Zherdust
-10 (nihilist)
altıncı nesil silik 1 takipçi 31.60 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    o ç

    1.
  1. hallac ı mansur

    19.
  2. Sufi el Hüseyin ibn Mansur iran"ın Beyza Köyünde dünyaya geldi. Kökeni Zerdüştü bir aileye dayanıyordu. Dedesi Muhamma Zerdüşt dinine bağlıydı. O da Ebu Müslüm"ün yol halifesi olarak Zerdüst inancının kurallarını sürdürmüş bir düşünürdü. Ailesi dinler, efsaneler, destanlar ülkesi iran"da oturuyordu. islam"la tanışmasına rağmen eski inancın izlerini de taşıyordu. Vericiler babamı islam"dan yüzyıllar önce Zerdüşt tarafından mistik zamanlarda vaaz edilen din ile halkımızın eski inancıyla tanıştırdılar diyordu.



    Felsefe, teoloji, matematik, astronomi, edebiyat ve sanatın tartışıldığı Basra kenti ile tanıştı. Bu kent aynı zamanda Mutezililer gibi akılcı bir akıma da kucak açmış, beşiklik yapmıştı. Kimi hocalarının imanın çekirdeği aşktır sözü kendisini çok etkilemişti. Üstün bir zekaya sahipti. Dinsel konuların temelini irdelemek istiyordu. Fazla soru karşısında rahatsız olup tepki gösteren hocalarına; Hedefe ulaşmak mümkün değilse, yolda yürümenin ne anlamı var diye karşı çıkıyordu. Hocası Cüneyd Bağdad"i insan beyninin derinliklerini sarsıp çelişkiler yaratan tartışmalarını küfür kabul ederek: Küfürlerine devam edersen günün birinde darağacında öleceğim muhakkaktır diyor ve kendisini uyarıyordu. Kendisiyle tanıştığı bir Hindo"nun: Dünyanın yapısı birlikten başka bir şey değildir. Brahman sen kendinsin sözleri bu konuda var olan düşüncelerini daha da pekiştirmişti. Varlıkların birlikteliğini savunan Hallaca göre: Dünyadaki karanlık yada başka bir değişle kötülük, yaratılış gerçeğinde değil, insanın içinde bulunmaktaydı. Kürt düşünürlerinden Hallac-ı Mansur "Enel Hak" derken Tanrı ile bütünleşmeyi murat edinmişti. Bağdat sokaklarındaki bir sohbetini şu sözlerle bitiriyordu: Sevdiğim olan o, benim; ve sevilen olan ben, oyum! O dönemlerde bilge sufilerin kendilerine şiar edindikleri ve dillerden düşmeyen bir söz vardı: Hiçbir yara bize kalbimiz kadar acı vermez, hiçbir ilaç bizi kalbimiz kadar çabuk iyileştirmez. Ölüme adeta meydan okuyordu. Zindanda iken yüksek sesle okuduğu şiirin iki dizesi şöyleydi:



    Yüce Mevla şudur senden niyazım:

    Bu hapisten çağır beni yanına!



    Sevdiklerine: Din senin içinde durmaktadır diye öğüt veriyordu. Onun amacı kalplerin Hallac-ı olmaktı. Bağdat"ta en fazla uğradığı ve sohbet ettiği mekanlar fakirlere ait olan yerlerdi. Bağdat"taki Abbasi hanedanını zorbalıkla suçluyor, yönetim adil olmak zorundadır diyordu. Düşüncelerini ezilen ve sömürülenlerden yana tavır koyarak açıklaması yönetimi harekete geçirmişti. Güney Irak"ta gelişen Hambeli ayaklanmasına korkusuzca sahip çıkıyordu. Bu yönüyle geniş kitleleri etkilemesi saray çevresindeki rantçı çeteleri endişelendirip saldırganlaştırıyordu. Miladi X. Yüzyılın birinci çeyreğinde Abbasi hanedanının başında bulunan Halife Mutazid"in zayıf yönetimine karşı sesler yükselmeye başlamış, Hambeliler"in ayaklanma tehditleri, binbir gece masallarına konu olan Dicleye nazır Bağdat saraylarının duvarlarını sarsıyordu. iran ve Mezopotamya düzlüklerinden efsanevi başkente doğru gelen yüzlerce ganimet yüklü kervanlarda azalma olmuş, buna bağlı olarak kentte ve çevresinde buğday kıtlığı baş göstermişti. Ekonomik sıkıntıdan etkilenmeyen, mevcut rantı paylaşan ve sarayı kuşatan bir avuç azınlık, halkın ilgisini başka yöne çevirmek için yeni entrikalar çevirmeye yönelik tezgahlar kurmak ve bir suçluyu bulma arayışındadır. Aranan kurban kısa sürede bulunur. Enel Hak (Ben Tanrıyım) diyen tasavvuf bilgini Hallac-ı Mansur halkın gözleri önünde işkenceyle öldürülürse hem isyanın eşiğine gelen halk korkutularak sindirilecek, hem de ekmek bulamayan kent sakinleri şeriat kurtuldu diye açlıklarını unutacaklardı. Sinsi planı bir an önce hayata geçirmek için kollar sıvanır. Çünkü bundan daha önemli bir bahane bulunamazdı. Yakalanan fırsatı değerlendirmek gerekiyordu.

    Bağdat Kadısı Nail al Kurra ibn Mucella başkanlığında toplanan mahkeme heyeti verdiği ölüm fermanını Halife Mutazid"e onaylatmayı başarır. Hallac-ı Mansur"un önce kamçılanmasına, sonra bedeninin dilim dilim edilmesine, daha sonra da bir darağacına asılarak teşhir edilmesine ve sonra da kellesinin bedeninden ayrılarak yakılmasına karar verilir.



    Suçu, egemenlerin bin yıllardır dillerinden düşüremedikleri bir söylemdi: Halkın arasına fesat soktu, şehrimizin çalışanlarına, meydanlara ve sokaklarına nifak tohumlarını ekti. Halkı isyana teşvik etti. Bağdat kolluk kuvvetlerinin komutanı ibn. Davut, kadılara cezanın bir an evvel infaz edilmesi için baskı yapıyordu. Kadılardan biri: Adalet ve ilahi aşk anlayışını dile getirdiler diye, köleler bir kez daha ayaklanıp devlet otoritesini parçalasın mı? diye feryat ediyordu. Mahkeme çevresinde Hallac aleyhinde slogan atan halkın öfkesi ılımlı mahkeme üyelerini korkutmuş ve sertlik yanlısı olanların safına itmişti. Sanık dine küfretmekten ve insanları isyana teşvik etmekten suçlu bulunmuştu. Cezası idamdı.



    Hallac-ı Mansur"un suçu olmaktan öte siyasi olduğu fikri oldukça yaygındı. Hallac, büyük imparatorluğun kibarlarıyla çatışmıştı ve bu ne yazık ki çok kötü bir zamanda, Abbasi sülalesinin parlaklığını ve şöhretini yitirmeye başladığı bir anda gerçekleşmişti. Gerek halifenin imparatorluğunda, gerekse başka yerde en iyisi pamuk tarlalarına gitmek ve fazla konuşmamaktır diyen yazarlar da vardı.



    Bugün bile geçmişi, kökeni ve sisteme karşı düşüncelerinden dolayı Ezidi Kürtler içinde büyük bir saygınlığa sahiptir. Ezidiler, Hallac"ın da kutsal perestgahları olan Laleş a Nurani de Şeyh Hadi"nin mekanında yattığına inanırlar. Yine kendisine karşı olan saygılarını som bakırdan bir tavusla simgeleştirmişlerdi.



    Çarmıha gerili adamı başka türlü tarif etmek imkansızdı. Tüm işkencelere rağmen insanlığından bir şey yitirmemişti. Acı çektiğine dair herhangi bir emare göstermeyen adam, etrafına insanı büyüleyen bir kudret saçıyordu. Onu son yolculuğunda yalnız bırakmayan fakat çaresizlik içinde olan dostları da vardı. Hayranlarından Ebu Bekir Şıbli çarmıha çok yakın duran ve elinde kırmızı bir gül tutan adamdı. Kendisine yapılan işkenceler karşısında ağlayan sempatizanlarına: "Ben ancak ölürsem yaşayacağım" diyerek teselli etmeye çalışmıştı. Bu sözleri celladın yüzüne karşı da tekrarlamıştı. Rejime karşı olanlara ve ekmek derdine düşen halka biraz daha gözdağı vermek için Hallac"ın cesedi bir süre darağacında teşhir edildi. Tanınmayacak haldeki vücudu, herkes tarafından görülebilmesi için, bir süre daha idam sehpasında rüzgarın okşayışlarına bırakıldı. Sonra da kafası kesildi ve vücudu yakıldı. Olağanüstü bir yok etme şekli.



    Takvimler miladi 922"yi gösteriyordu. Cinayetin işlendiği yer: Arap islam devletinin yönetim merkezi BAĞDAT"tı.

    alıntıdır.
    6 ...
  3. arap terörist

    ?.
  4. cana kıyma ve malı yakıp yıkma, korkutma, zarar verme, yıldırma amacı gütme gibi eylemlerde bulunan; arap ırkından kimse.
    *
    0 ...
  5. siya şaperen

    1.
  6. Kardeş Türkülerin Hemawaz albümünden bir parça. kaliteli bir parça.

    sözlerini de verelim tam olsun

    westiyan
    li hev nerin
    westiyan

    şaparen xwe vekirin
    şaparen mina reşmalan
    ji reya dur hatına ey lawo
    ji nav el ü eşiren biyaniyo

    e lawo
    ev kilame bedengiyane
    bihise lawo

    li hev nerin
    nerin nerin u nerin
    bi çaven belog
    bi çaven tuj
    bi çaven kesk
    bi çaven şın
    bi çaven dur
    bi çaven kor
    bi çaven lawo
    ey lawo lawo
    bi çaven neçirvanen dilsoj

    ez teyrim teyre tawus
    li ser şengale
    ez arame dixwazim

    ey neçirvano
    ez bazim teyre baz
    dixwazim heware

    li zinaran helina min
    esmani d'ramusim
    li zinaran qet natirsim
    ey neçirvano
    li zinaran helina min
    daxwaz bi gazim
    li zinaran qet natirsim
    ey neçirvano

    ez teyre bewar u wazim
    li dare dine
    ez li qewme xwe digerim ey neçirvano
    li çiyayen ase çerxim bi tene

    ewren sor dibare
    li esmana şaperen wan disa mezin bun
    ey haware
    ketin nav şere axir zemane
    ew şerbazin
    ew şurbazin
    ew çavsoriye naxwazin

    eee lawo
    çıroka me usa
    xuyaye
    diroka me usa
    xuyaye
    eve kilame
    bedengiyane
    bihise lawo

    teyra bi şev u roj şer domand
    edi westiyan
    le westa xwe girtin
    ew nasekinin
    ax, ji nav hengama şeri, her teyr bi çenge xwe firi

    ----

    yorgundular..
    baktılar birbirlerine
    yorgundular..

    kanatlarını açtılar
    kara çadır misali kanatlarını
    uzaklardan geldiler
    yabancı aşiretlerin diyarından

    ey oğul,
    duyduğun sessizlerin sedasıdır
    duy onu
    duy!..

    birbirlerine baktılar.. baktılar... baktılar..
    bu tan atımında
    patlak gözlerle
    keskin gözlerle
    yeşil gözlerle
    mavi gözlerle
    uzak gözlerle
    kör gözlerle
    avcı gözleriyle
    sevdalı avcıların...

    "ben kuşum, tavus kuşu
    sükun arıyorum şengal dağları'nda"

    "ey avcı!
    şahinim ben
    yardım istiyorum

    yalçın kayalardın yuvam
    gökyüzünü öperim
    hisarları tanımam"

    "ey peşimdeki avcı!
    hisardadır yuvam
    çağrımdır sana
    kork gölgemden!"

    "inançlı bir kartalım
    yeryüzünde,
    köklerimi arıyorum
    uçarım asi dağlarda tek başıma
    o savaşta yokum ben!"

    o seher vakti
    kızıl bulutlar yağarken...
    gökyüzünde kanatlar büyüdü tekrar
    virane gökyüzü
    eyvah!

    ahir zaman savaşına durdular
    onlar ki savaşçıdır
    kılıç kuşananlardır onlar...
    ihanet yok kitaplarında

    ya oğul,
    budur bizim hikayemiz
    budur tarihimiz
    duyduğun, sessizlerin sedasıdır

    gece gündüz demeden
    sürdü savaşı kuşların
    yoruldular.
    lakin salmadılar kendilerini
    bırakmadılar...

    ve her biri
    kendi kanadıyla uçup gitti savaş meydanından
    3 ...
  7. komşu kızının asılması

    1.
  8. ilk başlarda öyle bir niyetinin olmadıgını dusunerek duruma iyimser yaklasmaya çalısırsınız, ancak günde 5 defa salak salak mazeretlerle kapıyı çalan kız hakkında pek iyimser düşünülmemesi gerektiğini sonradan anlarsınız.
    2 ...
  9. açlıktan ölen yazar

    1.
  10. Vucudun ihtiyacı olan enerji ihtiyacını karşılayamadıgı için hayata veda eden yazardır.

    (bkz: itina ile ukte doldurulur)
    1 ...
  11. hidrojen bağı

    1.
  12. Hidrojenin Flor oksijeni azot gibi elektron ilgisi büyük olan atomlarla olusturdugu bağdır. Van der Waals ve Dipol dipol bağlarından daha güçlü iken, Ağ örgülü bağdan daha zayıfdır.
    0 ...
  13. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük