zemheri
90 (hoş sohbet)
üçüncü nesil silik 2 takipçi 14.60 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    kızılderili soykırımı

    6.
  1. filmlerde kolay kolay şahit olamayacağımız hadisedir, aksine sanki kızılderililer, masum(!) amerikan halkını katletmiş kafaderilerini yüzmüş, ona buna hunharca saldırmış gibi onyıllardır gözümüze sokulmuştur.
    1 ...
  2. bartolome de las casas

    2.
  3. kızılderili soykırımı

    1.
  4. ispanyol rahip Bartolome de Las Casas tarafından kaleme alınmış raporlardan oluşan diğer bir kitap.

    arka kapaktan bir bölüm:

    Bartolome de Las Casas tarafından 1542'de ispanya prensi II. Philip'e ithafen yazılan Kızılderili Katliamı, Amerika kıtasının nasıl ele geçirildiğini Eski Dünya'nın gözlerinin önüne sermiş ve birçok dile tercüme edilmiş çarpıcı bir tarihî eserdir.

    'Sırf eğlence olsun diye, kadın erkek demeden yerli halkın ellerini, burunlarını ve kulaklarını kesip kopardıklarını ve bunun bölgenin değişik yerlerinde defalarca tekrarlandığını kendi gözlerimle gördüm. Bazen de insanların üzerine köpek saldıklarına, yerlilerin bu şekilde paramparça edildiğine, çok sayıda ev ve yerleşim merkezini yaktıklarına şahit oldum. Memeden kesilmemiş bebekleri annelerinin göğsünden alarak onları en uzağa fırlatma konusunda birbirleriyle yarıştılar...'
    4 ...
  5. kizilderililer nasil yok edildi

    1.
  6. ispanyol rahip Bartolome de Las Casas tarafından kaleme alınmış raporlardan oluşan kitap.

    arka kapaktan bir bölüm:

    Amerika kıtası keşfedildiğinde oraya medeniyetten önce ölüm gitti. Vahşet, hırsızlık, soykırım gitti. Peki daha sonra medeniyet gitti mi? Hayır! Çünkü oranın yerlileri 'Beyaz Adam'dan çok daha medeniydiler. Hırsızlığı, insan öldürmeyi bilmiyorlardı. Huzur içinde yaşayan büyük bir aile gibiydiler.

    'Beyaz Adam' gelince onu misafirperverce ve samimiyetle ağırladılar. Yiyeceklerinden bol bol ikram ettiler. Topraklarını açtılar. Hatta altınlarının da çoğunu karşılığında hiçbir şey beklemeksizin bu yeni misafirlerle (!) paylaştılar. Fakat 'Beyaz Adam'ın gözü doymuyordu. Ne kadar verirlerse hep daha fazlasını istiyordu. En sonunda canlarını da istedi. Verdiler...

    Piskopos Bartolome de Las Casas, bu kitapta anlattığı her şeyi bizzat yaşadı. O bir 'beyaz'dı. Fakat bu vahşete duyarsız kalamayacak kadar da insandı...
    5 ...
  7. bartolome de las casas

    1.
  8. amerika kıtasındaki kızılderili soykırımı zamanında Keşfedilen toprakların yerli halklarına Hıristiyanlığı öğretmek üzere Amerika'ya gitmiş bir ilahiyatçı olan Las Casas, önceleri topraktan ve yerli kölelerden payına düşeni almaya tereddüt etmezken, tanık olduğu vahşet ve kıyımın boyutları karşısında vicdanıyla hesaplaşmış ve ömrünü Kızılderililer'in haklarını korumaya adamıştır. ispanyolların Güney Amerika'yı keşfi sırasında gördüklerini, duyduklarını ispanyol krallarına rapor etmeyi, durumu değiştirmek için mücadele vermeyi ve genel olarak tanık olduklarını kayda geçirmeyi vicdan borcu bilmiş kızılderililer nasıl yok edildi ve kızılderili katliamı adlı çarpıcı kitapların yazarı ispanyol rahip.

    (bkz: kızılderililer nasıl yok edildi)
    (bkz: kızılderili katliamı)
    0 ...
  9. kızılderili

    18.
  10. Kılıca karşı sapan
    Las Casas'ın eserinin bence bir önemi de, büyük bir çoğunluğu avcı-toplayıcı ilkel kabileler biçiminde yaşayan, kimi henüz Aztek ve inka Uygarlıkları'nda olduğu gibi şehir devletleri kurma aşamasına gelmiş, yeni yeni devlete doğru giden toplumsal örgütlenmeyi oluşturan yerlilerle; feodalizmin yavaş yavaş dağıldığı, kapitalizmin şafağındaki Batı'nın, yani iki farklı kültür ve uygarlık birikiminin karşılaşmasına kimi açılardan tanıklık etmesi. Örneğin yerliler, parlak sarı bir taş olması ve kolay işlenebilmesinin ötesinde bir değeri olmayan altının, neden bu kadar değerli bir şey olduğunu bir türlü anlayamazlar. Kendilerinden altın isteyen ispanyollara ellerindeki altınları vermekte bir sakınca görmezler. Ama daha da fazla altın için öldürüleceklerdir. Yerliler itaatkârdır. Yiyeceklerini de gönülden paylaşırlar. Ama karşılarında bütün bir köyün kış için depoladığı yiyeceği bir haftada tüketen insanlar vardır.
    Yerliler ise, doğadan topladıklarını yaşayabilecekleri kadar yerler.Yeme, içme ve altın biriktirme konusunda duyulan 'hırs', onlara çok yabancıdır.
    Üstelik bu iki uygarlık arasında teknoloji farkı da derindir. Yerlilerin silahları hem saldırı hem de savunma konusunda dayanıksız ve etkisizdir. Las Casas yerli silahlarının "Avrupalı bir çocuğun oyuncaklarından daha tehlikesiz" olduğunu söyler. ispanyollar atları, kılıçları, mızrakları, topları ve ateşli silahlarıyla yerlileri kolayca ve toptan öldürebilmektedir.
    Las Casas'ın raporu, günün Avrupası'nda bomba etkisi yaratmıştır. ispanyollarla Amerika toprakları ve zenginlikleri için mücadele eden ingilizler de, raporun yaygınlaşmasına aracılık ederler. Eser kısa sürede Sevile (1552), Paris (1579), Londra (1583), Amsterdam (1607), Venedik (1630) ve hemen ardından Barcelona, Brüksel, Lyon, Frankfurt ve çok daha sonraları da Amerika kıtasında Philedelphia, New York, Havana Buenos Aires, Lima, Sao Paolo, Meksika ve Santiago de Chile'de çok sayıda baskı yapar. Latin Amerika'da ispanyol yönetimine karşı bağımsızlık savaşlarını yöneten Latin Amerikalı devrimci Simon Bolivar'ın Las Casas'ın kitabını elinden düşürmediği söylenir.
    5 ...
  11. kızılderili

    17.
  12. Hızla eriyen yerli nüfusu
    Las Casas, ispanyollar geldikleri sırada o bölgelerde yaşayan yerli nüfus ve sistemli kıyımlardan sonra kalan nüfus konusunda da bilgiler verir. Her bir bölgede yaşayan milyonlarca yerlinin on, on beş yılda nasıl yüz, yüz elli yerliye düştüğünü, ayrıntılarıyla görürüz. Böylelikle koca bir kıtanın birkaç yüzyıl gibi kısa bir süreçte nasıl boşaltıldığını anlarız. Bugün Güney Amerika'nın büyük bir bölümünde yerlilere rastlamak mümkün değildir, buralarda yaşayanlar ya melez ya da ispanyol kökenlidir. Las Casas'ın anlattıkları yalnızca Güney Amerika'nın keşfini ve kısa bir zaman dilimini kapsar. Kuzey Amerika'da benzer bir süreçle, Portekizliler, Hollandalılar, ingilizler ve Fransızlar tarafından keşfedilecektir.
    Las Casas'a göre yalnız kralın askerleri değil, aynı zamanda Hıristiyan dininin piskoposları da bu katliama ortak olmaktadır. Las Casas bir kısım Kızılderili yerlinin "Size inanarak Hıristiyan olduk, ancak sizin Tanrınız bize yağma ve vahşetten başka bir şey getirmedi, bu ne biçim iyiliksever Tanrıdır" dediğini belirtir.
    6 ...
  13. kızılderili

    16.
  14. Vahşetin akıl almaz boyutları
    Las Casas, eserinde, Güney Amerika'nın farklı kumandanlar yönetiminde bölge bölge keşfedilişini ve bu ele geçirme sırasında yaşanılan 'insanların en karanlık rüyalarında gördüklerinin çok çok ötesine geçen' vahşeti, bin bir türlü işkenceyi, kıyımı tek tek anlatır. Gariptir: Bir diğerine işkence yapmaya bir kere başvuran, giderek canavarlaşır. Dur durak bilmez, hiçbir ölçü tanımaz hale gelir. Sağduyu çok uzaklardadır artık. Las Casas'ın anlattıklarında da bunu görürüz. Mümkün olduğunca kısa sürede servet sahibi olmak isteyen ispanyollar, Las Casas'ın tanımıyla 'gübre muamelesi' yaptıkları yerliler karşısında, insanlıklarını giderek daha da fazla yitirir, birer 'zulüm aracına' dönüşürler. Önceleri kılıçtan geçirdikleri, karınlarını yararak kolayca ve bazen sebepsiz öldürdükleri yerlilere, giderek daha sistemli ve daha 'yaratıcı' işkenceler uygulamaya başlarlar. Kazıklara geçirmek, ızgaralar üstünde alttan verdikleri ateşlerle ağır ağır pişirerek öldürmek, vücutlarına kuru saman bağlayıp ateşe vermek, köpekbalıklarına atmak, çeşitli uzuvlarını kestikleri yerlileri ayaklarından darağaçlarına asarak sergilemek, etoburlaştırdıkları köpeklerin önünde yerlileri koşturarak adeta av sürmek, annelerinin kucaklarından kopardıkları bebekleri tek hamleyle ikiye ayırmak ve daha akıl almaz bir sürü işkence...
    Las Casas inanılması zor şeyler anlattığının, Güney Amerika'da yaşananlara tanık olmayan, sadece yazdıklarını okuyan bir insanın bu akıl almaz vahşete şüpheyle yaklaşabileceğinin fazlasıyla bilincindedir. O nedenle sık sık anlattıklarının doğruluğunu vurgular ve yaşanılan zulmü 'hiçbir tarihi kaydın hakkıyla anlatamayacağını', kendisinin yazdıklarının yaşanılanların küçük bir kısmı olduğunu belirtir.
    5 ...
  15. kızılderili

    15.
  16. Krala şikâyet
    Bu yönde bir sürü eser kaleme alan Las Casas'ın en ünlü eseri, 1542'de yayımlanan, ispanya Prensi II. Philip'e hitaben yazdığı, Yerlilerin Yok Edilişi Üzerine Kısa Bir Rapor adlı eseridir. Daha önce bu eser Türkçede Şule Yayınları tarafından, Kızılderililer Nasıl Yok Edildi? başlığıyla 1999 yılında yayımlanmıştı. Babıali Kültür Yayıncılığı, Las Casas'ın bu en ünlü eserini Kızılderili Katliamı başlığıyla, yeni bir çeviriyle yayımladı.
    Las Casas, eserin Philip'e hitaben yazdığı Önsöz'ünde, idarecinin Tanrı vergisi ahlâkından dolayı, krallığında yanlış giden şeyleri bilmesinin, onları düzeltmesi için yeterli olacağına inandığını belirterek, raporu yazmaktaki 'iyi niyetini' ortaya koyar. Anlaşılan hırstan gözü dönmüş ispanyolları durdurabilmek, en azından hukuksuz, ilkesiz, vahşi davranışlarını dizginleyebilmek için, 'krala şikâyet' etmeyi bir çare olarak görmektedir.
    0 ...
  17. kızılderili

    14.
  18. yeryüzündeki katliamlardan en acısına, kıyımlardan en yürek parçalayanına maruz kalmış, alçak gönüllü, gördüğü herşeyle, her canlıyla dost olmayı düstür bellemiş, ihtiyacı olan gıdayı temin etmek için avlanacağı zaman doğadan ihtiyacından fazlasını almayan, bir geyik avlayacağı zaman soyları devam etsin diye içlerinde en sağlıksız olanı avlamaya itina gösteren, doğaya asla zararı olmayan, kardeşlik dostluk ve barış içinde yaşayan, bugün dünyaya çağdaşlık, uygarlık ve özgürlük dersleri veren avrupalılar tarafından, daha fazla acı çeksinler diye birden öldürmeyip etleri hergün ufak ufak kesilerek, vahşi köpekleri üzerine saldırtıp paramparça ettirerek, Memeden kesilmemiş bebekleri annelerinin göğsünden alarak onları en uzağa fırlatma konusunda birbirleriyle yarışarak katlettikleri, soylarını kuruttukları, çok çok küçük bir kısmını özellikle köle olarak kullanmak için hayatta bıraktıkları, toprakları gasp edilmiş, hunharca öldürülmüş, katledilmiş 60.000.000 * insan, kos koca bir kültür.

    katliamların milyarda birini anlayabilmek için kızılderili katliamı döneminde yaşayan Bartolomè de Las Casas tarafından bizzat iki gözüyle görüp şahit olduğu hunharlıkları anlatığı türkçeye kızılderili katliamı adıyla çevrilen kitabı okumakta yarar vardır.

    kitap hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için radikal gazetesinde kitpla alakalı çıkan bir yazıyı aşağıya eklemek isterim.

    http://www.radikal.com.tr...p?ek=ktp&haberno=3718

    Katliamı rapor ediyorum

    Rahip Las Casas, Amerika'yı 'keşfeden' ispanyolların yaptıkları zulmü 'Kızılderili Katliamı' ile kayda geçirdi. Kitap, özenli bir çeviri ile yeniden Türkçede

    KIZILDERiLi KATLiAMI
    Bartolome de Las Casas, Çeviren: Ömer Faruk Birpınar, Babıali Kültür Yayıncılığı, 2005, 134 sayfa, 8 YTL.

    Tarih yazıcılığı konusundaki ünlü cümleyi duymayanınız kalmamıştır: "Aslanların tarihçileri olana dek, tarih avcıların kahramanlıklarını anlatacaktır". Bu cümlenin, burada sözünü edeceğim eser açısından şöyle bir versiyonu kurulabilir: "Amerika kıtasının Batılılarca keşfi, bize uzun yıllar anlatıldığı gibi, sadece görkemli ve önemli bir 'keşif' olarak bilinecekti; eğer koca bir kıtanın yerli halklara yapılan bin bir türlü işkence, katliam ve soykırım uygulamalarıyla boşaltılmasını yazan bir tarihçi çıkmasaydı." Gerçekten Güney Amerika'nın Colomb ve sonrasında zenginlik hayaliyle sökün eden diğer ispanyollarca 'keşfedilmesi' sırasında, işin içine çomak sokan bir 'aslan tarihçisi' vardı: Bartolome de Las Casas.
    Keşfedilen toprakların yerli halklarına Hıristiyanlığı öğretmek üzere Amerika'ya gitmiş bir ilahiyatçı olan Las Casas, önceleri topraktan ve yerli kölelerden payına düşeni almaya tereddüt etmezken, tanık olduğu vahşet ve kıyımın boyutları karşısında vicdanıyla hesaplaşmış ve ömrünü Kızılderililer'in haklarını korumaya adamıştır. ispanyolların Güney Amerika'yı keşfi sırasında gördüklerini, duyduklarını ispanyol krallarına rapor etmeyi, durumu değiştirmek için mücadele vermeyi ve genel olarak tanık olduklarını kayda geçirmeyi bir vicdan borcu bilir. Las Casas'ın önemi, Avrupa'nın, Keşifler Çağı ve peşinden gelen Latin Amerika, Afrika ve Asya'da sömürgeler kurması döneminde yarattığı ekonomik, siyasal ve kültürel adaletsizliklere karşı çıkan ve bununla mücadele eden ilk Avrupalı olmasındadır.
    6 ...
  19. kizilderili net

    1.
  20. türk siteleri içinde gördüğüm en detaylı kızılderili dökümanlarının olduğu, Kızılderili Müziklerinin indirilebileceği, kızılderili filmleri, kitapları hakkında bilgi edinebileceğimiz, hikayelerini, şiirlerini okuyup, radyolarını dinleyebileceğimiz, kızılderili sözlüğünden kendilerine ait kelimelerin anlamlarını öğrenebileceğimiz, video ve belgesellerini indirebileceğimiz, Kızılderili şef ve önderlerinin biografilerini okuyabileceğimiz, kızılderili resimlerine ulaşabileceğimiz, kızılderili kültürü ve tarihi hakkında bir çok detaylı bilgiye ulaşabileceğimiz oldukça emek verilmiş, kapsamlı bir site http://www.kizilderili.net .
    2 ...
  21. gokhlayeh

    1.
  22. gerenimo

    7.
  23. gerenimo

    5.
  24. Geronimo (Gokhlayeh), (d. 16 Haziran 1829 ö. 17 Şubat 1909). Kızılderili lideri. Beyazlara karşı mücadele veren kahraman ve son kızılderili olarak tanınmıştır. Kendi adı öz dilinde Gokhlayeh olarak biliniyor.

    Geronimo veya diğer adıyla Goyathlay, günümüzde Yeni Meksika olarak adlandırılan bölgede doğmuştu. Şef Mahko nun torunu olan Geronimo, bir Bedonkohe Apache yerlisiydi. Meksikalı askerler ona Geronimo, ispanyollar ise Jerome derlerdi. ismi bu nedenle, sonradan Geronimo olarak bilinecekti. Sonora-Arispe deki Apache yerlileri için, aslında o bir lider olarak görülüyordu. Geronimo nun savaş kariyeri bir Chiricahua (Apacheler arasında en çok saygı duyulan apacheler) ve aynı zamanda şefi olan kayınbiraderiyle de bağlantılıydı. Juh adındaki bu şefin, sözcüsü olarak beyazlarla ilişki kurmuştu. Geronimo Amerikan hükümetine karşı savaşan son liderlerden biriydi. Apacheler arasında ise son savaşçıydı. O sıralar Amerikalı yerleşimcilerin yanı sıra ispanyollarda bu bölgeye akın etmeye başlamıştı. Geronimo nun hayatındaki en kötü anı da bu dönemde gerçekleşti. 1858 yılında bir gün eve döndüğünde, eşi, annesi ve 3 çocuğunu ispanyollar tarafından öldürülmüş olarak buldu. Anlatılanlara göre Geronimo, beyaz olan herkese karşı nefret duymuş ve elinden geldiği kadar beyaz öldürmeye çalışmıştı. Onun bu intikam ateşi Apacheler arasında bir üne sahip olmasını sağlamıştı. Arizona ve New Mexico da yaşayan beyaz yerleşimcilere suratındaki agresif ifadesi ve vücudundaki Apache kanından dolayı hep korku saçacaktı. Geronimo, aslında bir şef değildi; ama bir şamandı (şaman: tıp adamı, şifacı, büyücü) ve bu yönü diğer özellikleri ile de birleşmiş, sonuçta ruhsal ve entellektüel bir lider olmasını sağlamıştı. Apache şeflerinin hepsi, onun görüşlerine ve gücüne saygı duydu. 1870 de rezervasyon bölgesine (San Carlos) yerleştirilen Geronimo, buradan kaçmaya çalışacak; fakat tutuklanıp bölgeye geri gönderilecekti. Üç kez daha kaçmayı deneyen Geronimo, dördüncü kaçışında başarılı oldu ve yakalanamayınca, 500 izci ve 3000 Meksikalı asker onun peşine düştü. izciler sonunda onu buldu ve rezervasyon bölgesine geri götürüldü. Ancak özgür ruhlu Geronimo bir yıl sonra 35 savaşçı, 109 kadın, cocuk ve gençle bu bölgeden de kaçmayı başardı. 1885 teki bu kaçışından 1894 yılına kadar Geronimo bulunamadı.

    Bir keresinde 24 adamı ile 5000 süvariden kaçan Geronimo Dumanlı Dağlara sığınmış ve dağları didik, didik arayan süvariler ilginçtir ki Geronimo nun izine bile rastlayamamıştı. Geronimo yu yakalayamayan süvariler köylere saldırıp kadın ve çocukları öldürmeye başlamışlardı. Bunu duyan Geronimo sonunda dayanamadı ve halkına zarar gelmemesi için teslim oldu ve Oklahoma daki Fort Sill e yerleştirildi. Geronimo teslim olduğunda yanında en son 16 savaşçı 12 kadın ve 6 çocuk kalmıştı. Lawton daki okul müdürü S.M. Barrett a yerli bir çevirmen aracılığı ile hayatını kaydettirdi. Geronimo bir savaş suçlusu olduğundan müdür Barrett, dönemin başkanı Teddy Roosevelt e varıncaya dek, her makama yazarak Sürgündeki Kızılderili nin sözlerini kaydetmek için izin istemişti. Geronimo anılarını anlatmaya Apache lerin yer yüzüne geliş hikayesinden başlamıştı. ilk söyleşinin sonuna gelip, Barrett bir soru sorduğunda alacağı cevap şu oluyordu, Ne söylüyorsam onu yaz. Ölümünden önce son günlerini geçirmek için Arizona daki evine dönmek istemiş ancak izin verilmemişti. Ve 1909 yılında bir savaş mahkumu olarak Oklahoma da öldü. Kimilerine göre Geronimo işkence yapılarak öldürülmüştü. Öldükten sonra Geronimo rezervasyon bölgesinin arka tarafına gömülmüştü fakat ertesi gün Geronimo gömüldüğü yerde değildi. Çünkü o bir efsaneydi ve efsaneler ölmezdi..

    Geronimo nun sembolik mezarı Fort Sill Oklahoma bölgesindedir. Apachelere göre Geronimo kutsal topraklar olan dumanlı dağlardadır.

    Kaynak: http://www.kizilderili.net
    2 ...
  25. azerbaycan bayrağı

    2.
  26. yunus

    11.
  27. her iki saatte bir derisinin üzerindeki zarımsı tabakayı değiştiren böylelikle üzerindeki asalaklardan temizlenen, belli aralıklarla su yüzeyine çıkıp hava alması gereken bu nedenle nasıl uyudukları merak konusu olan, su yüzeyine çıkarken çok çeşitli akrobatik hareketler yapan, suyla oynayan sevimli hayvan.
    0 ...
  28. komunizmin yararları ve zararları

    10.
  29. zararlarını görmek için komünizmin kara kitabı adlı kitaba bir göz atmak yeterlidir.

    kitabın arka kapağında yazanlar;

    Evrensel bir özgürlük ve kardeşlik ütopyası olan komünizm, nasıl oldu da 1917 Ekim Devrimi'nin hemen ertesinde, sistemli bir ulusal ve toplumsal ayrımcılık uygulayan, kitlesel sürgünler ve akıl almaz kıyımlar gerçekleştiren mutlak devlet gücünün öğretisine dönüştü?

    inkar perdesi artık tamamen yırtılabilir. Komünizmin, komünist yönetim altındaki halkların çoğu tarafından reddedilmesi, daha düne kadar gizli olan birçok arşivin açılması, her geçen gün kanıtların ve tanıklıklarının artması ve eski komünist ülkelerle ilişkilerin yoğunlaşması birçok gerçeği göler önüne seriyor: komünist devletler halklarını doyurmak için buğday ekeceklerine toplama kampları açtı, toplu konutlar yerine toplu mezarlar yaptı.

    Tarihçilerden ve öğretim üyelerinden oluşan bir ekip, komünizm bayrağı altında işlenen suçların bilançosunu, kıta kıta, ülke ülke, mümkün olduğunca eksiksiz bir biçimde çıkarmaya, gözler önüne sermeye girişti: yerler, tarihler, olaylar, cellatlar, SSCB ve Çin'de sayıları on milyonlara, Kamboçya ve Kuzey Kore gibi küçük ülkelerde milyonlara varan kurbanlar.

    Bolşevik darbeden 80 yıl sonra, dünya çapındaki bir trajedi üzerine yazılan ilk başvuru kitabı.

    Çok sayıda kanıt ve tanıklık, 'Gulag Takımadaları' ile çeşitli sürgün yerlerinin haritaları ve 32 sayfa fotoğrafla acımasız bir gerçeğin gözler önüne serilişi.

    kaynak:http://www.ideefixe.com/k...?sid=BSW8VDVSD00DUBWUR27E
    0 ...
  30. kitap okurken müzik dinleyen insan

    11.
  31. dinlendirici müzikler seçildiğinde gayet hoş olan aktivite.
    1 ...
  32. müslüman ile ateist arasındaki farklar

    38.
  33. düşünmeden yazıldığı taktirde bir birine hakaret etme başlığına dönebilecek başlıktır.gerçek birer insan olmaları kaydıyla ve bir başkasına zarar vermedikleri sürece ne müslümanın ateiste ne ateistin müslümana doğrudan * bir hasarı olamamakla birlikte ikisinin de bir birinin inancını değiştirmek için birbirini zorlamaya ve birbirinin inancını aşağılamaya veya kötülemeye veya sen yanlış inanıyorsun benim inancım doğrudur demeye getirmeye hakkı yoktur. her ikisininde müslümanlığı veya ateistliği kendinedir ama ikiside garanti değildir, son nefesi verene kadar kimin ne olacağı hiç te belli değildir. kişi kendinden sorumludur ve ektiğini biçer. arayan, aradığı şey her ne ise bir gün onu mutlaka bulur.*
    1 ...
  34. duvara asılması gereken sözler

    12.
  35. Suyun durgun akanından
    insanın yere bakanından
    Gül koklarken dikeninden
    Sakın oğlum kendini sakın

    iftira ile yalandan
    Sonradan zengin olandan
    Sahte namaz kılandan
    Sakın oğlum kendini sakın

    Yedeğe gelmeyen attan
    Atasözü tutmayan evlattan
    Sabah erken kalkmayan avrattan
    Sakın oğlum kendini sakın

    Dağbaşının vahşisinden
    Şehirlinin taksisinden
    Kaynananın aksisinden
    Sakın Oğlum kendini sakın
    7 ...
  36. kanca atmak

    1.
  37. yüksek gerilim hattından elektrik çalmak için dizayn edilmiş kanca tabir edilen cihazat yardımıyla kul hakkı yemek.
    2 ...
  38. turkiye de kacak elektrigin sorumlulari

    9.
  39. turkiye de kacak elektrigin sorumlulari

    6.
  40. gündüz ayrı, gece ayrı hattan çalışan plastik enjeksiyon makineleri ve elektriği adeta yutan diğer benzeri makineler. **
    0 ...
  41. fiskene

    1.
  42. iç anadolu bölgesinde yer yer sümüklü böcek hayvanının nicki olarak kullanılır. haylazlık yapan çocuklara da denir.
    0 ...
  43. mesut yar

    143.
  44. insanda, sanki o koltukta yatıp kalkıyormuş, üşengeçlikten eve bile gitmiyormuş gibi bir his uyandıran sempatik, güleç insan. * * * * * *
    0 ...
  45. polislerin sevilmeme sebepleri

    41.
  46. özellikle 80'li yıllarda nezarete alınan insanların nezaret sonrası gezete ropörtajlarında ifade ettikleri koka kola şeklinde sıçabilme özelliğinin sağlayıcıları olmuşlardır. yine aynı dönem nezarete alınıp ta koka kola şişesi şeklinde sıçmayanların ise mutlaka traktör tekerleği içerisinde merdivenlerde geçen bir seyahati olmuştur. oda yoksa mutlaka bir filistin askısında bayılmışlığı elektrik verilerek tekrar ayılmışlığı vardır.hepsi öyle olmamakla ve içlerinde gayet değerli insanları da barındırmaları ile beraber üç beş kuruşa tenezzül edip, esnafa para ödememek için yada 100 liralık işi 1 liraya yaptırmak için elinden geleni ardına koymamayı marifet sananlarda ne yazıkki vardır.

    her toplumda olduğu gibi polislerin de içlerinde kahraman ruhlu ve altın kalpli olanları da yüz karası olanları da vardır. hepsini topyekün karalayamayacağımız gibi hepsine topyekün mükemmel insandırlar gibi bir yakıştırma da yapamayız.
    3 ...
  47. hüseyin üzmez

    6.
  48. hayatın anlamını çözmüş, ardı ardına güneş görmemiş espriler yapabilme kabiliyeti olan, olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olan, görmüş geçirmiş kişi.
    9 ...
  49. çakal carlos

    8.
  50. her seferinde bir yolunu bulup kurtulmayı başaran yakalandığında ise tüm dünyada büyük yankı uyandıran, pekçok filme ve kitaba konu olmuş tetikçi.
    1 ...
  51. kipa

    6.
  52. cin fikirli bir kişinin kafasında yanan ampül sayesinde 25 kişi den toplanan 1'er milyon usd ile kurulmuş *, yakın zamanda tesco ile ortak olmuş, kurucularını ihya etmiş, borsada hisse edinenlere 2 sene içinde 1'e 10 kazanç sağlamış market/mağaza zinciri.
    2 ...
  53. murtaza

    8.
  54. seçkin, seçilmiş manasında olan murteza şeklindeki kullanımı da yaygın olan erkek ismidir.
    1 ...
  55. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük