları gayet iyi bir şekilde yetiştirmeyi sizlere, bizlere nasip etsin" yanıtını verdi.

Video 》

https://www.gazeteduvar.c...runden-alsin-size-versin/

kadir mısıroğlu vs nardaninciler

Şu adam keşke yaşasaydıda tekrar ölseydi ya.

dış borç alıp şarap fabrikası kurmak

---spoiler---
1930lu yıllarda türkiye dış ticarette yarı yarıya almanyaya bağımlı duruma düşmüş
---spoiler---

arkadaşı kim kafalamışsa sağlam kafalamış. aç iki tarih kitabı oku da sonra burda ahkam kesersin.

1930'lar almanya:
görsel

1930'lar türkiye:
görsel

bonus ek: cumhuriyetin ilk yıllarında öbür ülkeler uranyum zenginleştiriyormuş. atatürk 1938'de öldü, manhattan projesinin başlangıcı bile 1939.

türkiye de evliliklerin yüzde 9 u akraba evliliği

Haritaya bakınca seçimlerde kim nereden ne kadar oy aldı haritasına bakar gibi olan var mı?
Bir de Türkiye'de sakat engelli oranı da %10-12 bandında olduğu akla gelirse...
Akraba evliliğinin bunda katkısı da vardır.

10 mayıs 2020 anneler günü

hep sessiz sedasız kutlamak isterim.
annesi olmayan çocuklar ya da anneler gününü kutlayacak evlatları artık yanlarında olamayacak anneler...
Anneliğin böyle bir yan etkisi oldu bende.

atatürk ve çiftçi hikayesi

"Atatürk, Dinlenmek için Gittiği istanbul’daki Florya Köşkünden, Yanında Yalnızca Şoförü ile Küçükçekmece’ye doğru giderken Tarlasında Sabanla Çift Süren Bir Çiftçi Görür. Çiftçinin Sabanında Koşulu Olan Öküzün Yanında, Koşulu Bir de Merkep Vardır. Şoförüne;

— Arabayı Durdur, Der.

Arabadan iner. Tarlaya Doğru yürür. Çiftçi Kendisine Doğru Geleni Görmüştür. Sabanında Koşulu Olan Öküzü ve Merkebi Durdurur. Atatürk, Yanına Gelince,

— Kolay Gelsin Ağa, der.

— Sağolasın Bey! Hoşgeldin.

— Hoşbulduk Ağa. Yoldan Geçerken Dikkatimi Çekti. Öküzün Yanına Merkep Koşmuşsun. Hiç Öküzün Yanına Merkep Koşulur mu? Bunlar Denk Değil.

Köylünün Canı Sıkkındır. Biraz da Alınmıştır. Bezgin Bir Ses Tonuyla,

— Merkeple Öküzün Yan Yana Koşulmayacağını Bilmiyom mu Sanıyon Bey. Sen Bunu Bana mı Söylüyon?

— Kime Söylemeliyim Ağa?

— Sen Bunu Git Vergi Memuruna Söyle.

— Vergi Memuruna mı?

— He ya! Bu Sene Ürünüm Kıt Oldu. Vergi Borcumu Ödeyemedim. Dört Gün Önce Vergi Memurları Öküzün Eşini “Vergi Borcunu Karşılar” Diyerek Alıp götürdüler. Sattılar. Benim Öküzün Eşi Sizin Gibi Beylerin Sofrasına Et, Sucuk Oldu Bey.

Atatürk, Çok Sinirlenmiştir. Alışkanlığı Gereği Kızdığı Zaman Kaşlarını Çatmaktadır. Onun Bu Halini Gören Köylü,

— Bana Niye Kaş Çatıyon Bey. Yalan Söylediğimi mi Sanıyon? Sana Ne Söylediysem Hepsi Doğru. Ben Küçükçekmece Köyündenim.Muhtara Sor istersen.
Atatürk,

— Neden Kaymakam Bey’e Gidip Durumu Anlatmadın Ağa?

— Gittim Bey.

Köylü Duraksamıştır. Bunu Anlayan Atatürk, Devam Eder.

— Kaymakam ne dedi?

— Git borcunu öde, dedi.

— Sen de Vali Bey’in yanına gitseydin.
Köylü Atatürk’ü bir müddet süzer. Atatürk, konuşmadan dinlemektedir. Köylü konuşmaya devam eder.

— Sen hiç Vali’nin yanına gitmemişsin bey. Halından belli oluyor.

— Halimden belli mi oluyor?

— He ya! Hem gitseydin bilirdin.

— Neyi bilirdim?

— Kapıdaki Jandırmaların adamı içeri koymadığını, bey.
Atatürk,

— Başvekil ismet Paşa’ya telgraf çekip, durumunu niye izah etmedin?, diye sorar.
Köylü gülümseyerek,

— insanı güldürme bey. Başvekilin kulağı sağır, duymaz diyola, der.

Atatürk, kızmıştır.

— Peki! Gazi Paşa’ya niye telgraf çekmedin?,diye sorar.

— O’nunda bir gözü kör, görmez diyola. Hem, sen zenginsin. Tomofilin bile var. Bunları heç duymadın mı?

Atatürk, cüzdanından elli lira çıkarır.

— Bunu kabul et ağa. ĎÖküzün yanına bir eş alırsın, der.

Elleri titreyen köylünün, elini sıkar. Yanından ayrılır. Hızlı adımlarla arabasına doğru yürür. Florya köşküne döner. Başbakan ismet Paşa’ya şu telgrafı çeker.

—“ Derhal Heyeti Vekileyi (Bakanlar Kurulu’nu) topla, istanbul’a gel.”

Başbakan başkanlığında Bakanlar Kurulu Florya köşküne gelirler. Atatürk, şoförünü köylüyü alıp gelmesi için yollamıştır. Arabanın içinde sıra sıra dizilmiş Jandarmaların arasından Florya Köşküne gelen köylü “Eyvah ben ne yaptım” diye için için dövünmektedir. Kendisini kapıda karşılayan şık giyimli bir beyefendi nazik bir sesle “ beni takip edin efendim” deyince içi biraz ferahlasa da çok korkmuştur. Adamı takip ederek büyük bir toplantı salonuna girerler. Salon kalabalıktır. Ortada büyük bir masa, etrafında sandalyelere oturmuş şık giyimli insanlar ile ayakta duran iki kişi daha vardır. Gözleri karamış, ayakları bedenini taşımakta zorlanmaktadır. Heyecandan kalbi fırlayacak gibidir. Tanıdık bir ses duyar.

— Hoşgeldin ağa. Gel yerin burada.
Diyen Atatürk, sağ tarafında, yanında ayırdığı boş sandalyeyi eliyle işaret etmektedir. Köylü, zorlanarak yürür ve yığılırcasına sandalyeye oturur. Durumunu anlayan Atatürk,

— Sakin ol ağa. Korkacak hiç bir şey yok.

— Sağol bey! Sağol.

Köylünün soluklanmasını ve rahatlamasını bekleyen Atatürk, bir müddet sonra,

— Seni buraya niye çağırdım biliyor musun ağa?
— Hayır bey, bilmiyom.

— Dün bana anlattıklarını, bu gün burada anlatmanı istiyorum. Ama; bir tek kelimesini dahi atlamadan, eksiksiz olarak anlatmanı istiyorum. Haydi başla, seni dinliyoruz.
Köylü başından geçenleri bir bir anlatır. Daha önce söylediklerinin eksik olanlarını Atatürk, tamamlar. Köylünün konuşması bitince Atatürk, masada oturanları tek tek tanıtır. Kendisinin de Gazi olduğunu söyler. Sonra ayağa kalkar. Elini masaya sertçe vurarak, öfkeli bir sesle;

— Beyler, ben çiftçinin koşumluk hayvanını sattıran kanun istemiyorum. Ben çiftçinin tohumluk buğdayını sattıran kanun istemiyorum. Ben çiftçinin tarım aletini, sağımlık hayvanını sattıran kanun istemiyorum. Ankara’ya dönecek ve bu işi hemen halledeceksiniz.

Bu olaydan sonra aşağıdaki kanun bir gecede hazırlanıp yasalaştırılmıştır.

icra iflas Kanunu Madde 82/4.: Borçlu çiftçi ise, kendisinin ve ailesinin geçimi için zorunlu olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer teferruatı ve tarım aletleri haczedilemez..."

sözlük yazarlarının itirafları

Bugün kendime dışarıdan bakarak,ne kadar başkaları sevsin, onasın, şakşaklasın, farkına varsın diye yaşadığımı farkettim.
Acıdım bol kepçe kendime
Sonra ben de insanım be, önemsenmeyi isterim elbet dedim ve kendimi öptüm.