spike jonze'nin gözüyle charlie kaufman'ın kendi kaleminden yine kaufman'ın gazeteci susan orlean'ın bitki toplayıcısı ve üreticisi john laroche'la yaptığı ropörtajlar sonucu yazdığı the orchid thief kitabını senaryoya uyarlarken yaşadığı delirme halini izlediğimiz film. yaşanan darlanmalarla beraber film garip başka bir realiteye açılıyor, tatlı ve biraz da ürkütücü yerlere bağlanıyor, en sonunda allahım sana geliyorum diyorsunuz.
ilk önce nefis protagonistiyle sonra görseldeki bütün ince ayrıntılarla beni benden almış oyun, fakat asıl olayı ses. oyun aslında bir tür psikoz simülasyonu. insanı kendi beyniyle baş başa bırakıp baya zorluyor, oynarken olduğundan çok oynamayı bıraktıktan sonra üzerine düşünüp durdum o da ayrı bir hikaye. ninja theory, heavenly sword'dan sonra geldiği absürd duruma dair gönlümü de böyle almış oldu.
daria morgendorffer, ilk kez beavis and butthead'de göründükten sonra kendi çizgi dizisine sahip olmuş sarkastik karakter. daria'yı her izlediğimde keşke sick sad world'ü de izleyebilsem diye düşünüyorum.
görev süreci boyunca istanbul'un bokunu çıkartmayı görev bilmiştir. istifa etmiş mi ettirmişler mi orasını da anlayamadık, yerine geleceğin de bir gömlek bile iyi olmayacağını bildiğimizden sevincimiz kursağımızda kaldı.
öncelikle ufak bir kin kusmak istiyorum. o bir tane, o yaratması gereken etkiyi bile yaratamamış bir tane sahne için bize bir buçuk saat o iğrenç çizgilerle bütün karakterleri "gözlüklü mü lan o" diye düşündürmeye utanmıyor musunuz ya. kaldı ki ne yaratmak istediği etkiyi ne de başka bir şeyi yaratabildi. ne bir bulantı, ne bir bunalım gördüm. öyle başladı bitti. hadi son kırk beş dakika yine daha iyiydi de ilk kırk beş dakika tam bir mehti. bütün beklentilerim havada kaldı. hüzünlüyüm.
quantum for dummies. brian greene'in "the elegant universe: superstrings, hidden dimensions, and the quest for the ultimate theory" adlı kitabından yine greene tarafından uyarlanmış emmy ödüllü üç bölümlük belgesel. general relativity, quantum mechanics ve string theory üzerine genel bilgi sahibi olmak için birebir.
1930lar londra'sında dr. jekyll'ın torunu robert jekyll'ı odak alarak ilerleyen 10 bölümlük bir drama. dizi gayet güzel aslında. tom bateman'ın oyunculuğu da gayet iyi. lakin jekyll'ın dönüştüğü sırada tövbe estağfirullah bana bir gülme geliyor ya.
georges perec'in insanı kahreden kitabı. 2012 nisan ayında, sosi dolanoğlu'nun çevirisiyle metis yayınları tarafından yayınlanmıştır. kitap öyle güzel ki sayfaları birer birer koparıp ağzıma tıkmak, yemek istiyorum. bunun hemen ardından da kendimi burun deliklerimden içeri sokarak saklamak, kendi kendimi kaybetmek, yok etmek istiyorum. ne zaman böyle hissetsem, elbette bu mümkün olmadığı için, yatağın üstünde cenin pozisyonunda yatarken buluyorum kendimi.
ve son olarak bi ukalalık yapmak istiyorum. keşke kapağa yves tanguy'un yavaşlık günü'nü koyacağınıza salvador dali'nin uyku'sunu koysaydınız sevgili metis yayınları. işte o zaman belki bunları yazmak yerine dayanamayıp kitabı yiyor olurdum.