varolmayan bir şeydir affetmek,biri sizin için genel olarak önemliyse hatasını kabullenmeye karar verirsiniz buna affetmek derler.ardından o hata tekrarlanmazsa unutursunuz tekrarlanırsa kişiyi huzurla hayatınızdan çıkarırsınız.
oysa gerçek affetmek bilinçli birşey değildir,bilinçli olarak yapmazsınız zaten geçip gitmiş olur.
ılk defa bir stkya giderken bekledigimden daha fazlasını buldugum stkdir.
ağaç yaşken eğiliyorsa eğer misyonundaki özellikleri taşıyabileçek gençler ve yetiskinlerin öncüsü olmasa da çorbada tuzu bulunacağını düşündügüm kuruluştur.
zorunlu gönüllüluk gerektiren üniversite dersleri nedeniyle gelen kitlenin süreklilik sağlayamama ihtimali ve eğitimlerin haftasonuna sıkıştırılmış olması nedeniyle dağılan konsantrasyon şimdilik gozlemledigim eksik olabilecek yanları.
katilmayi düşünenlerin doğru zaman ve itinayi saglamalari gerekmekte çünkü çocuklar size oldukça bağlanıyorlar.
ceza sömürgesi ve hukuk öyküleri isimli eserindeki eleştrileri hala güncelliğini korumakta ve insana bölüm bıraktıracak cinstendir.
Yasanın ne olduğunu asla öğrenemediğini söyler ve yasalar hakkında:"bir gün geleneği araştıran insanların son noktaya ulaşabileceklerine,her şeyin gün ışığına çıkacağına yasaların halka mal olup soyluların silinip gideceğine dair inanç.bu inanç soylulardan nefret edilerek belirtilmiyor,hayır,kimse buna kalkışmıyor.biz kendimizden nefret ediyoruz aslında yasaların gizini öğrenmeye layık değiliz çünkü.aslında çok çekici bir düşünceyi yasa diye bir şeyin hiç varolmadığını savunan bir parti doğup gelişmediyse neden budur.halkımız soyluları da onların var oluş nedenlerini de onaylamaktadır.yasaların varlığına inanacak ama soyluları yadsıyacak bir parti tüm ulusu ardına toplardo.ne yazıkki böyle bir parti doğmayacak birimiz bile soyluları yadsımayı göze alamayız.bu nedenle tepemizde sallanıp duran bu keskin kılıçla sürdürüyoruz yaşamımızı"
yasaların kişi güvenliği değil soylu tahakkükü olduğunu ve ceza amacının rehabilite ve caydırıcılık değil intikam alma olduğunu bana göre en iyi anlatan yazardır.
Bir aralar tüm kitapları okunmaktan harap olmışken şimdilerde yazdıklarını okumaya üşeniyorum değişsen o mu ben mi bilemedim ya da hep konulara aynı şekilde yaklaşılması.
Kendini süratli bir şekilde toparlayan perşembe günleri izlemek için kırk takla attığım dizi sezonudur.
Şu an hastayım evden çıkamıyorum mesela vee play tuşuna bastım.
evde paspallığın keyfini bilen kızdır.ayağında ayıcıklı twigylerle rahat rahat takılır işte
dışarıda da bakımlı olmak keyiflidir zaten özgüveni tavan yaptırır
Kısacası her yerde hangi kıyafetle olması gerektiğini bilendir
Tayyip Erdoğanın bir adım önünde durup onun istediklerini onaylamak görevini üstlenmesindendir.Erdoğan zemini hazırlar meydanlarda çemkirir hemşerim gül eyvallah der.
Ben seni sensiz de sevebiliyom ama yetmiyor diyorsan eğer
"Sen gittikten sonra yanlız kalacağım
Yanlız kalmaktan korkmuyorum da ya canım ellerini tutmak isterse"
Ellerini tutmak istediğinde aciz kaldığın içini yakan sevgi türü
Tkp'nin evet demesi hem maddelerin işçiye bir şey katmamasıyla hem de Rte'nin elde ettiği gücü nereye kullanacağını bildiğinden mümkün değildir.Evet demesi patronun sırtını sıvazlayan vur bana manyak de bana diyen işçi tipi gibi olmayacak duadır.
Boykot niye etmedi?
Evetle hayırın dışındaki seçenek var boykot diyenler çıkabilir.Hayır çok bir kazanç değil tayyipe dur demek dışında kabul ama evet de yıkman gereken yozlaşmanın katmer katmer artması demek.Evetle hayır bu kadar yakınken boykot sessizliktir.Bir tek bdp'nin başında destekliyordum bu tavrını Kürt halkı adına sert bir tepki olabilirdi ama Bdp bunu pazarlık malzemesi olarak kullandığından artık bpykptun da desteklenecek yanı yok.
Ülkemizde riskli durumdur.
Bir olayla taçlandırayım savımı;
Bir gönüllü çevreci,yoldan geçen birinin sigara paketini atıp taksiye atladığını görüyor.Ufak bir ders vermek için kendisini takip ediyor ve adam taksiden indikten sonra:
-Beyefendi bunu düşürmüşsünüz buyurun diyor.
Sonuç;Gönüllü dövüle dövüle komaya sokuluyor
Bu zihniyet yaşandıkça ilerlememiz imkansız.
Bazen hata değildir bunlar çevirmen nükteli göndermeler yapar.Bir American gençlik dizisinin (adını hatırlayamadım)TNT'de yayınından bir kesit.Gençler barda takılıyorlar.Van Minut Kate,biraz daha kalalım yoksa daha da gelmem yanına.(Türkçe dublajda yayında söylendi bunlar!)
Kızılderililer kurak bir yerde yürüyorlar.Oğul oku çıkarıp hazırlık yapıyor reis elini yavaşça oğlunun omzuna koyarak;
-Dereyi görmeden paçayı sıvama oğul! diyor.Adaptenin böylesi görülmedi.
Dersanede oturuyoruz.Arkada kokoş,sınav yaklaşınca etekleri tutuşmuş hanım hanımcık kızlarımız ders çalışıyorlar.
kız 1:Bitanemm etüt var girelim mi?
kız 2:Beni senenin başından beri atıyorlar girsem de kovacaklar girmeyelim..
Bunu söylerken omuzlarını oynatışı elinin aldığı şekiller ve masadaki kitaplarla 10 dk. gulmeme neden olmuştur.
Sesi ve sanatçı kişiliğine hayran kaldığım,son zamanlardaki demeçlerini beğenmememe rağmen dinlemeyi bırakamadığım güne başladığım ve uykuya dalmadan önce duyduğum sesin sahibi.