nasıl olsa herkes ölür. ingilizce bilmeyene bir şey olmaz diye bir şey yok. ingilizcenin can güvenliği sağladığına rastlamadım...
yaşamak için gerekmiyor.
demek ki bilmeyince bir şey olmuyor.
hayır, iyi seviyede ingilizce biliyorum.
ancak hala gereksiz diyorum.
boş gözlerle bakmak hayata... donakalmak... ölümün soğuğu ve acımasızlığı gibi... hadi onu geri getir... hadi umudumu geri getir.. ünlemsiz cümleler kurmak, boşvermek her şeyi... hiçbir şey dilememek .. canının yanması... ağlayamamak... gülememek.... artık orada bir ruhun olmaması. hayattan kopmak... bitti bile diyememek.
kapı aralığından sızan ışığa bakarken içerideki konuşmaları duymak, sonunda bunun farkedilip iri yarı bir adamın sizi kolunuzdan çekmesi sonunda bulanıklaşan ve yarım saat boyunca, ayağa kalkıp salona koştuğunuz, ailenizle konuşup ağlamaya başladığınız fakat görmeyi bırakamadığınız rüya. ve yarım saat sonra gözleriniz açıldığında, ailenizin yanında oturup ağlarken, aniden bir kusma isteğinin bedeninize saplanmasına neden olan bir rüya.
kendinden nefret eden kişi... kendi de bir insandır çünkü. hayvanları sevmeye yatkın şahıslardır, insanlara veremediği değeri kedi veya neyse o evcil hayvanına verebilir. bu sadece kendi düşüncesinin doğruluğunu kabul etmek kendi kriterlerine göre yanlış olan insanları sevmemek de sayılır bir bakıma. " her insan aslında iyidir" gibi konuşup pembe gözlükleri takmaya falan çalışmıyorum yalnızca, insanların kriterleri vardır, iyi veya kötü, bu kriterlerden kötü olanına uyan kişileri sevmemesi normaldir. eger herkes yanlışsa herkesten nefret ederler. bu kendi farklılıklarıdır.
yanında sıkılacağınız kişiliktir. kurduğu hayallerine dahil etmediği "siz"i bir gün içinde binlerce kere dinlemeye katlanmanızı gerektirir. dost diye tanımlarsınız ama dost değildir. hatta bir gün sizden daha az konuşan, ve daha çok katlanabilecek birini bulununca tarafından satılmış bulursunuz kendinizi.
çok klişe olucak belki ama, akıl yaşta değil baştadır... olay sadece cinsellikten mi ibaret? bazılarının aklı başında değilde başka bir tarafında ise 18 yaşından küçüklerin hepsinin sorunu haline gelmesi saçma bence. o zaman 18 yaşından küçük ama bakire olmayan bayanlar ve milli oldum diye gezen baylar da idam edilsin bir zahmet. Eğer konu 18 yaşından önce beyninin çalışmadığını kabul eden yazarlarsa anlayışla karşılayacağımı garanti ederim. Veya 18 yaşından küçüklerin hayat tecrübesi olmadığı düşünülüyor da olabilir. Belki bu durumda, bir bakıma haklı olunabilir, ama bazı küçük yaştaki insanların büyük yaştakilerden daha aklı başında ve deneyimli oluşu göz ardı edilmiş olur ki bu da büyük bir değer kaybıdır düşüncelerde.
kendisini sorgulayamayan, kişiliksiz, ne dediğini bilmez insan bozuntusu. her gördüğüne aşık olduğunu sanacak kadar saf olan ya da aşk felsefesi yapıp kendinden haberi olmayan şahsiyet.
genellikle ilkokulda öğretmen zorlamasıyla yaşanan bir deneyim olmaya mahkumdur. Örneğin;
sevgili günlük;
bu sabah kalktım. elimi yüzümü yıkadım. kahvaltımı yaptım. yengemlere gittik. orda çok eğlendim. onları çok seviyorum. öğle yemeği yedik. eve geldim. yemek yedik. dişlerimi fırçaladım.
gibi gibi şizofren durumlara rastlanılabilir. paniklememek gerek.
büyük ihtimalle yıllar sonra bulacağınız ve 1. sınıfta yazdığınız bişeydir o.
bu da geçer.
hergün yeni birisiyle tanışırken, özellikle de söyleyen kişi 1 kere falan gördüğünüz biriyse, hepsinin arasından bir tek onu aklımızda tutmamızı bekleyen insan modelidir.
yağmur yağarken, bir elinizde içkinin ve diğer elinizde de gerçekten sürükleyici bir kitabın bulunduğu, kimsenin sizi sorunları ve emir kipli cümleleriyle rahatsız edemediği, saçma sapan insanlardan uzak, uysal gecenin ev sahipliği yaptığı durum.
aşk bu gece şehri terketti, yağmur ve sessizce isimli şarkılarının gerçekten de etkileyici olduğunu kabul etmek zorunda olduğum sanatçı.
gece dinlemek daha bir hoştur kendisini. duygulu bir sesi var. şarkılarının sözleri de gayet ustaca yazılmış.
neden bilmiyorum, uykulu ve ağlamaktan morarmış gözlerimin sakin ve biraz da hüzünlü şarkılar aradığı dönemlerde, düşüncelerim hep onun şarkıları üzerinde toplanmıştır. hala da öyle.
sakinleştirici etkisi yapabilir, sigaranızı yakıp, gecenin mor renginde kaybolan ağaçları izlerken sanki daha bir etkilidir.
torunlarına "shenn 4hnn bhi 3moydhu yawrm" diyebilecek güçte, kendisi de bir emo olan ve emo özentisi kızını da kafasınca akıma uyup intihar etmesiyle kaybetmiş, yaşlı, görünen tek gözünden hüzün fışkıran bayan olma ihtimali var... var öyle bişey.
ya da tek gözünün altından görünen mor halkalarının, emoluk uğruna kendisini harcadığını gösterdiği, artık yaşlanmış bay ya da bayan.