esasında kendini dondurmak isteyen insanın sahip olduğu psikolojidir.
yoruluyor insan bazen, ne biliyim bir nefes alabilse, birazcık huzur içinde azıcık da olsa uyuyabilse.
ama bu ve benzerlerini yaparken dış dünyayla bağlantısı kalmasa, unutabilecek kadar, acılarına karşılık gelebilecek kadar çok değil.
ve sonra dönebilse her şeye.
gerçi dönse de, bir acı bir bedenden geçti mi, o beden o ruh eski halini alamıyor.
kimyasal reaksiyon misali.
her sözlükte olması gereken doğru bir eylemdir. sözlükler çöplük haline getiren gerekli gereksiz bütün entryler de gitmeli yazarıyla birlikte.
orhun kitabeleri değil sonuçta burası.
he ama söz uçar yazı kalır, yazar uçar izi kalır diyorsanız, orasını bilemeyiz.
özgür hissetmeye ihtiyaç duyan her ruhu mutlu eden mükemmel buluş.
her ruh ona benzer biraz, çıkıp gitmek ister bedenden havalanır da havalanır ama bir ip vardır bedenin elinde, o beden o elindeki iple ne kadar izin verirse ancak o kadar havalanır.
--spoiler--
aşk hakkında çok az şey bildiğimi söylediğim zaman vardı ya?
bu doğru değildi.
aşk hakkında pek çok şey biliyorum.
onu gördüm, yüzlerce asırdır onu gördüm. dünyanızı seyredilebilir kılan tek şey aşktı.
onca savaş, acı ve yalanlar... nefret... arkamı dönüp bir daha asla aşağı bakmamayı istedim; ama insanoğlunun aşkını görmek... demek istediğim; evrenin en uzak köşelerini arayabilirsin ve ondan daha güzel bir şeyi asla bulamazsın.
evet, aşkın kayıtsız şartsız olduğunu biliyorum; ama aynı anda tahmin edilemez, beklenmedik, kontrol dışı, dayanılmaz olabiliyor... ve garip bir şekilde, hata yapmayı kolaylaştırabiliyor.
ve söylemeye çalıştığım şey şu, tristan: sanırım seni seviyorum..
kalbim, yerinden fırlayacakmış gibi atıyor.
sana artık bana değil de sana aitmiş gibi.
kalbimi istersen sana karşılıksız olarak verebilirim. hediye, mal mülk istemem, bağlılığını kanıtlaman da gerekmez. sadece senin de beni sevdiğini bilmem yeter...
sadece; kalbim karşılığında kalbin!
--spoiler--
vücudu dinç yapmak için arada başvurulması gereken banyo çeşidi.
arada diyorum çünkü buna alışkın bir bünyeniz yoksa, bunu sık yapmak size zaman içinde dinçlik değil hastalık verecektir.
çünkü temel bir günde çürümez, yavaş yavaş çürür.
bu gün yaptığın vücuduna zarar verecek her şey gelecekte, temel çürüdükçe ortaya çıkar.
hayatınızın bir parçası vardır bir yerlerde bilirsiniz.
bir eksiğinizdir, bir boşluğunuz, yaşanmışlıklarınız ya da yaşamak istedikleriniz.
işte bu eksikliği her gönülde tamamlayamayacağınızı bilir ve isteyemezsiniz.
ya o istek kaybolursa diye gönlünüzü teslim edemez, kimseyi de yanınıza alamazsınız.
maşuk olmak istemekten korkmaktır aslında aşık olamamak.
ışık etrafında öleceğini bilmeden dönüp duran kelebekler misali, ısrarla ardında koşulan etrafına pervane olunan, tadına doyulmayan, verdiği acıları tatmak için istenilen duygudur.
zordur bir aşka aşk demek. ama aşkın kimyası hep zorluklar içindedir.