eksik bilgidir. bir öküzün boynuzları üzerinde durduğu belirtilmemiştir.

gözü dalmıştır.

boötes olarak da adlandırılır. patronu arcturus'tur.

görsel

Vega.

kendilerine bakmalarıdır. ne zannediyorsunuz? coğrafi özellikler mi? biz kendilerine bakmayana alışkın olduğumuzdan her bakımlıyı norveçli sanmayalım?

tanım : bakımlı olmaları, daha da önemlisi kendilerine saygıları olmalarıdır.

carl sagan.

burada.

yayılmış yağmuru izliyorum.

seviyorum ankara'yı. barıştım ankara'yla. memleket izmir.

aynı şeyi türkler kendisi için söylese faşistlikle suçlanacakları söylem.

uzak durmalısın.

neden böyle bir açıklama yapma ihtiyacı hissettiği bilinmemektedir. muhtemelen birilerine bir mesaj gönderdi o mesaj da adrese ulaştı ya da ulaşmadı. yoksa durup dururken neden böyle bir şey desin?

hoş olmayan açıklamadır.

arada bir akla gelen ve yapılan faaliyettir. fakat bazen pişman edebilir. zira karşı taraf sizinle aynı heyecanı yaşamadığından olsa gerek beklediğiniz tepkiyi alamamanız olasılık dahilindedir. fakat bu eski arkadaşların sevilmesini ve sayılmasını da engellememelidir.

olmayan evrimleşmedir. türk-kurt ilişkisini incelemek için ezoterik bilgilere bakmak gerekir.

kurt, kadim tarihteki birçok toplumun/kavmin kullanmış olduğu bir semboldür. eski mısır, sümerler, orta asya, orta amerikadaki kadim toplumlar tarafından kullanılmıştır. anlamı ise, o dönemdeki insanların atalarının galaktik bir ırk olduğuna, gökten gelen bir ırkın torunları olduğuna inanmalarıdır. peki kurtla bunun ne alakası var?

konu aslında, kadim dönemin toplumları tarafından takibe alınan, bir çok hiyeroglif, rölyef çalışmalarında tasvir edilen ve piramitlerin inşasında da dikkate alınan sirius yıldızıdır. zira atalarının o yıldızdan geldiğine inanmaktaydılar. bu yıldızın günümüzdeki ismi de büyük köpek takımyıldızı olarak geçer.

tarihteki kadim türkler de atalarını gökkurt olarak isimlendirmişlerdir. aslında atalarını sirius yıldızından gelen galaktik ırk olarak tanımlamışlardır. gökkurt zamanla da bozkurt olarak evrimleşmiştir. evrimleşen aslında bu.

tüm bu bilgiler yazıtlardan ve tabletlerden elde edilen bilgilerdir. doğruluğu veya yanlışlığı tartışma konusu değildir.

kendisiyle yeni tanıştığım telefondur.

tabletim sayesinde halen android kullanıcısıyım. bir de windows'um oldu. merak edenlere eksilerini artılarını hemen arz edeyim.

artılar;

- sağlamlık hissi veren bir cihaz. arka kapak komple yan gövdeyi kapatıyor. ayrıca değiştirilebiliyor. telefon böylece hem özelleştirilebiliyor hem de arka kapak çizikleri 50 tl.lik bir masrafla komple giderilebiliyor.

- android'deki gibi bir takılma, donma gibi sevimsiz şeyler yok. yazılım oldukça stabil ve güven hissi veriyor. bu stabiliteyi 1.5 ghz lik çift çekirdek işlemci ve 1 gb ram ile sağliyor.

- ses kalitesi çok güzel, kulağı hiç rahatsız etmiyor ve oldukça anlaşılır. gürültülü ortamlarda bile sıkıntı yaşamıyorsunuz.

eksiler;

- şarjı çok çabuk bitiyor, ki bu akıllı telefonlar için artık alışıldık bir durum. bunu engellemek için bazı özelliklerin sürekli kapalı tutulması ve ihtiyaç duyulduğunda açılması gerekebiliyor. fakat komutlar son derece dağınık. bunu engellemek için de marketten uygun kısayol programları indirilebiliyor.

- cihaz aşırı ısınıyor. her ne kadar servisi bunu normal olarak kabul etse de, işlemci, ram ve batarya gibi üniteler sıcaktan pek hoşlanmazlar.

- bazı arkadaşlar marketin yetersiz olduğunu düşünüyor. haklı olabilirler ama çok kafaya takılacak bir durum değil. ihtiyacı karşılayabilecek her türlü yazılım mevcut. sadece çeşitlilik yok. bunu da anlayışla karşılıyorum. windows kapalı bir işletim sistemi. çeşitlilik fakir, fakat stabilite zengin. tercih meselesi tabii.

özetle bir android görselliği mevcut değil. yapacağınız işlemler, internete girmek, ofis dosyalarını incelemek, mail almak/göndermek, muzik ve radyo vs. gibi uygulamalarsa bu cihaz uygun.

benim cihazda da bir sıkıntı var gibi sanki. bilen arkadaşlar aydınlatırsa sevinirim :

cihazı tam dolumdan yarım saat sonra şarjdan alıyorum. pil tasarrufunu devre dışı bırakıyorum. cihaz 7-8 saat % 100 enerjide kalıyor. sonra makine kendi kendine ısınmaya ve hızla şarj düşmeye başlıyor. hatta bir ara çantada varlığını unutmuşum gün sonuna doğru % 18'e kadar düşmüş. makineye el değmiyor bu arada. kısacası cihazı hiç kullanmamama rağmen ve arka plan görevlerini de kapatmış olmama rağmen (whatsapp kapalı örneğin) cihaz ısınıyor ve şarjı aniden tüketiyor. şebeke 3g bağlantısını 2g bağlantısına çevirdim ama yaramazlığa devam ediyor cihaz. buz gibi tutmak için sadece pil tasarruf modunun açık olması gerekiyor. o zaman normal. çözümü bilen arkadaşların yardımları beni rahatlatacaktır.

bu cihazın türkiye'de ciddi bir aksesuar sıkınıtısı var. kılıf, ekran koruyucu gibi. gerçi her çeşitten mevcut ama kaliteli değil. aksesuarla kullanan bir meraklıysanız buna dikkat edin derim. bu cihaz için kaliteli aksesuar hiç ama hiç yok.

not : hızla şarj azalmasının ve bekleme konumunda ısınmasının sebebi bulunmuştur. cihaz orijinal micro sim kart istiyor. kırılmış sim kart cihazı yoruyor ve ısınmasına neden oluyor. şikayeti olan arkadaşlar bu detayı dikkate alırlarsa isabet olur. çünkü cihazın hem ısınma, hem batarya sorunu çözüldü, hem de görüşme esnasındaki ses kalitesi daha da yükseldi.

doğru önermedir. aslında bütün öğretmenleri işten atmak lazım. hatta öğretmenlik mesleğinin kaldırılması sonra da bir köşeye çekilip toplumun izlenmesi gerekir. "ne hale geliyorlar" diye.

sağlıklı ve sindirim sistemi faal olan insandır.

hıyarın önde gidenidir. zerre kadar aklı olmayandır. aklı varsa da kullanamayandır. *

1.8 motor hacimli modeli 135 hp beygir gücündedir. o güç o kasaya ait değildir. olmamalıdır.

haftanın bir sabahı haricinde tavsiye ettiğim alışkanlıktır. böylece gününüz bol gündüzlü geçer ve sizi motive eder. hava da güneşliyse harika olur.

hem anlayışla karşıladığım, hem de karşılamadığım paradoksal bir durumdur.

anlayışla karşılıyorum çünkü;

devlet yönetim biçimi, hanedanın devleti bir küçüğüne miras olarak bırakması şeklinde düzenlenmiş. bu yüzden bir küçüğe her zaman ihtiyaç var. fakat o dönemde insan hayatının pek te pahalı olmadığı, çıkacak bir savaşta her an ölüm tehlikesinin var olduğu gerçeği mevcut. bu sebepten dolayı küçük sayısı olabildiğince fazla tutulmaya çalışılmış, ki devleti bırakabilecek bir evlat muhakkak olabilsin. tarihi incelediğimizde pek te haksız olmadıklarını görürüz aslında. gerçekten de şahzadeler babalarının yanında savaşa girmiş kimisi de bu savaşta canını vermiştir. kısacası bir mirasçı olmaması riski her daim padişahları huzursuz etmiştir. bunun sonucu olarak ta olabildiğince fazla erkek evlat sahibi olup bu riski olabildiğince az tutmaya çalışmışlardır. örneğin, padişah ibrahim in çocuk sahibi olamaması gibi bir durum ortaya çıkınca, kırım hanlığı akrabalık bağlarına dayanarak taht üzerinde hak iddia etmeye başlamışlardı. risk tabii. ayrıca cinselliğin haz veren bir eylem olması gerçeği de var. fazla erkek evlat sayısı hedeflenmiş olsa da bu evlatların tek bir kadından olmaması gerektiği, zira ileride o kadının taht üzerinde söz sahibi olabileceği düşünüldüğünden anne sayısı da olabildiğince çok tutulmuş diye düşünüyorum. böylece kadın kuvvetinin bölünmesi de sağlanmış oluyor. her ne kadar bazı durumlarda başarısız olunsa da.

(bkz: hürrem sultan)
(bkz: nurbanu sultan)
(bkz: safiye sultan)
(bkz: kösem sultan)

ileride yine taht üzerinde iddia sahibi olunamasın diye veya taht başka bir hanedana geçmesin diye padişahların özellikle türk kızlarından uzak durması da söz konusu. ki bu sadece harem için değil aynı zaman da divan için de geçerliydi. 622 yıllık osmanlı tarihinde türk vezir-i azam sayısı 20 civarındadır. gerisi tamamen devşirmedir. böylece hanedanın taht üzerindeki etkisi her daim güçlü tutulmuştur.

anlayışla karşılayamıyorum, çünkü;

çok eşlilik söz konusu. çok eşlilik toplumun bozulmasına yol açar. çok eşliliğin sadece padişahlar için değil tüm toplum için geçerli olduğunu bir anlığına hayal edin. o toplum bozulmaya mahkumdur. padişahlar aslında bu gelenekleriyle halka da örnek oldular.

haremdeki bir kadın yükselmek veya yönetimde söz sahibi olmak istiyorsa ya sultan, ya haseki sultan, ya da valide sultan olmalıydı. kısaca padişaha kız ya da özellikle erkek evlat vermeliydi. yani kadınların terfi kriteri padişaha evlat doğurmaktan ibaretti. başka bir kritere ihtiyaç yoktu. bu da kadınlarda eğitime çok önem verilmemesi gibi bir sonuca yol açtı veya iyi bir eğitimden sadece sultanlar nasiplenebildi. padişahlar bu konuda da halka örnek oldular.

bir diğer husus ta daha önce belirttiğim gibi bu sultanların yabancı uyruklu olmasıdır. yabancı uyruklu olan bu kızlar osmanlı imparatorluğunun çevresindeki ülkelerin vatandaşlarıydılar. eh, osmanlı da sürekli bu ülkelerle savaş halinde olduğundan o ülkelerin vatandaşlarının da osmanlıya dostluk beslemesi mümkün değildi. yani bu kızların da pek osmanlı dostu olduklarını söyleyemeyiz aslında. ne var ki bu kızların 34 ü padişah doğurmuş, çok daha fazlası sultan ve haseki sultan olmuştur.

hayal gücünün son derece güçlü çalışmasının bir sonucudur. kötü müdür? sanmıyorum. ama kötü bir şekilde sonuçlanması az da olsa olasılık dahilindedir.

dikkatli olunmasının yararlı olacağı kanaatindeyim. aşk çünkü. sevgiye benzemez.

iletişim için imkanlar zorlanmalıdır. yazılanların okunmasıyla yetinilmemelidir.