kendileri cenneti garantilemiş gibi görünen tiplerin başkalarına telkin vermeye kalkışmalarına sebebiyet veren acaip özgüven. sanki basmışlar parayı almışlar arsayı.
ankaralı olmayıp ankara'da okumak zorunda kalan ve bu arada samsun yolu tarafını bol bol çiğneyerek memleketine giden çorumluların, kırıkkalelilerin, erzincanlıların okulda hep birlikte dinlerken kendilerinden geçtikleri güzelim türküdür.
(bkz: 90'larda solcu olmak)
bir süre ters yönde bir süre de düz yönde taramadan uyumayan manyak bir kız arkadaşımdan biliyorum. kafadaki bütün gerilimi, ağrıyı alıp iyi bir masaj yerine geçiyormuş. ama bu şekilde bir düz bir ters.
yüzü yumuşak tabir edilen insanlardan. şairler arasında hiç benzeri yok bu açıdan. lina salamandre diye bir ikizi var, mahlas desem değil. ayrı tarzda şiirler yazabiliyor. madem yazabiliyorsun haydar abi, yormasana bizi, uzun kırık dizeler arasında şiiri bol kaçmış gibi şiir dozundan öldürecek bizi.
yeşillikler içinde güzel bir evde sıcak bir yazın en önemli aksesuarları. yatmadan önce ava çıkarsan siyah lekeler, geceyarısı uyanıp avlarsan kırmızı ki o senin kanındır, lekeler olarak duvarı süslerler. yazlık evlerin beyaz badanasında minik ada haritaları olarak boy gösterirler. ahşap evse bunlara ek olarak bazen tahta kurusu leşleri de gözlemlenebilir.
insanın bazen dövesi gelen kızdır. hani ortalıkta kız kaynamasa tamam diyeceğiz, ama istatistikler ortada adam başı düşen kız sayısı ortada. (bkz: almıyorum ulan inadına almıyorum)
benim güzel annem. tek başına üçümüzü de hayata kazandırdı. acaba affetmediği affetmeyeceği bir suç var mıdır diye düşünsem aklıma gelmiyor bir tane bile. bu kadının yüreği bir volkan genişliğinde ve sıcaklığında olmalı. ah.. hepsi hepsi 400 kmlik bir yolun sonunda ama ne kadar az görüyoruz birbirimizi. Bostancının en güzeli canım fikriyem.
sıla-ı rahim şiiriyle kalplere girmiş şair bağyan. özellikle son bölümü iyidir.
Kurşun nasıl ilerlerse insanın etinde yavaşça
Beyne saplı mermi çekirdeği nasıl sağ koyar da insanı
Ölür eşinin ardından sırf tasadan bir yaşlı
Ben o kurşunum işte şiirde sende Türkçede yaşayan
Yavaşça öldürmeden ama şüphesiz hep güç katarak
Seni Türkçeyi şiiri kılçıklı yapan eğreti yapan
O benim bendedir yaşamanın da yazmanın da sırrı
Benim ömre bedel gözağrısı kalpağrısı
Ağlamayı başarırsan son kurşunu sana saklarım
öyle ya da böyle kamuya malolmuş insan. anlatmayı yaşamaktan daha çok sever. nerdeyse sırf anlatmak için yaşar diyebiliriz. anlatmazsa dili şişer. anlattıklarını unutacağı için bazen başkalarını da suçlayabilir, onun sırlarını başkasına anlattığınızı sandığı için. kısacası onları dinlemek bile size suç olarak geri dönebilir. hızla kaçılması gereken şahıslardır.
sürekli hata yapma korkusu içinde büyütülen çocukların büyüdüklerinde çevrelerindeki olaylardan ötürü üstlerine alınmaları ve kendilerini suçlu hissetmeleri normaldir. suçluluk dinlerin de insana verdiği bir psikoloji olabilir. doğuda kadınlarda nerdeyse genel haleti ruhiyesi hep suçluluk duygusudur.
türkçeyi özenle kullanan ve dili soyutlayarak kullanan bir öykücü. sade diyalogları ile derinlemesine gözlemleri kolaylıkla vermesi öyküde sehli mümteni sanatı kullanıyormuş hissi verir. böyle ifade edilirse ettim.
türk öyküsünün en aykırı öykücüsü denilse yeridir. şifreli bir dili vardır. kendisi olgunlaşma enstitüsünde mankenlik de yapmıştır zamanında. öyküleri de kesip kesip birbirine iğnelediği sonra da perdelere iliştirip birleştirerek elde ettiği anlatılır. ilgiye değerdir vesselam.
başlangıçta para vardı.. diye başlamıyor kutsal kitaplar ama bugün söz bile paraya tahvil edilerek tüketiliyor. paran kadar konuşuyorsun ve yazıyorsun ve dinleniyorsun zira, malum.
başlangıçta para vardı.. diye başlamıyor kutsal kitaplar ama bugün söz bile paraya tahvil edilerek tüketiliyor. paran kadar konuşuyorsun ve yazıyorsun ve dinleniyorsun zira, malum.
bu duruma alışkın olanlardansa aynı anda yüzünde pis bir gülümseme beliren insandır. ama bu gülümseme yalan ufaksa belirir. yalan onu zor durumda bırakıyorsa acaip kıvırmaktadır hatta yemin billah çocuklarım ölsün anam avradım olsun gibi en berbat yeminlere bile dalar. bu yeminlerden bir hafta sonra kendisinin kolu filan kırılırsa bu defa arsız arsız çarpıldım abi sayende diyebilir.