kendi derdine merhem olabilmektir aslında. herkes kendi derdine düşmüş, sadece kendini düşünüyor. Bu yüzden de boğulup kalıyor. Fakat başkasını samimi bir niyetle dinlediği zaman, çözüm üretemese de karşıdaki insanın ferahlamasını sağlayabiliyor. Çok şükür daha önce çok yaptım ve insanlara gerçek manada merhem olamasam da rahatladıklarını anlayabiliyordum. zamanı gelince de onlar da beni dinliyordu. insan bazen sadece anlatmak istiyor. hatta karşındakinin çözüm sağlayamayacağını bilse bile. yanardağ gibi olmuş bir insan bir yerden patlar elbet ama birisi dinleyince lavlar düzgün bir kanal ile akar ve kişi de rahatlar. Çevrenizdeki insanları samimi niyetle dinleyin ve görün derim.
not: bunu kötü emellerine alet edenler de var, ona dikkat edin.
insanı insanlara köle yapar. şöhrete alışmış bir insan bir zaman sonra davranışlarını ve fikirlerini takipçilerine göre düzenlemeye başlar. onları kaybetmemek için şekilden şekile girer. sonunda da özgünlüğünü kaybeder ve hayranlarına köle olur. daha kötüsü de var. şöhret zehirli bir bala benzer. şöhrete alışmış bir kimse artık ona müptela olur. herhangi bir sebepten ötürü rezil duruma düşerse, toplu bir şekilde hayranlarını kaybederse veya eski şöhretini kaybederse kaldıramayarak yanlış yollara düşer. belki de dünyası başına yıkılır. bu yüzden intihar eden çok ünlü var. Allah muhafaza.
yalnızlıktan sıkılanların çıkış yolu olarak gördüğü eylem. fakat bunun böyle olmadığını evliler hep söylüyor. yalnızlık evliyken geçmiyor. aksine bu şekil yapılan ve denklik durumu göze alınmamış bir evlilik kişiyi daha da yalnızlaştırabiliyor.
Başkasına hiçbir şekilde laf atmadığı halde, kendi görüşünü belirten kişilere zıt fikirli kişilerce takılan lakap. daha önce de benzer bir olay yaşadım. kendim hakkımda bir tanım yazdım. ne kimseye laf attım ne de imada bulundum. ancak ne gariptir ki durduk yere ve zorlama ile üstüne alınıp da bana troll diyor birileri. yani demek istediği şey "ben nasıl düşünüyorsam sen de öyle düşünmek zorundasın. aksi halde ya trollsün ya düşman"
dindar, ahlaklı ve en ufak şeyde baş kaldıran biri olmaması. eziyet edecek değiliz de bir çay koy içelim denildiğinde bile itiraz etmesin yani. Tabi bir de geçmişindeki kişilerle sayısı yancı dahil okey dönülmesin. Edep dışı konulara ise hiç girmiyorum.
en iyisini yapan kızdır. bazı insanlar sanal ortam ile reel ortamı ayrı görüyor. adeta sanal ortamda ne yapsan mübahmış gibi. Allah affetsin, biz de zamanında böyle bir hata ettik. sonuç çok fena oldu.
edit: sanal ortam için değil, normal zamanlar için de söylenmiş. o daha iyi. gerçekte yapabilmek zordur.
erkeklere özgü olmayan durumdur. fakat öyle tahmin ediyorum ki erkeklerin böyle nitelendirilme sebebi ilgi bekliyor olmaları. evet erkekler de en az kadınlar kadar ilgi bekler. fakat toplumumuzda ilgi beklemek erkekler için zaafiyet göstergesi olduğundan söylemeye veya belli etmeye çekinirler. bence bunun en büyük delili grip olsa yatağa düşüp ölüyorum demeleri. böylece herkes etrafında pervane oluyor. Kadınlar ise böyle değil çünkü çocukluktan itibaren sevimlilikleri itibariyle ilgi görürler. Erkek çocuğu ise kız çocuğuna göre pek sevimli değildir ve kendini de sevdirmeye çalışmaz. Bu yüzden ilgi de görmez.
hislidir fakat asla belli etmek istemez. zaten kendisini tanımayanlar dışardan buzdolabı der. ta ki tanıyıncaya kadar. daha doğrusu kişi güvenilir biri olduğunu yengeç burcu kişisine ispat edinceye kadar. o zaman da bu yengeç burcu kişisi dünyasını öyle bir açar ki karşıdaki şaşırır.
evcimendir ve en iyi baba oldukları söylenir ama kadınlar tarafından da pek sevilmezler hisli olduklarından dolayı. çünkü sevdikleri zaman kıskaçları içine alıp bırakmazlar. öyle ilgi gösterirler ki kadınlar bir süre sonra bıkıp uzaklaşmak isteyebilir. ilgisini de söz ile değil, davranışıyla ve yüz ifadesiyle belli eder. olur olmadık şeylere üzülürler. çok fena kıskançtırlar. hatta bu kıskançlıkları yüzünden yengeç burcu en çok cinayet işleyen burç sıralamasında zirvededir.
Eğer birkaç maddede tanımlamak istersek:
+ evcimen
+ kıskanç
+ karşıdakinin güvenilir olmasını ister
+ samimiyet her şeydir
+ çoğunlukla tembel
+ duygusal
+ ilgi düşkünü
kaygı bozukluğudur. daha gelmemiş şeyler hakkında sürekli olarak endişe etmek, kendini yılmış ve başarısız hissetmek en bilinen özelliklerdir. fakat insanlar dönem dönem bazı sorunlardan ötürü ruhsal bunalıma düşebilirler. bunu hemen hastalığa bağlamamak gerek.
oğuz atay kitaplarından çok alıntı okudum sağda solda. bakıyorum hep benim durumu anlatıyor. hem dolaylı olarak değil, doğrudan. Bir tanesi aşağıda.
Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeğe hakkım yok mu albayım? Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: Nasıl? Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Küçük oyunlar istemiyorum albayım.
taa 2012 yılından beri tanıdığım ve 1-2 sene yazarlık yaptığım sözlük. o zamanlar dil bilgisi ve tanım hakkında sert kuralları vardı. yazarlığı ve tanım girme kurallarını burada öğrenmiştim. Noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakılması gerektiğini... kaç tanımım silinmişti sanırım bu yüzden* her ne kadar yazarlarından dolayı uzaklaşmış olsam da hala bende yeri vardır.
evlilik hayatının düzgün olmaması yanında solda sıfır kalacak olan durum. evliliğiniz düzgün olsun da düğün çok önemli değil. En fazla birkaç ay hayal kırıklığı yaşarsınız, sonra biter. Fakat evliliğiniz kötü ise bir ömür sıkıntı yaşarsınız. Bir de "başkasına hava atacağım" diye bir gece için binlerce lira harcamak saçma gelmiyor mu size de?
bu zamanda çok değerli olan bir haslet. öyle ki etraf sizin dürüstlüğünüzden faydalanmaya çalışan kişiler ile doluyken, bir de onların baskısına maruzken dürüst kalabilmek önemli bir erdemdir. bilhassa bir alanda dürüst olabilmek kişi için çok önemlidir. öteki türlü kişinin yanında başkalarının da hayatının kararmasına neden olabilir.
rahmetten gelir. insanı en şerefli bir mahluk olarak yaratan Allah elbette kulunun kötülüğünü istemez. sadece midemiz için dünyanın nimetini önümüze seren bir Rahmet musibet veriyorsa bu insanları iyiliğe sevk etmek içindir.
bazen insan yaptığı yanlışın farkında olmuyor veya geri dönmüyor. bazen de o yanlıştan geri dönmek istemiyor. işte bu durumda ikazdan anlamayan insana bir musibet gelir ve hatasından döner. fakat bu musibet illa ki mükafatıyla beraber gelir. mükafatı da genelde tecrübedir. insanlar, kazandıkları tecrübe sayesinde daha büyük acılardan ve musibetlerden kurtulur.
zamanın bir parçası. geçmişi öyle olmalı ki insanın, baktığı zaman "iyi ki bunu bunu yapmamışım" diyebilmeli. başından geçen musibetlerde hikmet-i ilahi'yi farkedebilmeli. geçmişteki sıkıntılara bakıp sabır kuvvetini sağa sola dağıtmak yerine onlardaki mükafatı keşfedip şükredebilmeli. bunun için de imanını inkişaf ettirmeli.
geçmiş bize ders olması için vardır, yük olmak için değil.
her erkeğin sevdiği bir spor dalı değildir. bazıları daha önce bir takımı takip etmiştir. fakat bir bakmışlardır ki tuttuğu takım sürekli kaybediyor, insan sürekli kahroluyor, artık futbolu takip etmeyi bırakmıştır. düşünüyorum da zaten üzen ve kahreden kısımları sevindiren kısımlarından kat be kat fazla. şu kısacık dünya için değer mi kendini yıpratmaya?
türkiye'de çok yanlış bir şekilde öğretilen yabancı dil. normalde konuşmaya dayalı olarak öğretilmesi gerekirken, tıpkı normal dersler gibi ezber mantığına dayalı olarak gidilmektedir. öğrencilere konuşma ve anlama konusunda hiçbir şey öğretilmiyor. dolayısıyla kaç sene eğitim almış olursak olalım, hiçbir şey bilmiyor oluyoruz. ne öğreniyorsak kendi çabamızla öğreniyoruz.
birçok kişinin format atmaktan veya facebook hacklemekten ibaret sandığı bölüm. bilgisayar mühendisliğinin yazılım, sistem ve ağ uzmanlığı, siber güvenlik gibi çok farklı alanları var. fakat ne yazık ki türkiye'de diğer meslekler gibi pek fazla kıymeti kalmamıştır.
