günümüze göre anılan elit insan için, tertemiz jilet gibi marka olduğu belli olan kıyafetler giymek, soğuk, cool bir tarzda hareket etmek. elit olmak günümüzde ancak faşist birilerinin dikkatini çekmek ve statünüzü konuşturmak demektir.
buna ihtiyaç duymak da arkada bazı eksikliklerin olduğunu işaret eder düşüncelerime göre.
bir kalbinizle konuşmak kadar sıcak değildir. superegonun baskın olduğu bir kavramdır elitlik. samimiyeti eksiktir bu yüzden.
şarkıları günün ortasında keyif verir, sesi böyle içinizdeki bir adam konuşuyormuş gibidir. radyoda şarkısını açıp yoldayken aşkla söylersiniz, size eşlik eden de varsa ne güzel.
bugünlerde bir öğrenci yurdunda erkeklere kızlar olarak kartopu savaşı yaptığımız şehir. gece 2ye kadar sürdüğü için etraftan deli gibi şikayet aldık. çok sayıdaydık ve kimse de vazgeçmedi devam ettik. donana kadar saatlerce oynadık. “sarılı kızı vurun” diye bağıran erkekleri sarılı kız ağlattı arkadaşlar. neyse, bu yılın ankaraya yağan karı yine çok güzeldi. ne sınav stresi ne dünya derdi kaldı. insanlarıyla ve paylaşımlarıyla mükemmel bir şehir.
sen gel demek istiyordur belki. camıma kartopu at sarılmak için üzerine atlayayım diyordur. çılgındır belki. sürpriz yapmak için en uygun sevgilidir koşun.
normalde iki bira ile çakır keyif olan biriyim, alkol çok tüketmiyorum. geçen tanıdığım ve çok sevdiğim üniversiteli barmen arkadaş önüme bir şeyler koydu, ben de dans ede ede içtim mutlu oldum hatta. tadı da hoşuma gitti, alkol oranı düşüktür diye düşünürken iyice içmişim. sonra hayatı 3 cm çapında bir daireden görmeye başladım. mekandan bir süreliğine çıkarılmışız ben kendime geleyim diye, ankara soğuğunda kalmışım falan filan. hiçbir şey olmamış. ertesi gün arkadaşlarımla konuştuk içtiklerimi hatırlayınca anlattım bana bu ismi verdiler. meğer etkisi efsaneymiş. bilinçsizce sormadan verileni içmeyin en yakın arkadaşınız da olsa. ama seninle tanıştığıma mutlu oldum jagermeister, artık özel gün arkadaşımsın.
hep en lezzetli şeyler düşünülür. kuyruk yağı ile et, pastırmalı kaşarlı tost, patates kızartması, soslu döner. normalde sebze aşığıyım akşam yemeğinde kahvaltıda hep böyle canım sağlıklı şeyler çeker. ama gece, sanırım id kısmı daha ağır geliyor. en haz aldıran şeyleri düşündürtüyor yağlı baharatlı bol soslu falan. ben bunu bir araştırayım.
tüm erkekleri tecrübe etmek gerekmez. çevrenizdeki kız arkadaşlarınızın cinsellik hayatlarında ne olduğunu bilmeniz de yardımcı olur. kadını inciterek yapılacak bir şey değildir bu öğrenin artık bunu. sevişmek her şeyden önce o kadını sevmek demektir. onu bütünüyle, her şeyiyle severek başlayın şu cinsel dünyanıza. asıl zevk kendi organında duyduğun değil, karşılıklı paylaştığın duygular ve zevkler. sadece senin tatmin olman önemli değil yani. hem sevgide hem tende doyur onu, seven bir erkeksen. sevmiyorsan hiçbiri olmaz iyi de sevişemezsin porno starı olabilirsin en fazla. ondan dolayı da çöpsün.
senin içerde çişinin bitmesini bile bekliyor ya. rujunu sürerken seni izliyor. yaşadığın duyguları gözlerinden anlıyor. üşüdüğünde ısıtıyor güçlü vücuduyla. arada kaslarına dokunup kıkır kıkır gülebiliyorsun. fön çekmeyi sana öğretebiliyor ve komik araba sürüyor. kıskançlığı bile sıcacık. sevgili, sen çok özel bir şeysin.
psikoloji bir bilimdir öncelikle. psikoloğun kendi dinini, ırkını yaptığı terapiye yansıttığını, ve herhangi bir yanlılığı olduğunu fark ederseniz onu şikayet etmelisiniz. bu asla etik değildir. ancak siz sorarsanız eğitimi haricindeki hayatını gereği olduğunu düşünürse ve cevap vermek isterse cevaplar. fakat başı kapalı örtülü diye istediği mesleği yapamaz diye bir şey yok. alınan eğitimler her alanda insanın dini ırkı vs hepsinden bağımsız olmalıdır. tüm psikologların inançları, alışkanlıkları, üzüntüleri, acıları, öfkeleri vardır. karşınızda bir makineden çok size yardımcı olmak için eğitimler almış bir insan oturuyor olacak. onunla eğer işbirliği yapmayacaksanız asla gitmeyiniz. o yönlendirebilir ancak sizi, oturduğunuz yerden baştan yaratamaz. size ne istediğinizi, nerede ve nasıl olmak istediğinizi sorar ve buna göre ilerler mesela. oturduğum yerden bana sınırlı sürede mükemmel bir hayat sağlasın diye bir şey yok. devletteki psikologlar için maalesef bir insanın ihtiyacı olup olmadığına bir psikiyatrist karar veriyor çoğu hastanede. ve hastanedekiler lisans mezunu oluyor çoğunlukla. klinik alanında yüksek lisans yapmış olan psikologlar ise özeldeler genelde. keşke böyle olmasaydı evet. fakat kendi hak ettiklerini devletten sağlayamıyorlar, çözümü böyle buluyorlar. kendinizi yerlerine koyduğunda anlarsınız diye düşünüyorum. bunun yerine devlette olan ve psikoloji alanından da çokça eğitim ve süpervizyon almış olan psikiyatristler var. çeşitli terapi ekolleri var hangisinin hangi alanda işe yaradığını araştırırsanız, buna göre bir psikiyatrist veya psikolog bulabilirsiniz. araştırmanızdan yanayım, her şey herkese uygun olmayabiliyor. kaygı bozukluğu olan hastaya psikanalitik bir yaklaşımla yaklaşıp tüm travmalarını bir anda dökersen büyük bir hata yapmış olursun gibi.
hiçbir psikolog ilaç yazmadığı gibi ilaç ismi de öneremezler. bu eğitimi almamışlardır (psikofarmakoloji alırlar ama yalnızca bu yeterli değildir). bu eğitimi alan psikiyatristlerdir. lütfen insanlara bir şeyleri kötülemeden önce araştırın. ortada çok biliyor olarak görülmekten çok daha önemli şeyler var.
“yaşamı düğümlemeden çözemezsin” diyen yazar. ve anlatır neden böyle olduğunu. güne, yazarın yaşamakla ilgili yazdığı detayları okumakla başlanılabilir. bilinçli yaşamak, yaşamanın önce ne olduğunu bilmek güzel yaşamanın ilk şartıdır bence. ayrıca yazarın felsefeyi bu boyutla yaşaması ve yaşatması, ben seviyorum ama felsefeden nefret eden insanlar için önyargılarını kırarak okumaya başlamaları için çok güzel bir ayrıntıdır.
sonsuz teşekkürler oruç aruoba.