sevdiği entry'ler

yagmurcu

halden anlayan ve duygulara tercüman olacak derecede farkındalık sahibi olan yazardır.

8 yaşındaki çocuklara oruç tutturan ebeveynler

bizim zamanımız "tekne orucu" ya da "çocuk orucu" derlerdi.. kendimizi biraz zorlar, sonra bırakırdık.. okujl bizimki gibi sabahçı-öğlenci mi bilemiyorum, öyleyse anormal bir şey değil.. yok, akşama kadar aç sefil oturuyorlarsa, çok yanlış...

karşı misillemeye geçmese ölecek hastalığı

Dinsizcim, sen gidip Aysu nun memesi, merve nin çalı bacakları, Berna nın yağsız keçi eti elleriyle ilgilensene.

Alışıksın.

Hadi bakim...

Evet

kimseye sempatik görünmek için uğraşmamak

sırf yalnız kalmamak, aşk ve seks tecrübesi yaşamak için çağın belli ve kabul gören ama kendisine uymayan tarzlarına uyum sağlamayı düşünmeyen, prensip sahibi, farklı düşünen insan tercihi.
isteyen sevsin, isteyen sevişsin ama olmadığım birine dönüşerek bazı şeylere ulaşmak bana yanlış ve anlamsız geliyor.

isteyen deist olsun isteyen müslüman

Herkesin özgür iradesidir.

En hoşuma gitmeyen şey Müslüman olduğunu söylediği halde ayetlere karşılık olarak modern dünya'nın getirdiği şeyleri savunup kur'an'ı inkâr edenlerdir.

Dürüst ol kardeşim. Münafık olacağına deist ol daha iyi.

2 yıl önce ben de deisttim ama artık Müslüman'ım.

yagmurcu

hangi düşüncede olursa olsun mümkün olmadıkça üslubunu bozmayan ve sakinliğini yitirmeyen yazardır. eğer bir şeye kızdıysa biri ileri gitmiştir diye düşünüyorum. ne yazık ki bu sözlük insanların damarına basıp masumu oynayan maskelilerle dolu... donuz butonunu daha sık kullanmasını ve boş yere keyfinin kaçmamasını diler, saygılarımı sunarım. çoğu kişiyle tartışmaya değmez bu sözlükte. sabrına ve zamanına yazık...

oruç tutan kişinin karşısında yemek yemek

saygısızlık ve terbiyesizliktir. adam zaten sabırla ibadetini yerine getirirken bu yapılan düşüncesizliktir, kötü niyet göstergesidir.

dinsiz kitapsız kafir vs yagmurcu kavgası

Olayı bilmiyorum ama yagmurcu’ nun kolay kolay sinirlenmediğini, ağzını bozmadığını, iyi sabır gösterdiğini bilirim. Bu yüzden bu kadar kızmışsa bir sebebi vardır.
Bir adet kavga.

yagmurcu ile ciddi konularda sohbet etmek

sözlükte az kalmış ciddi ve birikimli yazar kategorisinin değerli bir üyesiyle ciddi konular hakkında fikir alışverişi yapmayı amaçlayan kişinin gerçekleştirdiği keyifli aktivite.

yagmurcu

Bence her entelektüel konuda sohbet edilebilecek dolu bir yazar.

yagmurcu

Cami avlusundaki çay bahçesinde oturup sohbet edebileceğiniz bir yazar.

Mirzabeyoğlu'nun kitaplarını okumak türkiye'de suç sayılmıyor mu yahu? Diye kendisine sormak istediğim bir yazar.
Cevaplarsa çok makbule geçer.

türkiyede işkence

Türkiye'de işkence tarihi oldukça eski ve maalesef oldukça karanlık bir geçmişe sahiptir. işkence, insan hakları ihlallerinin en ciddi ve utanç verici biçimlerinden biridir ve Türkiye'de uzun yıllar boyunca devlet güçleri tarafından yaygın bir şekilde uygulanmıştır. işkence, özellikle siyasi tutuklular, aktivistler, gazeteciler ve azınlıklara yönelik baskıların bir aracı olarak kullanılmıştır.

Türkiye'de işkence vakaları, özellikle 1980'ler ve 1990'lar boyunca yoğunlaşmıştır. 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından binlerce kişi tutuklanmış ve işkenceye maruz kalmıştır. Bu dönemde askeri rejim, muhalifleri sindirmek ve susturmak için işkenceyi yaygın bir şekilde kullanmıştır.

işkence vakaları, özellikle güvenlik güçlerinin ve istihbarat birimlerinin kontrolündeki hapishanelerde sıklıkla yaşanmıştır. işkence, sadece fiziksel şiddet değil, aynı zamanda psikolojik baskı, tehdit, tecavüz ve diğer insanlık dışı yöntemlerle de uygulanmıştır.

Türkiye'de işkenceye karşı mücadele, insan hakları savunucuları, aktivistler, avukatlar ve sivil toplum örgütleri tarafından yürütülmüştür. Ancak, işkence vakalarının ortaya çıkarılması ve faillerin adalet önüne çıkarılması genellikle zorlu ve uzun bir süreç olmuştur.

2000'li yılların başlarından itibaren Türkiye'de işkenceye karşı mücadelede bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak, hala işkence vakaları yaşanmakta ve işkenceye karşı etkili bir mücadele yürütülmemektedir. Türkiye, işkenceyle mücadelede uluslararası insan hakları standartlarını tam olarak yerine getirmekte yetersiz kalmaktadır.

Türkiye'de işkenceye karşı mücadelede uluslararası insan hakları örgütlerinin, Avrupa insan Hakları Mahkemesi'nin ve Birleşmiş Milletler'in rolü büyüktür. Ancak, işkence vakalarının ortadan kaldırılması ve faillerin cezalandırılması için daha etkili adımlar atılması gerekmektedir.

Sonuç olarak, Türkiye'de işkence tarihi oldukça karanlık ve utanç verici bir geçmişe sahiptir. işkence, insan hakları ihlallerinin en ciddi biçimlerinden biri olup, hala Türkiye'de ve dünyanın birçok yerinde devam etmektedir. işkenceye karşı mücadele, insanlık onurunu ve insan haklarını korumak için kesintisiz bir çaba gerektirmektedir.

işkence vakaları genellikle resmi raporlara yansımayan ve gizli kalan olaylardır. işkence mağdurları genellikle korku ve sindirme politikaları nedeniyle sessiz kalmak zorunda kalmışlardır. Ancak, insan hakları örgütleri ve aktivistler, işkenceye maruz kalanların seslerini duyurmak için çaba göstermiş ve bu konuda farkındalık yaratmışlardır.

Türkiye'de işkence vakalarıyla ilgili birçok kaynak bulunmaktadır. insan hakları örgütlerinin raporları, tanıklıklar, mahkeme kararları ve akademik çalışmalar, işkenceye maruz kalanların hikayelerini ve yaşadıkları acıyı belgelemiştir. Ayrıca, medya organlarında yer alan haberler ve gazeteci araştırmaları da işkence vakalarını ortaya çıkarmakta ve kamuoyunu bilgilendirmektedir.

işkence vakalarının ortadan kaldırılması ve faillerin adalet önüne çıkarılması için Türkiye'nin ulusal yasal çerçevesinin güçlendirilmesi gerekmektedir. işkenceye karşı sıfır tolerans politikası benimseyen, etkili bir işkence önleme mekanizması kurulması ve işkence vakalarını soruşturmak için bağımsız ve tarafsız bir mekanizmanın oluşturulması önemlidir.

Türkiye'nin uluslararası taahhütlerine uygun olarak işkenceyi önlemek ve cezalandırmak için daha etkili önlemler alması gerekmektedir. Bu, insan haklarına saygı, adil yargılanma ve hukukun üstünlüğü ilkelerine tam olarak uygun hareket etmek anlamına gelir.

Bu kapsamda, Türkiye'nin işkenceyle mücadelede uluslararası toplumla iş birliği yapması ve uluslararası insan hakları standartlarına tam olarak uyması önemlidir. Türkiye, işkenceyi önlemek ve cezalandırmak için uluslararası sözleşmelere ve anlaşmalara taraf olmuş ve taahhütlerde bulunmuştur. Ancak, bu taahhütlerin pratikte uygulanması ve işkence vakalarının önlenmesi konusunda daha fazla çaba gerekmektedir.

işkenceyle mücadelede medyanın rolü de büyüktür. Medya organlarının işkence vakalarını haber yapması, kamuoyunun bilinçlenmesine ve bu konuda baskı oluşturulmasına yardımcı olabilir. Ancak, medyanın tarafsızlık, doğruluk ve hassasiyetle hareket etmesi önemlidir. işkence mağdurlarının mahremiyetini korumak ve haklarına saygı göstermek gerekmektedir.

işkenceye maruz kalanların rehabilitasyonu ve desteklenmesi de önemlidir. işkence mağdurlarına psikososyal destek, tıbbi yardım ve hukuki destek sağlanmalıdır. Ayrıca, işkence mağdurlarının yeniden topluma kazandırılması ve insanlık onuruna uygun bir yaşam sürmeleri için sosyal destek programlarına erişimleri kolaylaştırılmalıdır.

Sonuç olarak, Türkiye'de işkenceyle mücadele, insan haklarına saygı, demokratik değerler ve hukukun üstünlüğü ilkelerine tam olarak uygun hareket edilmesi gereken bir alan olarak öne çıkmaktadır. işkence vakalarının ortadan kaldırılması ve faillerin adalet önüne çıkarılması için devletin ve toplumun tüm kesimlerinin iş birliği yapması ve etkili önlemler alması gerekmektedir. işkenceye karşı mücadelede sürdürülebilir bir çaba ve kararlılık gösterilmesi, Türkiye'nin insan hakları alanında ilerlemesi ve demokratik bir toplumun oluşturulması için temel bir adımdır.

filistin

israil yardımların ülkeye girişine izin vermediği için çoğu çocuk ve insan açlıktan ölüyor. Ramazan geliyor ama neyimize şu durumda. Yazık insanlığa. Hiçbir devlet, hiçbir şey yapmıyor. insanlar perişan oldu. 2 ayda 30.000'den fazla insan katledildi, bir kısmı sakat kaldı. Çoğu insan ailesinden birilerini kaybetti.

kendini gösterme çabası

Sıkıcı, yorucu, gereksiz, komik bir çabadır. Ne kadar komik olduklarının farkındalar mı acaba ?

salih mirzabeyoğlu

islama muhatap anlayış davasını örgüleştirip onun devlet modelini ortaya koyan, fikri ve aksiyonuyla misyonunu tamamlayarak ötelere geçen büyük mütefekkir, münevver, arif, hakîm, velî... ebedi aleme hicretiyle kınından çekilen kılıç... çağın hadiseleri raksettiren yönlendirici fikrinin büyük sahibi, o sebeple ne dediyse oluyor. Yaşasın kumandan mirzabeyoğlu!

recep tayyip erdoğan a oy vermeme nedenleri

Etrafındaki bir çok kişinin çapsız oluşu...

Yine bu kişilerin çapsızlığının yanında yiyici oluşu...

Kendisinin esaslı bir duruşunun ve ideolojik bir arkaplanının olmayışı, islâmcı görünmesine ve kabul edilmesine rağmen en büyük zararı islâm ve islâmcılığa vermiş olması...

Aksiyoner değil, reaksiyoner oluşu.

(bkz: tayyip erdoğana oy vermek için sebepler)

baran dergisi

illegal değil legal bir dergidir. Kimilerine göre radikaldir, fakat islâm yerine göre hoşgörülü olduğu gibi yerine göre de serttir. Unutulmamalıdır ki islâm'da cihad anlayışı vardır ve Baran dergisi de cihadı savunan bir dergidir. Salih Mirzabeyoğlu ve çakal Carlos (Salim Muhammed) bu derginin yazarlarındandır. Terörist yaftası yiyen bd-ibda fikriyatına mensupturlar. Neticede düzene karşı gelen ve önünün kesilmesi gereken fikirler terörist yaftası yerler. Baran dergisi ılımlı islama, kapitalizme ve emperyalizme karşı misyonuyla dikkat çekmektedir. Terörist diye söz edenlerin dergiyi bir kaç kere alıp okumasında fayda görüyorum.

kuraklık kapıda

Kuraklık, gıda kıtlığı ve 3. Dünya Savaşı…

dönence

barış manço nun her anlamda en başarılı eseridir.
içinde bir senfoniye yetecek kadar malzeme vardır.
yalın söz, yalın enstruman ve hepsi birlikte şahane pasajlar yaratmış, manço.
bin yıl unutulmaz.

8 milyar insanı bir yalana inandırmak mümkün mü

yalnız o inandırma değil zorlamaydı. pandemi döneminde california da arkadaşlarım gayet denize girip partiliyordu biz evde kös kös otururken. o seni yönetenlerle alakalı bir durum.