vpmarcenko
101 (çalışkan)
onuncu nesil yazar 2 takipçi 8.70 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    vpmarcenko

    2.
  1. akp'li değil, aksine milli görüş çizgisi üzerinde ilerlemeye çalışan başörtülü bir yazar. ilk kapandığı sıralarda yaşadıklarını, şu anki milletvekillerinde de gören, bu yüzden düşüncesini ortaya koyan, örtündükten sonraki 1-2 senede örtünün oturacağını bilen yazar. kadınların giyimine kuşamına karışılmaması gerektiği, ister örtülü olsun ister olmasın kimsenin dil uzatmaması gerektiğini söylediği için akp'li feyk yaftası yiyen yazar. "erkek hegemonyası" kavramına öncelerde saçma diyen, ama yavaş yavaş gerçek olduğunu gördüğü için eski görüşünden utanan yazar. 6.nesilken hesabını silip, yeni bir hesapla yazmaya başladığı ve sadece 10.nesil diye yafta yiyen; sanırım cinsiyetini belirttiği için daha başka ne yaftalar yiyecek yazar.
    2 ...
  2. meclise türban dar etek kombinasyonuyla girmek

    6.
  3. örtüneli birkaç gün bile olmamış, nasıl giyinmesi gerektiğini bilmeyen ancak bilse bile şu an nefsine ağır geldiği için yavaş yavaş giyimini düzeltecek olan milletvekilinin yaptığıdır. insanların 2-3 ay yaptıkları şeyler bile alışkanlıkları oluyor, 30-40 senedir başı örtülü olmadan, dar-bol kavramını bilmeden giyinmişlerse bunu düzeltmek biraz zaman alır doğal olarak. başörtüsü siyasi bir simge değildir, ancak dini bir simgedir. " allah'ın bana emrettiğini yapan, müslüman bir kadınım" anlamı taşır. erkeklerin bunu "ne var ya, kapandıysa tam kapanacak arkadaş öyle alışmaymış olmaz" diyerek tepki göstermesi saçmadır, kadınların halet-i ruhiyesini anlamadıklarını gösterir. gerek başörtülü olsun gerek olmasın, erkeklerin kadınların giyimine kuşamına, nasıl oturup kalkmasına hele de bilgisayar üzerinden karar vermeleri ülkede bir ton sorun varken, asıl bunların tartışılması gerekiyorken çok manidardır.
    3 ...
  4. mavi geçti

    1.
  5. bazı dizeleri bana bülent ortaçgil'in eylül akşamı şarkısını, özellikle "Ayın karpuz dilimi gibi batışını izlemişizdir deniz kıyısında." kısmını hatırlatan, aşk şiirleri antolojisi kitabında kendine yer bulmuş haydar ergülen şiiri.

    Öyle bir yazdı ki
    Sanki gökyüzünde oturuyorduk

    Seni öpmek gökyüzünü öpmek gibi,
    Mavi bir şeydi.

    Gençlik öyle bir yazdır ki
    Ne yurt ne ev ne oda,
    Yalnızca gökyüzü
    Yeter insana.

    Biz seninle gökyüzünde
    Çok oturduk.
    Gençliğimiz,
    Çok mavi geçti… çok!
    3 ...
  6. domates

    174.
  7. Kilosu ankara'da 5.5-6 tl'ye kadar cikmis, pek ozlenen pek sevilen sebze. Onsuz peynir ekmegin tadi yok, salatanin boynu bukuk, makarna desen ic guveysinden hallice.
    3 ...
  8. kara çarşaf giyen kızlarımızla dalga geçen mal

    3.
  9. en azından cahilliğinden dalga geçen bir arkadaştır. kendilerini daha rahat hissettikleri için kadınların giydiği çarşafa "kara" çarşaf diyen sözde özgürlük savunucularından daha haklıdır, en azından bilmiyordur öğrenir.
    3 ...
  10. adam

    86.
  11. haydar ergülen şiiri. sordurtur insana, "benim böyle nem var" diye.

    O şehre davrandığın gibi davran bana da
    O şehre gittiğin gibi bana da git uçarak
    bana da in, bana da kon ve el salla geride
    bıraktığına: Elveda benim küçük adamım!
    ufacıktan bir şehri nasıl adam ettinse,
    Sevdinse adam gibi, beni de o şehir gibi
    sev! Korkma sakın, adam etmez aşk beni,
    geç benden, benim de köprülerim var,
    aşkı seyret oradan, dalgın günüm geçiyor,
    benim de gecelerim var, danset, eteklerin
    fırdönsün, sen bana dön, bana eşlik et,
    benim de sabahlarım var, uyanmaya ne saat,
    ne telefon, ne kapı: bisikletin zilini
    dizlerini kanatan bir deli kız çalsın yeter ki!
    Benim de parklarım var, uzanıver salkımsaçak
    üstüme, dalımdan tut, benim de yapraklarım var
    güneşli gövdene müjde eli kulağında bahar,
    benim de şiirlerim var, aşk konulu, senin
    o şehri sevmene benziyor, seni sevmeye
    benziyor adamakıllı serserin olana kadar

    Bir şehri kıskanıyorum, benim böyle neyim var?
    5 ...
  12. haydar ergülen

    59.
  13. nefes, can, mavi ve nar'ı; -aradıklarımı- sinop'un kayıp yapboz parçalarını dizelerinde bulduğum; şiirlerinde denizi, deniz kokusunu, fırtınayı ve onun yanındaki kızıl'ı, acemoğlu'nu getiren, en hafif tabirle şair, "nazan'ın nunları"ndan.
    10 ...
  14. unutulmuş bir yaz için

    1.
  15. "nazan'ın nunları"ndan; kalemi, kendi kadar naif haydar ergülen'in nefis bir şiiri.

    anımsa bizim unutulmuş bir yazımız vardı
    kıyısından çocukların dokunarak geçtiği
    yaz kirli denizlerin körfezine çekildi
    biten o yaz mıydı düşün istersen
    bir taşra melankolisine kaptır kendini
    -şimdi anımsanması gereken birşeyler vardır
    bir çığlık kadar sessizlik de anımsanır
    hoyrat sevinçlerle sularında yüzülen
    olağan duygularla yüreği örten
    bir aştan geriye suskunluk kalır-

    yazdan ne kaldı sana yazdan ne kaldı
    birkaç dize ölü ozanların gezindiği
    kimsesiz romanlara sığınan yürek ağrısı
    denizle aranızda ortak dil gibi
    usulca çoğalan yaz kederleri
    -her zaman paylaşılan duygular vardır
    yeri gelince ölümler de paylaşılır
    bölüşmek bir ölümü dostluğu ve şiiri
    benzemez beyaz evlerden mavi sulara
    aynı pencereden iki yabancı gibi bakmaya-

    yaz bitti mi diye sorma yaz çoktan bitti
    yedeğinde karartılmış sevgiler taşıyarak
    nasıl özlendiğine tutkunlar gibi şaşarak
    korkarak geldiği yollardan geri dönmeye
    sıradan geçen bir yazın yanına gitti
    -bir aşkta sıradan yazlara da yer vardır
    sıradan bir aşkın sözlüğü gittikçe daralır
    artık ne fısıltı gibi ilk ürpertiler
    ne geceyarısının büyülü güzelliği
    ayrılıklar gelir kapımıza dayanır-

    incelik gibi bu şiiri bıraktı yaz giderayak
    bir ozan olsam bana sorulmaz derdim
    sorulsa da o yazdan inceliğin hesabı
    yazık ödenmemiş bir borç gibi karşımda
    uçucu bir yazdan kalanların toplamı
    -de ki o umutsuz duruşunun ardında
    kendinden bile sakladığı yaraları
    gün gelir onulmaz özlemler gibi
    ıslıkla söylenen bir aşk türküsü olur
    unutulmuş yazın kırgın yolcusu
    sevdalı yüreğini kıyıya vurur.
    10 ...
  16. nurullah genç

    48.
  17. "Oysa hep ışıl ışıl, hep rengarenk göründün bulutların ardında; anlayamadım. Yeşil sadece zehir dumanlı gözlerinde, özlem sadece tûfan." dizelerinin sahibi, "masum değiliz hiçbirimiz"i dizeleriyle beynime kazıyan, temmuz 2013 şairi, münzevî.
    19 ...
  18. sarajevo ljubavi moja

    4.
  19. Zajedno smo rasli grade ja i ti,
    isto plavo nebo poklonilo nam stih,
    ispod Trebevica sanjali smo sne,
    ko ce brze rasti ko ce ljepsi biti.
    Ti si bio velik a rodio se ja
    s Igmana uz osmijeh slao si mi san
    djecak koji raste zavolio te tad
    ostao je ovde vezan za svoj grad.

    Bilo gdje da krenem o tebi sanjam
    putevi me svi tebi vode,
    cekam s nekom ceznjom na svijetla tvoja
    Sarajevo ljubavi moja,

    Pjesme svoje imas i ja ih pjevam
    zelim da ti kazem sta sanjam
    radosti su moje i sreca tvoja
    Sarajevo ljubavi moja.

    Kada prodju zime i dodje lijepi maj
    djevojke su ljepse ljubavi im daj
    setaliste tamno uzdasima zri
    neke oci plave neke rijeci njezne.

    Sad je djecak covjek i zima pokri brijeg
    park i kosa bijeli al otici ce snijeg
    proljece i mladost ispunice tad
    Sarajevo moje jedini moj grad
    2 ...
  20. çığlık çığlığa

    18.
  21. bülent ortaçgil'in olsa da, asıl lezzeti birsen tezer'in ve redd'in yorumundan aldığım şarkı. özellikle,
    "karşılıksızlığım dengeleşti, günler değişti sana dönüştü." kısmı bana ümit yaşar'ın ayten'ini hatırlatır nedensizce. "Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz, Günlerden Aytenertesidir"
    1 ...
  22. ben bu yazıyı sana yazdım

    18652.
  23. "Minik sevgilim, sanki yıllardır buradaymış gibi, işte doğuyor güneş." Ayrı güneşlerimiz olsa da, bak doğuyorlar yine de. Ayrı dünya klişesine takılsak da; here comes the sun, dıt dırırı..
    1 ...
  24. mimoza sürgünü

    1.
  25. "rüya kızı" nazan hoca'nın* deneme türündeki yeni kitabı.

    "Tamam, estetize ediyorum, idealleştiriyorum biliyorum. Düpedüz yazıyorum. Romantik olduğum da bir yafta gibi boynuma asılı. Ama ben gördüğümü söylüyorum. Neticede şu yazdıklarımda ben hem mecazlı hem de gerçekçiyim. Yani düpedüz kinayeliyim. Eğer öyle değilse ya ben hayal görmüşümdür ya bana hülya anlatmışlardı.

    Nazan Bekiroğlu’ndan yıllarca okunacak bir deneme kitabı Mimoza Sürgünü. Bir mimoza ağacının altında insanın içine ve dışına doğru bir yolculuk bu. Kördüğümleri çözmekte üstüne olmayan ama basit bir fiyongun ucunu çekemeyen, yüce dağları aşıp da tatlı bir yamaç yolunda sendeleyen bir kalbin gücünün ve kırılganlığının iç dökümü. Aşkın ve metafiziğin, yıllarca biriktirilen hatıraların, yaratılmış her şeyle kurulan incelikli ilişkilerin izleriyle dilin büyüsünün iç içe geçtiği denemeler Mimoza Sürgünü’nde."
    0 ...
  26. sarajevo ljubavi moja

    3.
  27. baba tarafından italyan, anne tarafından boşnak olan kemal monteno'nun pek içli sevdalinkası, "saraybosna, sevgilim benim." bosna'ya tek yönlü bilet alıp, birkaç parça eşya ve az bir parayla hemen bu gece, o güzel beldeye yolculuğa çıkma isteği doğuruyor içimde. "bazı mavi gözler, bazı hassas kelimeler."
    0 ...
  28. beni böyle sev

    168.
  29. Yeni sezonu baslamis, ilk bolumu dun aksam yayinlanmis biricik dizi. leyla ile mecnun da kaldirilinca, bu dizinin yolunu daha cok gozler olduk valla. uzun sureden sonra, koskoca bir yazdan sonra boylesi bir bolum cok iyi geldi ruhuma ve kalbime, ozlemisim. biyikli omer, sakalli nezih ve hamile aysem'e alissak iyi olacak sanirim. Seda'yi daha iyi anlar oldum, hatta hayatimda ilk kez duygulandim baya baya, bankta oturma sahnesinde. Hayatta yalniz ve tek basina, sevgiyi tatmamis ve bir gun karsisina ona deger veren biri cikinca afallayan ve butun sevgidini ona veren insanlarin halet-i ruhiyesini o sahnede seda'nin gozlerinde gormek mumkundu. neymis, buyuk lokma ye buyuk laf konusma'ymis. sen 1.sezon sevmiyorum dersen, al iste sana oyle bir seda gosteririm ki kendini gorursun, aglarsin'mis, gelecekte sen de boyle olacaksin'mis. bu depresif gunlerde dizimizin yeni bolumu ne iyi gelmis'mis.
    3 ...
  30. tipitip

    41.
  31. bugun markette "tipitip tekrar aramizda" standiyla gordugum efsane sakiz. first sakiz satin almis sanirim, tek tek degil de 10'lu dikdortgen ambalaji vardi. tadinin degisip degismedigini anlayamadim ama kokusu hala ayni. ama dun de, bugun de "bir minti degil."
    0 ...
  32. roman kahramanı

    16.
  33. bize elini tutabildiklerimizden daha yakin olan, bosluklari dolduran, can acitan, kalp kiran, aglatan, saydiranlar, hayali olmaktan ote gercek olanlar. hattat, mezarlik bekcisi, su perisi suada, can'im mehisti, yakici azam, yanici sofya. ama sofya, ille de sofya. "kahraman olmak lazim, illa ki."
    0 ...
  34. hurma ağacı

    4.
  35. dallarindan gunlerce, aylarca bazen mevsimlerce kelimelerin dokulmesini bekledigimiz, dokulenlerle idare ettigimiz. ama insan oldugumuzdan yetinmedigimiz, hep daha fazlasini istedigimiz, bazen uzakta, bazen de cok yakinda, ruhumuzda hissettigimiz bir agac.
    0 ...
  36. ağaç

    27.
  37. Ilk duyuldugunda ya da okundugunda garip gelen, ancak anlamini ogrendiginizde "meger o yuzden agac, o tas.. anladim." dedirten "bir garip" orhan veli siiri.
    0 ...
  38. tang

    10.
  39. gece gece aklima gelen, cocuklugumun icecegi. reklamlarlardaki gibi anneye surahiyle bir litre yaptirip, okula gitmeden once hepsini icecegim gunu hayal ederdim. Seftalisi en guzeliydi, market-bakkallarda en cabuk satilan da oydu. yasaklanmis meger. ne guzel icecegimizdin sen tang.
    4 ...
  40. elma

    204.
  41. uykusuzluğa bire bir olan meyveymiş.
    0 ...
  42. üç

    24.
  43. sırf deniz özbey'in "şişelerin dibinde" demesini duymak için bile tekrar tekrar dinlenilen, akustik haliyle stüdyo halinin arasında dağlar kadar fark olan, 4 ve 5'ten önceki gripin şarkısı.
    0 ...
  44. ben bir rüya kızıyım

    1.
  45. Nurullah Genc'in "yuruyelim seninle istanbul'da" adli kitabinda bulunan, hattat'i, mor murekkep'i, yakub ve yusuf'u, mezarlik bekcisini, kayip padisah'i, kisaca nazan'i anlattigi, bilenin yuzunde tebessume yol acan, kanimca yagmur'dan sonraki en guzel siiri.

    ben bir rüya kızıyım geçerim kalbinizden
    lâle kanı damlatır saçlarım yeryüzüne
    göz yaşlarım yûsuf’tur kuyusunda ömrümün
    kervan bir seher vakti gül alınca denizden
    züleyha bir kölenin gönlünde hazân olur
    saray ki, yenilgidir utancın toprağında
    sevdası yüzyılların ardında nâzân olur

    rüya ölür; ben bilmem ölümün rengi nedir
    kalemlerin ucunda damıtırım ruhumu
    mezarlık bekçileri tutunur düşlerime
    avuçları bembeyaz, bıyıkları incedir
    yalnızlık, içlerinde âteş-i suzân olur
    aynasında mâsiva görününce ansızın
    her damlası bir gönül titretir, nâzân olur

    ben bir rüya kızıyım, ağlatırım kuşları
    gecenin ıstırabı çoğalır tüylerinde
    işâret parmağımdan “mor mürekkep” yayılır
    elif okur, nûn yazar içimin nakkaşları
    hayal yurdunda leylâ külbe-i ahzân olur
    yıkanır nil nehrinin sularında sevgiler
    çöllerde hasbahçeye dönüşür, nâzân olur

    bir kurt nasıl çekerse içini kuytularda
    çöllerde bir rüyayı nasıl ararsa hüzün
    her masal bir armağan getirir ötelerden
    kandil yüzlü periler yürüyünce sularda
    “kayıp padişah”ların tahtında mizân olur
    kum saat, maviyi sızdırır gökyüzüne
    aşkın şahdamarında birikip nâzân olur

    ben bir rüya kızıyım, şehrâyindir gözlerim
    bir yâkub hasretiyle eritir tenhâları
    nerdesin ey sonsuza gidenlerin baharı
    alev üstünde yürür, mâverâyı özlerim
    canda açan karanfil tende su-i zân olur
    bakarım en vefalı burcundan ayrılığın
    derde düşünce şâir, efsane nâzân olur
    1 ...
  46. nurullah genç

    47.
  47. "Nazan'in nunlari"ndan, "ruya kizinin divanesi, cancagizi, can'i", rahmet sairi. ayrica butun siirlerini topladigi mahrem ve munzevi adli bir kitabi vardir, kendi cektigi fotograflarini da barindiran.
    1 ...
  48. gecenin tek şarkılık özeti

    6663.
  49. rise

    12.
  50. Irlandali the frames grubunun gunesin yeni yeni "dogdugu" zamanlarda dinlenildiginde keman sesiyle insani buyuledigi, pek hos bir sarkisi. "Together we'll rise.." again.

    Breathing in the night
    There's nothing else I'm needing now
    The wind is at my side
    And so are you
    And together we will rise

    Above all these word and promises we couldn't keep
    Together we will fly above it all
    But sometimes we will fall
    From the light
    But it shines on us tonight
    And together we will rise
    And together we will rise

    And surely it's a sign now,
    That everything's in tune to some kind of higher plan
    Surely it's a sign
    That you were right
    And there's the secret line
    That we've been denied
    But we're crossing it tonight
    And together we will rise
    And together we will rise

    Sometimes we will fall
    From the light
    But it shines on us tonight
    And together we will rise

    Pass this line
    That we're crossing here tonight
    But together we will rise
    And together we will rise
    We will rise, we will rise
    0 ...
  51. tuhaf

    26.
  52. Bir parça realizmin karşı tarafa hissettirdiği ve isminizin önüne gelen sıfat. mış. masalların olmadığını, aslında pamuk prenses'in ormanda cücelerle yatıp kalkan bir aşüfte, küçük prens'in umut tüccarı, pollyanna'nın romantizm akımının önde gelen ismi, "g*tune tekme atsınlar, sen de 'muhteşem kaç gündür tekmeye hasretti' de" felsefesini hayatında uygulamış feylezof, rapunzel'in kaleye erkek atan, aklı fikri prens ve saçları olan bir gerizekalı, uyuyan güzel'in işine gelmeyince uyuma taklidi yapan babannem olduğunu belirtmek hala masallar aleminde yaşayan insanın halet-i ruhiyesini değiştirebiliyor ve inkara yol açabiliyormuş. Küçük prens'teki gülü arayan arkadaşın, can'ım dediği öteki insanın adının gülle başlıyor olması ne tuha.. Hal böyleyken ben tuhafim, sen değilsin; öyle mi sevgilim?
    0 ...
  53. so so

    5.
  54. gecenin şiiri

    156.
  55. ayrılık diye bir şey yok.
    bu bizim yalanımız.
    sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
    şimdi neredesin? ne yapıyorsun?

    güneş çoktan doğdu.
    uyanmış olmalısın.
    saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?
    öyleyse ayrılmadık.
    sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.

    zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum.
    önce beklemekten.
    ömür boyunca ya bekliyor ya bekletiyor insan.
    ikisi de kötü, ikisi de hazin tarafı yaşantımızın.

    bir çocuğun önce doğmasını bekliyorlar,
    sonra yürümesini, konuşmasını, büyümesini...
    zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasını,
    kanunlara saygı göstermesini,
    insanları sevmesini, aldanmasını, aldatmasını bekliyorlar.

    ve sonra ölümü bekleniyor insanoğlunun.
    ya o? ya o?
    insanlardan dostluk bekliyor, sevgilisinden sadakat,
    çocuklarından saygı ve bir parça huzur bekliyor,
    saadet bekliyor yaşamaktan.

    zaman ilerliyor, bir gün o da ölümü bekliyor artık.
    aradıklarının çoğunu bulamamış,
    beklediklerinin çoğu gelmemiş bir insan olarak
    göçüp gidiyor bu dünyadan.

    işte yaşamak maceramız bu.
    yaşarken beklemek, beklerken yaşamak
    ve yaşayıp beklerken ölmek!

    özleme bir diyeceğim yok.
    o kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
    o nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
    o tek güzel yönü bekleyişlerimizin.

    insanlığımız özleyişlerimizle alımlı,
    yaşantımız özlemlerle güzel.
    özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.
    bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.
    bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.

    verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
    seni özlediğim içindir.
    beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
    seni özlediğim içindir.
    yaşıyorsam; içimde umut varsa,
    yine seni özlediğim içindir.

    seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!
    3 ...
  56. gecenin şiiri

    152.
  57. Martıların gözlerinden dinledim
    istanbul'un boğazı yanmış dün gece
    Yıldızlar şahitlik etmiş, güya suçlu benmişim
    Oysa can, yemin olsun yanağımdan süzülen denize
    Ben bu şehre yüreğimi içirmedim.

    Göklerden hicran yağdı, istanbul'lu bir geceydi
    Yere düşen her damlanın yüreğinde sen vardın
    ismin dudaklarımda idamlık bilmeceydi
    Yalansa kahrolayım, sen istanbul kokardın.

    Sevda dediğin gülüm bir busedir dudağımda
    Bıçak gibi, yasak gibi, kan gibi...
    Utanır, intihar ederdi ölüm,
    Hayata rest çekip ağladığımda,
    Korkak gibi, tutsak gibi, yaşanmamış an gibi...
    Ben lal olmuş bülbülüm, sen deli gülsün bağımda
    Toprak gibi, yaprak gibi, candan özge can gibi
    Kuş uçmaz kervan geçmez dağımda,
    Kah aşkı yağan kar tanesi
    Kah Leyla tüten rüzgardın
    Zambak gibi leylak gibi,
    Sigaramda duman gibi
    Sevdiceğim, sen istanbul kokardın.

    Dayadım ondörtlüyü istanbul'un şakağına
    istediğim gül içmekti gözlerinden bir yudum
    Seni sordum gündüzlerce bu şehrin her sokağına
    Söylemedi, inat ettim gece seni uyudum.

    Ben bir sana, bir bu şehre gül dedim
    Ayla toprak şahittir, şahittir denizle gece
    Sensizken, istanbul'da bir kez olsun gülmedim
    Yıllar kapımı çaldı, ellerinde vur emri
    Yokluğun var sen yoktun, ölüm geldi ölmedim
    Ağladım yüreğimde sen, sende divane istanbul
    Aşkından hatıra dedim göz yaşımı silmedim
    Ben bir sana, bir bu şehre gül dedim
    Belki de can ben bu şehri güller için çok sevdim.

    Gözlerimden dökülen yaş denizi ıslatıyor
    Sevda kilim, hasret nakış, gönül derdi dokuyor
    Çatlayası deli yürek 'sen sen' diye atıyor
    Oy gece gözlüm oy, istanbul seni kokuyor.
    2 ...
  58. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük