tuzlu kahve
183 (mavi jojoba tanesi)
yedinci nesil yazar 7 takipçi 61.07 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    crash bandicoot

    14.
  1. naught dog firmasının eski bir oyunu. baya güzel bir oyun. gene aynı firmanın unchartedoyunlarının 4.sü olan uncharted 4 a thief s endoyununun başında ve sonunda oynama imkanı bulduğunuz oyun.
    0 ...
  2. uncharted

    3.
  3. naughty dogfirmasının 4 oyunluk serisi. efsanedir, tavsiye ederim.
    2 ...
  4. naughty dog

    3.
  5. uncharted ve last of us gibi yeni nesil konsol oyunlarının yanısıra crash bandicoot vejak and daxter adında iki de eski oyunu olan, unchartedserisiyle birlikte tanıştım ve hayran kaldığım, last of usoynamak için can attığım firma.
    1 ...
  6. the last of us

    83.
  7. naughty dog firmasının uncharted serisini bitirdikten sonra kesinlikle oynamak istediğim oyundur.
    0 ...
  8. ilişkisi bitmesin diye her şeyi alttan alan erkek

    30.
  9. amacı mutlu olmak değil, bi ilişki içinde olmak, bekar olmamak olan erkektir.
    1 ...
  10. yıldızlar şahidim

    3.
  11. Starda başlamış yeni diziymiş. ünlü bir sanatçı ile hali vakti yerinde olmayan, şarkı söyleme hayalleri ile yanıp tutuşan bir kızın hikayesini anlatıyor galiba.

    ilk bölümüne şöyle bir baktım da yau kızın sesi sanki kendi sesi değill de kiraz mevsimidizisinin şarkısını söyleyen kızın sesi değil mi ya***?

    https://twitter.com/startv/status/825041627739680768

    0 ...
  12. zayıflamak isteyen yazarlara öneriler

    266.
  13. isveç diye 13 gün süren bir diet yapıyorum. biraz zor bir diet ama işe yarıyor. bugün 11. gündü 9.7 kilo verdim. bir bakın derim.
    1 ...
  14. yazarların marka takıntıları

    21.
  15. yamaha, abi. ilk motorum yamahaydı. sonra uzun bir süre başka bi marka kullandım. şu anda motor bakıyorum ve yamahadan başka bir şeye gözüm gitmiyor.
    1 ...
  16. 13 satırlık mesaja tamam diye cevap veren kız

    13.
  17. virajda araba sollayan bilinçsiz şoför

    1.
  18. duble yollarda, açık virajda arabayı savurup solladığı arabayı riske atmıyorsa biliçsiz olmayan şofördür.
    3 ...
  19. sözlük yazarlarının boyları ve kiloları

    146.
  20. 1.78m. internette erkek boylarına ilişkin "1.78m ise 1.80m derler, 1.78m diyorsa 1.75m'dir" gibi bir şey okumuştum. ben baya hca 2 puan daha verse geçiyordum diyen öğrenci gibi 1 metre 78 santim.

    epeydir tartılmadım ama 3 aşağı 5 yukarı 120 kg civarı.
    0 ...
  21. söylenmek istenip de söylenemeyen cümleler

    130.
  22. gecenin şu saatinde avazım çıktığı kadar bağırarak söylemek istediğim cümle; "çeviri yapmak istemiyorum" ama işsiz bünyeye üç beş kuruş getirisi olacak işin son bir kaç sayfası, dayan yavrum dayan.
    **
    0 ...
  23. bira mezesi

    42.
  24. şart değildir. bira her türlü gider. hea illaha bir şeyler yiyelim denirse cips, fıstık ya da patlamış mısır gibi tuzlu bir şeyler yenebilir.
    1 ...
  25. hibeş

    5.
  26. çok özlediğim, yapmaya üşenmesem* hemen yapacağım mezedir.

    yapacak olanlara tavsiyem aldığınız tahinin markette beklemekten muhtemelen yağı çıkmış olacaktır. onun büyük bir kısmını atın*sonra karıştırın. atmazsanız şayet hibeşiniz yağı çıkacaktır. o da sunumda pek hoş durmaz. tahinin yağının bir kısmını atarak bu yağ kusmanın önüne geçebilirsiniz.
    2 ...
  27. rakı mezeleri

    203.
  28. hibeş antalyalılar**bilirler. tahin, bilimum baharat, sarmısak, limon suyu ve ılık su ile hazırlanan bir efsanedir. rakı yanına çok hoş olsa da yemek için illaha rakıya ihtiyacı yoktur. soğuk günlerde ekmeğe sürüp yendiği vakit insanı sıcak tutar.
    2 ...
  29. lumberjack

    33.
  30. kendi tecrübemden ötürü önermeyeceğim marka.

    efendim, durumu şöyle anlatayım.

    uzun süren eğitim hayatımda çok fazla para kazanmadığım için çoğu zaman giyim kuşam ve dolayısı ile ayakkabı ihtiyacımı annem ve babam karşılarlardı. ben de durum böyle olunca kalite, tarz bilmem ne bakmadan uygun fiyatlı olan seçenekleri tercih ederdim. bu yüzden de çok uzun süre toplu ayakkabı satan mağazaların en ucuz modelleri arasından tarzını sevdiğim bir tanesini alır çıkardım. gene böyle aldığım ve senelerce dağ, taş, yağmur, çamur demeden 4-5 sene boyunca tüm kış giydiğim ve artık epeyce aşınan botlarımı "artık para kazanıyorum, gidip doğru düzgün bir bot alayım" diyerek değiştirmeye karar verdim. tabi uzun seneler bu alış verişi kendim yapmayınca tarz, mağaza bilgim çok yok. bu tarz bilgisi olan arkadaşlara danıştım, bana özdilek park istanbul içinde instreet adında bir mağazada güzel ürünler olduğundan ve fiyatlarının da indirimli olduğundan bahsettiler. ben o an itibari ile ısparta'da yaşıyordum ve yıl başı için istanbul'a gelecektim. artık çok kötü durumda olan botlarımı değiştireceğim için atmış ve nispeten daha iyi durumdaki spor ayakkabılarımı giymiş istanbul'a gitmiştim.

    neyse efendim, takvimler 31 aralık 2015'i gösterdiğinde sabahtan mevzu bahis avm'ye gidip instreet mağazasını buldum. bakındım bakındım, bir iki model arasında kaldım. ama şimdi 300 liraya yakın para verecek olunca, dedim başka yerlere de bakayım, bir bilgi edineyim. bir iki mağazaya da girip çıktıktan sonra instreetten lumberjack'in bir modelini alıp çıktım. hatta eve giderken spor ayakkabılarımı da belediyenin kıyafet ve ayakkabı için koyduğu kutulardan birine attım. çok mutluydum, kendi paramla bi bot almıştım. yaptığım iş bir mermer fabrikasının kalite kontrolü olunca sürekli fabrika içinde dolanmak hatta yeri gelince kasaların, mermer blokların üzerine çıkmamız gerekiyordu. yeni botlarımla fabrikada çok rahat edecektim. ki ettim de.

    ta ki şubat ayının ortalarında sağ ayağımın baş parmağın boğumunda bir şeylerin battığını hissedene kadar. lan dedim, çiviye falan bastık da deldik mi acaba. altına baktım, bi şey yok. hemen çıkardım, salla salla bir şey düşmüyor. çoraba moraba da baktım, batan çıkan bir şey yok. sonra ne oluyor lan diye botun içine bir baktım, tabanlığı erimiş. eriyen yer batma hissi veriyormuş. ayrıca topuk çevresinde de botun yan çeperi ve tabanı arasındaki bölgede aşınmalar başlamış. lan dedim ne oldu, 300 lira verdiğim bot bir buçuk ay sonra bu hale geldiyse seneye kışı çıkartması mümkün değil.

    ay sonu işten çıktım ve antalya'ya geri göndüm. tabi antalya'da havalar ısınmış, artık bota çok ihtiyaç yok. ben de botları giymiyorum. ama bir iş için istanbul'a giderlen botları giydim. fişi de yanıma aldım. hemen instreet'e gittim. dedim bu nasıl iş. bana botu bırakmam gerektiğini, kontrole göndereceklerini bunun da bir kaç gün süreceğini söylediler. antalya'dan geliyorum dediğimde ise antalya'da özdilek avm içinde de mağazalarının olduğunu, oraya da götürebileceğimi söylediler. antalya'ya dönünce gittim ve botu bıraktım. aradan 20-25* gün geçtikten sonra botumun geldiğini söylediler. neymiş, ne olmuş diye öğrenmeye gittiğimde bana "üretim kalitesi yönünden bir sorun yok, kullanım hatası" dediler. tamam ben ufak tefek birisi değilim, 120 kilo adamım ama ucuza alınan botlar 4-5 sene dayanırken, epey para verdiğim botların bir buçuk ay sonra bu hale gelmesi ve bunun firmanın üretim kalitesi standartlarına uygun olduğunu duymak beni çok sinirlendirdi. sonuçta ben bir endüstri mühendisiyim, işimin parçalarından birisi kalite kontrol ve hatta en son işim de kalite kontrol. aldığım bir ürünün kalitesinde böyle bir noksanla karşılaşmak ve firmanın takındığı tavır beni deli etti. mağaza yetkilisine "yani 300 liraya satılan ürünün bir buçuk ay sonra bu hale gelmesi firmanın kalite standartlarınca kabul edilebilir bir şey mi?" diye sorunca sanki benim sorduğum şey oymuş gibi bana "bu markanın üreticisi de distribütörü de biziz" dedi. "isterseniz müşteri temsilciliğimizle bir görüşün, ama farklı bir sonuç çıkacağını sanmam" diye de ekledi. ben sinirimden aramadım.

    havalar iyice düzeldi, ben de botumu kutusuna kaldırdım. ta ki ekim, kasım gibi havalar soğuyuncaya dek. kutusundan çıkardım ve giydim. aradan bir iki gün geçti ufak bir su birikintisine bastım ve botlar içine su aldı. lan ne oluyor diye bir baktım ki bot hai uzun süre giyilen ayakkabıların kıvrılan kısmının yanları atar ya, oralardan atmış. lan dedim, lan dedim. param olsa, yakıcam botları, gidip yeni bir bot alıcam. ama yok. bir müddet de öyle giydim botları. geçen çakıllı bir yerden yürüyorum, altına taş takıldı. çıkartmak için altını çevirdiğimde bir baktım, altında da bazı yerler dümdüz olmuş.

    sonuç olarak, az buz para vermedim. bu kışı çıkarsın başka bi şey istemiyorum kendisinden.
    5 ...
  31. yav he he nin ingilizcesi

    26.
  32. en yakındaki kitabın yazarı

    6381.
  33. yazarların liseden aklında kalan kimya bilgileri

    17.
  34. paran varsa ne rahat cümlesi ile akılda kalması hedeflenen pv=nrt denklemi. işe de yaramış hani.
    0 ...
  35. tuttuğun takımı üç kelime ile anlat

    111.
  36. scorpions 2016 türkiye konseri

    3.
  37. bunlar seneler*önce jübile turnesi diye bir dünya turnesi kapsamında gelmemişler miydi lan? o konsere giderken boşuna mu heyecanlandık, boşuna mu hüzünlendik.
    2 ...
  38. diyet önerileri

    2.
  39. yazın yaklaşması sebebiyle insanların birbirine vermeye başladığı önerilerdir.

    ben de bir iki ufak tefek öneride bulunmak isterim. tabi diyetisyen ya da beslenme uzmanı olmadığımı sadece kişisel deneyimlerimle verdiğimi unutmayınız.

    -bol bol su tüketim
    -şeker ve kızartmayı menünüzden çıkartın. şekeri çıkartın derken sadece çayı kahveyi şekerli içmeyin ya da tatlı yemeyin demiyorum, içinde nişasta barındıran ürünlerden de kaçının. mesela pirinç.
    -protein ağırlıklı beslenin
    -üç öğün ve en az iki ara öğün yiyin.
    -yavaş yavaş yiyin. ağzınıza attığınız lokmalar küçük olsun, uzun uzun çiğneyerek yutun. böylelikle siz daha az yiyerek bünyenize çok yedim illüzyonu oluşturabilirsiniz. böylelikle diyetlerin en büyük sorunu olan göz doymaması ve çok yemek isteğini egale etmiş olursunuz.
    -hareket edin. yürüyüş yapın. yürüyüşlerinizde tempoyu olabildiğince yüksek tutun. ama yüksek tutucam diyerek de 15 dakikada yorulacağınız bi tempoya çıkmayın. keyifli bir rota seçin ve yürüyüşünüzü sırf spor olsun diye değil, gezmek, kafa dağıtmak, bi hava almak gibi bir başka sebeple yapın ki bir müddet sonra angaryaya dönüşüp bırakılmasın. ayrıca arttıracağınız kas kütleniz metabolizma hızınızı arttırır ve bozmayacağınız bir diyetle beraber yağ yakımını hızlandırır. bu sebeple hareket etmek önemlidir. yapabiliyorsanız da hafif hafif ağırlık çalışın.

    gelelim yemek için önerilere;

    şef olmadığımı da bu aşamada söylemek isterim. ancak birisi kahvaltı bir diğeri de ara öğünler için olmak üzere iki tane önerim olacak;

    -kahvaltı: bir çoğumuz için sabah kalkıp kahvaltı yapmak işkencedir. daha uykunu almadan alarm sesiyle uyanacaksın, bir de kahvaltı hazırlamak, yemek ve kaldırmakla çoğumuz uğraşmıyoruz. işe, okula giderken poğaça, simitle geçiştiriyoruz kahvaltıyı. ama benim son 15 gündür yaptığım ve hazırlaması gayet kolay, lezzeti çok fena olmayan, besleyici ve metabolizmayı hızlandıran bir tarifi paylaşmadan edemeyeceğim; bir kaseye biraz yoğurt* koyuyoruz. yoğurdun içine birer çay kaşığı tarçın, zerdeçal, kimyon ekliyoruz. biraz kuru nane atın içine ve bir de yarım limon suyu sıkın. tercihe bağlı olarak biraz da zencefi doğrayın içine ama tadını sevmediğim için ben doğramıyorum. tadı muhteşem değil, hele baharatları biraz fazla koyarsanız baya acı oluyor. ama yenmez değil. yeniyor.

    -ara öğün; form ürünler yapan markalardan birisinin* ya da belki hepsinin vardır mısır ve pirinç patlağı var. bir pakette 10 tane disk var. bu disklerden iki tane alıyoruz, üzerine gene tercihen light labne sürüyoruz. şimdi buradan sonra istersek disklerin labneli yüzeyleri arasına bir dilim domates koyarak sandiviç yapıyoruz istersek de iki diskin labneli yüzeyleri üzerine birer dilim domates koyarak kanepe gibi yiyoruz. istenirse üzerine biraz tuz ve kekik konulabilir. labne yerine beyaz peynir de olabilir. ikisi de iyi oluyor. lezzeti inanılmaz. baya ara öğün vakti gelse de yesem diye bekliyorum. hele bir de lezzetli bir domates bulunursa tadından yenmiyor. lezzeti inanılmaz olduğu gibi, yapması kolay, besleyici ve kalorisi düşük.
    0 ...
  40. swarm ın amacı dışında kullanılması

    3.
  41. 4 5g

    221.
  42. 4g diye adlandırılan ve 100mbps bağlantı hızına çıkabilen lte teknolojisinin gelişmiş versiyonu olan 300mbps gibi bir hıza izin veren lte advance teknolojisine verilen isimdir. kimi operatörler de 4.25*g olarak da adlandırılıyormuş. ancak bu mevzu bahis hızlara teoride ulaşabilirler. mesela 4.5g destekleyen bir telefonla antalya'da*yapılan hız denemesinde 43mbps gibi bir hıza ulaşılabilmiştir.
    0 ...
  43. banyoda duş harici yapılan etkinlikler

    7.
  44. hayatı sorgulamak, hiç yaşanmayacak senaryolar hayal etme ve daha önceden sizin sinirlendiren birisiyle kavga edip, tartışıp kazanmak...
    4 ...
  45. mondial

    14.
  46. 250'lik enduro piyasaya sürerek çok enteresan bir çıkış yapan marka. baya tatlı bir tasarıma ve 10 bin lira gibi bir fiyat etiketine sahip olması baya cazip kılıyor. ancak 250'lik motor o koca cüsseye ne yapar bilmiyorum. abs'de olsa iyi olurmuş aslında.
    1 ...
  47. işyerinde en sevilen şey

    19.
  48. 150 bin tl ile alınacak en iyi araba

    5.
  49. jeep wrangler rubicon. tek geçerim. gönül isterdi ki 280bin verelim sıfırını alalım ama 150bin'e ikinci eli de olur be sözlük.
    1 ...
  50. 120 ile giderken aracı istop ettirmek

    9.
  51. eğer 120 ile giden bir araba stopediyorsa zaten sanayiye gitmesi gerekir, onda vardır bi bokluk.
    0 ...
  52. doritos alaturca

    8.
  53. susamlı beyaz peynirli olanını çok özlediğim cips.
    0 ...
  54. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük