Tam duş almış, duştan sonra parfümü havaya fıslatıp o parfüm zerreciklerine havada sarılarak vücudumla parfümün ahenkle birleşmesiyle mest olmuş bir şekilde bornozumu giyip uzanmış kendimi koklarken karşılaştığım ve beni derinden üzen bir iddia.
Soğuk kış günlerinde mutfak tezgahı ile temasın minimum düzeyde tutulması gerekir.
Tezgahın o bıçak gibi kesen soğukluğunun tenle teması halinde cinsiyet farketmeksizin ağızdan: "skerim fantezisini de sevişmesini de" tarzı sözler duyulabilir.
Vakti zamanında zall ın cıp cıp şıp şıp mesajlaşıp da doğru düzgün entry girmeyenlere sinirlenerek sarf ettiği söz.
Her ay maaş niye yatmadı demeyi biliyorsunuz Kaytarmadan entry de gireceksiniz tabii ki!
Fala inanmayan ama falsız da kalmayan( en azından kendisi öyle söyleyen) gözleri telve karası bir manitanız vardır. Kahve falından nefret ediyorsunuzdur ama Her kahve içişinizde kahve falı baktıralım aşkoom dediğinden onu çok iyi fal baktığınıza inandırırsınız.
Bir gün yine kahve içmiş otururken fal bakmanız konusunda salık verilir. Mecburen fincanı sıkarak tabii ki bakarım canım benim ( içinizden: gelmişine geçmişine üç vakte kadar kısmet görmeyeyim) dersiniz.
Fincanı elinize alıp biraz okşadıktan sonra iyilikler, güzellikler görür aklınıza geleni uydurursunuz.
Üç vakte kadar evlilik, gelinlik falan görmeniz bekleniyordur ama hazır değilsinizdir. Ne kadar " aa gelinlik mi o?" , " aa nikah salonu mu, aa at mı murat mı?" dense de " siz " yoo sen yanlış bakıyorsun ben üç vakte kadar öbüşme falan görüyorum dersiniz ve siz daha hafiften sırıtırken kız çantasını almış ve uzaklaşmıştır.
O giderken neyse ki kahvesinin yanında gelen çakıl taşı çikolataları yememiş diye sevinir ve hepsini mutlulukla yersiniz.
Çok ayıp ediyor ben Bunun taa mina koyayım tüttürgeci. iki üç hafta oldu içmiyordum. Tekrar bir iki tane içtim boş anıma denk geldi. Şimdi aklımdan çıkmıyor.
Yağmur yağıyor elinde kahven ve arka tonda ufaktan hüzünlü bir şarkı. Şu durumda içmeden durma imkanım yok gibi geliyor.
Tabii ki bıraktığım kısacık süreçte gerek halı saha maçlarında iki kat koşmak gerek rahat uyuyup uyanmak falan filan bir sürü artısı oldu.
Psikolojik savaş veriyorum şimdi.
Hiç dışarı çıkma havanızda değilsinizdir oturmuş aslan belgeseli izliyorsunuzdur. Sevgiliniz arayıp " çok sıkıldım biraz dolaşalım mı?" diye sorar. Yok diyemez ve mecburen ivedi bir şekilde yanına gidersiniz. Olacak gibi değildir. Tek yaptığınız avmlerde gezmek, bol kredi kartlı alışverişler yapmaktır.
Bu işlerden sıkılıp bir köşede kendi kendinize mırıldanmaya başlarsınız. Mırıldandığınız şey; aklınıza nerden geldiğini bilmediğiniz bilinç altınızda yeşermiş ve tam o an filizleniyor olan "hadi bize gidelim yar" şeysidir. Bundan çok etkilenen ve neden etkilendiği de pek anlaşılmayan sevgili: " olur gidelim daha önce tezgah üzerinde hiç sevişmedim biliyor musun der." o anda iptal olmuşsunuzdur.
Eve ışık hızıyla gidersiniz. Bir hevesle mutfağa geçer ve soyunursunuz. Tam sevgiliyi kucaklayıp mutfak tezgahına bıraktığınız anda bir ciyaklama ile birlikte çatttt diye bir ses çıkar. Ne oluyor vayy ben kendi elimi ayağımı skeyim dersiniz ama boşa.
Sevgilinin tenine değen buz gibi mutfak tezgahı onun çekirge gibi zıplamasına neden olmuş ve bu zıplamayı takiben sevgili kafasını mutfak dolabına sertçe çarpmıştır. Kafasını tutup geçmiş ve geleceğinize söven sevgiliye sakin olmasını söylersiniz ama dinleyen kim. sevgili bir daha onu aramamanız konusunda sizi sert bir dille uyardıktan sonra kapıyı çarpar ve gider.
Sevimli bir kız arkadaşınız vardır. Bir gün buluşur beraber starbucks a gidersiniz. Sevgiliniz makiyatosunu içerken siz oralet yok mu bu kodumun yerinde diye ufak taşkınlıklar çıkarır en sonunda amacınıza ulaşırsınız. Kız arkadaşınız tamam hadi senin eve geçelim de oralet içelim der. Sevinçten uça uça eve gidersiniz. Sohbet muhabbet pek yürümez laf lafı pek açmaz çünkü aklınız başka yerlerdedir. Kızı yatak odasına geçmeye ikna edersiniz. Yatağa oturup konuşurken birden aklınıza minik bir yaramazlık olarak yastık savaşı gelir. Sonuçta herkesin eğlenerek yaptığı bir şeydir bu yapmazsanız olmaz. Yastığa uzanıp şöyle destekli bi tane sevimli sevgilinin kafasına indirirsiniz. Kız bayılmıştır. Noluyor ulan bu böyle olmuyordu diye içinize haykırırsınız ama boşa. Orgazm oluyormuşçasına dizleriniz titrer kıpırdayamazsınız.
Evet sonunda ne bok yediğinizin farkına varırsınız. Savaşmaya çalıştığınız yastık anneannenizin size hediyesi olan, içerisne yünleri ilahi bir kuvvetle sıkıştırdığı yün yastıktır.
Acaip imrendiğim durum. Tamam benim de memelerim mevcut ama kendime bile faydası yok.
Ama kadınların öyle mi? Bırak kendilerini bazılarının memintoları tüm insanlığın faydasına olabiliyor.
Düşününce bile çok güzel; iki iri ve diri meme... Ben de olsa canım sıkılınca bile çıkarıp masaya bırakır dertleşirim.
Doğru tespittir. Geçen gün kendimi sözlükte unutmuşum bir baktım biri kulağımı emüklüyor.
Ne oluyor minakoyim diye bağırıp iffetimi korumak için davranacaktım ki bir başkası " davranma yalarım!" dedi. Yiyişmeler oluyor durduramıyoruz.