''aldığın yaş katettiğin yola denk değil''
gibi bir dize yazarak şiir okuma zevkimin içine eden yaşayan en büyük şairlerden. hayır, devamını getiremiyorum şiirlerinin. tek bir dizesi bile dakikalarımı alıyor,takılıp kalıyorum,gözlerim boşukta dolanırken çağrışımlarım hızlanıyor,kitap elimde saatlerce tavanı izliyorum,tavanın içinde beyaz bir perde açılıyor,gelsin flashback görüntüler,slow-motion bir çekimde geçmişimde biriktirdiğim bütün yüzler.kaptırıp gidemiyorum.
nefesimi tutup bir seferde okumaya çalışmalıyım.
evet.
1-kettle'da çay yapmak? nasılı var.. olur.. oldu..
2-çöp tenekesinin yanına atılan halıyı kullanmak.yıkamadan,silkelemeeye gerek bile görmeden.
3-gece evde bulunan dolaptaki malzemelerle ömrü hayatınızda yiyebileceğiniz en lezzetli spesiyali hazırlamak ve afiyetle yemek. mesela ekmek arası makarna, üzerine zeytin biraz.. varsa ketçap.. yanına asidi çoktan uçmuş kola ya da şekerli su kıvamındaki gazoz.
kemal sayar:marxist asabiyet diye bir şey var mı?......
sırrı süreyya önder:müminin celadeti neyse, marxistin asabiyeti de odur.
kemal sayar: bismillahirrahmanirraaahiiimmm..(gülüşmeler)(es)..
sırrı süreyya önder:noldu celadetine bu insanların,müminlerin?
'işkencelerde kendini inkâr etmen isteniyordu. Pişmanlık duymanı, ben Kürt değilim, köpeğim; demeni istiyorlardı. Oradaki doktorlar işkence etmek için vardı. Hastalansan da, delirsen de işkence devam ediyordu. Bize sıradan askerler işkence etmezdi, psikiyatristler, insan ruhunu bilenler işkence ederdi. Aynı işkenceye bağışıklık kazanmaman için, haftada bir işkence yöntemini değiştirirlerdi. Bir hafta lağıma sokarlardı mesela, bu sizin hamamınız, tertemiz olmadan çıkmayacaksınız diyorlardı. Öbür hafta sürekli pislik yedirirlerdi. Kapıda, gözetleme deliği vardı. Camlar tamamen kırmızı beyaz bayrağa boyanmıştı. Üç kış kaloriferler hiç yanmadı. Yazın da camları açmak yasaktı.
paylaşımları facebook'taki videolarla sınırlı olmayan, popüler kültüre bir mesafe koyan ve ağzını yaya yaya facebook'taki 9 yaş altı videolar hakkında yorum yapmayan cahildir(!).
kaçırdığı goller sonrası,sıklıkla kale direklerine vurmaktır.
hiç beklenmedik anlarda da uzaktan nefis şutlar yollamaktır kaleye.tabii büyük çoğunluğu isabetsiz ama direği sıyıran toplar..
*hümanizm'in olmaması ilk şarttır.
*meselelere kürtlere soykırım yapalım gibi peşinhükümlü toptan çözümlü yollarla yaklaşırlar.
*öteki'ni düşünmezler,gerek görmezler.
*doğu gerçeği diye bir kavramı bilmezler.bilseler de sorgulamak akıllarına gelmez.
*eğer bir toplulukta kürt meselesiyle ilgili bağırarak konuşan birini dinlerlerse hemen kopyala yapıştır yaparlar.
*hürriyet gazetesi bu kişileri aydınlatmaya ve uyutmaya yeterlidir.
*var mısın yok musun programında tahmin yürüterek zekalarını konuştururlar.
*takım tutar gibi parti tutarlar.
*hoşgörü sıfırın altında eksi üçtür.
özgürlüğü 4 kasım tarihi itibariyle kendisine verilmiştir.artık ne kadar özgür,varın siz düşünün.
hakkında yazılanları gördükçe ben de kanser olucam sanırım.yakındır.
suya düşen bir karanfil ölüyor.
ölüyor lan.bırak cumhurbaşkanından yazı gelecekmiş falan. ambulansa bindirilirken sedyeden düşürmeyeceğinizi bilsem içerden çıkarın derim ama..neyse..
bürokratik işler güler zere'nin kanserli hücrelerinden daha yavaş ilerliyor.umarım ben yanılırım da güler zere kurtarılır.
gerçi içerde olmasaydı bir insanın hayatı bu kadar önemsenmezdi bu ülkede ya.. neyse şimdi.. en kısa zamanda iyi haberlerini duyalım.. tek istediğim bu şimdilik..
turgenyev' in düşündüklerini romana aktarmasına yarayan roman kahramanı.
turgenyev bu romanı yayımladıktan sonra aldığı tepkiler sonucu bir süre fransa'da yaşamak zorunda kalmıştır.turgenyev bazarov yüzünden zor zamanlar yaşamıştır bir süre.
''roman lan bu.gerçek değil.yok öyle biri'' dese de fayda etmemiş, aldığı tepkilerden bunalarak pek sevdiği fransa topraklarına kaçmıştır.
aralık 2008'de d-smart full paket'e 99 tl'ye bir senelik üye olunur.
ekim 2009'da maçları izlemeniz için sizden 99 tl daha isterler.paketin içinden futbol paketini çıkarıp 99 tl ver, izle derler.
büyük sahtekarlık.
ne demişti turgay şeren?*
kendisini edebiyat'ın sezen aksu'su olarak gören, egolarının havasını biraz indirmesi ya da bulunduğu çevreden acilen uzaklaşıp bir günlüğüne gültepe'de ikamet etmesi tavsiye olunan her mesleğin adının önüne getirilebilecek ama yazar denilemeyecek dünyalı(!).
durumdan vazife haberinde hatalı ve yanlı yayın yapmışlardır.
göstericilerin, esnafın camlarını kırmaları kimin üzerine vazife diye sorasınız gelir..
artık bir haber kanalından çok talk-show kanalı gibidir.
eski güvenilirliğini kaybetmiştir.
ifadelerinde inanılmaz kapalı konuşan ve kararsız kalan ve arkadaşlarının sizinle birlikte gelmesini isteyen her türlü dişi aparattan uzak durulmalıdır.