edgar allan poe tarafından yazılmış muhteşem bir yapıt. vivre sa vie filminin son kısımlarında filme muhteşem bir şekilde yedirilmiştir.
Mumların ışığı şimdi, o zamana kadar karyolanın gölgesinde kalan bir köşeyi aydınlattı. Böylece o parlak ışığın içinde, evvelden farkına varmadığım bir resim gördüm. Bu resim henüz kadınlık çağına giren bir kızın portresiydi. Resme şöyle bir baktım, sonra gözlerimi kapadım. Böyle yapışımın sebebini önce kendim bile bilmiyordum. Ama gözlerim kapalı kaldığı sürece zihnimde bu sebebi araştırdım. Bu, gözlerimin beni aldatmadığına inanmak ve hayal gücümü dinginlik ve huzura kavuşturup emin bir gözle bakmak için yapılmış ani bir hareketti. Biraz sonra resme tekrar uzun uzun baktım.
Gördüğümün doğru olduğundan artık şüphe etmiyordum, edemezdim. Çünkü resmin üzerine vuran mumların ilk pırıltısı duygularımın, içine düşmekte olan rüyalı dalgınlığı gidermiş ve beni iyice sarsarak uyandırmış gibiydi. Portre, söylediğim gibi bir genç kızındı. Sullynin yaptığı resimlerdeki çok beğenilen başları andıran, teknik tabiriyle vignette tarzında yapılmış yalnız bir baştan ve omuzlardan ibaretti. Kollar, göğüs ve hatta parlak saçların sonucunda resmin fonunu oluşturan belirsiz ve koyu karanlık içinde fark olunmayacak şekilde erimişti. Çerçeve ovaldi, Arapvari, zengince yaldızlanmış ve halelenmişti. Bir sanat eseri olarak hiçbir şeye bu resimden çok değer biçilemezdi. Fakat beni böyle birdenbire sarsan ne eserin yapılış tarzı ne de çehrenin harikulade güzelliğiydi.
dark cazı sevdiren grup. gerçi fantezi cazı olsa yine dinlenir. başlığı açma şerefi bana aitmiş meğer. velhasıl, I hope you like it yani. barbara, manken olan.
gezi eylemleri dışında da akp'ye kurban gitmişlerdir. kurban olmadan kastım gözaltısıdır, gazıdır, copudur, tutuklamasıdır. günlük hayatı bu kadar şekillendirmeye çalışan bir parti aynı zamanda potansiyel kurbanlar da seçmişlerdir.
ermeni harfli türkçe bir romandır. sanılanın aksine ilk türçe roman şemseddin sami'nin taaşşuk-ı talat ve fitnat'ı değil vartan paşa'nın akabi hikayesidir. ama hitap etmiş olduğu kitlenin daha dar olması hasebiyle fazla üzerinde durulmamıştır. buna rağmen taaşşuk-ı talat ve fitnat romanıyla konu açısından paralellikler taşır.
latife tekin'in gerçeklikleri masal diliyle anlattığı, kullandığı dile bayıldığım bir roman. ursula le guin'in kitaplarının bıraktığı tada benzer. kahramanlar bilgiğimiz anlamıyla kahraman değildirler. olağanüstü özellikleri yoktur. kahramanlar dedik ya, tek bir ana kahraman da yoktur bu yüzden. herkesin konuştuğu, kendi ağzından birşeyleri anlattığı bir kitaptır. konu ise şudur: çöpten bir mahallede kendilerine ev yapmak isteyen insanların evlerinin ha babam de babam devlet tarafından yıkılmasıdır. bu yönleriyle bence alışılmışın dışında roman okumak isteyenler için hatmedilmesi gerekenlerdendir.
Yahudi olduğu gerekçesiyle faşist nazi almanyası tarafından sürgün edilmiş ve bu sebeple de 1935-46 yılları arasında istanbul Üniversitesinde ders vermiş hoca. Kendisinden önce bu okulda görev yapmış Leo Spitzer gibi o da karşılaştırmalı edebiyatın öncüsüdür ayrıca. Türkiyede Auerbach üzerine yapılmış çalışma sayısı oldukça azdır. Buna karşın "yabanın tuzlu ekmeği" adında metis yayınları tarafından çıkmış onun yazılarının derlendiği bir kitap vardır. Standford üniversitesinde bulunan Kader Konuk'un ayrıca yaptığı "east-west mimesis: Auerbach in turkey" adlı çalışma oldukça geniş bir kaynakça sunan ve dönemin beden politikaları üzerine tespitler içeren bir çalışmadır. çok yakında bu kitabın türkçesinin metis yayınevince çıkması muhtemeldir.
smooth jazzın kralı. bambaşka bir şey yaratıyor müziğinde. yer yer fusion'a kaysa da müziği bass gitarın ve davulun etkisiyle çok daha ötelere geçebiliyor.
yakın zamanda ses getirmesini beklediğim etnik/jazz müzik yapan grup. farklı üflemelilere ek olarak, ayrı ayrı ezgileri bir araya getiriyor. biraz senfonik hava taşıyor. şarkılarının da dinlenebileceği adresi de vereyim: http://www.myspace.com/didierlabbe
Jazzland Records'tan geleceğin müziğini icra eden adam. Norveçin soğuk rüzgarlarını nefesimize işleyen geceleri dinlenesi adam. electrogitarından çıkardığı sesler inanılmaz. nu-jazz, acid jazz yapan bir müzisyen olarak nitelendirilse de kalıpları aştığına inandığım bir müzik dahisi.
(bkz: droback saray)
(bkz: lost and found)
bkz ların gerisini getireceğinizi tahmin etmek güç değil(dinlerseniz *