Bir idealist yanlısı bir diktatör bir psikopat olup ; istanbul üniversitesinin baş belalarındandır. Anlaşılmayan vize ve final sorularıyla tanınır.Ne kadar çalışırsanız çalışın geçme ihtimaliniz çok düşüktür.Çünkü ne sormak istediğini anlamayacak ya da yanlış anlayarak doğru cevabı bulamayacaksınızdır.Umutlar yoktur.4 soru sorar ve bir soruyu muhtemelen hiç bir şekilde yapamayacaksınızdır.
(bkz: Kel mahmut'un günümüzdeki hali)
(bkz: Maya takvimine göre kıyamet alametleri)
(bkz: Gökselin "depresyondayım" şarkısı)
bazi insanların yapmaktan keyif almadıkları eylemleri bir an için olsun ön yargılarını yıkıp ; hayatın onları "a bak aslında güzel repliği" şeklinde kandırıp ; sevmedikleri şeyleri yapmaları ve yaptıktan sonra pişman olmamaları ve hoşlarına gitmesidir.
(bkz: ha ha ha cok farklı bir o kadar tatlı)
Bugün kötü bir gündü aslında iyi gibi görünen kötü bir gün.Aslında herşey iyi başlamıştı.Güzeldi.Ama sonu kötü bitmedi ama bitecekti.irade sahibi olmak güzel şey ama ya olamamak.Hatalar saniyelik insanoğlunun hayatında ve bir kez yaptığımız bir yanlış nedenli ya da nedensiz bizi sürüklüyor.Kimileri doğru sanıyor yapılanları ve kimileri ise yanlış.insanlar aynı değiller.Aslında hiç birimiz iyi insanlar değiliz hepimizde az da olsun adilik var.
içinde bulunduğum durum olup..olası depresyona girme anıdır.o an herşey anlamsız gelir falan ..hele seviyorsanız işte sıçtığınız andır.bira şişeleri,uykusuz geceler,sigaralar,damara devam hayat tarzına bir merhaba deme sanatı da olabilir.ama kısa sürer geçer gider belki. ama bazen geçmez kalır öyle bişiyler olur işte..süre önemli değil.canınız yanar ya kalbiniz acır işte o an yaşamak istemezsiniz.ama mecbursunuzdur. (bkz: hayatın gerçekleri)
kendisi benim en yakın arkadaşlarımdan biri olup tamamen teknoloji özürlüdür.En kötüsü de telefonla konuşurken tam da olayın en heycanlı anında telefonun kapanmasınıdır.
(bkz: bol bol küfür ettiğim an)
sol framede gezerken yazarlarımızın açtığı olumsuz ve sebepsiz sözlük formatı dışında olan asi başlıklar olup ; bazen beni güldüren yer yer şaşırtan başlık topluluğu da diyebiliriz
Cem adrian'ın 'Nereye gidiyorsun'adlı parçasının içinde geçen bir kıtası olup beni benden alan kısmı demekte mümkündür.Gözyaşlarımızı akıtamadığımız kendimizle milyonlarca kez yüzleşip geriye çevrildiğimiz anda sorulacak bir sual gibi birşey.
içinde bulunduğu durumdan fal vesilesiyle kurtulacağını düşünen kişinin eylemidir.
Bir ay sonra sevgilisi olacağını söyleyen falcıya inanıp gün sayan çocuğunun içinde bulunduğu durumda demek mümkündür.
(bkz: Falın fallanması)
kendimden gittim bu gidiş gerçekleşimim tam 5 ay oldu.Bir insan 5 ay kendinden nasıl gider diye sorsalardı .bir kahkaha atardım başkasından duysaydım bunları ama aynalarımlayım şu anda gerçeklerle yüzleşirken her umut tohumu bir yalancılık daha yapıyor benliğime .Bütün güzelliklerimi kesip biçip asıyorum bu anlamsız hayatı hiçbir zaman anlamadım zaten neydim ya da kimdim neden bu küçük yüreğim bu kadar çok acıyor bilmiyorum.isyanlardayım belki bu kadar yıkılışa..
ah o kadar çok istedim ki ; yeniden doğmayı her yeniden başlayışım da bir kez daha düşmenin verdiği acı bütün iliklerimi kapladı.Evet kaybettim 'orosbu çocuğu hayat' bir kez daha çok severken bir kez daha kaybettim sevgiyi , aşkı ve umudu.
Sevdiğimi gitti.Bir el bile sallayamadım arkasından.Kelimeler öyle çok kifayetsiz kaldı ki.incilen ruhumun kırıntılarını bile toplayamadım.içime ağıt yaktım kendimce ve siyah odalarda hiç ışık yanmadı.
Ruhum hep aynı noktadaki boşluktaydı.her şeyin senle başlayıp senle bittiğine inandırmıştım çünkü benliğimi biliyordum ben hayatın tekrar başlayacağını umudun ya da aşkın senden ibaret olmadığını ama canım acıyordu işte sebepsizdi..ben her gidişinde böyle olurdum ya iki damla göz yaşı akardı.. ve elmacık kemiklerim sızlardı birazda sonra serzenişlerim ama saat dilimi geri getirirdi seni bana bir mesaj gelirdi senden ya da bir telefon bazen süpriz yapar da kapının önünde belirirdin.yüzünde o şapşal ifade ve hafif bir tebessüm.yaramazlık yapmış küçük çocuklar gibi olurdun ya o haline kıyamazdım işte .bir bakmışım ki o sana meydan okuyan serden sadece sözde bir ben kalmıştı.sevgiydi işte yürekti.sevmekti.bağlanmaktı.sevgiliye.gözlerim açık kör ebe oynamaktı aşk.
bilemezdik.mantık durduramazdı.çünkü kalp bastırırdı.seversin ya acıtmazdı hiç bir gerçek.çünkü görünmezdi.kalp gözü olumsuz gerçekleri göremezdi.ömrümün en güzel 2.5 senesi bu kör ebeciliği oynamakla geçti ve ömrümden çekilen 5 ay sanki 5 yıllık acı gibi geliyor bana..
bazı geceler hiç bitmek bilmedi..
tütün kokusu biraz alkol biraz hüzünlü bir şarkı hemen gözyaşlarına boğuverirdi beni..durduramazdım.çok isterdim yapmamayı ama karşı koyamazdım.bazı bazı sendelerdi düşüncelerim genel açılım hep 'o' ve 'o' içerikli şeylerdi.beynim çok hızlı çalışmaya başlamıştı bugünlerde..
yorgunluğum ise anlamsızdı. sabahın bir köründen diğer körüne kadar laptopun başında aylarca sabahlamıştım yorgunluğum ondan mıydı? diye sordum kendime.aksine dinçtim. fiziksel anlam da evet çökmüştüm.yakın dostlarım halime üzülüyorlardı.ama kenetlenmiştim o duyguya söküpte atamıyordum.bir gün bir yazı okuyup karar veriyordum.diğer gün ise vazgeçiyordum.elimde bir silah vardı sanki bir gün onu öldüryordum.bir gün kendimi.artık bu şaşıfelek çıkmazından çıkamamıştım..ne yapmalıydım ? Ne beni kurtarırdı?
ilk zamanlar hiç tanımadığım insanlarla sanal alemden sohbet etmeye başladım. Baktım iyi geliyor. Aradan bir
kaç hafta geçtikten sonra kendime zarar verdiğimi fark ettim. Her bahsedişimde biraz daha yıkılıyordum. Ve ilerleyen birkaç olay bazı şeylere şahit olmama karar kıldırttı. Seviyordum. Canım yanacaktı. Evet, kalbim acıyacaktı. Ama dünyanın sonu diildi. çok düşündüm ve bir gün bu duruma son vermem gerektiğini anladım.
Aşık olmuştum. Kalbim sevmişti. Mantığım öne sürmüştü. Çok düşündüm mantığım kabullenmeseydi o kalbim sevmeye yönelir miydi? Sevmek ilk günden olmazdı.ilk haftadan olmazdı.sevmek aylardan yıllardan olurdu.ama kalpten önce mantık sindirirdi her şeyi.sonra imkansız aşkların mantığını düşündüm.
ve dedim ki ; bize göre imkansızdı ama onlara göre öyle görmüyordu.bir şekilde mantıklarında yer etmişti.Toplum baskısındandı imkansızlık.
ve sonra tüm olayı çözdüm.aşk mantıkta başlar kalpte beslenir. Zamanla biçimlenir.idealiteye gelirse aşk sevgi olur.sevgi hipotezi kanunlaşırsa. Sevda olur. Bir gün hipotez yıkılır belki ama kanun asla..
insanın içinden attığı çığlıktır.Giden sevgileye gitme kal diyememenin içinizdeki uğultusuda olabilir bu.Örnekleri çoğaltmak mümkündür.Sonuç olarak hepsi derinden etkileyici bir yaralanma sonucudur.
(bkz: Yürek acısı)
Çok zordur.Öğretim görevilerinden profesörlerine kadar hocalar bir alemdir.Yatay geçişle bünyesinde çok öğrenci kaybetmiştir.Zorlayıcıdır.Gerek vize gerek final sorularıyla kasıntıdır.
Anlamadığım bir olaydır.Zaten gitmeyi tercih etmiştir.Muhtemelen yeni sevgilisiyle sorunlar yaşayıp bir boşluğa düşmüştür.Ve çabalamaya başlar.ilk önce terk edilmiş sevgili aranır veya çağrı atılır.Maksat dikkat çekmektir.Eğer tepki verilmezse on gün kadar beklenilir.Daha sonra her hangibir bahaneyle mesaj atılır.Örneğin:'Banka kartımı kırıp atar mısın ?' gibi.Daha sonra tepki göremeyen eski sevgili sinirlenir. En son girişim olarakta msnde engellediği kankanızın engelini kaldırır.Bu kısır döngü böyle sürüp gider.Ama sizin için eski sevgiliniz tam anlamıyla bitmemişse , hayatınız alt üst olur.
Doğru önermeye ne denilir.Dediğim durumdur.Dışarıya dolaşmaya çıkarken bir çok öğrenciyle karşılaşıtığınız durumdur.Aynı zamanda vazgeçilmez bir kültür beldesidir.
(bkz: Güzel şehir eskişehir)
Eğer manevi yönden bir hediye verilmişse bu durum güzeldir.Ama bir hediye bile alınmamışsa her şey olabilir.Belki maddi açıdan bir çöküntü içinde bulunan sevgili de olabilir.
insan egosunun hareketidir.Tüm olumsuz olaylar görmemezlikten gelinir.Genellikle sevgili durumları için bu konu daha ön plandadır.Sevgi yumağı içinde olunduğundan gözlere perde iner ve her olumsuzluğa karşı kulaklar itinayla tıkanır.
Uzakta olan ve birbirine hasretlik sevgililerin ; msn messenger , google talk vb. programlar sayesinde görüntülü konuşma yapmasıdır.Tabiki uzaklıkta şart diildir.Çok yakında olupta bu nimetten faydalanan çiftleride unutmamak lazım.
(bkz: Teknolojinin gözünü seveyim durumu)
16-18 Ekim'de Fethiye / Ölüdeniz Esenköy Mevkiinde düzenlenecek olan Türkiye'nin en büyük Motocross ve Gençlik festivalidir.
MXonFEST'in ilk ismi senfonik metal tarzını dünyaya sevdiren ünlü Alman grup Haggard. Sahne alacak diğer önemli isimler sırasıyla Teoman, Bulutsuzluk özlemi, Aylin aslım, Babazula, Cümbüş cemaat, Piiz, Art niyet, Malt, 110, Deja-vu, Rampage, Sokak köpekleri, Full as, Roll back'in sahne alacağı festival.
Kaynak: http://www.rockhayat.com/frmp20055/
Bugün itibariyle 'Ntv spor 'programında şahit olduğum anlam veremediğim alt yazıdır.Aynı zamanda şükrü kızılot'un hürriyet gazetesininin spor bölümde verdiği tespit haberidir.
Murat yılmaz yıldırımın 'adsız özlem' adlı mükemmel parçasının giriş cümlesidir. Acı , özlem ve haykırış aynı zamanda 'anlam verememe' gibi neredeyse aşksal bütün duyguları içeriğinde bulunduran ; her dinlediğimde beni farklı bir cennete götürüp cennetin cehenneminde yakan parçadır.
gerçekler nerde, hüzünler çoğalmış..
aşk için kurduğum düşlerin yerini,
kocaman yanılgılar almış.
geriye dönemem, ölümden beterdir yenilgiler.
Gözyaşlarım birer birer, uykularımda toplanmış.
gece oldu, sözüm bitti, uykum geldi, yatağım boş, üşüyorum, nerdesin?
tükendim artık, sen yoktun, hiç olmadın, ben ağladım, sen güldün, nerdeyim?
sevgiler nerde, gerçekler yalanmış.
aşk için kurduğum düşlerin yerini,
Kocaman yanılgılar almış.
günleri geçiremem, kalbimden düşer sevişmeler.
gidişlerim birer birer, özleminde çoğalır.
gece oldu, sözüm bitti, uykum geldi, yatağım boş, üşüyorum, nerdesin?
tükendim artık, sen yoktun, hiç olmadın, ben ağladım, sen güldün, nerdeyim?