Sevgili kendim, 10 gün önce 40 oldum. Vallahi iyi ki de doğdum. *
Kendim olmayı, kendimle kalmayı çok sevdiğim bir yıl geçti, gitti.
Bu yıl Gücümü, öz değer algımı, hayattaki yerimi çokça sınadım. Her sınamamda biraz kırıldım, biraz sarsıldım ama gerçekliğin tanımını bir daha yaptım, bozduğum taşlardan çok daha güzel ve yeni bir bina inşaa ediyorum. Henüz bitmedi, ama fena da gitmiyorum.
hep istiyordum, sonunda tenise başladım. hülya avşar'ı yenecek duruma geldim. *
daha çok kitap okurdum diyorum ama daha çok kitap almakla yetindim. Yolumuz uzun, gençliğimiz ve 2025 için çok güzel hazırladığımız bir kütüphanemiz var.
yeni yaşımdan önce sağlık ve huzur, sonra yeni bir iş ve yeni bir ev istiyorum. Bir de beni sevdiğini sonuna kadar hissettiğim huzurlu bir adam. Öyle inişsiz çıkışsız, sağlam, beni kırmayan, yormayan, hatta biraz hayatımı kolaylaştıran.
Geçen hafta sonu üniversite yıllarında, okul yolunda önünden geçerken hep içini merak ettiğim Tophane kasrı'nı gezdim.
istanbul kültür yolu festivali kapsamında 212 photography istanbul'un farklı mekanlarda fotoğraf sergileri vardı. Biz tophane-i amire, mısır apartmanı ve casa botta'dakileri ziyaret edebildik.
Haftaya da uzun süredir gitmediğim istanbul modern'e gitme planım var. Vallahi yaşıyorum bu hayatı.
Hayatımda hiç poğaça yapacak motivasyonum olmadı. Maya ve aşırı karbonhidrata ulaşmak için bu hamur tutturup mıncıklamalı efor neden?
He anam yaparsa 40 yılda 1 yerim, orası ayrı. *