kendine özgü bir tınısı, sesi ve yorumu olan adam. ben de bir kaç parçasını çok severek dinliyorum ama hiçbir şarkıcının bağımlısı olmadığım gibi bunun da bağımlısı değilim. hayatta birçok şarkıcının ve müzik türünün tadına bakılmalı. ruh her yönüyle beslenmelidir.
ılık bir yaz akşamı. arabadasınız ve arabanın tüm camları sonuna kadar açık. hızınız 90-100 km/sa. sol kol pencerede. ılık rüzgar arabanın içinde kulaklarınızı, yüzünüzü okşuyor ve saçlarınız bir o yana bir bu yana savruluyor. bir yandan da son ses metallica-turn the page çalıyor ve denize doğru gidiyorsunuz. burunda iyot kokusu. yazı özledim be!!!
bu gece yarısı 00.00 itibarıyla artık benzinlerimizi 12 kuruşluk zamcıklı tarifeden alacağız. 1 lt benzinin ortalama fiyatı ise 5.85tl oluyor, hayırlı uğurlu olsun. hep 50 liralık alanlar ebesini tersten göreceğe benziyor.
Piyasa değeri açısından şu an dünyanın en büyük ikinci kripto parası olan Ethereum 2018'de muhtemelen Bitcoin'den daha iyi performans gösterebileceğinik. Ethereum, Bitcoin'in hemen ardından geliyor ve birlikte hareket eden bir yönetim kadrosu bulunuyor.
bu nedir ya! 30 tane çocuğu olan bir insanın büyük ihtimalle 19 yaşından büyük çocuğu da vardır. ya eğitimsizlik çok kötü be. ıslak terliğe çorapla bassan daha iyi.
bundan yaklaşık 3 yıl önce falandı yani 2014. üniversite 3.sınıftayım ve ben büyük bir kuzenimde üniversite sonda ve bir reklam ajansında çalışıyor. neyse ajansta bunlara promosyon berkay konseri bileti vermişler. konser de zorlu psm'de. toplam 4 tane bilet var bu arada. kuzen "ben bu konsere gidemeyeceğim al bu biletleri arkadaşlarınla gidersin" dedi. ben de tamam der demez hemen biletx'ten konser bilet fiyatlarına baktım. biletler iyi fiyattı ancak ne kadardı hatırlamıyorum. dedim ki bu biletlerin 2 sini satayım, diğer ikisiyle bizim muzo ile gideriz dedim. bizim üniversitenin forumuna ilan çıktım ve bileti satışa koydum. örneğin bilet biletx'te 10 tl ise ven 8 tl'den satışa koydum.
3-4 kişi bileti almak mesaj attı ancak ölü fiyata ben de satmadım tabi doğal olarak. 5. kişi ismi çiğdem. mesaj attı ben biletleri almak istiyorum dedi. fiyat konusunda da okeydi. mecidiyeköy'de oturuyorum cevahir'in önüne gelirsen biletleri sana verebilirim dedim, o da tamam derken zamanı saati falan ayarlarken, buluşmada kolaylık olsun diye telefon numaralarını da aldık verdik tabi. ben gittim cevahir'in önünde bekliyorum, 15 dk falan bekledim. tık telefon çalmaya başladı, daha önce sesini duymamıştım, sürekli yazıştığımız için. böyle bir ses olamaz, inanılmaz güzel bir sesi vardı. ulan dedim sesi bu kadar güzel ve hoşsa kendisi patates gibidir kesin derken, yerimi tarif ettim arkama döndüm elinde telefonla konuşan bir kız bana doğru geliyor. dedim ki bu kız mı acaba? ama olmasının imkanı yok çünkü kız victoria secret kızları gibiydi. eğer bu kız o kızsa diye düşünmeye başlarken elim ayağım çoktan titremeye, zangır zangır heyecanlanmaya başlamıştım bile. sanırım o kızdı, yavaş yavaş, sülüne sülüne yaklaşmaya başladı. saçlar, dudaklar sanki himalayalardaki daha önce keşfedilmemiş çiçekler gibiydi. nasıl konuşacağımı ne anlatacağımı bilemiyordum. geldi yanıma:
b(ben): merhaba
k(kız): merhaba
b: uzun mu sürdü yol, trafik vardı herhalde. (tutuk konuşuyordum)
b: sarıyer'den geliyorum.
gibi muhabbetler devam etti, biletleri verdim, parayı aldım. konsere daha 1 hafta vardı ve ben o kızı görmek istiyordum. konser gelse de gitsem diye düşünürken, konser anı gelmiş çatmıştı. giyinir giyinmez cızladım konser günü evden, alana gitmeden bir tane 70cc sava'yı gömdüm yolda. erken gitmişim, kapıdan giren herkesi kesiyorum onu görebilir miyim diye? ama bu arada geçen bir haftalık sürede ben muhabbeti kurdum, ara ara konuşuyoruz o da üniversite öğrencisiymiş. ama öyle çok muhabbetimiz de yok telefonda.
bekle bekle bekle konsere de az kaldı, içerisi de karanlık girenleri kısık bir gözle görmeye çalışıyorum. bir baktım tak kapıdan içeri girdi bizim kız. yine çok güzel, sonbaharda rüzgarda süzülen dalından yeni kopmuş, sapsarı bir yaprak gibi konser alanına girdi. onu keserken gözüm yanında olan birisine takıldı, aman allahım yanında bir erkek. ulan dedim kuzeni falandır herhalde dedim.
konser başladı, ben mesaj attım, geldin mi diye. o da evet konserdeyiz, konser çok güzel falan dedi. ben de konser alanındayım şuradayım buradayım diyerek yerimi tarif ettim gönderdim mesajı. 30 dk falan geçti mesaj vs gelmedi. sonra arkamdan birisi dürttü. döner dönmez bir baktım o. öpüştük, nasılsın falan filan derken, ben yanındakinin kim olduğunu öğrenmek istediğim için yalnızsın sanırım dedim, o da yok yok erkek arkadaşım ile geldim dedi. benim gözlerim karardı, konser alanında bir sessizlik oldu. o konuşuyordu ama ben onu ve gürültüyü duymuyordum. biraz konuştuktan sonra gitti. ben de o saatten sonra orada neden ve nasıl durayım. çıktım gittim yapıştırdım 4 bira. o gece sızmış kalmışım. 2-3 gün moraller sıfır pilot gibi dolaştım ortalıkta. 4. gün tık mesaj geldi, ben şirince'deyim nereye gideyim burada, biliyor musun buraları falan dedi. çünkü izmirli olduğumu söylemiştim. hemen cevap yazdım, şura bura, şurada şu şarabı iç, burada bunu ye vs. tarif ettim. teşekkür etti.
1 hafta geçti geçmedi hatırlamıyorum. mesaj geldi, "şirinci'den şarap almıştım birlikte içelim mi?" ohaa ya acayip heyecanlandım. " olur ama, sevgilinin bundan haberi var mı?" dedim. o da "sevgilimle tartıştık sanırım ayrılacağız, aslında çok kötüyüm. seninle konuşmak, muhabbet etmek istiyorum" dedi. ben de olur dedim ve galatasaray meydanı'nda buluştuk. oradan galataya doğru yürümeye başladık. gatanın oraya geldik, bir tane tarihi bir apartmanın girişine oturduk. biraz da tenha bir sokaktı. şarabı açtık, 2 tane de plastik kadeh almış doldurduk içmeye başladık, şişe yarısına gelmeden başladı, anlatmaya, şöyle de böyle de, yok onu yapıyordu yok bunu yapıyor da. amk ağlama duvarı olduk yani, ben de üzülme geçer, her şey düzelir vs. diyorum. şarap bitti, taksim'e çıktık bir yere oturduk 2şer bira içtik tabi bu bayağı bi sarhoş oldu. saatte geç oldu, gidelim mi dedi olur dedim. nasıl gideceksin bu saatte sarıyer'e dedim. yok yok galata'da dayımda kalacağım dedi. tamam dedim, şişhane metro istasyonun orada bir evmiş, oraya kadar eşlik ettim buna, metro istasyonuna geldik ben buradan giderim artık dedi. tamam dedim. sarıldı bana teşekkür etti vs. vs. sonra da birden dudağıma yağıştı, başladık öpüşmeye istiklal'de ama nasıl bir öpüşme, galaksinin dışından bir uzaylı dünyaya baksa bizim o ateş saçan öpüşmemizi kesin görür yani. bayağı bir öpüştükten sonra "evin müsaitse sana gidelim mi" dedi. 3-4 saniye düşündükten sonra, "ev çok müsait değil" dedim. sonra da ayrıldık orada.
eve gitseydik kesinlikle sevişecektik. ama kızın sevgilisi var. buna nasıl gönlüm el verirdi.