bugün

entry'ler (1)

mustafa kemal atatürk

Ya ne biliyor musunuz? Üzülüyorum ya, gerçekten üzülüyorum sürekli. Osmanlı da dahil olmak üzere hatta Selçukluları da dahil edebiliriz buna bu millet bir kere bile rahat etmedi ya. Rahat ettim sandı yalnızca. Şu altına entry girdiğim adam belki proje adamıydı belki de gerçekten bir kahramandı hiç bilmiyorum ama çıkardı bu ülkeyi o sefil günlerden. Yolda yorulduğunu bile düşünmeyen en sonunda vücudunun ihanetine uğrayıp ölen analarımızı, vücutlarına giren kurşunlar ve dipçiklerden ölen 12 yaşındaki Mehmet''çik''leri. Soğuktan minicik bedenleriyle can veren bebekleri. Haketmeyerek ölen herkesi. Ölümün haketmesi de olmaz ya ama yaşadığımız dünyada var artık. Zorla da olsa var.
AKP adlı bir hükümetimiz var, kasetleri de çıktı, oynama olmadığı onaylandı, hırsız diyorlar, yapabildiğim tek şey söyleneni çat pat bildiğim diğer dillerde farklı sitelerden okumak tüm yanlarını görmek için. Bir %50 var çok seviyorlar, böyle yönetilmekten mutlular. Diğer %50 var bu onlar için zulüm. Zulümde olduklarını hisseden bölüm protestolar yapıyorlar, geziler var, kendi propagandalarını yapmak en sevdikleri belki de haklılar. Seven bölüm ise RTE, Uzun Adam sloganları atıyorlar, sen ne dersen o kafasındalar belki de bunlar haklılar. Herkes beraber olmuş diyor ki gitsin, insin artık tepeden, özgürlük olan, mutlu olduğumuz, refah seviyesinde yaşadığımız, gerçekten ilerlediğimiz (zira ilerlediğimizi iddia eden yöneticilerimiz asfaltla, havalimanıyla ilerlediğimizi sanıyor ki ben demiyorum ki olmasın, her yer yemyeşil olsun falan. Sadece kendimizi tüketiyoruz. Bir süre sonra biteceğiz.) bir hayat istiyoruz yeni birileri gelsin. Diyorum ki yine haklı olabilirler sanırım. Sonra bakıyorum siyasete, geriye kalan seçeneğimiz olan on bilmem küsür partiye hangisi gelsin diyorum kendime içinden çıkamıyorum. Aradığımız huzur tam olarak kimde? Ne zaman gerçekten halk olarak her dakikamızın partide ne olmuş kim kime laf atmış kim birini dövmüş diye sormadan beraber olabileceğimiz mutlu hayata sahip olabileceğiz? Yani siz söyleyin bana, hangisine vereyim ki sonunda sen kürt müsün o zaman öl, sen türk müsün sen de öl, aa sen laz mısın o zaman hadi espri yapayım gibi saçmalıklar olmadan yaşayabilme hakkım tanınsın?
internette şans eseri tanıştığım benimle aynı yaştaki yabancı arkadaşım şu sıralar tatilde arkadaşlarıyla. Geziyor istediği yeri, görerel öğreniyor, konserlere gidiyor, hayatın renklerine bakıyor her an yeni bir insanın yüzlerini okuyarak, şarkıların ritmini hissediyor. Aynısını ben ailemle yapmak istiyorum. Ortalama ömür 75 yaş ise ebeveynlerimin 25 senesi var. Ama ben napmak zorundayım biliyor musunuz? Ygs ve Lys çalışmak zorundayım. Çünkü ''mutlu olmak'' için en üst noktada bir işim, master-doktoram, native olduğum türkçe harici 3 dilimin olması gerekiyor. Bu yüzden yapamıyorum. Babam okuyayım diye emekliliği geldiği halde çalışmaya devam etmek zorunda. Sadece 16 yaşındayım ve onlara doyamamış olucam sözlük. Benim onlarla vakit geçirmem, kişiliğimi oluşturmam, hobilere sahip olmam gerekirken ben geleceğime güvensiz ve umutsuz bakmama rağmen ders çalışmak ve politikayla ilgilenmke zorundayım. Arkadaşlarımla bari bir gün nefes alalım hem doğum günü de kutlarız pasta yemek için diye gayet masumane bir fikir ortaya attığımda hemen arkasından gelen ya bomba patlarsa, ya bıçaklanırsak ya kurşun yersek, ya şarapnel gelirse temalı korku dolu reddedilme cevaplarına alıştım ben sözlük.
16 yaşındayım ve korkuyorum. Ölmek istemiyorum. Ailemin de ölmesini istemiyorum. Ağlamak da istemiyorum üzülmek de. Annem ve babamı tanımadan ayrılmak da istemiyorum. Ben istemiyorum da beni dinleyen kim ki.
Açıkçası partiniz de batsın, ideolojileriniz de batsın, para için gözünüzün dönmüşlüğü de batsın, millet için burdayız yalanına sığınarak kendinizi kandırdığınız her şey batsın. Insan olduğumuzu unutan herkesin her şeyi batsın. Umarım zorla da olsa elde ettiğiniz her şey size uğursuzluk getirir.
Yabancı ve hayalini kurduğumuz, Türkiye de böyle olsun dediğimiz ülkelerde yaşayan arkadaşlarım hayatı, ailelerini tanırlarken ben bunları yazmak zorundayım çünkü içime çok düştü anlıyor musunuz? Çaresiz olduğumu farkettim ve o çaresizliği hissettim.

16 yaşındayım ve bunları yazıyorum...
Hepimizin birlik olduğu, ne yönetenlerin ne yönetilenlerin adaletsiz olduğu, kavgasız, dövüşsüz, birbirimize gülümsediğimiz ve herkesin tanımasalar bile birbirine günaydın deme nezaketi gösterebileceği bir ''Yeni Türkiye'' umuduyla...

Huzur içinde uyuyorsan mutluyum Atam, ama ne olursun uyan. Yeterince uyudun ve senin küçüklerin bizim ise büyüklerimiz hiçbir halt edemediler Atam. Ne olur gel ve düzelt bizi. Sana ve o ruha ihtiyacımız var.