son derece etkili bir siğil ilacıdır. bildiğin asit... siğili yakarak yok eder. başka bir yere değmemesi gerekiyor çünkü mazallah kavuruyor insanı. bu sabah itibariyle ayağımda 4 parmak kalıyordu nerdeyse.
işyerindeki çaycıların amme hizmeti yaptıklarını zannederek takındıkları tavırların yarattığı sorunlardır. neyse tanımı yaptıktan sonra gelelim olayı iredelemeye;
yaklasık 5 senelik bir çalışan olarak yazıyorum bunu, caycılarla iyi geçinmek lazım arkadaş. yoksa çayınızı getirmez, getirdiği çay soğuk olur demli olur sidik gibi olur bok olur püsürük olur, olur da olur yani. dilinizde tüy bitse de eğerki bu adam sizi sevmiyorsa mis gibi bir çay içirmez size zehir eder.
sabah mesaiye geldim ve verimli bir çalışma ortamı yaratmak adına işe başlamak için çayımı bekliyordum. yaklaşık 1 saat ibiş gibi çayımın gelmesini bekledim. beklemekten yorulup aradığımda bizim katın çaycısının değiştiğini yenı çaycımızdan öğrendim.
diyalogu aynen akratıyorum,
- mihriban hanım benim çayım nerde kaldı?
+ mihriban yok artık ben geldım bu kata, ben çay getiremem gel kendin al dedi. *
- (ouuw bu da yeni bir tür diye düşündüm içimden) ben mühendis tribalenfeksiyon çayımı getir diye yineledim.
+ ben getiremem çok işim var gel sen al dedi.
- kardeşim sen çaycı değilmisin ne işin var? getir çabuk çayımı!
+ getiremem işim var. çatttt! (telefon kapatma efekti)
- ...(içses: şimdi senin çarkına sıçmaya geliyorum bekle)
içime dert oldu arkadaş, gittim yanına dönmüş gözlerimden çayımı getirmesi gerektiğini anladı, adın ne diye sordum. biraz da yusuf yusuf ederek işten atılma korkusuyla getirdi çayı masaya. ama içine tükürmüştür diye, yine içemedim o çayı zehir etti bana ibne *
haris alexiou tarafından söylenen, türkçesini aşkın nur yengi'nin susma adlı eserinde seslendirdiği leziz şarkı. * sözlerini de copy paste yapıp görevizi tamamlayalım *
ola mu ta hronia
pu ezisa konta su
kria filaki ke monaksia
thelo na petakso
tora makria su
ma me ta dika mu ta ftera
hronia petamena
stis zois tın akri
ke sto perithorio eğo
eho ksehilisi
thalases sto dakri
ftani omos tora os edo
tora kı eğo tha ziso
piso pia den ğirno
thelo na ksanarhiso | 2x
thelo na litrotho | 2x
htipağes san kima
pano stin kardia mu
ki omos iha tosi ipomoni
ke ta onira su
itan onira mu
eleğa tha alaksi den bori
tora ston kathrepti
stekome thlimena
tu keru simadia na metro
prepi na hı mini
kati ke yia mena
apo tis zois to mertiko
agatha christie hayranları ya da en az iki kitabını okumuş olanlar bilir ki hercule poirot adında bir kahramanı vardır. belçikalı kısa boyu pos bıyıkları ve gercekmis gibi durmayan saçlarıyla ilk etapta insanlar tarafından ciddiye alınmaz.*** fakat dedektifimiz keskin zekasıyla romanın son sayfalarında bütün marifetlerini göstererek cinayeti bir anda çözer ve herkesi huzura kavuşturur. neyse bu ayrıntı sadece bu kitap için değil yazarın hemen hemen tüm kitapları için geçerliydi. gelelim kitabın konusuna;
--spoiler--
Kurbanımız bu sefer Boynton isimli şişman, huysuz ve yaşlı bir bayan. Cesedi de Petra kayalıklarının tepesinde şişmiş bir şekilde bulunuyor. Bayan Boynton etrafındaki insanlar tarafından pek sevilmeyen bir kişi olsa da yine de ölüm nedeni araştırılıyor. Poirot'da bunun bir cinayet olduğu fikrine uyandıran şey ise gece yarısı penceresinden dışarıya bakarken duyduğu iki gencin konuşması ve cesedin üzerinde bulunan iğne izi.
--spoiler--
New Radicalsin "maybe you've been brainwashed to" albümlerinden dinlemesi oldukça keyifli, klibi de bir o kadar güzel olan şarkıları.
90 miles outside chicago
Can't stop driving
I don't know why
So many questions
I need an answer
Two years later, you're still on my mind
Whatever happened to Emilia Earhart
Who holds the stars up in the sky
Is true love once in a lifetime
Did the captain of the Titanic cry
Someday we'll know
If love can move a mountain
Someday we'll know
Why the sky is blue
Someday we'll know
Why I wasn't meant for you
Does anybody know the way to Atlantis
Or what the wind says when she cries
I'm speeding by the place where I met you
For the 97th time tonight
Someday we'll know
If love can move a mountain
Someday we'll know
Why the sky is blue
Someday we'll know
Why I wasn't meant for you
Someday we'll know
Why Samson loved Delilah
One day I'll go
Dancing on the moon
Someday you'll know
That I was the one for you
I bought a ticket to the end of the rainbow
I watched the stars crash in the sea
If I could ask God just one question
Why aren't you here with me tonight?
Someday we'll know
If love can move a mountain
Someday we'll know
Why the sky is blue
Someday we'll know
Why I wasn't meant for you
Someday we'll know
Why Samson loved Delilah
One day I'll go
Dancing on the moon
Someday you'll know
That I was the one for you
irlandalı yönetmen Damien O'Donnelle ait 2004 yapımı duygusal bir film. michael ve yine kendi gibi felçli olan rory'nin özgürlük mücadelelerinin anlatıldığı film rory o shea was here olarak da biliniyor.
yön ölçümü veya ayarlamasında kullanılan, açısal dengenin korunması ilkesiyle çalışan bir alet. 19. yüzyılda Foucault tarafından geliştirilmiştir. Çocukların oyuncak olarak kullandıkları topaç buna iyi bir örnektir.
ulusal elektronik ve kriptoloji arastırma enstitüsü. ordu ve buyuk kuruluslar ıcın Bilgi Güvenliği, Mikroelektronik ve Optoelektronik konularında calısır. son derece ıyı korunur. guvenlık en ust sevıyededır.
Hindistanda bilinen bir sozcuktur. Himalayalara, ormana doğru bakan kişi demektir. Artık o insanın sırtı hayata, ihtiraslara ve arzulara dönüktür. O tek başınalığa ve kendisine doğru ilerlemektedir.
Ne giydiğini yaz bana
Sıcak tutuyor mu?
Nasıl uyuduğunu yaz bana
Yatağın yumuşak mı?
Nasıl göründüğünü yaz bana
Hep aynı mısın?
Neyi özlediğini yaz bana
Kolumu mu?
Nasılsın, yaz bana
Hoş tutuyorlar mı seni?
Ne bok yiyorlar, yaz bana
Cesaretin yetiyor mu?
Ne yaptığını yaz bana
Yaptığın şey iyi mi?
Neyi düşündüğünü yaz bana
Beni mi?
Elbette sorulardır sana bütün verebildiğim.
Ve gelen yanıtları kabullenmeliyim, mecburum buna.
Yorgunsan, uzatamam sana elimi.
Ya da açsan, seni besleyemem.
Sanki yaşamamışım bu dünyada, hiç yokmuşum.
Unutmuşum sanki seni.
alternatif akımda yüksek gerilim ve akımların ölçü aletleriyle ölçülmesi tehlikelidir. Çünkü aletlerin yüksek gerilimden yalıtılması ve kesitlerinin ona göre seçilmesi belli bir değerden sonra mümkün olmaz. bu yüzden yüksek gerilim ve akımları ölçmek için ölçü trafoları kullanılır. bu trafolar yardımı ile yüksek gerilim ve akımlar, trafonun ikinci devresinde ölçü aletlerinin ölçebileceği değerlere indirilir.
primer ve sekonder sargıları elektriksel olarak birbirleri ile bağlantılı olan transformatorlerdır. gerilim azaltarak asenkron motorlara yol vermede, gerilim yükseltmede, ceşitli gerilimlerin elde edilmesinde, enerji iletim ve dağıtım şebekeleri ile bunlara ait hatlardaki gerilim düşümlerini karşılamak için kullanılır.
kutuplardaki manyetik alan makinenin hareket eden kısımlarında, endüvi alanından dolayı kutup uçlarında kayıplar meydana gelir. bu kayıplara demir kayıpları denir. histerezis ve fukolt (foucoult) olmak üzere ikiye ayrılır.