üstüne tek bir kelime dahi edemeyeceğimiz, sözün bittiği yerdir soma faciası.. ve her faciada olduğu gibi unuttuğumuz değerlerimizi hatırladığımız yıkımlardan biridir. ve günlük hayat içerisinde selam vermeye dahi tenezzül etmediğimiz işçinin, çöpçünün, emekçinin,üç kuruşluk paraya ömürlük emek veren nice kardeşlerimizin acı ölüm hikayesidir bu..
belki de dönüp kendimize sormamız gerekir: neden hep birileri öldükten sonra, birilerinin ocağı, yuvası yıkıldıktan sonra, çocuklar yetim kaldığında, anaların bağrı yandığında hatırlıyoruz insanlığımızı? insana yaşarken insan gibi davranıp değer vermek neden bu kadar zor?alışveriş yaptığımız kasiyere teşekkür etmek, bir çöpçüye günaydın demek, bir öksüzün başını okşamak ya da kömür karası yüzlerin canını güvence altına almak için ölüm ocaklarını daha güvenilir hale getirmek?
şimdi insanlar taşeron şirket diyor, yaşam odası diyor, siyaset diyor, istifa diyor, şu partili geldi, bu partili gitti, şu şunu dedi, bu bunu dedi, vs., vs.. ölen öldükten sonra ne anlamı var bunların? hiç olmazsa katliam gibi bir ölümün ardından yuvası yıkılanların, yitip giden kardeşlerimizin üzerinden kendi çıkarlarınız uğruna siyaset yapmayın.
fakir diye ayırdı, iş kazasıdır; olağandır dedi, bu işin fıtratında ölü var dedi; yetmedi hakkını arayan madenci yakınını yerlerde tekmeledi.. anlamak lazım, bilmek lazım, öğrenmek lazım: ölümün kürdü, türkü, alevisi, sunnisi, zengini, "fakiri" yok.. sayın devlet büyüklerimizin(!) yaptığı ayrım gibi "fakirin kömürünü zengin mi çıkartacak?" gibi insan aklına sığmayan bir ayrım yok! önce insan!
"yüz karası değil, kömür parası;
böyle kazanılır ekmek parası..."
edit: insanlıktan nasibini alamamış, rte mantığı güruh rahatsız! esasen bu memleketin ihtiyaç duyduğu tek şey sizin gibi kendinden başkasını gözü görmeyen at gözlüklülerin bir an önce defolup gitmesidir. o zaman insanlığımıza geri dönüp yaralarımızı saracak ve daha huzurlu olacağız.
yüzlerce insan ölürken kalkıp manisa halkını aşağılayıp rte ye oy verecekler yine diyerek, tüm memlekette yas tutulurken üç kuruşluk akp siyasetinin peşine düşmüş yazar saçması söylemdir. insanlar ölüyor, boğularak yerin kilometrelerce altında can veriyorken kimin umrunda akp, mhp, chp...; kendinize gelin!!
canını ölüm ocağında zor kurtarmış madenciyi taşıyan işçileri uzaktan film izler gibi izleyerek, vakko takımlarının kirlenmemesi için onlara yaklaşmayan sayın enerji bakanımıza,
işçi yakınlarını hakkını aradığı için yerlerde tekmeleyen başbakanlık müşteşarına,
'efendim, 1800 lü yıllarda ingiltere de, şu yılda şurda da aynı şey olmuştu; kader, olağan işlerdir bunlar' diyen sayın başbakana yamadık(!) maden kazasını, ya da maden cinayetini; evet!!
hükümet yanlısı, soysuzlar; kabul edin artık. bu ülkede ihmal yüzünden, hükümetin üç beş kuruşluk hesapları için, koltuk sevdası uğruna nice canlar gidiyor, kaç yuva yıkılıyor. artık kendinize gelin; kendinizden olan halka sahip çıkı!
çocuğun cenazesi mi olur? halbuki çocuk tahta tabutlarda kara toraklara gömülecek bir şey değildir ki.. o kahkahalardan, oyun ve neşeden oluşan pembe bir dünyaya layıktır. tıpkı yüzümüzdeki masum tebessüm olan "mert" gibi..
böylesi bir ölüm ve cinayetle mert in anne babasını dünyada ölüye çeviren, ciğerlerimize ateş düşüren kansız, yaşattığının aynısını yaşaman dileği ile..
velhasıl azizim, bu her şeyi bildiğini düşünüp salt sözlük aleminde dikkat çekmek uğruna şeytanın yolunu kendine mesken edinmiş gafiller, ya zora düşüp ellerini açıp yüce Allah'tan yardım ve merhamet dilenirken ya da cehennem ateşinde kavrulurken yüce Allah'ın birliğini, varlığını ve yüceliğini idrak edebilirler ki o gafillerin vay haline..
bu tür başlıklarla sözlük ahalisini galyana getirip yeni bir ırkçılık akımı başlatma peşinde olan ergen yazarımsılardan daha zeki olduklarını gösterir absürd başlık.
başlığın tanımı: erken gelen bahara kapılıp beyinleri sulanmış yazarların açtığı başlıktır.*
pek de farkı yoktur esasında, en azından canım ülkem türkiye'de.. memleketimin doğusundan batısına, her bir köşesinden kadın cinayeti haberleri çalınmıyor mu kulaklarımıza? ya da namusun iki bacak arasında arandığını üzülerek üçüncü sayfa haberlerinde okumuyor muyuz? velhasıl aralarına bu kadar uçurum giren doğu ile batının tek ortak yanı kadını aşağılamak, hor görmek, ezmek, kendi cinsel sapkınlıklarının oyuncağı haline getirmek..
sözün özü kadın her yerde kadın.. canım memleketimde henüz çocukken koca denen sapkının gerdek yatağında can veren de, elinde oyuncak bebek yerine gerçek bebek tutan çocuk da, namus uğruna töre denen katliam uğruna katledilen de, kısa etek giydiğinde, karşı cinsle iletişime geçtiğinde "yollu" olan da, "üvey" lerin elinden kurtulurken randevu evlerinin kucağına itilen de, "ikinci" olup karanlıklarda silineni de.. hepsi bizim..
ayakkabı kutularında parayla evcilik oynayan bakan çocukları ile paranın yırtık ayakkabısı ile kara kışın ortasında mendil satan çocukla oynadığı bir ülkede adalet unutulmaya yüz tutmuş güzel bir bayan isminden başka bir şey değildir.
birileri ölüyor bir yerlerde..
ölüyor birileri; mesela küçük çocuklar ölüyor: açlıktan, soğuktan, ana babasızlıktan, belki de yokluktan. bir silah namlusunun ucunda can veriyorlar çocuklar.
kadınlar ölüyor, kız çocukları ölüyor bir yerlerde öldürülüyorlar ya da. dayak yüzünden öldürüyorlar, kocası yüzünden, babası yüzünden, velhasıl bacak aralarında aranan namus yüzünden, töre denen katliam yüzünden öldürüyorlar. kız çocuklarını öldürüyorlar. ölüyor kız çocukları; dedesi yaşındaki "kocasının koynuna" satılan çocuklar ölüyor gerdek gecesinde.
ölüyorlar; mehmet ler ölüyor bir kör kurşunla.. iktidar budalası liderlerin küçük hesapları uğruna, zengin çocukların bedelli askerlik yaptıkları memlekette ölüyor yoksulun eli kınalı mehmet i..
birileri kendi memleketinde ölmenin hasreti, gurbet acısı içinde can veriyor elin yabanında.. "ırkçısın, bölücüsün, sen farklısın" deyip atıveriyorlar vatan evladını yabanın memleketine, ölüme terkediyorlar.
birileri ölüyor bir yerlerde; açlıktan, sefaletten, kimsesizlikten, hastalıktan... o birilerinin sevdiklerinin yüreği parçalanıyor, gözyaşları dinmiyor acıdan. ve birileri hala aşk acısını dünyanın en büyük acısı sanıp hayata küsüyor..
türk başlıklarında türkleri göklere çıkartırken kürt başlığında kürtleri yeren yere vuran beyinlere yönelik bir tepkidir, haklıdır.
edit: ve yine sözkonusu malum ırkçılar işbaşında. sanıyoruz ki kürtlerden yana kötü bir anıları var, bilinmez.hayal güçlerinin ne kadar gelişmiş olduğunu da bu başlık altında göstermiş bulunmaktadırlar. zira sözlük yazarlarının ne zaman kürtlere hakaret etmekten vazgeçip koruduklarını gördünüz ki? yeni ırkçılık stratejiniz buysa evet, çok komik. *
canım memleketimin "şanlı" tarihinde, nice "adalet(?)" kisvesi altında adaletsizlik ve orta çağ siyaseti anlayışına feda edilmiş gencecik fidanlarından biri.. memleketimin utanç verici tarihinden kalan küçük ve temiz bir iz..
"hatun", "kaldırmak", "trollük" = sözlük şeklindeki kendi çapında bir sonuca vardığını düşünen yazar bozmasının başlık saçmasıdır. çokça güldük. ve de merak ettik, sözlükten hangi hatun kişi bu et beynine hayran olup da kendisiyle iletişime geçmiştir, bir de kendisi tarafından "kaldırılmıştır"? *
sanal sözlüklerin kuruluşunun ve işleyişi düzeninin temel esasını sözlük zihniyetinden ötürü bilgi verme, bilgilendirme ve bilgilenme amacı oluşturur. ancak gel zaman it zaman sözlük ahalisi böylesi troller ve abazalarla tanıştı. bir avuç gerçek sözlük yazarları, yüzlerce troll karşısında daha fazla duramadı ve en sonunda sözlük hatun kaldırmak veya trollük yapmak içindir başlığına imza atıldı. hepimize geçmiş olsun. swh
yüce allah'ım hepinizi ıslah etsin sayın insan görünümlü dört ayaklılar. sen kimsin? koca çölde bir kum tanesi bile değilken yüce allah'a (haşa) dil uzatmak senin gibi et beyinliye mi düşmüş?
hayır, trollüğün de bir sınırı, üslubu var. sizin gibi troll ötesi canlılar neden hala sözlükte koşturuyor, anlamadım. bir bitmediniz ki kurtulalım..
islam dini değil, müslüman görünümlü müşriklerin islamiyet'i kendine göre yorumlaması sonucu, kara cahil kesimin de inanması sonucu yaygınlaşan kanı. allah-u teala, çoğumuzun düşündüğünün aksine, hepimizi eşit yarattı. o'nun katında kadın erkek, siyah beyaz, kürt türk, zengin fakir, yaşlı genç, alevi sunni ayrımı olmadan herkes, her kul eşittir. ancak bu eşitliği canlıların en acımasızı olan "insan" kabul edemedi. salt kendi menfaat ve hevesleri uğruna kadının hakir görülmesine neden oldu.
küçücük kızı dedesi yaşındaki adama para için satmayı, kız olarak dünyaya geldiği için kadını diri diri gömmeyi, kadını ikinci sınıf insan olarak görüp hak ve özgürlüklerini elinden almayı, aşağılayıp işkence edercesine dövmeyi de mi islamiyet emretti yoksa kadın denildiğinde ağzının suyunu akıtarak uçkuru uğruna kadını bu kadar düşüren insan görünümlüler mi kadını böylesine ayaklar altına aldı?
insanların dinine, inancına, rengine, kökenine, cinsiyetine, mezhebine.. velhasıl insanı insanı insanı yapan her şeye, inanca, değerlere,dil uzatmazdan evvel insan olmayı öğrenin, en azından çalışın; zira artık sizden çok yorulduk ve beyninizi kullanarak yazmaya başlamanızı umuyoruz zavallı sözlük trolleri.
dikkat: troll alarmı.
dikkat: yine bazı "yazarımsılar" insanlıktan çıkıp başka bir mertebeye düştü.
ve son olarak, biraz insan gibi davranmayı deneyin. "trollük" tacını kapmak adına insanların dinine, inancına, kutsal kitabına dil uzatmak(haşa) sizin gibi zavallı tek hücrelilerin ne haddine.