bugün
- larisalisa10
- kaç yaşındaki insan evde kalmıştır10
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası9
- şampiyonluk için yanak okşatmak30
- aç karnına poğaça yemek11
- anın görüntüsü17
- karşı cinse giyim önerileri14
- otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin zamlanması20
- jose mourinho29
- nişanlı kalmanın saçma olması8
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım13
- en dindar özelliğiniz37
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi29
- chat sitesi kurmak9
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı27
- doğum gününde hatırlanmamak19
- düşün ki o bunu okuyor8
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
- en havalı erkek meslekleri16
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır10
- burçlara inanmak9
- kezo dili ve edebiyatı8
- zall beceremiyorsan bırak git24
- sözlüğe yeni gelen masum erkek12
- bugün hangi kadın yazara ne diksem15
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin11
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak17
- ali koç9
- günahların takımı galatasaray13
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu20
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
- anneler günü8
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor13
- icardi19058
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım14
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- şizofreni11
- bacağa kramp girmesi10
entry'ler (25)
Hintlilerin ünlü kutsal kitabı kamasutra der ki; "köküne kadar içine sokmasına izin verdiysen, içinde çevirmesine de kızmayacaksın."
sertçe kapatmanın birçok sebebi olabilir ama eğer nazikçe kapatıyorsa ya arabası yenidir ya da içindeki kadın..
içlerinde ne fırtınalar kopuyor bir bilseniz...
hiç birbirimizi kandırmayalım en az %90'ı buna bayılıyor. hem de en sertinden istiyorlar. dışarıda hanım hanımcık olan, kibarlık abidesi kızlarımızın yatakta en sevdiği fantezilerinden biridir bu.
37 yaş + 1 eş + 1 çocuk ile aranızdayım.
evliliği değil de çocuğu kesinlikle tavsiye ediyorum.
evliliği değil de çocuğu kesinlikle tavsiye ediyorum.
evlenmiş olmak için evlenmektense bir ömür bekar kalın daha iyi diyor ve siz gençlere birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum..
her şeyden önce gerçekten eğlenebildiğiniz, onunla olmaktan heyecanlandığınız, birlikte bir sürü aktiviteye katılmak için can attığınız, birbirinizin herşeyi olabildiğiniz insanla evlenin. günlük hayatta başına gelen en güzel ya da kötü şeyleri hemen onunla paylaşmak istediğiniz insanla evlenin, aradığında yüzünüzün güldüğü insanla evlenin. saatlerce konuşsanız da muhabbete doyamadığınız, telefonu kapatmak istemediğiniz insanla evlenin. sevginin yanında gerçekten saygının da olduğu, güvenin, sadakatin olduğu, güvendiğiniz ve size gerçekten güvenen insanla evlenin. hayatı bölüşebildiğiniz insanla evlenin.
farklılıklarınızın olduğu insanla evlenin. mesela o sizi bunaltmadan kendi arkadaşlarınızla takılıp tekneyle balık avına çıkıp kendi özelinizde ayrıca bir hayat yaşayabiliyorken siz de onun kendi arkadaşlarıyla katılacağı aktivitelerden mutluluk duyduğunuz insanla evlenin. maddi durumunuz iyi bile olsa çalışmak istediğinde veya yapmaktan mutlu olacağı bir iş yapmak istediğinde müsaade edin, sıkmayın, daraltmayın, bunaltmayın, kadın güçlüdür, çalışır da, yemek de yapar, çocuk da yapar, hepsine de bakar.
eğer bunları yaşayabildiğinize inandığınız biriyle olduğunuza düşünüyorsanız maziyi kurcalamayın. geçmiş çöptür. çöpleri çöpçüler kurcalar. sizden önce çok ağır bir yarası varsa ve ihtiyacı duyarsa yardımcı olun, sarın, sarmalayın.. ama çok derine inmeyin, bekaretmiş, ilk aşkmış gibi kavramlar günümüzde büyük bir kesim tarafından gerçekten önemini korusa da inanın insan bir güleryüze bin bekareti değişebilir. yüzü hiç gülmeyen, birlikte bişeyler yapmaktan hiç keyif almadığınız, karı-koca gibi değil de kardeş kardeş uyuduğunuz biri sütten çıkmış ak kaşık olabilir ama sizi mutlu etmeye yeter mi biraz düşünün ama bu kavramı aşamayacaksanız da kimseyi yormayın, aradığınız kriterlerde birine bakın.
evlenirseniz eğer, kendi ailenize de, eşinizin ailesine de mesafeniz olsun. çok yakın yerlerde oturmayın. yürüme mesafesi filan olmasın. kimse kimsenin evini görmeye ve karışmaya mecbur değil. iki taraftan da kendi ailenize karışılmasına izin vermeyin. artık o ailelerden ayrıldınız ve kendi aileniz oldu. ailelerinize saygısızlık yapmadan kendi ailenizi mutlu, mesut ayakta tutun. dik durun. hayatınızdaki insanı başkalarına ezdirmeyin. gerekirse rest çekin.
..ama....
herşeye rağmen yukarıda yazdıklarımı ve çok daha fazlasını yaşayıp, birbirine deli-divane olarak evlenen birçok çiftimiz bir süre sonra sıkılıp ya da birçok sorunlar yaşayıp boşanabiliyorken görücü usulü evlenip, birbirini evlendikten sonra tanıyan ve saygısını yitirmeden evliliklerini ayakta tutan çiftler de azımsanamayacak kadar çok.
insanın evlilikten beklentisine göre değişiyor sanırım, kimi insanın duyduğu aşk bir nebze olsun azaldığında, heyecanımızı kaybettik diyerek boşanırken, kimi insan da eve geldiğimde sıcak bir çorba, hoşgeldin diyen bir eş olsa yeter diyerek mutlu olabiliyor. aynı durum kadınlar için de geçerli.
o yüzden evlilik tamamen şans işi de denebilir. çok güzel başlayıp zamanla azalarak biterken, başlarda monoton olup sonra alevlenebilir de. siz doğru insan olmaya gayret edin. doğru insanı da bulmaya çalışın..
her şeyden önce gerçekten eğlenebildiğiniz, onunla olmaktan heyecanlandığınız, birlikte bir sürü aktiviteye katılmak için can attığınız, birbirinizin herşeyi olabildiğiniz insanla evlenin. günlük hayatta başına gelen en güzel ya da kötü şeyleri hemen onunla paylaşmak istediğiniz insanla evlenin, aradığında yüzünüzün güldüğü insanla evlenin. saatlerce konuşsanız da muhabbete doyamadığınız, telefonu kapatmak istemediğiniz insanla evlenin. sevginin yanında gerçekten saygının da olduğu, güvenin, sadakatin olduğu, güvendiğiniz ve size gerçekten güvenen insanla evlenin. hayatı bölüşebildiğiniz insanla evlenin.
farklılıklarınızın olduğu insanla evlenin. mesela o sizi bunaltmadan kendi arkadaşlarınızla takılıp tekneyle balık avına çıkıp kendi özelinizde ayrıca bir hayat yaşayabiliyorken siz de onun kendi arkadaşlarıyla katılacağı aktivitelerden mutluluk duyduğunuz insanla evlenin. maddi durumunuz iyi bile olsa çalışmak istediğinde veya yapmaktan mutlu olacağı bir iş yapmak istediğinde müsaade edin, sıkmayın, daraltmayın, bunaltmayın, kadın güçlüdür, çalışır da, yemek de yapar, çocuk da yapar, hepsine de bakar.
eğer bunları yaşayabildiğinize inandığınız biriyle olduğunuza düşünüyorsanız maziyi kurcalamayın. geçmiş çöptür. çöpleri çöpçüler kurcalar. sizden önce çok ağır bir yarası varsa ve ihtiyacı duyarsa yardımcı olun, sarın, sarmalayın.. ama çok derine inmeyin, bekaretmiş, ilk aşkmış gibi kavramlar günümüzde büyük bir kesim tarafından gerçekten önemini korusa da inanın insan bir güleryüze bin bekareti değişebilir. yüzü hiç gülmeyen, birlikte bişeyler yapmaktan hiç keyif almadığınız, karı-koca gibi değil de kardeş kardeş uyuduğunuz biri sütten çıkmış ak kaşık olabilir ama sizi mutlu etmeye yeter mi biraz düşünün ama bu kavramı aşamayacaksanız da kimseyi yormayın, aradığınız kriterlerde birine bakın.
evlenirseniz eğer, kendi ailenize de, eşinizin ailesine de mesafeniz olsun. çok yakın yerlerde oturmayın. yürüme mesafesi filan olmasın. kimse kimsenin evini görmeye ve karışmaya mecbur değil. iki taraftan da kendi ailenize karışılmasına izin vermeyin. artık o ailelerden ayrıldınız ve kendi aileniz oldu. ailelerinize saygısızlık yapmadan kendi ailenizi mutlu, mesut ayakta tutun. dik durun. hayatınızdaki insanı başkalarına ezdirmeyin. gerekirse rest çekin.
..ama....
herşeye rağmen yukarıda yazdıklarımı ve çok daha fazlasını yaşayıp, birbirine deli-divane olarak evlenen birçok çiftimiz bir süre sonra sıkılıp ya da birçok sorunlar yaşayıp boşanabiliyorken görücü usulü evlenip, birbirini evlendikten sonra tanıyan ve saygısını yitirmeden evliliklerini ayakta tutan çiftler de azımsanamayacak kadar çok.
insanın evlilikten beklentisine göre değişiyor sanırım, kimi insanın duyduğu aşk bir nebze olsun azaldığında, heyecanımızı kaybettik diyerek boşanırken, kimi insan da eve geldiğimde sıcak bir çorba, hoşgeldin diyen bir eş olsa yeter diyerek mutlu olabiliyor. aynı durum kadınlar için de geçerli.
o yüzden evlilik tamamen şans işi de denebilir. çok güzel başlayıp zamanla azalarak biterken, başlarda monoton olup sonra alevlenebilir de. siz doğru insan olmaya gayret edin. doğru insanı da bulmaya çalışın..
Yaşadığım şehir.
Adı neydi onun?
efendim? 37 yaş yeterince olgunsa burdayım.. *
övünmek gibi olmayacaksa; başak.
bursa, yaş 36, çok güzel bira içerim.
karamürsel ziraat bankası şubesinde.
yalova'da yaşasam da her hafta 1 ya da 2 gün iş sebebiyle ziyarete gelirim ki zaten akrabalarımın büyük çoğunluğu bursa'da yaşar, yarı bursa'lı olarak yazabilirsiniz beni de *
"gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim."
"her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim."
-frida kahlo
"her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim."
-frida kahlo
göl çevresi 20.02.1993 tarihi itibariyle milli park statüsü'ne alınmış olup, milli park alanı 88.750 hektardır. antalya körfezine 100 - 140 km mesafededir. göl sularını 115 ile 1125 kodları arasında depolar. azami kodlarda göl sathı 800 km2 'ye ve depoladığı su 6 milyon m3'e ulaşır. gölün denizden yüksekliği 1.116 m'dir. eni 10-25 km, kuzeybatı ve güneydoğu doğrultusunda 42 km boyutlarındadır. suyu tatlı olup tabii göl vasfı taşır. yeraltından manavgat çayı ile akdeniz'e ulaşır. toroslardan akan yağmur suları ve akarsulardan ziyade gelirinin büyük çoğunluğunu yer altı kaynakları oluşturmaktadır. beyşehir gölü kapladığı alan bakımından türkiye'nin 3. ayrıca en büyük tatlı su gölüdür. su seviyesine göre (1.121 - 1.125 m) 615 ila 745 km2 'lik bir alanı kaplar. oluşumu bakımından tektonik meşeyli, karstik bir göldür. uzaydan çekilen fotoğraflardan da bariz olarak görüldüğü gibi kuzey güney yönünde faylanma gölün oluşumunda birinci dereceden etken olmuştur. mada adası'ndan başlayan ve manavgat-köprüçay havzaları arasından inen kepez fayı'nın bu iki havzaya da su kaçırdığı mada adasındaki düdenlerde yapılan boya deneyiyle ispatlanmıştır. gölün kuzeyindeki hamat burnu düdeni'yle küre düdeni ve hacı akif adası civarındaki düdenlerden kaçan sular oldukça ilgi çekicidir. beyşehir gölü taban topoğrafik etüdü yapılmıştır. şimdiye kadar tesbit edilen en yüksek su seviyesin de 1125 kodunda gölün hacmi 5,8 milyar m3 ve 1121 kodunda ise 2,9 milyar m3 olmuştur. güneşin batışı sırasında göl ve anamas dağı'nın birlikteliği sayesinde mükemmel bir manzara ortaya çıkar. öyle ki beyşehir gölü üzerindeki güneş batarken oluşan gurup dünyaca ünlüdür. adalar beyşehir gölü üzerinde ortalama olarak 33 tane irili ufaklı ada vardır. gölde su seviyesine göre ada sayısı da değişmektedir. ancak bu değişim pek önemli değildir. beyşehir gölü ve çevresinde kuş gözlemi de yapılmaktadır. ayrıca gölde olta balıkçılığı yapılmakta, yürüyüş, bisiklet ve diğer doğa sporlarına uygun bölgeler bulunmaktadır.
daha çok morgan freeman, anthony hopkins tadında bir ustadır aslında. tıpkı onlar gibi, oynadığı vasat bir filmi bile sanki daha iyi bir filmmiş gibi gösterebilme ustalığına sahiptir.
beyatlı aynı zamanda osmanlı'dan cumhuriyete geçişte sorun yaşayan geç osmanlı - erken cumhuriyet dönemi münevverlerine itibarlarını iade etmiştir. kendilerini cumhuriyete yabancı (ama osmanlıdan da artık uzaklaşmış) hisseden bu insanlar yahya kemal beyatlı'nın şiirlerinde bir anlamda yeniden bu topraklara ait olduklarını anlamışlardır.
2 ekim 1910'da diyarbakır'ın camiikebir mahallesinde doğdu. asıl adı "hüseyin cahit" tir. "nümune-i terakki-i hamidi mekteb-i iptidaisi"nde başladığı ilk öğrenimini "mektebi-i sultani" nin iptidai kısmında tamamladı. orta öğrenimine kadıköy'de saint joseph lisesi'nde ve galatasaray lisesi'nde devam etti. ziya osman saba ile sıra arkadaşlıgını bu yıllarda yapmıştır. 12 ekim 1956'da kırkaltı yaşında zatülcenp hastalığından öldü.
insanların saplantılı bir şekilde bazı düşünce ve davranışları günlük hayatlarında sürekli tekrar etmesine neden olan psikolojik rahatsızlıktır. bu hastalık insanın beynini kemiren bir kurt gibidir. o anda konu neyse onu doğru yaptığına dair istemsiz bir şekilde sürekli onu kontrol etme isteği gelir.
osmanlı'da şehzadelerin sancağa çıkma usulü kaldırılınca şehzadeler burada yaşamaya başlamıştır diğer adı da kafestir. sancağa çıkma usulü 3. mehmet döneminde kaldırıldı ve 1. ahmet kafes sisteminden çıkan ilk padişahtır. bu sistemle şehzadeler sancağa çıkmadıkları için de yönetim tecrübesinden eksik kalmışlardır.