2010 yilinda 8,8 lik depremden sonra bunuda gorduk. Bastan belirteyim santiago´da yasiyorum. Evde oturmus coca colami icerken birden sallanmaya basladi, sallantilar artik gunun bir parcasi oldugu icin onemsemedim ama siddetin artmasi ve kolonlardan ses gelmeye baslayinca tirstim. Yaklasik olarak 1 dakika surdu, bu sure boyunca kolonlar yikilcak gibi hissettim. Sallanti bittikten sonra, duydugumuz ses sadece mahalledeki kopeklerin havlamisydi. Ne elektrik kesildi, ne internet. Sabah gazetesine bakiyorum, herkes sokaklara dokuldu diye yazmis, hayir yok oyle bir sey hayat normal devam ediyor.
dort yilimin gectigi okul. Eski ve yeni binasi, alt ve ust sahasi, kil berberi, arka kapidaki seyyar saticilari ( limoncu vardi super limonata yapardi ) okul cikisi kiz lisesinin onunde beklemeleri yasatan okul. Bu sure zarfinda cok ilginc hocalar tanidik. Bu hocalar :
fazli tekmen : bizim zamanin en tirsilan ogretmeniydi. fazli hoca varken sonralarin rambo ramcosu daha ogretmen idi. Fazli hoca´nin dersinde sikiysa biri konussun, sikiysa sordugu soruyu bilemesin essek sudan gelinceye kadar doverdi. Hatta abartir dovdugu ogrenciye isterse okul cikisinda bulusup teke tek kavga teklif ederdi. Sinavdan zayif alanin vay haline, sinavda yandakinden silgi alanin vay haline. Kopya cekmek mi? Sanirim kimse buna cesaret edemedigi icin yada edip yakalanmadigi icin ne olabilirdi bilmiyoruz.
topesto : tam adi zeliha akcali. mavi ay dizisindeki sekreter topesto´ya bire bir benzedigi icin bu adi almisti. Muzik ogretmeniydi ve istiklal marslarinda ses veriyorum yerine sis veriyorum derdi.
melek ozdemir: ingilizce ogretmeniydi ve okulun en guzel ogretmeniydi. Herkes bir kerede olsa melek hocayi ruyasinda gormustur.
yusuf demiresik : din bilgisi ogretmeni, acik sacik konulari dogalmis gibi konusurdu yeni yeni kani kavrayan genclik anlattiklarini gulerdi. Ogrencilerine cengiz yada bedri diye hitap ederdi.
mujdat hoca : almanca ogretmeni ve okulun en renkli ogretmeni. mor bir vos vosu vardi, her gun degisik renkte takim elbise giyerdi. Yakisikli bir ogretmendi, daha sonra mudur muavini olmus.
erhan ozturk : ne ogretmeni oldugunu hatirlamiyorum, okulun en cok takdir edilen ogretmeniydi. Liselerin lisesi bursa irkek lisesi sozu ona aittir. Birde karne gunu yagmur yagdigi icin toren beden salonunda yapiliyormus, bir kac velide yan taraftan resim cekmek icin bekliyormus, erhan hoca acilis konusmasinda: degerli veliler, sevgili ogrenciler ve saygi deger basin mensuplari demis *
servet mertyurek : ne ogretmeni oldugunu hatirlamiyorum, mudur muavini olarak gorev yapiyordu. cok baba bir adamdi.
ilhan dogan : okul muduru, derslere giriyor muydu tam hatirlamiyorum ama iyi doverdi.
sener onal : cografya ogretmeni, odevleri yapmayan ogrencilerin korkulu ruyasi. Favori kismindaki saclardan cekerek ogrenciyi yukari ceker ve tokadi basardi. Basta bir sey hissedilmez ama sonra acisi baslardi.
dursun hoca : beden egitimi ogretmeni, beden derslerini eziyet olarak gecirmeyi severdi. sadik ve ertugrul hocanin aksine ogrenciyi beden salonunda tutar, garip garip hareketler yaptirirdi.
abdulkadir oztas : yatililarin mudur muavini, agzi cok bozuk idi iyide dovdugu soylenirdi. yatililarin efsanelerine gore dolabinda boy boy sopa varmis dayak yiyecek ogrenci sopayi secermis.
beyaz onluk giyerdi birde. Bir keresinde lacivert takim elbise giyip gelmisti herkes sasirmisti. Hakkinda anlatilan bir sehir efsanesine gore, neset hoca cok tutumlu oldugundan hep kahverengi takimini giyermis ve biriktirdigi paralar ile bursa kapali carsisinda iki dukkan almis.
yillar once arkadasin evinde toplandik ve film izleyecegiz. arkadas super bir film buldum diyerek geliyor, filmin ismi guguk kusu. Isminden falsolu filmi on yargiyla basladigimiz icin sevmedik ve yarida biraktik. Bu olaydan yillar sonrasi, gene film izlemek icin toplandik :
sansar : bu sefer guzel film buldun
hayvan : adi ne filmin?
sansar : Monster-in-Law, jennifer lopez´in filmi
turquito : eyvah herif guguk kusu 2 yi almis.
ucak Ezeiza hava alanina dogru alcalmaya basladiginda, ucagin sag tarafinda kalan stad. Bu bile ezeli rekabette tartisilir, BUENOs aires´e gelen ilk bizim stadi gorur diyerekten.
arjantin´de boyutlar ufaktir ve daha cok firinda yapilir. Arjantin´de ic malzemesi standarttir. Sili´de boyut buyur ve icine konan malzeme degisir. Sili´de ayrica kizartmasida yapilir. Karidesli ve peynirli, kiymali, etli ve peynirli, istiridye ve peynirli, yengec eti ve peynirlisi bulunur. Sili´de ayrica icine zeytin katilir ama cekirdegi cikarilmaz. Olurda bir gun sili´ye gelir empanada yemek isterseniz zeytinin cekirdekli oldugunu unutmayin.
yemek degil icecek. kuru kayisi ve haslanmis bugdaydan yapilir. kuru kayisi kaynatilir ve serbeti alinir. bardaga once bugday dokulur daha sonra kayisi serbeti ve kayisilar eklenir. yazin her kose basinda satilir.
"italyanlar Konya'yı işgal ederken Konya halkı onları dikkatle izliyordu. Şehir içine ilerleyen italyan birliklerini izleyen halk üzerinde bunlar en küçük bir korku yaratmıyorlardı. Halk, bunların asker değil, "maskara" olduklarını dahi söylüyordu. Buna karşın italyanların bakışlarında Konyalılara şirin görünmek ve yeni çevreyi yadırgadıklarını görmek mümkündü. italyanlar yerleşmeye başladıkları erkek öğretmen okulunu bir kale gibi tahkime çalışıyorlardı. Karargâhlarının bulunduğu yer ıslık sesinden, şakalarından geçilmiyordu. italyan karargâhı bir işgal alayının garnizonu değil de, meşk eden musiki okulları gibiydi."
M. Şevki Yazman, istiklâl Harbi Nasıl Oldu?, istanbul, 1934, s. 9-10.
italyanlar, işgal politikalar gereği "anadolu'da hiç bir şeye karışmamışlardır. Hele hükümet işlerine ve icraatına burunlarını sokmadıkları gibi, varlıklarıyla yoklukları eşit olmuştur. Ellerinden geldiği kadar halka hoş görünmüşlerdir hatta zaman zaman acik hava konserleri verdikleride olmustur. Nerede okudugumu tam olarak hatirlamiyorum ama italyan birlikleri cekilirken turk halki onlari cosku icinde ugurlamislardir.
sili´de hala sevilen bir diktator yada silili´lerin tabiriyle "mi general". Bazi kimseler gorup gorebilecegimiz en iyi zamani onun doneminde yasadik, simdi bile tam ihtiyacimiz olan bir lider diye bahsederler. Bugun bile bazi is yerlerinde resimleri duvarlari suslemektedir.
Diktatorlugu altinda yuzbinler degil sadece 1198 insan ortadan kaybolmustur. ( kaynak : http://www.desaparecidos.org/chile/presentes/ ) Kaybolanlarin arasinda sadece komunistler degil, karaborsacilar, bosluktan istafade etmeye calisan hirsizlarda vardir.
Yaptigi konusmalarda yaptigi her seyin arkasinda oldugunu, ilk onceliginin sili´yi korumak oldugunu daha sonra silili´´lere komunizmin yalan oldugunu ogretmek oldugunu soylemistir.
Asil anlami gectiler,astilar vb.. Ornek vermek gerekirse :
no pasarán : futuro yapisinda oldugundan, gecemeyecekler anlamina gelir.
han pasado : Pretérito perfecto compuesto oldugundan gectiler anlamina gelir.
Dolayisiyla han pasado ikinci bir agizdan cikmistir (yani olayi goren ben, size anlatirken han pasado diyorum). General franco´nun askerleri gectik dedilerse bunu hemos pasado seklinde demislerdir.
sadece santiago olarakda gecer. arjantin´den Şili´ye otobus ile gelinecekse santiago de chile denilmelidir. Sadece santiago derseniz arjantin icersinde bulunan santiago del estero´ya bilet keserler.
bunun bir boyle baba olur mu? videosu var. Babasi kucukken limon sattirmis felan. En sonunda diyor ki : babamin vos vosu vardi, hayatta en deger verdigi sey bana soylemez ama arada cikarir resimlerine bakar. Onu satmis parasini getirdi verdi.
Simdi bu adam konferans veriyor, sayili is adamlarina egitim vermis felan. Belli ki iyi de para kazaniyor ve kazanmis. Be hayirsiz adam, baban satmis o arabayi hala resimlerini cikarip bakiyormus. Insan gider bulur o arabayi babasina supriz yapar da gonlunu alir.
Basarilidir, egitimlidir ama benim gozumde hayirsiz evlattir.