bunların liberalleri her konuda olduğu gibi kurana bakarlar, "tanrım nolursun birşey söylemiş ol bu konuda" düşüncesiyle. iyi niyetli olabilirler ama bilmezler ki, o kitapta allah yarattığı söylenen doğayı, hayvanları bile unutup, lut kavmini çıkaracaktır karşılarına. yassak, kardeşim, yassak ... kendinize gelin efendiler, biz mevlana mıyız?
holywood sığlığı ve şapşallığının yüzüne atılmış bir tokat ki hep şaklayacak. raylarda ilerleyen manuel vagon sahnesindeki sound-track bugüne kadar ses ve görüntü arasındaki ilişkinin en güzel işlendiği film.
istanbul Cihangir yöresinde pek yaygın bir görüş. Bir başka deyişle, islamcı, heteroseksist, kupon destekli mikro-faşist olup; aile, din, devlet üçgeninden ancak dinci bir otoriteye teslim olarak kurtulabileceklerini sanan, ve bunun çok orjinal bir düşünce olduğunu düşünen, medya entellektüelleri.
Sokaktaki kedileri köpekleri zehirleyip, hayvan barınaklarına toplayıp açlığa terketmeleri yetmiyormuş gibi, son zamanlarda bir de özel evlerin bahçelerine zehirli et ya da vs atarak sahipli hayvanları da zehirlemeye başladılar. Türk+islam dünyanın en kötü karışımı: ağaçlar yokedilsin, hayvanlar öldürülsün, heryere beton dikilsin ve gizli apartman köşelerinde birbirimizin boğazını kesmekten başka bir fantezimiz kalmasın.
anadolunun türk entellektüel dünyasına en büyük armağanı. diz boyu cahillik, bütün kavramları birbirine karıştırmaca, yarımyamalak okunmuş kitaplardan çıkarılmış yarım yamalak sonuçlar ... eee böyle halka böyle entellektüel, tencere kapak yani. feci bir durum kısacası son olarak bir de foucault yakıştırması çıktı ... valla bu kişilik olsa olsa foucault'nun sarkacı olur!
bir zamanlar kürt bir sevgilim vardı. aile ve aşiret bağları yüzünden ayrılmak zorunda kaldık. dünyanın en devrimci topluluklarından biri olabilecekken, aile, din, aşiret bağları yüzünden her zaman feodaliteye esir düşecek yüreği kocaman, ama bir o kadar da titrek, ürkek insanlar.
ingilizler çoktan bıktılar "manic street preachers"dan. ufff yeter artık ya. taklit babam taklit. bir de sosyal içerikli olacağız diye o 3 kuruşluk akıllarla medyalara çıkmak yok mu!
Türkiyenin ürettiği en kendine özgü sanatçılarından birisi. Kendini ifade biçimindeki iddia ve ısrar, çoğunlukla pop müziği bağlamında hep bir prototipi taklit etme zorunluluğuyla karıştırıldığı için yeteneksiz bulunan deha. Yıldız zaten yıldız, gerisi medya budalaları.
arkadaşlar, bunlar eskiden manifaturacıydı, çocukluktan hatırlarım, mahallenin genç kızları ve oğlanlarına sarkarlardı. şimdiyse o 5 dakika önce bok yemiş suratlarıyla hepimize sarkıyorlar. bu tecavüz ne zaman bitecek?
allahım varsan, bizi bu "altan" ailesinden kurtar nolur! baba, resmen çük muhabbeti yaparken, oğulları buna metaforik anlamlar yükleyerek, biri başımıza edebiyatçı kesildi, ötekiyse ekonomist.
bütün dünyaya hakim, heteroseksüllerin gay olanlara yaklaşım biçimi olsa da, bilhassa bu memlekete özgü "ibne" olma biçimi. Bir başka deyişle, homoseksüel bir ilişkiye her türlü yatkınlığı gösterip, sonunda, "ben gay değilim arkadaş" diyerek kendini kurtarmaya çalışan kimlik. Din, aile, devlet üçgenine sıkışmış insan türü.
60'ların tapılacak kişisi. Gösteri Toplumu her ne kadar türlü eleştirilere açık olsa da, bugün medya bağlamında ciddiyetini hala korumaktadır. Ne Baudrillard, ne Chomsky ... Hegel ile en sıkı başaçıkabilmiş adamdır Debord.
okuduğu filozoflara "arkadan yaklaşmakla" tanınan filozof. keşke hepimiz, onun deyişiyle gayri meşru çocuk sahibi olabilseydik ... mikro-faşizm herhalde böyle yıkılırdı.
hayatta deliler gibi aşık olduğum o birisi yok aslında diyecek kadar cesur, psikanaliz makinesine teslim düşmüş müthiş bir kaçış çizgisi ... Psychosis 4.48 baştacım.
Türkiye'nin erkek baskın söylemine, edebiyat üretme biçimine karşı açılmış en büyük savaş makinesi. bütün o nurullah ataçlar, fethullah naciler, hasan bülent kahramanların kurdukları faşizan söylemlerin ipliğini pazara çıkarabilecek şahsiyet.