herşey uzun zaman sonra eko denilen o sözlük iddiasında internet sitesine tekrar girişimle başladı. sözlük formatı dahilinde açtığım inci akü başlığına tanım ardından şirket ile ilgili bir iki bilgi girdim. ardından inci turizm başlığı altına da bir entry yazdıktan sonra son olarak açacağım başlığa, inci konukoğlu lisesi'ne sıra geldiğimde şok oldum.
yazdığım yüzlerce entry ile birlikte
hiç bir şekilde uyarılmadan
girilerime en azından bir sahip çıkma fırsatı bırakılmadan
uçurulmuştum.
kişi hakları ve emeğine bu kadar saygısı olabilecek bir oluşuma saygılar sunarım.
x sabancı'nın milyonlarca lira borcu var. sokaktaki dilenci mehmetin hiç borcu yok. eee noldu sabancı battı, yandı bitti kül mü oldu? mehmet düze mi çıktı? ıssız acun kaldı mı? anlamayanlar devam etsin.
--spoiler--
son zamanlarda özellikle gazetelerde türkiye'nin rekor bir dış borcu olduğunu ve bunun büyük bir tehlike işareti olduğunu okumuş veya duymuşsunuzdur. bazı yazarlarımız yorumlarını yaparken toplam borç stokunua bakarak yorumlarını yapıyorlar. bunun nedeni belki bu değerin daha kolay anlaşılır olmasıdır, öyle ya toplam borç artıyorsa tehlike, azalıyorsa az tehlike var demektir. oysa ki, bir ülkenin (bir kişinin, toplumun vs.) borç durumunu anlamak için toplam borç/gsmh oranına bakmak gerekir. neden mi, umarım aşağıdaki örnek açıklayıcı olur.
kolaylık olsun diye 1 er kişilik iki toplum düşünelim. bu kişilerden birincisi a, ikincisi de b olsun. bu iki kişi de sene başında x'den (banka, finans kuruluşu vb.) dış borç alsınlar: (yine kolaylık olsun diye faizler 0)
a: 1.000 ytl
b: 1.000.000 ytl borç almış olsun. tabi bu adamlar borcu yemek için almıyorlar, yatırım yapcaklar, üretim için kullnacaklar.
a iyi kötü bir iş tutturuyor ve aldığı 1.000 ytl'yi kullanarak 1.5000 ytl lik üretim yapıyor. yani, a'nın gsmh 1.500 ytl.
b ise, daha akıllı, yatırımını daha iyi planlamış ve sene sonunda 3.000.000 ytl lik üretim yapıyor. bu 3.000.000 ytl de b'nin gsmh tabii ki.
yazarlarımıza göre b borç batağında yüzüyor. a'nınsa durumu çok iyi, sadece 1.000 ytl borçlanmış, b ise, hangi akla hizmetse gitmiş 3.000.000 ytl lik borç almış. ama biz o kadar aceleci davranmayalım, bir de oranlara bakalım:
a: 1.000/1.5000=0,66 yani, a ürettiği gsmh'nın %66'sını borç ödemek için kullanıyor.
b: 1.000.000/3.000.000=0,33 yani, b ürettiği gsmh'nı %33'nü borç ödemek için kullanıyor.
şimdi, bu kişlerden hangisi borcu için daha fazla endişelenmeli. b'nin borcunu a'dan çok daha rahat ödeyeceği açık değil mi? adam çalışmış, çabalamış borç alarak aldığı parayı 3'e katlamış. siz gidip b'ye, sen borç batağına batmışsın, bak a'ya sadece 1.000 ytl borç almış, sen de bundan sonra 1.000 ytl de fazla borç alma derseniz, adam sizi kovalamakta haksız mı?
aslında insaflı davrandım. a daha yeteneksiz olsaydı ve borç aldığı 1.000 ytl ile sadece 900 ytl üretebilseydi, bu kez oran 1,1 olacaktı. yani, a ürettiği gsmh ile borcunun tamamını ödeyemeyecek, belki de ödeyebilmek için tekrar borç alcaktı, borcu borçla döndürme yani. ama bizim yazarlarımız toplam borç/gsmh oranını bakmaya değer bulmayacaklar ve a'ya durumunun çok iyi olduğunu, b'nin ise borç içinde kıvrandığını söyleyeceklerdi. peki gerçekten öyle mi: hayir: yukarıdaki örnekten de açıkça anlaşıldığı gibi bir ülkenin borç durumunu anlamak için toplamborç/gsmh oranına bakmak gerekir.
şimdi, bu bilgiyle türkiye'nin dış borç durumuna bakalım:
görüldüğü gibi 2002 yılından itibaren türkiye'nin dış borcunun gsmh'ya oranı düşüyor. bu da demek ki, türkiye borcunu daha rahat ödeyebilecek duruma geliyor. dış borç mutlak olarak bu dönemde artmış olabiliri (ki artmıştır) ancak bu türkiye'nin durumunun 2001'den daha kötü olduğunu göstermez, gösterir diyen yanlış yorum yapıyor demektir. önemli olan gsmh'ya orandır ki o da azalmaktadır.
--spoiler--
"tdk, hiçbir zaman otobüse çok oturgaçlı götürgeç, yumurtaya da tavuksal fırtlangaç gibi bir karşılık üretmemiştir."
tdk başkanı prof. dr. şükrü haluk akalın.
--spoiler--
aynı zamanda resmi tarih yağdanlığında sınır tanımazlar.
sarıkamışa kaç asker gitti, nereden gitti, ne şekilde gitti bilmezler.
başta türk askerinin onurunu ayaklar altına alır; ardından enver paşanın kemiklerini sızlatırlar.
evet sarıkamış bir faciaydı ama insanımızın şehit verdiği insanın fazlalığını canını dişine takarak savunması ve bir müzayede, açık artırma galeyanları içerisinde yanıp tutuması da hezeyanların en büyüğü, en elim ve vahim olanıdır belki bu tabloda.
mesela hüseyin üzmez bunu yapmıştır çok eleştirilmiştir ben de eleştirdim. şimdi de bir bayan yapmış çok takdir ediliyor. ulan ne ikiyüzlüsünüz keh keh keh.
--spoiler--
son günlerde basında sık sık yer alan aile içi taciz ve tecavüz haberlerine bir yenisi daha eklendi. ancak bu kez mesleği fotoğrafçılık olan sözde sanatçı anne, sözde sanat için 13 yaşındaki kızını soydu.
icraatın sahibi ise ünlü yönetmen nuri bilge ceylan'ın fotoğraf sanatçısı olan kız kardeşi emine ceylan. ceylan, "zaman yolculuğu" isimli son sergisinde model olarak 13 yaşındaki kızını seçti ve sergide 13 yaşındaki kızının çıplak resimlerine yer verdi. son günlerde basında sık sık yer alan aile içi taciz ve tecavüz haberlerine bir yenisi daha eklendi. ancak bu kez mesleği fotoğrafçılık olan sözde sanatçı anne, sözde sanat için 13 yaşındaki kızını soydu.
icraatın sahibi ise ünlü yönetmen nuri bilge ceylan'ın fotoğraf sanatçısı olan kız kardeşi emine ceylan. ceylan, "zaman yolculuğu" isimli son sergisinde model olarak 13 yaşındaki kızını seçti ve sergide 13 yaşındaki kızının çıplak resimlerine yer verdi.
--spoiler--
hürriyet gazetesi işte bu linki verdiğim haberdedir. http://webarsiv.hurriyet.com.tr/1999/02/12/95960.asp
insanları kullanışlı bir şekilde kullandıkları kurnaz sıfatlara eklemleyerek, ya kendine çıkar elde etmeye çalışan bir ucuz popülist, popülarist organ ya da toplumsal bir manipülasyonun orta ayağıdır. ikisinden hangisini seçmeli onu da değerli hürriyet okurlarına bırakmak gerek.
ülker, pepsi vs. otomatları sıklıkla kontrol edin. muhakkak denk geleceksiniz otomatın yakınlarında ya da içeride unutulmuş bozuk paraya, ister iade alın. ister bir çubuk kraker. şanslıysanız bir kutu kola. the choice is yours.
istanbulda ikamet ediyorsanız internete bağlanabileceğiniz ev ya da iş alternatifine sahip değilseniz, büyükşehir belediyesinin belnet şubelerini, ya da kendi ilçenizin açmış olabileceği kültür merkezlerini ziyaret ediniz.
arkasında holding desteği sanıldığının ya da sandırıldığının aksine bol gazete.
öncelikle cumhuriyet vakfının altın hisse sahibi olduğu holdingleri var.
yeni gün holding a.ş yönetim kurulu üyeleri:
erol erkut, ilhan selçuk, ibrahim yıldız, akın atalay, alev coşkun, günay çapan
firmanın iş konusu: esas itibari ile görüntülü, sesli, basılı ve elektronik iletişim araçları ile yayıncılık faaliyetleri göstermek üzere kurulmuş ya da kurulacak şirketlerin sermaye ve yönetimine katılarak bunların yatırım....ve ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işler.
* vakıf, holding içinde değişmez ve imtiyazlı olarak yüzde 10 hisseye sahiptir.
* holding, cumhuriyet gazetesini yayınlayan yeni gün haber ajansının mali işlerini koordine eder, hiç bir şekilde yayın politikasına karışmaz.
* cumhuriyet gazetesinin yayın ilkelerinin uygulamasını yayın kurulu yapar. yayın kurulu, vakıf tarafından atanmıştır ve bu konudaki tek yetkilidir.
* holdingin yüzde 10u vakfa ait olan imtiyazlı hisselerinin dışındaki dağılımda, bir ikinci yüzde 10 da cumhuriyet okurlarına aittir. bu kişilerin sayısı 240tır.
* holding hisselerinin yüzde 20lik bir bölümü kasım 2000 tarihinde günay çapana satılmıştır.
bilinen diğer ismen ortaklıklar
inan kıraç - % 7 pay sahibi koç grubu vehbi koç'un damadı olup, aynı zamanda koç grubunda yıllarca üst düzey yöneticilik yapmıştır.
turgay ciner - %18 pay sahibi ciner grubu sabah gazetesi ile atv'nin eski sahibi, habertürk'ün mevcut imtiyaz sahibi
kenan tekdağ - park yatırımı temsilen yönetim kurulu üyesi ciner grubu ciner grubu medya grup başkanı
mehmet emin karamehmet - % 9 pay sahibi çukurova grubu akşam ve güneş gazeteleri, show tv, skytürk tv, turkcell'in sahibi
osman berkmen- karamehmeti temsilen yönetim kurulu üyesi çukurova grubu yönetim kurulu başkan vekili
gürbüz çapan - % 8 pay sahibi eski esenyurt belediye başkanı olup, ergenekon operasyonu kapsamında tutukludur.
zekeriya temizel - yönetim kurulu başkan yardımcısı eski maliye bakanı, bddk eski başkanı ve eski dsp milletvekili. halen cumhuriyet gazetesinde köşe yazıları yazıyor.
ayrıca spekülasyon dahilinde olsa da daha başka medya patronu ve holding sahiplerinin de hissesi vardır.