türkiyedeki her kulüp "atatürk bizim takımlıydı" demek için kıçını yırtıyor.
biri diyor ki odada bulunanlara "ben fbliyim" demiş, öbürü diyor ki "gaassarayı ziyaret etti bak belgeler burda", ötekisi "en büyük beşiktaşlı atatürk" demekte.
bu durum kimsenin de komiğine gitmiyor ya ona hastayım. sen balkanların elden çıkışını gör, paranoyaklaş, tek adam olmak için kıçını yırt, koskoca coğrafyayı bağımsız hale getir, yüzyıllardır fiilen ve resmen devam eden saltanatı yerle bir et, memleketi sekülerleştir, denge politikası izleyip ülkeni ezdirmemek için kafanı normalden fazla patlatıp erken yaşta hastalan, bir ülkenin geri kalmış medeniyetini ilerletmek için bin bir zorluğa göğüs ger; aradan yıllar geçsin iki tane kıçıkırık kulüp çıkıp "atatürk bizim takımlıydı bizi tutmayan hayin" desin.
adam o kadar işin gücün arasında futbolla ciddi ciddi ilgileniyor, takımının kombinesini her sene alıyor, feneriumdan ya da gs storedan her ay yüklü miktar alışveriş yapıyor sanki.
atatürkün futbolla ilgisi, kasiyerin müşteriye olan ilgisi gibi. aslında zerre sallamıyor ama işi gereği ilgileniyormuş gibi yapmak zorunda.
hanginiz bir kasiyer size güler yüz gösterip ilgili davrandı diye "aha bana güldü kesin verecek" dediniz merak ediyorum. ama iş futbol lafazanlığına gelince "atatürk bizim takımlı". ya yok öyle bir şey.
adam herkese mavi boncuk dağıtmış işte, hiçbir kesim küsmesin diye. anlaması bu kadar zor değil.
bugün boğaz köpüsü üzerinden taksiyle geçerken - ki o sırada taksimetre 45 lira civarında yazmıştı - fark ettim ki, boğaz köprüsü adeta bir trambolin gibi yaylanıyordu.
evet dostlar, iphone 8s'imle - dünyada sadece 3 kişide var - bu dehşetengiz tabiat hadisesini kaydetmek istesem de köprüde arabadan inmek yasak olduğundan dolayı bunu sizin için kaydedemedim.
yıl olmuş 2013, hala yasaklar ülkesindeyiz. anlaşılan özal'dan beri güzel ülkemde değişen bir şey yok. *
evlenip günaha girdiği yetmiyormuş gibi; bir de utanmadan oğlunu anlamak adına ot alemlerine dalan, babalık bahanesiyle şirkin dibine vuran terbiyesiz papazdır.
tez zamanda bir şişe yıllanmamış şarabı, trabzon ekmeğine döküp yemesi ve teyemmüm abdesti alıp tövbe etmesi gerekmektedir.
hıyar sulu sulu ve hatır hutur ses çıkaran bir sebze olduğu için ayıp eden adamdır.
insanlar uyumuş, gece böcekler bile susmuş, çiçekler bile oksijen alıp karbondioksit vermekte lakin; bizim adam hatır hutur hıyar yiyerek, uyuyan mahlukatı uykularının en güzel yerinde rahatsız etmektedir.
bir de o hıyarın suyu akarsa dudaklarından boynuna doğru seksi olmayan görüntüler oluşabilir. maazallah.