fenerbahçe sk'nın başkanı aziz yıldırım'ın kullandığı sözlerdir. tartışmaya açık bir konudur çünkü ligin şu an büyük takımlarının isyanı olan bir konudur.
"küçük takımlar büyük takımlara karşı 1-9-1 oynarsa futbol gelişmez. anadolu takımları büyük takımlara karşı da kazanmak için oynamalı."
ayrıca beşiktaş - gençlerbirliği ve fenerbahçe - kasımpaşa maçlarını dile getirip örnek olarak vermiştir.
edit: sakin olun arkadaşlar ortada taraflık bir şey yok, ben demiyorum. *
kolayca anlatmak gerekirse; before olarak yazılır ve "bifor" olarak okunur. before kelimesi önce demektir. başına "in" gelince "öncesinde" anlamına geliyor.
4 sayısı bildiğiniz üzere ingilizce'de "four" diye yazılır ve "for" diye okunur.
şimdi kısaltmamıza bakıyoruz. in-b-4 şeklinde ayıralım.
"in bi for" oluyor.
"b4" = "bifor" yani "before"
inb4 özellikle imageboard'larda ve forumlarda kullanılıyor.(başlıca 4chan denilebilir.) bir sitedeki bilgiye göre ilk kullanımı 2006'larda, 4chan'de görülmüş ve çok hızlı bir şekilde yayılmış. *
kısacası amacı yazılışı internet üzerinde pratikleştirmek. çokta hoş bir kısaltma.
faber castell'in en muazzam 0.7 uçlu kalemi denilebilir. ancak rotring'ler ile kıyaslanınca her zaman kaybetmişlerdir.
mavi, yeşil, pembe ve sarı renk seçenekleri olan bu kalemin, başında bulunan esnek, estetik bölümü her zaman yukarı-aşağı yapılarak kırılır. görselde olduğu gibi.
4chan mizahıdır. güldürmüştür ancak sosyal medya topluluğumuzun 4chan'e damlaması korkutmuştur. ayrıca yazar ismi olabilecek bir kelime grubudur. komiktir.
bu dönemde girilen tramvadır. bir yerden tivibu bir yerden digiturk tokatlarken bir yandan da dsmart var. ayrıca bu sabah trt şampiyonlar ligi bizde diyorken ayrıca star tv vermeyecek mi acaba diye düşündürür.
azınlık, sübyancı, ölü bebek ve engelli şakaları gibi bazı tatsız veya şok edici kabul edilen konuları kapsamaktadır. ayrıca politik esprileri de kapsayabilir.
direkt olarak şaka, şiir, düz yazı, kara mizah vesaire üzerinden yansıtılabilir bir mizahtır.
genellikle cinsel veya etnik grup üzerinden ya da cinsiyet konularını ele alır. (en büyük örneği berlin'de ki pisuar resimleridir.) https://galeri.uludagsozluk.com/r/801205/+
bu mizah antik yunankomedyasına kadar uzanır. william shakespeare ise bu tip oyunlara saygı duyan ünlü bir oyun yazarı, şair olarak müstehcen mizahını oyunlarında ve şiirlerinde fazlasıyla göstermiş. (bu 16. yüzyıla tekabül etmektedir.) 1990'larda da şu an ki şeklini, halini almıştır.
ayrıca osmanlı dönemimizde de nam ı kemal esprileri olaraktan kullanılmıştır, bu tip şakalar komiklikler.
şu an ülkemizde güncel olaylar ile beraber dönen "kürt mizahı" ise örnek bir "offensive humor"dur. (örneğin: k*rt yazımı.) temeli 16. yüzyıla kadar dayanan (shakespeare'i baz alırsak) bu mizahı ciddiye almamak gerekir. velhasım bir çok dizi, program ve filmde bu tip esprilere tanık olabiliriz. (conan o brien, south park, in bruges, parks and recreation vb.)
nihayetinde yazılan her şeyi ciddiye almamak ve birçok zamanda gülüp geçmek gerekir.
tahminimce şöyle bir 10-15 tane son 1-2 günde gözüme çarpmıştır. haliyle durum istemsizce kötüdür ki bu yazarların sözlüğü kullanım biçimlerinden facebook'ta "Uludağ sözlükte yazar." gibisinden çalıştığı yeri eklemesi mümkündür.
nick olarakta başına sonuna "prenses" veya "hatun" gibisinden isimler alıyorlar efendim. ama kim bilir bayan erkek mi yoksa biraz daha ilgici mi bilinmez.
hazır kimse eskisi kadar facebooku kullanmıyorken tahminim burada kızların daha çok fotoğraf paylaştığı yönündedir. (ayrıca ekleyelim, ulubook güzel bir isim önerisi olabilir.)
sözüm ona beğeni sistemi olsa da istediklerini alsalar.
bakıyorum hangi yabancı filme diziye, bir dilenci varsa ya karton tutar ya da avucunu açıp öylece dikilir. peki ya bizim ülkemizde bu harika sistem nasıl işliyor?
türküz haliyle. çalışmadan çabalamadan her zaman en iyisini isteriz. varsın yatarak kazanmak isteriz. bizim ülkemizde çaresizlik değil(büyük çoğunlukla) beleşe, haksız ve çalarak kazanmaya fazlasıyla izin verildiği için bu tip dilenciler çıkıyor ortaya. e tabi yurdum insanı da duygularını köreltemiyor yeterince. haliyle bu tip dilenciler çıkıyor ortaya. özellikle yaşı geçmiş, büyüklerimiz tabi görünce ya dinsel açıdan ya da "kıyamama" düşünce yapısıyla bunlara 3-5 bir şey atınca bunlar da yüz buluyor. bunlara kanmak akılsız olmak anlamına gelmez. enayilik, saflıktır bu tip insanlara yardım etmek.
engelli vatandaşlar dilenmez, yardım ister ve susar.(yine kimsenin günahını almayalım da.) onlara yapılan "yardım", dinsel açıdan söylemiyorum, bu işin en hayırlısıdır. insanlıktır.
ancak ve ancak birileri çıkıp cami çıkışına çökmekle, şehrimden örnek olarak ankarada kızılayda avm önünde beklemekle, hasta çocuk numaralarıyla yapılan dilencilik, kesinlikle kurnazlıktır. ister suriyeli olsun ister roman ister türk, ne kökenli veya nereli olursa olsun bu kurnazlıktır, çakallıktır.
saatçi diyip dalga geçilen siyahi insanlar, en azından bir emek verip, bir şeyler satarak para kazanıyor.
nihayetinde "evde çocuklar aç, ekmek parası" diye sabahtan akşama kadar duran bir erkeğin ya da kadının orada geçirdiği zaman da kazandığı para bazen, günlük 25-30 liraya çalışan emekçi vatandaşımıza saygısızlık kıvamına gelebiliyor.
zaman zaman da elini kolunuza atıp, para isteyip, olmadı şansını sigara da deneyip, olmadı artık ne koparırsam otobüs kartında deneyip size yapışan insanların da olması, bu amansız ve aptal dilenciliğe izin verilmesi sonucu türeyen bir olaydır. sinir bozucu ve göz ardı edilen, kocaman bir saçmalıktır.
bunlara "boyim mi abeyim boyim mi?" gibisinden ve benzeri türünden zorla ayakkabı boyayan birisi de dahildir.
çok basit. dilenmek yerine sen-ben gibi, gerçekten emek vererek, bir şeylerin ucundan tutacak şekilde bir yere girip çalışsınlar. ya da bu işi, başkalarına saygısızlık yapmadan yapsınlar. madem işsizlik oranı yüksek, harika(!) devletimiz el atsın bunlara.
aksine izin verip, yardım eden zihniyet, afedersiniz ya gerizekalıdır ya da bilinçli bilinçsiz bir şekilde bu işin daima sürmesine izin vermektedir.
varsın elalemin muhtaç dilencileri bile bildiğin havalı. karton açıp "I need $$$" yazmaya özenilsin. cidden.
din karşıtı bir insan değilim ki uzakta olsa anadan babadan görme müslümanım ancak bu gibi olaylar insanın canını sıkmaktadır.
telefonumu aldım, kendime akşam için içecek almaya gidiyorum markete o sırada da plüton ile ilgili yazılara haberlere bakıyorum vesaire. kafamı kaldırıyorum 30'unda 40'ında ağabeylerimin ablalarımın sepet dolusu şekerler aldığını görüyorum. (ramazandan sonra böylesine bir bayrama da anlam veremiyorum da, neyse.)
neden gariban ülkem beynini böyle şeylere fazla yoruyor diye düşündürtür delice. televizyonlarda sabah akşam gündoğumu günbatımı her zaman bir dini program sunuluyorken neden bir adet yerli ilim bilim programı/belgeseli dönmüyor? varsa yoksa s.a hocam x etsem orucum bozulur mu? yahu adamlar yakında uzaydan s*çarlar savaş niyetine ona bile karşı gelemeyiz.
genelde küçük yaşlarda dönen muhabbetlerde "kanka size geleyim mi" sorusuna karşın verilen cevaptır. "bir sorayım bizimkilere de müsaitler mi? diye" dedikten sonra bir şekilde konuyu bağlayıp, bir müddet alıştırdıktan sonra "kanka kusura bakma ya. evde temizlik varmış. başka zaman artık." diye geçiştirilen yalan cümledir.
ayrıca söylerken biraz çekinme, biraz utanma hissine kapılırsınız. bilinmesine rağmen yüze söylenen nezaketen yalanlar listesinin bir numaralı yalanıdır.
sabah sabah yine aklıma gelip beni çılgına döndüren düşüncedir.
paran varsa her şey vardır. paranın mutluluğu satın alamayacağını düşünmek yanlıştır. kalın bir ses tonuyla söylenildiği gibi paranın satın alamayacağı şeyler yoktur.
birazcık düşünürsek bu konuda, genel örneklerden yola çıkarak bir kaç örnek vereceğim.
- çok çirkin olsanız bile paranız varsa size birileri bakabilir.
- çok karizmatikseniz ve paranız varsa size yine birileri bakabilir. ayrıca ünlü olma şansınız da yüksektir.
- istediğiniz yörenin kahvaltısını, istediğiniz gün yapıp, istediğiniz marka sigara ile kahvaltı üstü keyfini doruklarda yaşarsınız.
- gördüğünüz beğendiğiniz bir elbiseyi satın almanıza gerek yoktur çünkü mağaza muhtemelen sizindir, hepsini alabilirsiniz.
- isminiz ahmet, mehmet olmak yerine "Mert Can Karabekiroğulları" tarzında 3lü çeker.
- hasta olduğunuz taktirde devlet hastanesinde sıra bekleyip acı çekerek o iğrenç kokuyu çekmek yerine eve doktor çekersiniz.
- hobiniz olan aktivitelere özel ders sayesinde vesaire yoğunluk gösterip imkansız insanlara nazaran yeteneksiz olsanız bile daha başarılı olabilirsiniz.
- arabanız olduğu için istediğinizi istediğiniz köşeye getirip istediğinizi yapabilirsiniz.
- iyi olan her şey.
- mutlulukta satın alınır kimse kendini avutmasın.
sol framede görünen başlıklar dolayısıyla düşündürten olaydır. d*nanimhaber edası ile açılan başlıklar bu kanıya varmama neden olmuştur. alttaki üye kayınçosuna ne yapmış? üstteki üyenin takımını tahmin et? şunu bunu tamamla vs. vs.
