kullanmasını bilen için uğraşlı bir yol olup yine de istenilen sonucu sağlayan yetenek. ağzın az laf yapmasına ihtiyaç duymadan sonuca ulaşabilenler için ise gereksizdir.
hatadır. istatistiksel yaklaşacağım. ne kadar girişimde bulunursanız doğru kişiyi bulma şansınız o kadar artar. ancak olduğunuz yerde durursanız doğru kişiyi bulma ihtimaliniz onun sizi bulmak için harekete geçme ihtimaline kalır.
matematik bu, yalan söylemez. o yüzden bir daha düşünün derim.
tebessüm etmeme sebep olmuş eğlenceyi bilen zevkli kızdır. sanırım sözlüktekiler bunun sadece amerikan filmlerinde gerçekleştiğini falan sanıyor. üzüldüm açıkçası. ya da ben oldukça sıra dışı bir hayat yaşıyorum. bilemedim.
içimde dolup taşan ve fışkırmaya hazır o sevgiyi, o ruhumda biteviye dans eden kelebekleri ve ışıksızlığa karşı koyarcasına açan çiçekleri kimse anlamıyor.
şu an yorganımın altına girip dizlerimi içime çekerek karanlıkta git gide un ufak olmak istiyorum.
az önce okuduğum bir kitapta yeniden dikkatimi çekmiş ve bence üzerine düşünüldüğünde şaşırtıcı bulunması gereken gerçeklerden biridir bu. çünkü ivmeli hareket hayatımızın görünen kısmının bir parçası ancak ışık bizim bildiğimiz parçacıklar gibi bir parçacık değil. ona yarı-kuantum parçacığı ve yarı-dalga diyebiliriz. bir fotonu anlayabilmek için onu kısmen bir bilye olarak hayal edebiliriz ancak gerçeklikte bir bütün olarak bilye ile aynı parçacık kategorisi içine koyamayız çünkü foton tam anlamıyla makro dünyaya ait bir parçacık değildir ve kendine has bir takım özellikleri vardır. eğer onu gözle gördüğümüz dünyaya ait normal bir parçacık olarak kabul etseydik foton parçacığına ışık hızına ivmesiz bir hareketle doğrudan ulaşması için yaratıldığı anda sonsuz bir kuvvet uygulamamız gerekecekti. e=mc^2 formülü bize bunu söylüyor. işte bu sebepten ötürü foton vakum ortamında kaynaktan çıktığı anda yani yaratıldığı anda elektromanyetik dalga halini alıp bildiğimiz maddeler gibi belli bir ivme hareketi ile ilerlemekten öte direkt ışık hızında yol almaya başlıyor. sıvı veya katı gibi bazı ortamlara girdiğinde ise hızı yavaşlıyor ve bu ortamlardan çıkıp tekrar vakum ortamına girdiğinde ışık hızında yol almaya devam ediyor. eğer yeterince yoğun bir ortam içerisine hapsedilirse ışığın hızı sıfıra düşürülebilir yani durdurulabilir ve ışık o an parçacık yerine enerji haline geçer. bu arada yukarıda bahsettiğim dalga yalnızca ışık dalgası olarak değil su veya sismik gibi bir dalga türü olduğunda da doğduğu an sıfırdan ivmeli bir hareketle hızını arttırmaz.
ünlü bir formüldür ancak söylendiği gibi her şeyi açıklamakta yetersiz kalmaktadır. einstein'ın aklının yetmediği ve yetemeyeceği gerçekler var bu evrende ve zamanı gelince onlarla tanışıp mantıklı bir çerçeveye oturtacağız.