nasılsa ben artık köprüyü geçtiğim için "olsa da olur olmasa da olur" dediğim kampanyadır, ama yine de yazar alımları durdurulmamalı en azından bayan yazarlar sürekli alınmalıdır.
sevgilisi yanındayken sevgilisinin herhangi bir yerden kız arkadaşını görmesinin akabinde birleşip fısır fısır aralarında sonsuzluğa uzanan bir diyaloğun başlaması ve erkeğin ekarte olması.
kusursuzluğa karşıdır, herzaman birazcık da olsa kusur ona insan olduğunu hatırlatır onun yaşam felsefesidir, "hatasız kul olmaz" sözünden ilham alıyordur. keynes, adam smith hayranıdır.
"nedir arkadaş bu lobilerin bizimle alıp veremediği?" diye adamı sinir eden başka bir girişim, sabotaj. binlerce hatta milyonlarca rum işi gücü bırakmış aman türkler kendini göstermesin, aman adları duyulmasın rant sağlayamasın diye facebookta gruplar kuruyor. bu ne tür bir kindarlık ne tür bir millet düşmanlığıdır ey sözlük ahali?
sıla ve ozan doğulu sayesinde yeni gelen 90lı jenerasyonun merakını cezbedip insanlar arasında sormaya tereddüt etmedikleri sorudur. sokaklarda, cafelerde liseli genç gruplar arasında sık sık duyabilirsiniz.
can sıkılıp da birileriyle konuşmak için msn'e girildiğinde online kimseyi bulamamanın akabinde hissedilecek olan duygudur, bu durum "hepiniz beraber partiye filan mı gittiniz?" diye sitem ettirir.
aşk adına edebi eserler daima olacaktır, fakat hepsi hayalden ibarettir, zaten yunus emre, mevlana gibi önemli isimlerde aşkı daha manevi bir çatıda işlemiş aşktan bahsederken bir erkekle kadın arasındaki duygusal bağdan değil; vatan,toprak aşkından, allaha olan aşklarından bahsetmişlerdir.
doğru olduğuna katıldığım bir önermedir. bunu anlamak için önce aşkın tanımına bakalım; bir insanı sürekli düşünmek, yanında olmasını istemek, onu "o" olduğu için sevmek, hayatının sonuna kadar ona yüksek sadakatle bağlı kalmak, gözü ondan başka kimseyi görmemek. aşk budur peki çevremizdeki insanlara baktığımızda bu duyguları ölümsüz bir şekilde yaşayıp yaşatabilen kaç kişi var? uzun süre evli kalmış ortayaş üstü çiftlerimiz bile eşini "aşık olduğu kişi" değil "hayat arkadaşı" olarak görüyor, tutku, istek, romantizm hiçbirşey kalmamış ve sadece hayat karşısında yükleri ve çeşitli görevleri paylaştığı kişi olarak görüyorlar.
Gençlerimize baktığımızda baştan seni seviyorum sana aşığım diyen kızlar herşeyi yerine oturtsanız ve her istediğini yapıp onun mutluluğu için ne kadar kendinizi parçalasanız dahi zamanla sizden mutlaka sıkılıp yeni arayışlar içine girmeye başlar. aşık kalabilme süresi maksimum 7 aydır. o zaman demekki aşk aslında gelip geçici bir hevestir, sadece yeni maceralar yaşama isteğidir. fakat çoğu edebi eserde "aşk" adına yazılmıştır, neden gelip geçici birşey için bu kadar eser verilsin ki? o zaman demekki aşk aynı zamanda insanın hayalini kurduğu sürekli öyle hissettirebilecek birinin varlığına inanmak istemektir, yani tamamen hayalperestliktir.
edit: 2.paragraftan itibaren sadece kızlardan bahsettim, erkeklerde aynı şekilde bıkar, cinsiyetle alakasızdır.
rahattır, kafa dinletir, bir yandan yaratıcılığıda arttırır; yalnızken sürekli düşünürüz hayat planlamamızı ve geleceğimizi tasarlarız, yeni fikirler üretiriz. fakat gerektiğinden fazla yalnız kalınırsa bu seferde insan kendini bilgisayarı açıp msn'de ilk karşısına gelen kişiyle hatta en alakasız olduğu kişiyle bile konuşmaya başlar ve o yalnızlığı unutmaya sosyalleşmeye çalışır.
mc donalds'larda 1ytl'ye satılan muhteşem külah dondurmadır. özellikle firmanın bu dondurmadan zarar ettiğini, müşteri tutundurma için ürünlerde çeşitlilik olsun diye üretildiğini öğrendiğim günden itibaren artık ne zaman bir mc donalds restoranının önünden geçsem mutlaka içeri girip dondurmadan bi tane alırım, tadı şahanedir.
bu isteği yapan kişinin akabinde söyleyeceği laf için;
hey ulu tanrım yarabbim duamı kabul ettin, insanın kıt yerine getirdin bizi, vicdanımızla başbaşa bıraktın iyi mi? burası neresi ya zelzele mıntıkası mı? imar mıntıkası mı? tenha bir mıntıka burası he.
kendisi varlığını bana da göstermiştir. daha henüz çömezlikten yeni çıkıp yazar olduğum için çevrem yok ve yazdıklarıma dün baktığımda hiçbiri oylanmamıştı, kimse tarafından görülmediğime o kadar emindim ki... fakat bu sabah girip de baktığımda bir çok entry'm artı oy almış ve hiç eksi oy yok, bu sadece tek bir kişinin işi olabilir diyerek işbu entrynin vasıtasıyla kendisine olan şükranlarımı tüm sözlüğün gözleri önünde iletiyorum; seri artı oy veren melek sağol, varol seni seviyoruz Allah seni başımızdan eksik etmesin.