i.melih gökçek'in yaptığı yol çalışmaları sonucunda artık bulvar olma özelliğini yitiren, yayalara, "siz de kim oluyorsunuz, ankara'nın yolları sadece arabalar için" mesajı veren, 2 kişinin yan yana yürüyemeyeceği bir hal alan ve koca bir geçide dönüştürülen, çok ama çok yazık olan yer.
asıl adı "the censor" olan "sansürcü" bir anthony neilson eseridir. naz erayda'nın yönetmenliğinde ilk olarak 2 şubat 2006'da gösterilmiştir. oyuncularının güneş berberoğlu, uğur polat ve almıla uluer'in olduğu bu tiyatro oyunu "gerçek yetişkinlere tavsiye, sert içerik" uyarısıyla sahnelenmiştir.
eğitim nedeniyle yaşanması muhtemel olan ayrılık. ayrı şehirlerde üniversite okunması ya da taraflardan birinin kariyer yapmak amacıyla yurtdışına gitmesi gibi.
"dünya" adlı şarkıları ayrılık acısı çekip de toparlanamayanlara harika gelir. yaraların sarılmasında pek yardımcı olan bu şarkıyla insan bir an için bile olsa huzur bulur. evet, dünya kesinlikle yeniden dönüyor...
megoloman olması muhtemel kişi. ayrıca bu kişiler "benim" demeyi de pek bir severler: benim evim, benim arabam, benim karım... sadece evim, arabam dese yetinemez.
"Sevmeye başlayınca birini
Kendimi yıkıp yeniden kurarım
çünkü;
Bu yeni bir aşktır
ve temeldeki yerini mutlaka alacaktır.
Dikkat!..
Yabancıların inşaat alanına girmesi tehlikeli ve yasaktır..."
dizelerinin yaratıcısı, her şiiriyle duyguları alt üst eden, şiir sevmeyeni bile şiire aşık edebilecek kadar 'kendine özgü' şair.
insanın başına gelince ne kadar doğru olduğu anlaşılan pek özlü söz. gerçekten de büyük konuşmamak, asla 'asla' dememek gerek. "ay bunu da yapar mı insan, yazıklar olsun", "ben hayatta evlenmem", "başka adam mı kalmadı aşık olacak" gibisinden laflar edip de sonra bunları fazla fazla kendisi yapan kişi pek de güzel yutuyor tükürdüğünü. aman dikkat diyorum, hayatta her şey mümkün...
türk halk müziğini elektronik müzik ile buluşturan grup. abd'li olmasına rağmen anadolu ezgilerini içine fazlasıyla sindirmiş olacak ki* grubun 'nefesliler baş müdürü' richard hamer, "divan" albümünde yer alan 'istanbul 1:26 a.m * ile "külliyat" albümünde yer alan 'ben melamet hırkasını giydim' parçalarındaki müthiş saksofon sololarını ortaya çıkarmıştır.
doğu avrupa'nın çılgın ve melankolik çingene sound'unu yansıtan, kıpır kıpır, saf, neşeli, katıksız ve eğlenceli melodilerin yer aldığı shantel albümü.
Ama sen
saklamakta ısrarlısın
sevmediğim gölgenin kuytu bir köşesini.
Sevgilim,
anla beni
seviyorum seni her şeyinle,
gözlerden ayaklara tırnaklara dek,
içinde
koruduğun tüm aydınlığınla.
Benim, o, sevgilim,
kapını çalan.
Hayalet değil, o biri değil
ki bir kez durmuştu
pencerende.
Deviririm kapıyı:
Girerim tüm yaşamına:
Gelirim yaşamaya senin ruhunda:
başa çıkamazsın benimle.
Açmalısın kapıyı kapıya,
uymalısın bana,
açmalısın gözlerini
ki araştırabileyim içlerini,
görmelisin nasıl yürüdüğümü
ağır adımlarla
beni kör gözlerle bekleyen
baştanbaşa bütün yollarda.
Korkma,
seninim ben,
ama ne yolcuyum ne dilenci
senin efendinim ben,
o beklediğinim,
ve şimdi giriyorum
yaşamına,
bir daha ayrılmamak
ve kalmak üzere,
sevgili, sevgili, sevgili.
gibi birçok harika şiirin yaratıcısı, yeryüzü coşkusu, aşk ve insan haklarının büyük şairi.
william shakespeare, "venedik taciri" adlı eserinde müziği şöyle tanımlar:
"müzikten etkilenmeyecek varlık yoktur yeryüzünde. içinde müzik olmayan, ya da tatlı seslerin uyumundan duygulanmayan insandan her türlü hainlik, dolap düzen, gaddarlık beklenir. içgüdüleri gece gibi yavandır bu insanın; duyguları erebus* kadar karanlıktır. bu tür insana güven olmaz.
beethoven, anna holtz'a, ona karşı olan her türlü aksiliğine rağmen, neden kendisiyle birlikte kalmaya devam ettiğini sorar ve anna holtz'un, "...çünkü bu bana benim doğru müziği takip ettiğimi hissettiriyor" cevabını vermesi üzerine de şu anlamlı sözleri söyler:
"müzik... havadaki titreşimler, tanrı'nın nefesidir insanın ruhuna hitap eden. müzik, tanrı'nın dilidir. biz müzisyenler tanrı'ya en yakın olan insanlarız. o'nun sesini duyarız, dudaklarını okuruz. o'nun ismini söyleyen tanrı'nın çocuğunu dünyaya getiririz. işte biz müzisyenler böyle insanlarızdır. ve böyle değilsek hiçbir şey değilizdir..."
oldukça etkileyici bir film. özellikle 9.senfoninin bir bölümünün performansının sergilendiği sahne çok etkileyici. mutlaka ama mutlaka izlenmeli...
estağfurullah yokuşu, bir istanbul masalı, şeytan ayrıntıda gizlidir ve çapkın gibi dizilerde yer alan, "barda" filminde nejat işler'in başında bulunduğu çetede 'çırak' rolünde gördüğümüz, sır çocukları'nda sergilediği performans ile 14. ankara film festivalinde * en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü alan, 1981 tunceli doğumlu başarılı oyuncu.
22 şubat 2007'de hızır tüzel'in kendisiyle yaptığı söyleşide kalbinin kırık olduğunu ve barışmamak üzere hayata küstüğünü söyleyerek içimizi acıtan değerli oyuncu. http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=213631
açık radyo'da fikret kuşkan'la birlikte hazırlayıp sundukları programda çalan müzikleri kendisi seçmiştir. ellerine sağlık demeyi bir borç biliriz. zira harika seçimler yapmıştır. az önce fikret kızılok'tan bir şarkı çalmış, fikret kuşkan da fikret kızılok'un ölümünden 1 yıl önce onun için yazdığı ama ona ulaştıramadığı sözleri paylaşarak anı daha da değerli kılmıştır.
ve yine enfes bir seçim: pinhani - ben nasıl büyük adam olucam...
(bkz: açık radyo)
(bkz: dinleyici destek projesi)
"hep birlikte açık radyo" özel yayınında an itibarıyla fikret kuşkan'ın ve nejat işler'in program yaptığı radyo. fikret kuşkan anlatıyor, nejat işler müzik dinletiyor...
çağan ırmak imzası taşıyan bu film serisinde birer saatlik on bölüm yer almaktadır. her bölümde farklı oyuncular oynamakta ve farklı bir hikaye anlatılmaktadır. yoğun iş hayatının yarattığı sıkıntılardan uzaklaşmak için şehirden uzak bir eve yerleşen ve oradaki hayaletle mücadele eden cihan'ın hikayesini anlatan, oyuncularının okan yalabık, çetin tekindor, özhan sargın ve bilge şen'in olduğu "hayal-i cihan" adlı bölüm bu akşam 21:30'da fox tv'de gösterilecektir. serinin diğer bölümlerinde, başta çağan ırmak'ın vazgeçilmezleri olan fikret kuşkan ve şerif sezer olmak üzere, yetkin dikinciler, levent üzümcü, hümeyra, cihan okan, bennu yıldırımlar gibi önemli isimler yer almaktadır.
dünya onunla daha bir yaşanılır... sen ısrarla tek yöne bakarsın ama o öyle bir şey söyler ki aslında birçok alternatifin olduğunu görürsün. zor olanı başaran ender insanlardan. olaylardan inanılmaz bir ustalıkla ders çıkarır, olumsuzluğa ve umutsuzluğa kapılmaz, yaşamın keyfini çıkarmaya devam eder. lafını çok iyi bilir ve öyle bir sokar ki gediğine kırk yıl uğraşsan çıkartamazsın. böyle zeki, böyle tatlı, böyle harika biri işte, aman nazar değmesin!!!
maskulin-feminin-neutrum ayrımı, arkadan geleceklerin habercisidir. akkusativ, dativ, nominativ, genetiv... kelimeler kullanıldığı yere göre renk değiştiriyor; bir öyle bir böyle, insanın kafası allak bullak oluyor! hele meşhur "ausnahme"ler yok mu?!... daha kuralı anlayamamışken istisnayla boğuşuyorsun bu kez de... sabır, istek ve tabi ki çok çalışmak gerek çoook...