bugün

Arkadaşlarımın benden tamamen çıkar güttüklerini anladığımda öğrendim.
yediğim kazıklardan nerden olacak.
Babam öğretti.
darbe yiye yiye kime güvendiysem sırtımdan vurdu.
Güvenerek.
Çevremdekilerin hep çıkarları doğrultusunda hareket ettikleri zaman.
Ogrendim ben de bi sekilde de hala guvenmek istegi cig gibi icimde duruyo. galba gucsuzum o yuzden biseylere guvenmek istiyorum..
Kırılarak. Kırılan yerleri yapıştırmaya çalışırken paramparça olarak. Hala güvenmemeyi öğrenmedim aslında. Tek öğrendiğim herkese bir şansın kafi olduğu. Boşa harcayana ikinci şansın fayda etmeyeceği.
henüz beş yaşındayken hayallerini kurduğum çekilişten kazandığım kırtasiye setinin kartını mutlulukla gösterdiğim teyze, o kartı alıp dantel poşetinin içine attığında.
sonra o seti kızlarının elinde gördüğümde.
Kulağımın arkasını bile öptüler.
Güvenerek, fazla fazla güvenerek.
Öğrenemedim. Baya baya gidiyorum yine aynı hatayı beş altı defa yapıyorum, manyağım.
Hala öğrenemedim. Demek ki yediğim en büyük kazık yetmedi . Dahaları var.
kulak arkalarımın yalvarmaları sonucu cevabına sahip sorudur. resmen dile geldi ikisi birden "ağabey ne olur bir biz kaldık girilmeyen bari bize acı" dediler lan *
Öğrenemedim...
inanmakla.
Yendiğim kazıklarla.
Öpüle Öpüle.

Anladınız siz.
Güven duygusu ilk ailede aşılanır, anne ve baba çocuğun kendini güvende hissedeceği, zorda kaldığında yardımına başvuracakları yakınlığı korurken bir yandan da çocuğun ayrışma ve bireyleşme sürecine destek verirse temel güven duygusu inşa edilir.
insanlar bencildir. cikari olmayan islere ellerini surmezler.sevmek sevilmek onlar icin bir kriter degildir. bana dokunmayan bin yasasin prensibiyle hareket ederler.
güvenme güvendiğine, güven güvenmediğine.
Çok güvenerek ve hep yanılarak.
güvenmeyerek.
biri de cikip demiyor ki ben de kazik attim, herkes tertemiz, hep onlar kaziklanmis.

tanim: bir soru cumlesi.
the walking dead'den öğrendim. orospu çocuğu shane.