kendi içerisinde çok fazla çelişki barındıran tuhaf bir film. yönetmen tam olarak neyi anlatmaya çalıştı veya bize bir şey anlatmaya çalıştı mı orası da muamma. siz siz olun -eğer ki konusu fazla muğlak filmlerden hoşlanmıyorsanız - izlemeden önce bir kez daha düşünün. metafor kovalamayı seviyorsanız işte eh gideri var ancak totalde bana hitap etmedi diyor ve puanlamaya geçiyorum .
konu : drama - mistizm - bilim kurgu : 2 / 10 aslında konu fazla dallanmış. bilim kurgu olarak ilerleseymiş notum daha iyi olacaktı. kocasını aldatmışta kendiye yüzleşiyormuş da dna değişirken o olmuş da bilmemne. karakter kendisi ile yüzleşiyor klişesini bilim kurgu temeli olan filmlere koymayın kardeşim. aynı anda drama filmi mi çıkarmaya çalışıyorsunuz içerisinden, olmuyor birinden birisi eksik kalıyor işte. totalde elinizde ne drama, ne bilim kurgu kalıyor.
görsel efektler : 7 / 10 tuhaf ışık oyunları mutasyonlar falan. Sonunda renkli ekran koruyucusu moda bağlamasa 8 verecektim.
bir iki karaktere de puan vereyim ;
natalie portman bacı : 9 /10
zenci dayı : 0 / 10
Filmdeki agresif zenci kadın asker : 1 / 10
diğerleri ortalama zaten. filmi zaten portman ın üzerine yapmışlar gibi. tuhaf bir eğretiliği var. Karakterlerin hikayeleri hem zayıf hem de tutarsız. Portmanın kocasının dünyaya küsüp görevi kabul etmesinden tut da askeri operasyon sayılabilecek bir göreve bir psikoloğun liderlik etmesine kadar .
totalde sana puanım 5 kanka, dandik bir filmsin. zira dişe dokunur bir konun yok. fazla soyut bir filmsin.
sen evleneceksin, boşanacaksın ve devlet sana para verecek ? saçmalık.
devlet yoksulluk sınırının altındaki insana yardım etsin . evet. ancak devletin kaynağı sınırsız değil ve devletin geliri vergi. işletmelerden, sahip olunan mal, mülk, taşıttan ; kısaca vatandaşlardan alınan vergi.
Şuna da ayrı bir parantez açmak lazımdır ki ; gereksiz özgüven. Nedir bu ; kişinin aslında vasıfsız olup da kendisini dolu, çok özel , piremses hissetmesi. Çoğu hanım kızın sorunu bu aslında. Okumak da iş değil. Okul kazanmak gayet kolay. Emin olun kişi kendisini bilsin, kendisini iyi yetiştirsin ; anadoluda üniversite okuyan çoğu boştan daha kalifiye hale gelebilir.
Daha geçenlerde birisi ile mesajlaşırken müteşekkir kelimesini kullandım. Karşıdaki anlamadı. Ne biçim kelimeler kullanıyorsun dedi. Ve bu çok kitap okuduğunu iddaa eden bir öğretmen. Ne okuyorsun diye sorunca pucca dedi. Aferin diyip kaçarak uzaklaştım. Bizim zamanımızda ömer seyfettin ortaokullarda okutulurdu. Saçmalık değil gerçek Kitap okuyan insan boş olmaz .
Tabi ki bakacak . Geçim için olmazsa olmazdır bu . lakin bunu düşünen ve belirli kıstasları olan kadın önce kendisine bakacak.
Eğer kadın eğitimsiz, donanımsız ve bakımsız ise yine kendisine göre birisini hak eder pozisyondadır. Öyle burun kıvırmaca yok varoşun dengi yine varoş. Ancak ülkemizdeki salak dizi sektörü ve instagramdaki yalan hayatlar sayesinde çoğu varoş bireylerden oluşan türk kızları zengin yakışıklı hayatta belirli şeyleri başarmış erkekleri kendilerine hak olarak görmektedir. Görmektedir de o adam seninle takıldı, sonra seni alır mı ? Burası muamma.
Kadın da meslek sahibi olacak. Hadi aktif çalışmıyorsa bile belirli meziyetleri olmalı. Olağanüstü bir güzelliğe sahip olmadıktan sonra Tamamen içi boş insanla kimse beraber olmak istemez.
Yazık! hem kıyasıya harcıyorsun kendini,
Hem gönlün yeltenmiyor hiç kimseyi sevmeye.
Biliyorsun, saymakla bitmez sevenler seni,
Ama besbelli sen aşk duymuyorsun kimseye.
Öldüren bir nefrettir yüreğindeki şeytan:
Hiç umurunda değil kazsan kendi kuyunu,
Çekinmezsin güzelim canevini yıkmaktan
Onarmak olmalıyken asıl amacın onu.
Sen tutum değiştir de cayayım düşüncemden,
Yumuşak bir sevgi koy nefret yerine bir yol;
Göründüğün gibi ol: cömert, sıcak, sevecen;
Hiç değilse kendine yumuşak yürekli ol.
Aşkım uğruna bir ‘sen’ daha yarat kendine:
Güzellik onda veya sende yaşasın yine.