kahramanlar milletinden
göğsünde mitralyöz şarapneli bir madalya.
paşa diye çağırılıyor şimdi
göklerin saklı dünyasında
kendi gibi kahramanlarca.
Enver ateşin narına uçuyor kelebekler,
bizim gözlerimiz doluyor.
sen barut alevine atarken kendini
bizi ağlatmıyorlar,
boğuyorlar gözyaslarımızı.
Enver'e "hayın" diyenin soyu kurusun!
Sarıkamış'ta gene ölürüz biz Enver,
nasıl öldüysek Çanakkale'de
ve Galiçya'da
ve Yemen'de
ondan önce eski kıtanın dört yanında
hiç durmadan nasıl öldüysek.
bugün Kerkük'te
ve Telafer'de
ve Urumçi'de
nasıl ölüyorsak, gene ölürüz...
Türklere en çok ölmek yakışıyor
ve en güzel Türkler ölüyor diye
biz ölürüz gene
sen hayaller kur yeter ki Enver
sen hayaller kur yeter ki...
kötü olan ne ararsan bünyesinde barındıran kulüp. bu sırlar transfer şikelerine yogunlaşmış durumdalar.
aralık ayına kadar şampiyonluk diye öterler, en geç martta başakşehirli olurlar.
Tarihte tesadüflere yer yoktur, ilmek ilmek işlenir her şey. Afrikada Fransız hegemonyasını yerle bir edecek, dünyada süper güç olacak akıl sizden daha zekidir. Siyaset üstüdür.
en az 3 cephede savaş vermekte olan, içeride ise binlerce farklı hainliklerle başa çıkan, sözde seveni çok ama fedakarı çok çok az olan, basiretsiz kişilerce idare edilen, muhalefet adı altında teröristlik yapılan fakat herşeye rağmen burnu dik yoluna devam eden güzel ülkem. çok güzel bir söz var paylaşayım :
Devlet bazen de ölü taklidi yapar. Zannedersin ki devlet yok, çöktü. Şımardıkça şımarırsın. Sonra üzerine birden bir ağırlık çöker. Sonrası yok...
Bozkutça baktım sana yaktın beni asena
Turana yolculukta eşim ol sen asena
Vur beni gözlerinle yak beni sözlerinle
Canım koydum yoluna sık bir kurşun asena
Kızımız devlet kursun oğlumuz ordu olsun
Öyle bir nesil ver ki türk yurdu turan olsun
Vur beni sözlerinle yak beni sözlerinle
Canım koydum yoluna sık bir kurşun asena
türkten gelen türke gitsin anlayışı ile çok güzel işlere imza atıyorlar. tabi ki medya ve belli ahali tarafından sevilmezler çünkü şehit ve gazi yakınlarına öncelik veriyorlar. ahbap gibi pkk sevici değiller.
Tebriz'de dolan göz, bizim ellerimizde akardı...
Şimdi...
Ayaklarımız yalnız Ankara'da mı dolaşır ?
Edirne'den Kars'a kadar mı mefkuremiz ?
Viyana'da çürüdü mü Kızıl Elma söyle !
Çeğen tepesinde tükendi mi bütün düşlerimiz ?
Ellerimiz avuçlarımızda sıkılı mı kaldı, kör mü oldu gözlerimiz ?
Yok mu bize yol gösterecek bir ismail Enverimiz ?
Tarixin kurqanında isti qanla qum qarışır,
Qocadırmı Tanrı qədər görən tarixin yaşı?
Küdurətli baxışlarda aşıb daşır qan yağışı,
indi susur cümlə-bəşər, yerində tarix danışır.