Doğalgaz patlaması olduğunu hiç sanmıyorum. Haberi biraz dikkatli okursanız patlamanın olduğu lokantanın kapalı olduğu ve oksijen tüpünün patladığı yazıyor. Oksijen tüpü sadece sanayide kullanılır ayrıca doğalgaz tesisatı olan lokantada oksijen tüpü ne arasın ? Göründüğü üzere oksijen tüpüyle patlayıcı düzenek yapılmış ve o boş lokantaya yerleştirilmiş. Kayseri suriyeli olayları ve yakında çıkabilecek yeni olaylar için ön hazırlık gibi görünüyor.
Olması gereken de bu zaten. Bu milleti anlı şanlı özünden ayırıp laiklik adlı sahte bir dine uydurup batı özentisi ucube bir topluluğa çevirmeye çalışmak nasıl bir aymazlıktır ?
Savaş sonrası kemalist dikta döneminde bütün büyükşehirlere kamal putu dikiliyordu. Üstelik bu putlar çoğunlukla yunan ve italyan heykeltıraşlar tarafından çok büyük meblağlara yapılıyordu. O dönemde açlıktan ölen binlerce çocuk, yaşlı ve asker gazetelere defalarca manşet oldu.
Dsö uluslararası pandemi kararlarını dayatmak için böyle zırvalıklar beyan edebiliyor malesef. Bazı makalelerini okuyunca sanki bi pandemi daha çıksa da milleti bi daha aşılasak diye ellerini ovuşturuyor.
Sanılanın aksine türk ismi almış ve türk gibi yaşayan yahudilerdir; ancak havraya falan devam ederler. Bu dönekler genellikle devletin üst mevkilerinde, malum siyasi partilerde ve bazı büyük holdinglerin üst mevkilerinde bulunurlar.
Gizli tutulan kaynaklarda mustafa kamalın, ittihatçıların, hareket ordusu mensuplarının, birçok cumhuriyet halk partisi ve türkiye büyük millet meclisi üyesinin sabetayist olduğu yazar.
2. abdülhamid döneminde yahudilerin filistinde toprak sahibi olması ve kalıcı yerleşmesi yasaktı. 2.abdülhamid bu konuyla bizzat ilgilenirdi ve gücü yettiğince kendi hazinesinden filitin toprağı satın alırdı. kendi üzerine toprak satın almasındaki amaç devleti ali osmaniye zeval gelirse şahsi mülke dokunulmasının zor olmasıydı. abdülhamid yahudilerin filistine yerleşip gücü eline aldıklarında oradaki müslüman tebaya zarar vereceklerini bizzat beyan etmiştir.
31 mart 1325 (13 nisan 1909) tarihinde ittihat ve terakki eliyle abdülhamide karşı kalkışma başlatıldı. bu kalkışma selanikli siyonist dönmelerin çoğunluğunu oluşturduğu hareket ordusu tarafından ittihatçılarla danışıklı olarak bastırıldı. ittihatçıların ve hareket ordusunun önde gelen subayları masonlardan oluşmaktadır. hareket ordusu askeri gücü elinde bulundururken ittihatçılar ise jöntürklerin yardımıyla siyasi gücü elinde bulunduruyordu. akabinde ittihatçılardan aralarında emanuel carossonun da bulunduğu 5 kişilik mason heyet abdülhamide tahttan indirildiğini bildirmesiyle dünyada ilk kez masonlar bir ülkede iktidarı paylaştı.
mustafa kemal yazmış olduğu nutuk adlı kitapta şöyle bir cümleye yer vermiş: bu kuvvetlere hareket ordusu ünvanını veren ve istanbula kadar hareketini tertip ve idare eden bendim. mustafa kemal mecliste yaptığı konuşmada 31 mart vakasından şu şekilde bahsetmiştir: ben de 31 mart vakasında istanbula giren hareket ordusunun yanında ve belki başında bulunanlardan biriydim... nihayet içeriye girdik. birçok kanlar akıttık, birçok insanlar astık: (illa dedik bu kitabı tatbik edeceksiniz).
ittihatçıların ve masonların rejimi altındaki yıldırım orduları mustafa kemal yönetimindeyken filistin cephesinde desteksiz ve idaresiz kaldı. bunun sonucunda 60 bin askerimiz ingilizlere esir düşmüştür. 1917 de ingilizler filistini işgal ettiğinde abdülhamidin topraklarını yahudilere yok paralara sattılar. bu şekilde yahudilerin filistin hakimiyeti büyük bir ivme kazandı.
1945 yılında avrupadan ve rusyadan gelen siyonistlerin ismet inönünün yardımıyla türk topraklarından filistine ulaşmaları sağlandı. bunun üzerine israilin ilk cumhurbaşkanı vayzman ismet inönüye teşekkür mektubu göndermiştir. israil kurulduktan sonra devlet olarak tanıyan ilk müslüman ağırlıklı ülke ismet inönü yönetimindeki türkiye cumhuriyetidir.
sanılanın aksine kemal ismi üzerine değil, kamal (ibranice: ilah) kelimesinden türemiş hastalıklı bir ideolojidir. aslına bakarsanız mustafa kemal in orijinal kafa kağıdında da mustafa kamal yazar ama bu gizlenmektedir.
sömürge ülkelerin tarihlerini biraz araştırın. tarihte hepsinden bağımsız ve egemen olarak bahsedilir. biraz daha araştırdığınızda alfabelerinin, resmi dillerinin, eğitim ve hukuk sistemlerinin fransız veya ingilize ait olduğunu görürsünüz. ayrıca bu ülkeler onların oluşturduğu çağdaş ve elit sınıf tarafından idare edilir. yönetimde sömürgeci ülkeler gözükmese de oluşturdukları elit sınıf onların çıkarlarını onlardan daha iyi korurlar.
gel gelelim bizim tarihimize... bizim kuruluş dönemimizin de diğer sömürgelerden pek farkı yok malesef. bizim de resmi dilimiz olmasa da alfabemiz batı alfabesine çevrilmiştir. bize dayattıkları kemalizm denen fikriyat ile yıllarca bizleri boyunduruk altında tuttular ve bu ülkenin istikbalini çaldılar. eğitim sistemimizden hukuğa, hukuktan ceza kanunlarına kadar her şeyimizi kemalizm kisvesiyle onlar düzenlediler. kemalizm, batının bu ülkeyi elinde tuttuğu yulardır. ne vakit ki milli menfaatimize yarayacak bir fırsat yakalasak batı kemalizm yularını çekmiştir.
bu kahpe düzen elbet yıkılacaktır. yeter ki bizler milli adamlara sahip çıkalım. 1950 de 60 ta 80 de uyandık ama darbelerle bizi alaşağı ettiler. artık ensesine vurulup lokması alınan türkiye olmayacak karşılarında.
youtube da faaliyet gösteten milli bir kanal. yıllarca bizlere kahraman gibi gösterilenlerin gerçekte ne haltlar işlediklerini çok iyi anlatıyor. hangi görüşten olursanız olun mutlaka bu kanalın videolarını izlemenizi ve araştırmalar yapmanızı tavsiye ediyorum. aşağıya birkaç örnek video bırakıyorum: