insanlar zenci, beyaz, ingiliz, milliyetçi, liberal, müslüman, hristiyan diye ayrılmaz.
insanlar sadece ikiye ayrılır. iyi insan - kötü insan.
ya iyisindir, ya da kötü. hepsi bu kadar. iyi bir insan olmak için çabala.
buna ek olarak kişisel tatmine ulaşmak için benim çizdiğim yol ise,
insanların çoğunun benzer hayallere sahip olması, dolayısıyla benzer hayatlara sahip olmak için varını yoğunu ortaya koyup, didinmesi sonucunda da elde ettikleri(edebilirse) şeyin aslında safi mutsuzluk(ya da aptal mutluluğu) olması.
böyle olmayı reddeden insanın ise tüm çabasına rağmen bir süre sonra kendini boşlukta hissetmesi.
bu mudur yani cennette olması istenen şeyler dedirten şeylerdir. bunun için mi bu dünya hayatı, ortalama 75 sene yaşa, ilk 15 sene muafsın zaten olaylardan, kalan 60 senenin yarısı uyku, tuvalet, kendi başına yaptığın zaruri işler falan. 30 sene net yaşadın diyelim. 30 sene lan, çok bir şey değil. bu sürede yaptıklarının sonucuna göre değerlendirileceksin. sonra git cennete sonsuz hayat. bir elin yağda bir elin balda, huriler alemler falan. biraz objektif olun artık. biliyorum kolay değil öyle hemen tabuları aşarak düşünmek, ama bir deneyin oğlum. siz zaten allahı bulmamışsınız bir kere, islam ülkesinde doğmuşsunuz islamın üstüne düşmüşsünüz, hepsi bu. tefekkür denen bir olay var, denediniz mi hiç? sorguladınız mı acaba allah cennet cehennem var mı yok mu diye? yoksa beyninize yerleştirilmiş dogmalarla sağa sola mı saldırdınız hep yıllarca? hadi koçlarım benim, öptüm gözlerinizden, öte tarafta görüşürüz.
"müslüman olmayan türk olamaz" dercesine türklüğün yanındaki müslümanlığı gözümüze sokmaya çalışan islam, müslüman, din, allah, cihad, peygamber gibi kelimeleri sıkça ve bolca kullanarak ayar vermeye çalışan kişi söylemi. aynı kişi faşist olduğunu da inkar edecektir hatta.
din savaşları yüzünden hayatını kaybeden onlarca insanı görünce akla gelen sorudur. insan hiç bir din öğretisini kabul etmeden de doğruyu yanlışı ayırabilir, öyleyse dinler neye hizmet etmektedir.
insanın ahlak ve erdem sahibi olması için illa ki müslüman, hristiyan, yahudi, hindu vs. olmasına gerek yoktur. vicdan denen bir kavram vardır, o hepsine yetmektedir kanımca.
tabi var olan sistemin dışına itebilecek düşünce şekilleri insana yanlış yapıyormuş, yanlış düşünüyormuş hissi verir lakin bunu başarabilince insan o zaman hayatının gerçek bir değeri olur, yaşamı anlam kazanır.
sen 15-20 yıl oku, dirsek çürüt, mühendis ol, doktor ol, avukat ol; sonra git askerde mayına bas, komutanın eline el bombası versin parçalara ayrıl, iki ateş ettikten sonra çık dağlara, mağaralarda gezin, isabet etsin kurşunun teki, öl, geride bırak eşini, çoluğunu çocuğunu.
bir dakika şehit oldun lan. ötesi var mı. haber oldun, televizyonlara çıktın, devlet büyükleri evini ananı, babanı, karını, kızını ziyaret etti. gururlanmalılar di mi. hadi lan bi siktir git.
kendi ülkesinin çocuklarıyla yıllarca çarpıştırıla çarpıştırıla bu millet doğru dürüst kalkınamadı. doktorlar, mühendisler dağlarda öldü hep. milyarlarca dolarlar aktı boş yere.
bugün en büyük vatan hainliği askerliğin zorunlu olmasıdır.
herhangi birisi tarafından telaffuz edildiğinde, dincileri fena kızdıran, gaza getiren, seri eksi oy verdiren hadise.
bir de şu söz vardır ki favorimdir, hz.ali nin söylediğine dair rivayet edilen;
"yoksa tamam ben bir şey kaybetmem ama ya varsa"
tırstığından dolayı inanmak değil midir ki bu o zaman? varsa eğer paçayı yırtmış olalım... riya değil de nedir bu?
bir de bu adamlar sürekli karşılarındakilere cahil, kur'an'ı açıp okumamış gelmiş burada işkembeden atıyor vs. derler.
aksine ben muhafazakar bir ailede yetiştim, çevrem de o şekilde. hatta radikaller bir bakıma. ama insan her şeyden sıyrılıp sorgulamaya başlayınca kendisine şimdiye kadar dikta ettirilenleri, o zaman bazı şeylerin farkına varmaya başlıyor.
isteyenlerle uzun boyutta da tartışabilirim.
dikkat edin, tanrı yoktur demiyorum, sadece varlığı kesin değildir diyorum. tabi benim burada kullandığım tanrı kavramı ilahi dinlerdeki tanrı kavramıdır.
tanrının varlığına dair kuvvetli ispatlar duymayı çok isterdim, inanın. kimin işine gelmez ki 80 yıl namaz niyaz içinde yaşa, öl. sonra cennette sonsuzluk, ekmek elden su gölden. ama Henry David Thoreau'nun bir sözü vardır;
"Rather than love, than money, than fame, than faith, than fairness, give me truth"
bir şey için yaşanacaksa, o şey gerçeğin bilgisi olmalı.
insanın canını sıkan bir durumdur. kıymetli başlıkların altındaki girdi sayısı on'u geçmezken içi boş başlıkların sayfalarca girdisinin olması yazarların zekasını ve kalitesini belli etmektedir sadece.
konuşacak bir şeyiniz yoksa, susunuz lütfen, boş yere işgal etmeyin sol frame'i ve zihinleri.
insan bir düşünür, ben bu başlığı açınca millete ne katkım olucak diye, ya da bunu okuyan ne kazanıcak..
not : üstüne alınıp da eksi veren nasıl bir ikilemdedir artık bir düşünsün.
sabah yedi, sekiz gibi yatmış olan insandır. öğleden sonra iki, üç gibi uyanmaya meyil etse de öyle bir s.kik havadadır ki bünyesi kalkmasına izin vermez.
ünlü çinli müzisyen tan dun tarafından yapılan jet li nin başrol oynadığı hero adlı filmin ana tema müziği. dinlerken insan kendinden geçebilir. bir de aynı filmde gone with leaves adlı müzik vardır ki o daha da muhteşemdir.
bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi... hiç farketmez. troll her zaman troll'dür. ayar yemekle akıllanmaz. ne yemesi gerektiği bellidir. onu da modlara bırakırsın artık.
akp milletvekillerinin hoplaya zıplaya yapmış olabileceği eylemdir. zira g.t korkuları artık bitmiştir. genelkurmay başkanı bile imana getirilmiştir. o sözler söylettirilebilmiştir. daha ne olsundur.
