Bir zamanlar kararlıydım. Ota ot boka bok derdim. Entelektüel bilgi birikimim vardı bir zamanlar. Kitap okurdum, takip ederdim, araştırıp öğrenmeye fena meyilliydim. Hemen her konuda birkaç kelam edecek sözüm olurdu mutlaka.
Çizerdim, yazardım. Saçmalardım ama o bile keyif verirdi.
Yeni diller öğrenmek isterdim hep, yeni coğrafyalar tanımak, oralarda yaşamak...
Ama şimdi kocaman bir atalet... kocaman bir boşluk. Susuyorum hiçbir şey bilmemezcesine. Dinliyorum yalnızca. Boş boş yürüyorum, anlamsızca etrafa ve insanlara bakıyorum. Hem de o başka başka coğrafyalarda. Elimi kaldırıp hiçbir şey yapasım gelmiyor tembellikten. Düşünmeye bile üşeniyorum bir adım atmaya üşendiğim gibi.
Bu ataletten nasıl kurtulurum bilemiyorum. Bilen varsa en saçma önerileri bile dinlemeye hazırım. Yeşillendirmeniz yeter.
Kaçınılmaz sondur. Bu sonu hepimiz bildiğimiz halde hala hiç ölmeyecekmişiz gibi büyük bir hırsla hazin sona doğru koşar adımlarla ilerliyoruz. Kırıyoruz, döküyoruz, yağmalıyoruz, yalan söylüyoruz, pişmanlık duymuyoruz hiçbir şeyden vs. Yazık...
Adapazarı'nda çark caddesi- şerefiye camii yanında bulunan, çayı ve ev yapımı boşnak böreği ile nam salmış, keyifli sohbetlere ev sahipliği yapan samimi ve hoş bir mekan.
(bkz: Pita)da çay keyfine doyamayan ve çalıştığı okula komşu olmasından dolayı çoğu kez orada takılan ve her daim dost yazarları çay içmeye bekleyen çay sever yazar. Hattızatında semaver gibi yazar.
An itibariyle yudumladığım, içimi kolay, keyifli ve gevrek bir tada sahip Alman birası. Ama Efes'in yerini tutar mı, tutmaz tabii. Damak alışmış bir kere.
Vokale, entrumanlara, sounda, tarZa çok daha hakim; ayakları çok daha sağlam yere basan, önünü daha net gören, daha cesur bir trivium görmemi sağlamış albümdür.
Oldukça melodik bir trivium parçası. Artık trivium' un soundu ve vokal anlayışı oturmuş; enstrumanlara fazlasıyla hakim. Son albüm ve bu şarkı bunun fazlasıyla kanıtı niteliğinde.
Başka meslek kalmadı da öğretmenler ile nasıl uğraşırız, onları nasıl yereriz, nasıl itibarsızlaştırırız diye işi gücü bırakıp beynini bu tip şeylere yoran zihniyetin ürünü bir zırvalık daha. Ne yapalım yani; genelleme yaparak bütün meslek gruplarını tek tek karalamaya başlayalım o zaman.
Öğretmenleri nereden karalasam, nasıl bel altı çalışsam diyerek söylenmiş sözcükler bütünü. Öncelikle öğretmenler iki ay tatil yapar, eleştiri yapılacaksa eleştirilecek konu hakkında bilgi sahibi olunmalı. Artı, eğer bazı öğretmen profilleri yüZünden tüm öğretmenler Karalanacaksa ben de buradan birçok meslek grubunu karalamaya başlayayım o zaman. Kötülemek ve karalamak yerine eksiklikler daha yapıcı ve güzel bir dille anlatılılabilinip diyalog ortamı sağlansa bu eleştirilere gerek bile kalmayacak. Bu her konu için geçerlidir.