Bir süredir Haluk Bilginer'in harikalar yarattığı programdır. Queen'i ,Bob Marley'i, Orhan Gencebay'ı, Müzeyyen Senar'ı Fuat saka'yı, Münir Nurettin Selçuk'u, MFÖ'yü birarada dinleyebileceğiniz yegane programdır. Açık radyo dinleyici destek projesi kapsamında yürütülmektedir. Daha detaylı bilgi için: http://www.acikradyo.com
hotline isimli ingilizce ders kitaplarının pasif erotik pembe dizileridir. Başrollerde Sue ve Terry vardır. Yardımcı oyuncu olarak da ecnebi yapımların olmazsa olmazı, biz hiçbir zaman ırkçı olmadık, zenciler bizim baş tacımızdır gibi popülizm dolu mesajların kurbanları olan iki zenci kamala ve casey boy gösterir. Her gençlik dizisi gibi burada da bir uyuz ve güçlü aptal tip vardır bu elemanın adı da Darren -the big guy-dır.
olay örgüsünü kısaca anlatamak gerekirse Terry, Sue ve tayfasının mahallesine taşınır. Her büyük aşkta olduğu gibi burada da kahramanlarımız birbirlerine ilk görüşte kıl olurlar ancak bir gün Terry Sue'yu Darren'in sataşmalarından kurtarır ve aralarındaki buzlar erir neden sonra kahramanlarımız yazışmaya başlarlar. Arka planda da Casey ve Kamala işi pişirmektedirler. Fakat ne acıdır ki araya kah mesafeler kah başka sarışınlar ve esmerler girer. Sue'da boş durmaz hatta lavuğun birine aşık olur. Fakat lavuğun amacı Sue'ların semtindeki bir koruluğu kesip yerine bir alışveriş merkezi dikmektir. Sue ile bu yüzden yakınlaşmıştır. Sue durumu anlayınca derbeder olur karalar bağlar saçlarını yeşile boyar ve Terry'e geri döner. Vince'ten hiç bahsetmediğimin farkındayım kendisi Sue'nin kardeşi rolünden başka bir olaya dahil olamamış mülayim bir çocuktur. ama öğrendiğime göre uncut versiyonda serinin en taş hatununu götürüyormuş..
Erken ergenlik çağlarımıza denk gelen bu hotline kitabının sayfaları Sue'nun sürekli mini şortla dolaşmasından ve serideki figuran sarışınların seçmece olmasından dolayı yatılı okulun demir gömme dolaplarında sayfaları yapış yapış olmuş bir şekilde bir neslin doğmadan ölümüne bir diğerininse fiziksel ve duygusal olgunlaşma sürecine tanıklık etmiştir. Teşekkürler Sue.. Teşekkürler Kamala.. Teşekkürler daha adını bile bilmediğim sarışın...
Donnie Darko filmi ile ilgili hep atlanılmış bir detay.. Donnie'nin okulun ana su borusunu patlatıp baskına sebep olduktan sonra okulun maskotunun kafasına geçirilmiş balta sahnesinde yerde görünen yazı.. Gretchen'in hayata dönüşü ile ilgili sorular sorduruyor insana.. Kanımca filmin kilit sahnesidir..
tom hanks'in seslendirmelerini, robert zemeckis'in yönetmenliğini yaptığı son derece gerçekçi bir animasyon film. (bkz: Noel baba) figürünü kullanarak bazen bir şeye körü körüne inanmanın gerekliği konusuna yoğunlaşır. çocuklar için çok eğlenceli bir filmdir. Büyükler için de öyle. Özellikle trenin hızlandığı sahneler sinemadaysanız bir roller coaster'a binmişçesine keyif verir.
yds sınavındaki saçma bölümlerden biridir. bu bölümlerde öğrenciler sorudaki verilen kaotik duruma karşı aşağıdaki şıklarda verilen en uygun cevabı bulup işaretlemekle ve kaosu çözmekle mesuldürler.
gerçek bir örnek verecek olursak (türkçe olarak):
düşünün ki bir yatılı okula yeni kaydoldunuz, yurda yerleşmeye gittiğinizde size ayrılan yatakta bir başkasını pervasızca uzanmış bir şekilde buluyorsunuz. yatağınızı geri alabilmek için aşağıdaki ifadelerden birini işaretleyiniz.
a)burası benim yatağım, in aşağı.
b)afedersiniz sanırım bir yankışlık olmuş, bu yatak bana ait, sizinki şurası
c)belanı aramıyorsan çabuk kalk bu yataktan.
d)sorun değil ben şurdaki mindersiz yatakta da yatabilirim rahatına bak
e)yatağımdan kalkmazsan seni babama söylerim
I've been here all the time
Has found no sign on doing right
I've always waited for the moment
That you would come through my door
But this brought loneliness so far
I lay my hand onto my heart
Is this the life I want to live
this distant dream I had of you
But this brought loneliness so far
I lay my hand onto my heart
Is this the life I want to live
this distant dream I had of you...
the dream I had of you
now I'm standing here alone
I'm waiting on my own
For something that will fill the emptiness inside
The moment that you are mine
But this is loneliness I know
I lay my hand onto my soul
Is this what life has got
So give this distant dream I had of you...
the dream I had of you
But this is loneliness I know
I lay my hand onto my soul
Is this what life has got
So give this distant dream,
the dream I had of you.
When my mother died I was very young,
And my father sold me while yet my tongue
Could scarcely cry 'weep! 'weep! 'weep! 'weep!
So your chimneys I sweep, and in soot I sleep.
There's little Tom Dacre, who cried when his head,
That curl'd like a lamb's back, was shav'd: so I said
Hush, Tom! never mind it, for when your head's bare
You know that the soot cannot spoil your white hair.
And so he was quiet, and that very night,
As Tom was a-sleeping, he had such a sight!
That thousands of sweepers, Dick, Joe, Ned, and Jack,
Were all of them lock'd up in coffins of black.
And by came an Angel who had a bright key,
And he open'd the coffins & set them all free;
Then down a green plain leaping, laughing, they run
And wash in a river, and shine in the Sun.
Then naked & white, all their bags left behind,
They rise upon clouds, and sport in the wind;
And the Angel told Tom, if he'd be a good boy,
He'd have God for his father, & never want joy.
And so Tom awoke; and we rose in the dark,
And got with our bags & our brushes to work.
Tho' the morning was cold, Tom was happy & warm;
So if all do their duty, they need not fear harm.
ikinci bölüm (experience)
little black thing among the snow,
Crying! "weep! weep!" in notes of woe!
Where are thy father and mother? Say!
They are both gone up to the church to pray.
Because I was happy upon the winter's snow,
They clothed me in the clothes of death,
And taught me to sing the notes of woe.
And because I am happy and dance and sing,
They think they have done me no injury,
And are gone to praise God and His priest and king,
Who made up a heaven of our misery.
astronomi ile ilgilenen bilim adamlarının bilimsel yöntemden kaynaklanan dar bakış açısı. üstelik bir çoğunun inandığı evrim teorisiyle çelişen bir görüş. su olmayan herhangi bir gezegende (su olan bir sürü gezegen varmış gibi oldu, ama neden olmasın belki vardır) yaşayan canlılar pekala ordaki şartlara göre yaşayabilirler. Hatta bir zamanlar su varken artık olmayan bir gezegende bile bu duruma adapte olup yaşamını sürdüren canlılar da varolabilir.
özgüvenlerini yitirenler için hayali bir rehabilitasyon merkezi projesi.
övüş kulübünün kuralları:
1.sakın övüş kulübünü övme
2.sakın övüş kulübünü pohpohlama
3.eğer övücülerden birisinin g.tü fazla kalkarsa övüş biter
4.sadece iki kişi aynı anda birbirine yalakalanabilir
5.her toplantıda bir övüşme yapılır
6.övüş övücülerin egosu tatmin olana kadar devam eder.
7.eğer övüş kulübündeki ilk geceniz ise, översiniz.
the 4400 dizisinin diziden daha güzel olan başlangıç jeneriği sıarısında duyduğumuz, hiç bitmesin istediğimiz kısacık şarkı. amanda abizaid tarafından seslendirilmektedir.
sözleri:
so long ago, another life
i can feel your heart beat
its not a dream, remember us
i can see it in your eyes
we'll find out place in time
our place in time beyond the sun
we'll find out place in time
our place in time to call our own
gündemi meşgul eden olayın yayın organlarınca ilerleme olmaksızın, kendini tekrar eder nitelikte reyting uğruna kamu oyuna yansıtılması sonucu ortaya çıkan bitkinlik durumudur. birey bir daha o olay ile ilgili tek bir harf duymak, görmek istemez.
her türlü toplu taşıma aracında görev başındadırlar. özellikle günün en yoğun saatlerinde, en yoğun hatlarda kendileriyle karşılaşırsınız. efendim bu kişilerin aslî görevi toplu taşıma aracındaki aşırı kalabalık ve ortamdaki sıcaklıktan dolayı enfaktüs geçirmek üzereyken serinelemek ve beyne giden oksijen miktarını bir nebze artırmak artırmak amacıyla can havliyle pencere veya havalandırma kapağına sarılan vatandaşların yüzüne ecdada söver bir ifadeyle baktıktan sonra hiçbir açıklama yapmadan hava gelen yeri hızlıca ve hunharca kapatmaktır ki bu hareket de sülaleye sövülmüş etkisi yapar. bunun üzerine dudakların "rosbu çocuğu" şeklinde kıpırdaması kaçınılmazdır. eşgallerini belirtmek gerekirse bu timlerin mensupları genellikle yaz sıcağında dahi uçaksavar füzesi geçirmez kalınlıkta kıyafetlerle dolaşırlar. ayaktalarsa havalandırma kapağının hemen altında kollarını açmış bir şekilde iki tutamaktan tutarlar. oturuyorlarsa havalandırma açısından en stratejik pencere kulpunun hemen yanındadırlar.
marmara üniversitesi göztepe kampüsü'nde2003 yılına kadar tüm sosyal aktivitelere ev sahipliği yapan iibf ek binasıdır. daha sonra fen edebiyat fakültesinin içine küçüklükte ibrahim üzümcü ile yarışan yeni bir konferans salonu açılmıştır.
fish that don't drown,
life in a bubble jungle,
ı wouldn't frown,
not short another chuckle,
snake in the ground,
but ı was in there for you,
now leaving town,
life in a bubble jungle.
seeing you believing,
us adhering,
we're the power struck.
believing, then kneeling,
appeasing,
the power struggle.
we're left with no arms,
right in the power struggle,
we're left with no arms,
right in the power struggle.
wearing a crown,
life in a bubble jungle,
chasing the clown,
not short another chuckle,
snake in the ground,
but i was waiting for you,
now we have found,
life in a bublble jungle.
seeing you believing
us adhering
we're the power struck.
believing then keeling,
appeasing,
the power struggle.
we're left with no arms,
right in the power struggle,
we're left with no arms,
right in the power struggle,
left with no arms,
ın the power struggle,
left with no arms,
ın the power struggle.
may ı remind you,
may ı remind you,
may ı remind you,
may ı remind you,
may ı remind you,
may ı remind you,
may ı remind you,
may ı remind you,
may ı remind you,
may ı remind you,
may ı remind you,
may ı remind you,
your life is a bubble jungle,
seeing you believing
us adhering
we're the power struck,
believing, then kneeling,
appeasing,
the power struggle,
we're left with no arms,
right in the power struggle,
we're left with no arms,
right in the power struggle,
left with no arms,
ın the power struggle,
left with no arms,
right here in the power struggle.
may i remind you kısmında 9/8 lik göbek ritmi geçer.