bugün

entry'ler (192)

sokak hayvanları uyutulacak

çözüm: üretimi durdur, satışı durdur, kısırlaştır, aşılat, küpele yerine bırak.
bu yapılsaydı zaten bu kadar sahipsiz köpek olması mümkün değildi. şimdi yapılsa kısırlaşan köpeğin sakinleştiğini ömrünü tamamlayıp beş yılda ölüp gittiğini göreceksiniz zaten. devlet neyi yapamayacak tam olarak veteriner mi çalıştıramayacak? kısırlaştırmadan başka çözüm yok.
barınak dediğiniz yerde insan çalıştıramaz mama yetiştiremezsiniz. hastalığa engel olamazsınız. var olan barınakların hepsi hastalık yayıyor pislik içinde.

bizim kısırlaştırmanın yanlış olduğunu çözüm olmadığını düşünen bir tarım orman bakanımız var. vebal sahibini arıyorsanız ilk önce odur.

kahve içmeden güne başlayamamak

başlayabiliyorum ama içeceğim yine de. istersem içmeden de başlayabiliyorum.
kahve içmeden güne başlayabildiğim gibi kahve içince de daha iyi başlamıyorum bu arada. normal başlıyorum güne, yine aynı şekilde. yine de kahve içiyorum. seviyorum. bu.

dinozorlar zamanı dünya başka yerdeydi

az önce de başka bir yerdeydi. şimdi başka bir yerde. Allah'ın işi.

dinazorların aslında çok gelişmiş olmaları

gelişe gelişe tavuk işte en son.

sokak hayvanları uyutulacak

hayvanların uyutulmasına kesinlikle karşıyım. herhangi bir zümreden de değilim. beter olacaksınız bir tahmindi beddua değil. bunu da çok istiyorsunuz olun dedim.
kaldı ki beddua da olsa bedduayı sadece peygamberler etmez. hayvanlar uyutulmasın dedim diye bu sitede bana peygamber misin de denilmiş. siz allah mısınız peki?
yüz yılda bir köpek katliamı yapmak hiçbir kötü sonuç doğurmaz çözümdür diye düşünüyorsanız beter olursunuz. hayvanların öldürülmesini savunuyor, yaşasın diyen alsın evine diyorsunuz. köylerin asla denetlenmediğinden bir köpeğin yılda kaç köpek doğurduğundan köylünün sahipli köpeğini hiç kısırlaştırmak zorunda kalmadan çok rahat çok profesyonel elli atmış köpeği istediği gibi sokağa saldığından bahsetmiyorsunuz.
uyutmayı savunuyor çözüm olarak görüyor ama hala kısırlaştırmaya karşı çıkıyorsunuz. katliam çözüm olsaydı şimdi böyle bir sorun olmazdı. "aaaa öldürelim lan bunları." demek de bir tek sizin aklınıza gelmedi.
barınak çözüm değildir. gerekli denetimleri yapmak önlem almak, vatandaşların güvenliğini sağlamak, sokak hayvanlarını korumak devletin görevidir. hiçbir zaman hayvanların sokaklarda sürüler halinde gezmesini savunmadım. asla köpek insandan daha değerli demedim. kendime hayvanseverim de demedim. burada üremeye engel olmayıp, "kuduzdan insan ölmesin" bile demeyip aşılamaya bütçe ayırmayan belediyeyi eleştiriyorum. başıboş hayvan sorunu yeni oraya çıkmış gibi bu güne kadar kontrolsüzce hayvan üretenlere hiç sesinizi çıkarmayıp iş öldürmeye gelince bu kadar iştahlı olmanızı eleştiriyorum. asıl samimi olmayan budur.

edit: yasada sokak hayvanları diyor köpek demiyor ve kedilerde de kuduz var, yayılmaya devam ediyor. aşılama ve kısırlaştırma yok çünkü. köpekleri öldürsünler ama kedilere bir şey yapmasınlar diyenlerin haberi olsun. aşıyı savunmayacaksanız her şeyden vergi alıp iş yapmaya gelince "başka çözüm yok öldürelim" diyenleri alkışlayacaksanız kedilerden de insanlara tırmalamayla kuduz bulaşacak, ölmeye devam edeceğiz. 2024 yılında kuduz olmak da kedinin suçu demezsiniz herhalde. çözüm var hep vardı ama uygulanmadı.
kuduz bulaşacak ölmeye devam edeceğiz dedim diye buna da beddua diyenler çıkabilir.
beddua falan değil açın elinizi duamdır: insan dünyada yalnızdır, gariptir, acizdir. her şey herkesin başına gelebilir. inşallah bir gün mesela göçük altında kalıp ite kediye muhtaç olmazsınız.

sokak hayvanları uyutulacak

hayatımda herhalde bu kadar küfür etmek gelmemişti içimden. yine kendimi doğru düzgün ifade edeceğim çok zorlansam da.
sokak hayvanları öldürülsün diye birleşmiş muhalifi yancısı böyle bir aymazlığı ne gördüm ne duydum. sizler tepkinizi doğru yere yönlendirmeyi bilmeyen sığ insanlarsınız. yanlışsınız. burada bu kadarsanız dışarıda ne kadarsınız?

yirmi yıldır kısırlaştırmaya bütçe ayırmayan, belediyesinin, tarım orman bakanlığının kuduz aşısını bile yapmadığı iktidarı hayvanları öldürecek diye alkışlıyorsunuz. birazcık merhametli olan varsa da ittapar bilmem ne diyecekler diye korkusundan susuyor. daha beter olacaksınız çok belli.
sokak hayvanlarının bu kadar çoğalmasına, popülasyonunun kontrol edilemez noktaya gelmesine ruhsatlı veya kaçak hayvan üretimi yapılmasına neden izin verildi demiyorsunuz. kısırlaştırmak çözümken hayvanları neden öldürüyorsunuz demiyorsunuz. kuduz aşısı bedava belediyeler neden yapmadı neden küpelemedi neden kısırlaştırmadı neden üremeyi kontrol altına almadı demiyorsunuz. neden hala kuduz var demiyorsunuz. öldürürse oy veririm diyorsunuz. kovalananın, ısırılanın, yaralananın, ölenin vebali yaralı hayvanı iyileştirende, aç olanı görünce doyuranda zannediyorsunuz. köpeğin kendisinde suç zannediyorsunuz. öfkenizi doğru yere yönlendiremeyen çocuk beyinli insanlarsınız. daha beter olacaksınız. daha beter olun.

unutulan ünlüler

toprak sergen...

sözlükteki gözle görülür kalite artışı

sözlüğü yaşatan trolldür açık bir şey bu görüyorsunuz.

kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması

gerçek bir troll mü var orada? çok etkilendim aranan kan bulunmuş.

(bkz: diye bağırdı sığır adam) karikatürünü de biri yapıştırır konu o değil. ben artık görsel eklemeyi beceremiyorum.

ancak bir şeyler de söylemek istiyorum kitap okumak -ne okuduğunuzla da bağlantılı olarak- sizi başka diyarlara götüren tatlış tecrübeler yaşatan romantik bir eylem değildir. gerçekten zararlı ve yıkıcı olabilecek bazı kitaplar zihninizdeki şemaları bozabilir. kafalar bulanabilir, o sırada psikolojiniz kaldırmazsa uzun süren bir depresyona bile sokabilir. heidi'nin maceralarını okumuyorsanız her cümlede tokat yemiş gibi olabilirsiniz. keza elif şafacks okumuyorsanız da...
yine de yıkmadan yapmak mümkün olmadığı için okumaya mecburuz. bu kafayı geliştirmek için sığır gibi yaşamamak için okunacak olan okunacak. zıplaya zıplaya gezinmeye gelmedik neticede bu gezegene.

netflixte izlenen en güzel film

(bkz: her şeyi bitirmeyi düşünüyorum)

dokunmaya kıyamadan sevmek

hiçbir kadının böyle bir kalıp kullandığını duymayız. bu tamamen kadını narin kırılgan dokununca bile zarar gören bir şey gibi gösterme çabasıdır. gerçek hayatta karşılığı da yok. hiç öyle saf temiz bir aşk anlatımı değil tam tersi üstünlük gösterisi bir laf. bunu böyle anlamayanın feminist damarları kopmuştur. çok açık ve net.
kadınlar çiçektir lafları da aynı. bazıları kaktüs olabilir dikkat edin yine.

ali şir nevayi

hükümdar hüseyin baykara kankası olduğu için öyle demiştir. doğal.

benim merak ettiğim bu kadar aramaya inanmayacak kadar ne yaşanmış olabilir?
bu da nevai yani, dün kitabı çıkmadı ki adamın.

(bkz: ali şir nevai)

türklerin çok kolay devlet kurması

--spoiler--
geçmişe bir şey bırakılamamıştır
--spoiler--

yavaş gel biraz.

kaan uçağı aldatmacası

--spoiler--
bu uçak bu da gemi. istersem bunu bunun üstüne koyarım.
--spoiler--

en güzel yaş

bilmiyorum ya hiçbiri de güzel değildi sanki geriye bakınca daha genç yaşlar olması güzel sadece. sayı olarak güzel yani hayat yine bi şeye benzemiyordu.
nostalji yapacağız diye kendimizi kandırıp durumu dramatikleştirmenin bir anlamı yok. yaşlanıyoruz ve öleceğiz yeterince dramatik.

türklerin çok kolay devlet kurması

tarihçi değilim ama söylediğimi neden söylediğimi de açıklayayım: sizi güldürmek için.
......meraklısı okusun.....
şaka o da var tabii de göktürk yazıtlarında tonyukuk diyor ki: "ben kendim çin yönetimi sırasında doğdum. türk halkı o zaman çin'e bağımlı idi. çin'den ayrıldı han sahibi oldu sonra yeniden hanını bırakıp çin'e bağımlı oldu.
tanrı şöyle demiş olmalı: "sana han verdim hanını bırakıp yine bağımlı oldun."
türk halkı yeniden bağımlı olduğu için tanrı öl! demiş olmalı. türk halkı öldü mahvoldu yok oldu. türk halkının ülkesinde boy kalmadı. dağda bayırda kalmış olanları yedi yüz kişi oldu.
yedi yüz kişiyi sevk eden üstleri şad idi. (bana) "sözcüm ol" dedi. (...) bunu kağan mı yapayım? diye düşündüm.
ondan sonra tanrı akıl verdiği için onu ben kağan yaptım."

ilteriş ten bahsederek yapsam ya bunu kağan diye düşünüp kağan yaptığını ve türklerin bu sırada 700 kişi kaldığını söylüyor. ama devamında kendisinin kumandanlığında ilteriş kağan ın iyi işler yaptığını sağda solda çinlileri kıtayları öldürdüğünü oğuzları da öldürdüğünü söylüyor. ee bu oğuz dediklerin türk değil mi diye sorarlar tonyukuk'a? ben sadece onun bu olağanüstü metindeki özgüveniyle ilgileniyorum. ikinci adam olmanın yazıtını kazımış. bı ra vo.

yukarıdaki entry de muhtemelen bu "han sahibi oldu hanını bırakıp tekrar bağımlı oldu." kısmının açıklaması olmalı.

refere ederken şuraya entry numarası koyamayan biri olmuşum. yapacak bir şey yok.

türklerin çok kolay devlet kurması

ikinci köktürkten önce bir boşluk var zorlanmışlar orada tonyukuk ittiriyor kursanıza şu devleti ben vezir olurum diye. ikinci adam olarak doğmuş delicesine arzuluyor ikinci adam olmayı.

zeka seviyen benden yüksek değilse benle konuşma

zeka seviyen düşük olduğuna göre sadece dinlersin o zaman ağzını açma.

kızların konuyu hemen evliliğe getirmesi

bu erkeklerin bütün kadınlarını kendileriyle evlenmek istediğiyle ilgili sanrısına psikiyatrik ilaçlar çözüm olabilir belki.

arkadaşlar bu alınır mı

ben niye bu sözlükte görselleri sadece bazen görebiliyorum?