Bu şahane şarkı Elvis Presley'in underrated eserlerinden birisi olsa da zamanında bu nadide çalışmasıyla Bilboard Hot #100 listesinde 2. sıraya; UK Top #100 listesinde 1. sıraya kadar yükselmiş. Öyle bir adam düşünün ki diğer global hitlerine nazaran daha az bilinen bir şarkısı bile müzik listelerini alt üst etmeye yetecek sansasyona sahip. Anlaşılan lakabı boşuna kral değilmiş.
a very old friend came by today
cause he was telling everyone in town
about the love that he just found
and marie's the name of his latest flame
he talked and talked and i heard him say
that she had the longest blackest hair
the prettiest green eyes anywhere
and marie's the name of his latest flame
though i smiled the tears inside were a-burning
i wished him luck and then he said goodbye
he was gone but still his words kept returning
what else was there for me to do but cry
would you believe that yesterday
this girl was in my arms and swore to me
she'd be mine eternally
and marie's the name of his latest flame
Kral'ın ölümünden yalnızca birkaç gün önce, annesinin mezarını ziyaret ettikten sonra eve dönüş yolunda çekilmiş olan fotoğrafı. Yalnızca birkaç gün sonra sahip olduğu her şeyden daha çok sevdiği annesinin yanına defnedildi. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1590300/+
Unutmadık. Bugün 40. Yıldönümü. Fazla söze gerek yok çünkü söylenmesi gereken her şeyi 8 yıl önce bir yazar arkadaş hemen bir üstteki entry'de söylemiş.
Bir adam düşünün ki ölümünden 40 yıl sonra yayınlanan ''The Wonder of You'' albümüyle bile hala müzik listelerinde eze eze en tepeye çıkabiliyor. Bir adam düşünün ki koskoca Frank Sinatra bile kendisi için: ''Ben sadece şarkıcıyım. O koca bir kültürdü.'' diyor. Büyüksün Kral. Hep büyüktün ve hep büyük kalacaksın. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1507023/+
''Before Elvis, there was nothing.'' (Elvis'ten önce hiçbir şey yoktu.) demiş, ''If there hadn't been an Elvis, there wouldn't have been the Beatles.'' (Eğer Elvis olmasaydı Beatles da olmazdı.) diye de eklemiş bir abimiz. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1494582/+
icracı ve besteci olmak başka şeylerdir. Bir insan iyi senarist değil diye iyi oyuncu değildir denemez. Keza bu elvis'in bir kral ve efsanevi bir vokal olduğu gerçegini değiştirmez. buddy holly'nin müzik hayatına şekil veren adamın teksas'ta unutulmaz bir konser veren elvis presley olduğu gerçeğini değiştirmez. Carl perkins'in o olmasaydı hiçbirimiz başaramazdık dediği gerçeğini değiştirmez. Elvis için taa dallasa kilometrelerce direksiyon sallayan, sapsarı saçlarını sırf ona benzemek için simsiyaha boyayan roy orbison gerçeğini değiştirmez. Sağdan soldan ögrendiğin birkaç şarkıcının ismini sırf prim yapmak için kullanman senin açıkça yalan söyleyen bir cahil olduğun gerçeğini, entrylerini abazalara artılatıp ego tatmini yapan bir kezban olduğun gerçeğini değiştirmez.
EDiT: yalana meyletmeye gerek yok. john lennon'ın bahsettiği şarkı blue suede shoes değil heartbreak hotel'dir. Ve sözlerini elvis presley yazmıştır. Keza yorumu da diğer tüm şarkıları gibi kendine özgüdür.
Müziğe yenilik getirmemiş mi? Ben susayım bari hiç kimseye eyvallahı olmayan bir abimiz konuşsun.
Nothing really affected me until I heard Elvis. If there hadn't been an Elvis, there wouldn't have been the Beatles." (Elvis'i duyuncaya kadar beni hiçbir şey bu kadar etkilememişti. Eğer Elvis olmasaydı Beatles da olmazdı.)
"Before Elvis there was nothing." (Elvis'ten önce hiçbir şey yoktu.)
müzikal olarak karşılaştırmak yersiz olur zira elvis tek kelimeyle yabancıların ''versatile'' dediği türden bir adamdı. 10'dan farklı müzik türünü en iyi şekilde icra ediyordu. tüm zamanların en iyi vokaliydi. çıplak sesle kimsenin söylemeye yanaşamayacağı korkutucu şarkıları canlı konserlerinden epik bir şekilde seslendirdi. coverları aslını unutturacak cinstendi. ardından gelen tüm müzisyenlere ilham kaynağı oldu. modern sahne şovlarının miladıydı. john lennon'ın dediği gibi ''elvis'ten önce hiçbir şey yoktu.'' ve görünen o ki; ondan sonra da hiçbir şey eskisi gibi olmadı. tüm bunları teknolojinin t'sinin olmadığı zamanlarda yaptı. kolay mı?
biraz olgulardan bahsetmek istiyorum ama nereden başlasam bilmiyorum zira başlık altında o kadar cahilce yazılmış şeyler var ki; aman ya rabbi. şununla başlayalım:
''elvisin zamanında santçı namına bir şey olmadığından yarışacağı insan yokken''
ciddi bir vakayla karşı karşıyayız. adam buram buram kazulet kusuyor. bu ne cehalettir yiğidim.
- chuck berry, frank sinatra, little richard, james brown(bilen bilir, michael jackson'ın atası olur kendileri), johnny cash, ray charles, bill haley, buddy holly, jerry lee lewis, roy orbison, Paul McCartney, engelbert humperdinck, tom jones, carl perkins, bing crosby... Daha sayarım da zaten hiçbirini tanımadığın için gerek yok. bu adamlardan bir tane bile yok bugünlerde. onlar gibi müzik yapan kalmamışken michael jackson'ın dönemindeki fırıldaklarla bu şahsiyetleri bir tutmak akıl kârı mı? elvis'i müziğin kralı yapan şeylerin başında zaten bunca kıymetli sanatçı arasından sivrilmesi ve her defasında patronun kim olduğunu hatırlatması gelir.
- ''lakin elini vicdanına koyup elvis bugün aynı müziği yapsa kaç kişi dinlerdi''
elimi vicdanıma koydum. ve cevap veriyorum. milyonlarca insan. neden mi? ölümünün üzerinden geçen 40 yılın ardından bu adam UK müzik listelerinde hala 1. oluyorsa; o müzik bugün de dinleniyor demektir. bahse konu albüm ''the wonder of you with the royal philharmonic orchestra''dır. bir başka misal daha verelim. jailhouse rock 1957'de release oldu. O dönem US, UK, R&B hepsinde 1. olmuştu. 2006 yılına bakıyoruz. aradan geçen 49 senenin ardından tekrar yayınlanıyor ve yine 1. oluyor. a little less conversation'dan bahsetmeye gerek bile yok sanırım. bunlar elvis'in müziğinin evrensel ve zamanının ötesinde olduğunun en basit örneklerindendir. yani senin müzik bilginin kıt ve eksik oluşunun sorumlusu Elvis değildir. ve işin açığı bundan 40 yıl sonra michael jackson bu kadar hatırlanacaksa bu versus belki bir nebze anlam kazanır.
- ''rekorlara bakarsak michael'ın yaş olarak 30larında elvisi ikiye katlayıp üçle çarpıp''
elvis presley resmi olarak 1.5 milyarın üzerinde albüm satışı yaparak 10 haneli basamaklara çıkmış ilk ve tek sanatçıdır. ardından ise frank sinatra ve the beatles gelir. kaldı ki ikisinin toplamı dahi elvis'e yetişmez. o yüzden rekorlara bakarsak felan muhabbetini geçiniz; zira elvis tüm rekorları insanların alım gücünün çok düşük olduğu ve pazarlamacılığın yerlerde süründüğü zamanlarda adını tüm dünyaya duyurarak gerçekleştirmiştir. Bununla birlikte Elvis 106(altın), 63(platin), 27(multi-platin) plak ödülüne sahip olarak müzik tarihinde bir daha aşılamayacak görkemli bir çıta koymuştur. Biraz daha açmak gerekirse: en yakın takipçisi The Rolling Stones ve The Beatles'ın toplam 161 altın ve platin plak ödülü varken; Elvis Presley'in tek başına 169 altın+platin plak ödülü vardır. Haddizatında Michael Jackson'ın 37 (altın+platin+multi-platin) plak ödülü varken; Elvis'in 196 (altın+platin+multi-platin) plak ödülü sahibi olması aradaki devasa uçurumun sayısal tezahürüdür. Ve bu rekorlar Elvis'e 12 Ağustos 1992'de riaa tarafından ''tüm zamanların en büyük şarkıcısı'' unvanı verilmesiyle sonuçlanır. 149 adet kadar Elvis şarkısı Amerika’da Billboard Hot 100 Pop Chart’ta çıkmıştır. Bunların, 114 adedi top 40’ta, 40 adedi top 10’da ve 18 adedi de bir numaraya çıkmıştır. Elvis Presley şarkıları bir numarada toplam 80 hafta geçirmiştir. Ayrıca listelere çıkmış 90 adet albümünün 10 adedi de listelerde bir numaraya ulaşmıştır. Bu rakamlar sadece Amerika’daki pop listeleri içindir. Sadece pop da değil, Amerika’daki Country, R&B ve Gospel müzik listelerinde de en önde gelen şarkıcıydı ve Elvis şarkılarının diğer ülkelerdeki müzik listelerindeki başarısı da inanılmazdı.
- ''elvis çıktı söyledi şartlar sağolsun kralda oluverdi zencilerin müziğiyle'' ''jackson'ın şartları zordu çünkü yıkması gereken tabuları çoktu. elvisinse yıkması gereken bişey yoktu.''
yemin ederim salak gerizekalı bu çocuk. elvis'in ilk dönemlerinde çektiği zorlukları bugüne değin tek bir şarkıcı bile çekmemiştir. daha derin bilgi sahibi olmak isteyen ''The Century'' belgeselini izleyerek zencilere 20. yüzyılda her anlamda özgürlüklerini veren iki büyük kültürel ikonun martin Luther King ve elvis presley olduğunu görürler. Elvis zenciler ve beyazları notalarla birleştirmiş ilk insandır; ve bunun bedelini çok ağır ödemiştir. Birçok eyalette hakkında tutuklama kararı çıkarılır. Konserlerinde yahut TV'deki showlarında yapacağı en ufak müstehcen harekette mahkeme kararını uygulamak için bekleyen polisler belirir. Bir dönem TV'lerde yalnızca belden yukarısı çekilir. hayatı boyunca fbi ajanları tarafından özel olarak takip edilir ve bu belgeler ancak 90'larda gün yüzüne çıkmıştır. yani elvis'in krallığa uzanan yolu sanılandan çok daha taşlıdır. uzun dönem şeytanın müziğini yapıyor diye kilise tarafından lanetlenmiştir. velhasıl kelam elvis o gün orada o sıkıntıları beyaz bir adam olarak çekerek müziğin önünü açmıştır. ve bunları tamamen sıfırdan gelerek başarmıştır. müziği ırklara ayıran bazı dengesizlerin tabiriyle ''zenci müziğin'' en büyük isimlerinden little richard elvis hakkında: ''O bir birleştiriciydi. O Tanrı'nın bir lütfuydu. Onlar bizim müziğimize izin vermezken o geldi ve bize bir kapı açtı.'' demiştir. elvis, ırkçılığa karşı 20. yüzyılın en güçlü figürlerinden muhammed ali'nin en yakın dostlarından birisidir. çok yakın olduklarını bilenler bilir. ya da eddie murphy'nin ''bir odada elvis varsa herkes ona bakar. madonna, michael jackson ya da başka herhangi birinin olmasının bir önemi yoktur.'' sözünü de bilirsiniz. kaldı ki eddie mj'nin çok yakın dostlarındandır.
- ''mj dunya iyiligi icin bir suru yardimda bulunmustur.''
Elvis’i gerçek kral yapan, müzikal kariyerinden çok, pek bilinmeyen insani yönüdür. Elvis, hayatı boyunca kazandığı 4 milyar doların (1954’ten bugüne, ABD’deki enflasyon göz önüne alındığında, bugün için neredeyse 40 milyar dolar) yarısını hayır işlerine harcamıştır. “Hediye aldıklarında veya bir problemleri halledildiğinde, insanların yüzlerinde oluşan mutluluk ifadesini görmeye bayılıyorum” diyen Elvis; müzik dünyasında kendi hayır kurumunu kurup işleten tek sanatçıdır. inanılmaz bir servetin sahibi olsa da fakir olmanın ne demek olduğunu hiç unutmamış insanlardan biridir o. Yaşamı boyunca hastanelere bağış yapmaya özen gösteren Elvis; Amerikan Kanser Birliği’ne ismini kullanma hakkı vermiş, kanserde erken teşhisin önemine dikkat çeken kampanyalara aktif olarak katılmış, kan verirken veya aşı olurken fotoğraflar çektirerek, çeşitli sağlık kampanyalarına destek vermişti. 1968’de Rolls Royce’larından birini zihinsel engelli çocuklar yararına, açık artırmayla satılmak üzere bağışlayan Elvis; 1964’te, Franklin Roosevelt’in başkanlık yatı Potomac’ı satın alarak restore ettirmiş ve St. Jude Çocuk Araştırma Hastanesi’ne bağışlamıştı. Bu yat yıllarca, ölümcül hastalığı olan çocukların son günlerini en iyi şekilde geçirmelerini sağlamak amacıyla düzenlenen gezilerde kullanıldı. Elvis’in, zor durumdaki insanlara (özellikle sağlık sorunları olanlara) hemen bir çek gönderdiği, ayrıca birçok insanın ödeyemediği borçlarını ödediği ya da ipoteklerini kaldırdığı da biliniyor. Ama Elvis Presley işlerinin çoğunu gizli yaptığı için yine de Elvis’in hayır işlerine ne kadar para harcadığı tam olarak bilinemiyor. Günümüzde Elvis Presley Charitible Foundation (Elvis Presley Hayır Kurumu), sanki Elvis yaşıyormuş gibi işletiliyor ve gelirin yarısına yakını, bu hayır kurumu aracılığıyla dağıtılıyor. Elvis’in bugün de işleyen en önemli hayır etkinliği “Presley Place” adını taşıyor. Bu projeyle fakir ailelere bir yıl süre ile durumlarını düzeltebilmek için ücretsiz daire tahsis ediliyor, ebeveynlere ücretsiz meslek kursları düzenleniyor ve düzenli bir iş bulmalarına yardımcı olunuyor. Bu süre içerisinde çocukların tüm eğitim, sağlık ve beslenme masrafları karşılanıyor. Proje ayrıca eşlere ücretsiz evlilik danışmanlığı hizmeti verilmesini sağlıyor. Böylece çiftler arasındaki anlaşmazlıkların çözümlenmesine ve çocuklara daha sağlıklı bir ortamda büyüme şansı tanınmasına çalışılıyor. Ayrıca “Elvis Presley Endowed Scholarship” adlı bursla, Memphis Üniversitesi iletişim ve Güzel Sanatlar fakültelerinde öğrenim gören öğrencilere eğitim yardımı sağlanıyor… Elvis’in insani yönü, genlerin kuşaklara aktarıldığının bir kanıtı gibi kızına da geçti. Elvis ve Priscilla Presley çiftinin tek çocuğu olan Lisa Marie’yi milyonlarca dolarlık serveti olmasına karşın, Mr. Chippy Van isimli bir kamyonun arkasında parası olanlara sandviç sattığını, olmayanlara ise bedava dağıttığını görmeleri Elvis Presley’in insani yönünü bilmeyenler için tuhaf olsa gerek. Elvis Presley’in yarattığı efsane, müziğe ve toplumsal yaşama yaptığı etkiler, hiç ölmemiş gibi artarak devam ediyor.
Fazla söze gerek yok. Tüm zamanların en büyük şarkıcısı. Ölümünün üzerinden geçen 40 yıla rağmen hala 1 numara. Hala Kral. Aslına bakarsanız; tek kral.
King creole gibi aşırı keskin kıvrımları yüzünden söylemesi çok zor bir şarkıyı ustaca icra etmiştir. diğer yabancı coverları da mükemmeldir. haddizatında rock'n roll'un ülkemizdeki tek gerçek temsilcisidir.