dedikodu sevmediği için kız arkadaş toplantılarından, magazin sevmediği için geyik muhabbetlerinden, dizi sevmediği sosyal hayattan soyutlanmış kızdır.böyle bir kız var mıdır,tartışılır.
türkiye'de kadın olmak kadınların kendi yarattıkları çelişkilerle zaten pek de iyi olmayan durumları beter hale getirmeleridir. orta yaşlı bir kadına otobüste yer vermezsiniz, saygısız olursunuz. aynı kadına teyze dersiniz münasebetsiz olursunuz zira kendisi teyze olmayacak kadar genç, otobüste yer verilmesi gerecek kadar yaşlıdır. .
çoğu insanın atasınını ismini söylemeye bile korkutulduğu günümüzde artık içindekileri kendisini (yaşasa) en iyi anlayabilecek insana döktüğü cesaret gerektiren eylemdir. maazallah bir baskında bulunur da yeni bir dalgayla içerde bulursunuz kendinizi.
içinde bir sevgili varsa eğer Ankara bir başka vazgeçilmez olur. Çünkü bilirsin ki sen olmasan da Ankara iyi bakar sevdiğine. bir şehre bu kadar güvenmek yaşanılası bir ayrıcalıktır aslında. gece yarısı korkmadan kız başına gezebilmek, trafikte saatlerini heba etmemek, çantaya yapışmadan alışveriş yapabilmek ya da 'öğrenciyim' dediğinde yüzlerdeki hoşgörülü ifadeyi görmek denizsiz bir memleketi çok kral bir şehir yapabilir belki de.1 nisanda karla şaka yapar insana. tutarsızdır, bu yüzden sevilir biraz da. atkılı, eldivenli tedarikli olduğunuz bir günde sıcaktan patlayabilir, babet giydiğiniz pırıl pırıl havada iliklerinize kadar ıslanabilirsiniz.
bu kadar kendi halinde bir şehirden neden nefret edilir anlamam. istanbul'u sevmek için ankara'dan nefret etmeye gerek yok ki...
günlerdir aranan siyah pabuçların en sevdiğiniz mağazanın vitrininde %50(minimum tabi) indirimle boy göstermesi.
saatlerinizi harcayarak yazdığınız essayin bölüm dergisinde yer alması.
sevgilinin fenerbahçe-galatasaray maçı olduğu akşam arkadaşlarını ekip sizinle vakit geçirmeyi tercih etmesi ve bunu gerçekten isteyerek yapması.
özgüvensiz erkeklerin sevgililerine bakan,asılan olmasın diye, kızların da küçüklüklerinden kalma bi evcilik oynunu sevdasından heralde gerçekleştirdiği eylemdir. hayır aldığı yüzüğün parasını bile babasından isteyen bir erkekle kendi aranda ne organizasyonu yaparsın a çocuk?
herhangi bir kitabın çok beğenilmesi veya ilgi görmesi kitabın ayağa düşmesi demek değildir. acaba sarışınlar noam chomsky okuyamaz ya da takım elbiseli,kravatlı ciddi iş adamları aşk romanlarıyla ilgilenmez diye bir kural mı var. kitap ilgi görür ayağa düşmüş olur, ilgi görmez türk halkı kitap okumayan cahil bir topluluk olur.buluttan nem kapmayalım
kıskançlığın artık arkadaşınız için içtenlikle iyi, güzel, mutlu şeyler dilemenizi engellemediği sürece endişe edilmemesi gereken bir durumdur. çünkü kıskançlık zaten az ya da çok her insanın sahip olduğu bir duygudur ve kişi kimi kıskanacağına kendi karar veremez. bu özgüven eksikliği ya da fesat bir kişilikle ilgili değildir. mesela kimse gözleri çok güzel diye adriana lima'yı kıskanmaz ama arkadaşı o güzellikte gözlere sahip olduğunda kıskançlık kendini gösterebilir ve bu normal bir durumdur. kıskançlık arkadaş gibi olmayı istemekle ilgiliyse tehlikeli değildir, ama arkadaşın iyi,güzel ya da mutlu olmasını istememekle ilgiliyse zaten arkadaşlığın gözden geçirilmesi gerekir.
özgür bir insan olarak istediği ibadeti yerine getiren kişidir, hayat onun hayatı olduğundan kimsenin eleştiri yapamaya hakkı yoktur. evet ibadet kişiden kişiye değişmez( aynı din esas alınarak) ,ama hangi ibadeti yapacağı yada yapmayacağı kişinin kendi seçimidir.
şoför koltuğunun yanındaki koltuğa oturarak hem muavin muamelesi görmekten kurtulan hem de şoförle iki lafın belini kırıp sıkıcı 45 dakikayı eğlenceli hale getiren akıllı kızdır. yadırgancak bişey yoktur zira şoförler azılı sapıklar değil ekmek parasını kazanmaya çalışan insanlardır.
en azından farklı sistemleri savunanlara 'hayvan' damgası vurmayan, sosyalizmin özgürlük olduğunu söyleyip, kendilerinden farklı düşünenleri hayvanlıkla suçlayanlara karşın, bireyselliği bencillikten ayırıp farklı düşüncelere saldırmayan kişidir.
insanın içini titreten melodilere sahip müzik türü, hele ki yapılan haksızlıklar, çekilen acılar akla düştü mü daha bir anlamlı olur, üç beş ezgisiyle tarihi anlatır.
genelleme yapmak belki doğru olmayabilir ama çoğunlukla doğruluğu kanıtlanan bir gerçektir. bunun türk toplumuyla, geri kalmışlıkla ya da açık fikirli olamamakla en ufak bir ilgisi yoktur zira ortada biyolojik bir gerçek vardır. hiç bir kadın hemcinsleriyle otururken dekoltesini düzeltme gereği duymaz, ama karşısındaki 'arkadaş' eğer erkekse kadının bir eli devamlı dekoltesini çekiştirmek zorunda kalır. sosyal ilişkiler tabii ki insan olmanın bir gereğidir, ama kadın ve erkek arasındaki sosyallik sınırı belli ölçülerle çizilmediğinde ortaya farklı 'sosyal' birleşmeler çıkabilir. bunu erkeğin her zaman 'o' niyetli bir yaklaşıma sahip olmasıyla açıklamak da mübalağa olur. (susadığında canın su çektiği için değil vücudunun suya ihtiyacı olduğu için su içersin.)
ayrıca insan sevgisini dokunarak belli eder, sevindiğinde hoplaya zıplaya arkadaşına sarılırsın, üzüldüğünde yine arkadaşının omzunda ağlarsın. kadın-erkek ilişkisinde kişinin dokunarak sevgisini gösterdiği kişi sevgilisi olmalıdır arkadaşı değil, zira sevgilinin düşündüğü mübahdır, ama arkadaş sevgili gibi düşündüğünde iş içinden çıkılamaz hale gelir.
söylemek belki çok zor değildir ama, söylendikten sonra kızın iç dünyası yerle bir olabilir. çünkü her kız,kadın,bayan,vb
hemcinslerinin yanında 'benim burnum çok çirkin ya yamuk gibi, obez oldum resmen ya halime bak yada saçlarım keçe gibi olmuş ne kadar çirkin görünüyorum' diyerek hayıflansa da yalnız kalıp aynaya baktığında burnunun aslında çok da yamuk olmadığını, kiloları olsa bile harika bir yüze sahip olduğunu, gözlerinin güzelliğini, ellerinin yumuşaklığını düşünür. dolayısıyla bir kıza güzel değilsin demek kendisinin kabul etmiş gibi görünüp aslında kabul etmediği gerçkekleri başkalarının kabul ettiğini anlaması demektir.
türkiye cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin sahip olduğu haklardır. yanlış olan 'kürtlerin demokratik hakları' diye bir ayrım yapmaktır. zira anayasanın 10.maddesinde yazdığı gibi 'Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.' dolayısıyla türkiye cumhuriyeti vatandaşının demokratik hakları vardır,yıllardır ayrımcılığa uğradığını savunan bir milletin herhangi bir t.c vatandaşından farklı demokratik haklardan bahsetmesi hayli ironiktir.
dış görünüşün herşey demek olduğu günümüzde, güzelliğinin farkında olup oyunu kuralına göre oynayan kızdır. zira böyle oyuna böyle oyuncu gerekmektedir.
ankamalle gidildiğinde mutlaka uğranması gereken şirin marka. sezon ürünleri belki biraz tuzlu olabiliyor ama zara ve mangonun yanında yine de tercih edilir fiyatlara sahip.
üzerinde durulması gereken bir sürü önemli olay varken nerdeyse film boyunca lavendar kızımızın won-won diye cıyaklamasını seyrettik, yazık oldu güzelim kitaba.