o değil de, üzülerek bir kez daha görüyorum ki, dil bilgisi kurallarının artık neredeyse en bilinenlerinden biri haline gelmiş "bağlaçların ayrı yazılma meselesi" bu sözlükte zerre siklenmemekte. bu kuralı anlayıp uygulayabilmek için dil bilgisi konusunda doktora yapmış olmak gerekmiyor. hiç kitap, dergi, gazete okumadığınızı bile düşünsek, yine de sözlükler aleminde çokça dikkat edilen, ayar verilen, uyarılan, alay edilen, sinir getiren, ömür tüketen bu yanlış yazıma, sözlük dahilinde bulunduğunuz süre içinde de hiç dikkat etmiyor musunuz, diye sorası geliyor insanın. yazmak iyidir bak, ama bazen okumak da lazım.
tanım: en asil duyguların futbolcusudur.
edit: o hoooooo arkadaş. bir paragraf bi' şey yazıncaya kadar uçan uçmuş, kaçan kaçmış. bu yukarılar dutluktu hep.
tenha bir eylül bahçesinde
bir bardak konyak, kitap ve kahve
otururken dalmış kendi kendime,
güz rüzgârı geçiyor kitabımın içinden
ot kokan nefesiyle.
hızla çevirerek sayfalarını
savuruyor bütün harfleri
gözlerimin önünde,
koparıp kimbilir hangi sözlerden
irili ufaklı belki binlerce.
telâşla kapatıyorum kapağını kitabın
bastırıp üstüne elimle.
bakıyorum herşey yerliyerinde;
tenha bir eylül bahçesinde
bir bardak konyak, kitap ve kahve.